ERDOĞAN-MERKELDionysosçu ile Apolloncu farkıTÜRKİYE Cumhurbaşkanı’nın başparmağı hep üstte ve dışarıda. Anlamı şu: Cumhurbaşkanı, Merkel’in elini kavramış. Yani bu beraberliği taşıyan el sanki onunki.
Nietzsche’nin ayrımı ile Erdoğan “Diyonizyak” Akdeniz kültürünün insanı.
Coşkulu, heyecanını dışa kolay vuran, inişi ve çıkışı daha belirgin bir karaktere sahip.
Merkel ise “Apollonien” kuzey kültürünün insanı. Daha az coşkulu, daha çok rasyonel, heyecanını saklamayı bilen, iniş çıkışı daha az bir özelliğe sahip.
Bu durum her kişinin de yüzüne yansımış.
Erdoğan duruma hâkim olduğuna, bu toplantının onun için bir diplomatik zafer olduğuna emin görünüyor... Bu duygusu yüzüne tamamen yansımış. Yüzü gülüyor.
Erdoğan’
Çünkü tam o saatte, bütün dünya Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kilitlenmişti.
O da Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda işlenen vahşi cinayetin en ince ayrıntılarını anlatıyordu.
WhatsApp’tan gelen cümlelerin hemen hepsi bu olay hakkında bildiğim şeylerdi.
Ancak bu konuşmanın bir bölümü vardı ki...
İşte onu kaydettim.
Ve bugün yazıyorum.
İrlandalı ünlü şarkıcı Sinead O’Connor Müslüman olduğunu açıkladı.
Bunu göstermek için sosyal medya hesabına bir de başörtülü fotoğrafını koydu.
Fotoğrafa bakınca hatırladım.
1990’larda Katolik olduğunda göğsüne büyük bir Hazreti İsa dövmesi yaptırmıştı.
Acaba Müslüman olunca o dövmeyi sildirdi mi diye düşündüm.
Başörtülü görüntüsüne baktım, Hazreti İsa dövmesi yerinde duruyor.
Bu ziyaretin karanlık kalmış bazı ayrıntılarını vereyim.
*
- SORU 1: CIA Başkanı’na işkence kayıtları İstanbul’da mı Ankara’da mı dinletildi?
Ne Türk ne de Amerikan medyasının haberlerinde bu konuda kesin bir bilgi vardı...
Benim araştırmama göre dinletme işi İstanbul’da yapıldı.
*
- SORU 2: İşkence kayıtlarını CIA Başkanı’na kim dinletti?
Ortadoğu gerçeğini görmek mi istiyorsunuz... Basit...
Şu fotoğraflara bakın hemen anlarsınız.
‘ÇÖL DAVOS’U’ BAŞLARKEN DOST PAKİSTAN NE DEDİ
Riyad’da “Çöl Davos’u” denilen toplantı başlıyor.
Bütün dünyanın gözü toplantıyı kimin boykot ettiği, kimin katıldığı üzerinde...
Dev salonda 3 bin kişi var.
Ve en ön sırada Prens
İnsanın kanını donduran bir vahşet...
Bırakın insan vicdanını, insan aklına sığmayacak bir cinayet...
*
Ortadoğu uzmanı değilim.
Suudi desen hiç tanımam...
İşte bu eksikliklerimle şu soruları cevaplıyorum.
Çünkü bildiğim tek şey var...
Ama önce söylemem gereken çok önemli bir şey var.
Ben ki, post-mortem (ölüm sonrası) duyguların insanıyımdır.
Ara Güler’in ölümü üzerine bir yazı yazmak için bekledim.
Behçet Necatigil’in, “Çünkü asıl şiirler bekler bazı yaşları” dizesindeki gibi, çünkü asıl duygular bekler bazı anları...
Benim için Ara Bey’in arkasından yazılacak asıl an, Türk Ermeni Cemaati Episkoposu Sahak Maşalyan’ın onun cenazesi başında yaptığı konuşma anıydı...
Cevabı şu:
“Evet kahvaltı masasına birlikte otururuz...”
İkinci soru şu:
“Kahvaltınız nasıl geçer?”
Ona da cevabı şu:
“Şöyle geçer: Ben masaya yüzümdeki kırışıklarla otururum, o ise taptaze gergin bir suratla...”
Economist dergisinin çıkardığı kültür ve sanat dergisi “1843” son sayısının kapağına Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’ın eşi Brigitte Macron’u koydu.