Erdal Sağlam

Merkez’in işi zorlaştı ama faiz indirimi sürecek gibi

16 Mayıs 2016
HEM küresel piyasalarda hem iç piyasalarda, bahar havası yerini tedirginliğe bıraktı.

Bununla birlikte Merkez Bankası’nın faiz kararı konusunda işi zorlaşmış görünüyor. Ancak buna rağmen piyasalar Merkez Bankası’nın geçen ayki gibi tavan faiz indirimlerine devam etmesini bekliyor.

Bahar havasının beklenenden kısa sürmesinde en büyük etkenler, FED’in haziranda faiz artırma ihtimalinin yeniden belirmesi, içeride ise başbakanın görevini bırakıp iktidar partisinin olağanüstü kongreye gitmesi.

İç siyasi çatışmaların, ilk günlerdeki şok etkisinin yumuşadığı gözleniyor. Artık herkes “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği olacak, değişen bir şey olmayacak” yargısını kabullenmeye başladı. AKP içinde hareketlenme beklentisi kaybolurken, başbakanın kim, ekonomiden sorumlu bakanların kimler olacağı izleniyor. Ekonomik politikalarda ise fazla bir değişiklik beklenmiyor.

Piyasa oyuncularına kurlardaki artışın yeniden hızlandığını, FED faiz artışı beklentisinin öne çekilmeye başladığını, bunun yanında içeride “Babacan ekolünün Şimşek’in de gitmesiyle devre dışı kalma ihtimali bulunduğunu” hatırlatıp, bunların ekonomiyi, para politikalarını nasıl etkileyeceğini sordum. 

Bir bankacı, daha önceki AKP Hükümetlerinin de, faizler dahil, ekonomideki dengeleri zorlayarak yürütmeyi seçtiğini ama sıkıştıklarında gerekli kararları aldıklarını hatırlattı. Eski yönetimlerin piyasalardaki bozulma algısını yumuşattığını kaydeden aynı bankacı, “Yeni isimler ve yönetim anlayışı eskisinden çok farklı olmaz; olsa olsa daha hızlı giderler. O zaman da geri dönüşleri hızlı olur. Trend belli zaten; o trend içinde hareketler yumuşak mı olacak, sert mi olacak, değişen bu olur” şeklinde konuştu. Eski yönetimlerin faizi hızla indirdikten sonra yine hızla artırdıklarını örnek veren aynı bankacı, “Bu yönetim, örneğin zorlanınca bile yeniden faiz artırmaya yanaşmazsa zaten bu iş yürümez. Bu kadarını yapabileceklerine inanmıyorum” dedi.

0.50’LİK İNDİRİM BEKLENTİSİ

Çekirdek enflasyonun yüzde 9.5 civarında seyrettiğini, kurların yeniden arttığını hatırlatıp, “Merkez Bankası faiz indirimlerine ortam değiştiği halde devam eder mi?” diye sorduğumda bankacıların hemen hepsi, faiz indirimlerine bu ay da devam edilmesini beklediklerini söylediler.

Bir bankacı normal koşullarda, “özellikle çekirdek enflasyon ve kurlar bu kadar yüksekken zaten faiz indirimi için bir neden bulunmadığını” hatırlatarak, buna rağmen hükümetin politikası doğrultusunda, Merkez Bankası yönetiminin başka bir çaresi bulunmadığını düşündüklerini söyledi.

Yazının Devamını Oku

KKTC’de idari ve ekonomik reform artık ‘çok acil’

15 Mayıs 2016
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) yol ayrımına yaklaşırken, idari ve ekonomik reform artık çok acil hale geldi.

Bu yıl beklenen referandum sonucu ne çıkarsa çıksın, KKTC’nin biran önce artık radikal idari reforma ve ekonomisinde yapısal değişime ihtiyaç var.

 

KKTC’de yeni kurulan hükümetin Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile geçen hafta katıldığı TOBB Genel Kurulu’ndan sonra sohbet imkanı buldum. Sorun çıkan yardım protokolü konusunda Kıbrıs’tan sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ve Maliye Bakanı Naci Ağbal ile görüştü. Protokolde yeralan Devlet Planlama Örgütü’nün (DPÖ) tümüyle tasfiyesini, yargının bu protokolle düzenlenmesini yanlış bulduklarını söyledi.

 

Denktaş da adada birleşme olsa da olmasa da,idari ve ekonomik reformun acil hale geldiğini söylüyor. Ancak yeniden yapılanmanın birden olamayacağını kaydeden Denktaş, birleşme olduğu takdirde hemen AB standartlarında uyumun istendiğini ama kendilerine uyum süresi tanınmadığı takdirde KKTC’nin birleşik yapıdaki gücünün zayıflayacağını ifade ediyor.

 

Denktaş, eski hükümetin yıkılmasına neden olduğu söylenen protokolün imzalanamayışının önündeki engelleri aşmaya çalışıyordu. Özet olarak özelleştirme konusunda belirli bir noktaya geldiklerini kamu-özel sektör ağırlıklı özelleştirmelerin halkın da kabul edebileceği bir formül olacağını, elektrik özelleştirilmesinde 2 şirkete ayrılarak yeni bir yapı olmasını konuştuklarını söyledi. Eski hükümet ortağının karşı çıktığı Türkiye’den gelen suyun satışı konusunda belli bir noktaya geldiklerini belirten Denktaş, suyun halka ağustos ayında verilmesinin öngörüldüğünü, kendilerinin bunu öne çekmeye çalıştıklarını ama hem prosedür hem DSİ’nin altyapı eksikleri nedeniyle öne çekmenin pek mümkün olmayacağını gördüklerini söyledi.

 

Yazının Devamını Oku

TOBB delegeleri siyasi gidişattan rahatsız

11 Mayıs 2016
DÜN gerçekleşen TOBB Genel Kurulu’nda, daha öncekilerden farklı tablolar ortaya çıktı.

Seçimsiz bir genel kurul olması nedeniyle daha sönük geçmesi beklenirdi ama öyle olmadı. Dünkü Genel Kurulun en önemli farkı “Başbakanın gelmediği ilk Genel Kurul Toplantısı” olabilir Belki daha önce zorunlu olduğu için gelemeyen Başbakan olmuştur ama bu kez durum farklıydı. TOBB delegelerinin Başbakanın Genel Kurula bile gelemez noktaya gelmesine tepkisi vardı ve bunu gösterdi.Bir başka değişiklik ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıllardır ilk kez TOBB delegelerinden bu kadar olumlu tepki almasıydı. Gerçi TOBB delegeleri AKP politikalarından rahatsız oldukça Kılıçdaroğlu’na ilgisini artırmıştı ama bu kez olumlu tavrını daha açık gösterdi. Bunun bir nedeni de, herhalde, bu kez Kılıçdaroğlu’nun TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan sonra konuşması ve delegelerin büyük çoğunluğunun konuşmayı dinlemesiydi.

Dünkü Genel Kurul bence TOBB delegelerinin siyasi gidişat hakkındaki rahatsızlıklarını gösterdikleri ortam oldu. Özel konuşmalarımızda da delegelerin tepkili olduğunu gözlemledik. Örneğin bir Konya delegesi, “Başbakan dayandı ama kırmızı çizgilerini aşan baskılar gelince bıraktı. Yolda giden arabayı, köprü üstünde durdurup, kapıyı açtı, motor çalışırken çekti gitti” dedi. Bu benzetme ile ilk mesaj siyasi ortama, uzlaşmacı Davutoğlu’nu bile bıktıracak hale gelmesine. Öte yandan ise Davutoğlu’na Başbakanlığı bıraktığı için sitem var gibi. Ama konuşmada asıl sitem, Başbakana el çektiren ‘irade’ye...
Kılıçdaroğlu aldığı onca oya rağmen Başbakanlığı bırakan Davutoğlu’na sitem edince alkış aldı ama konuşmasında “neden katılamıyor, kim engel oluyor” deyip bunun demokrasi ile ilgisini kurunca alkış sesleri daha da yükseldi.


CUMHURİYET DEĞERLERİNE BAĞLI TOBB

Yazının Devamını Oku

Piyasa hükümet değişimini henüz fiyatlamadı

9 Mayıs 2016
PİYASALARIN tedirgin olduğu ama henüz yeni hükümet senaryolarını fiyatlamadığı gözüküyor.

Mevcut siyasi hava için “Pek bir şey değişmez” beklentisinin hakim olduğunu kaydeden bankacılar, yabancılar dahil tüm piyasaların yeni hükümeti ve ekonomi kadrosunu beklediğini söylediler. Şu anda piyasalarda yaşananların neredeyse tümüyle küresel gelişmelere bağlı seyrettiğini kaydeden bir bankacı, “Yabancılar Türkiye için henüz kararlarını veremediler. Biraz tedirginlik olsa da, şu andaki fiyatlar içinde olumsuz bir satın alma gözükmüyor” dedi. Yabancıların tahminlerini aktaran bankacı, Mehmet Şimşek, Lütfü Elvan gibi isimlerin yerlerini koruyacaklarını tahmin edenlerin çok olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu isimleri kabineye almaması ve yerine ekonomik görüşleri tartışmalı isimlere yer vermesi halinde piyasalardaki tedirginliğin artacağını belirtti. Ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı görevine kimin getirileceğinin önemli olduğunu, gelecek kişinin vereceği demeçlerle piyasaların belirgin yön kazanacağını belirten bankacı, işte o zaman asıl fiyatlamaların başlamasını beklediklerini ifade etti.

 

Bu arada bazı yabancıların ise Mehmet Şimşek gibi isimlerin olup olmamasının o kadar önemli olmadığını söylediklerini, ama bunu söyleyenlerin bile ekonomi yönetimine gelecek isimlerin önemine çok inandıklarını kaydetti.

 

Bu arada Ankara’da AKP kulislerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni kabineyi kurarken yer vereceği isimler konusunda yoğun tartışmalar var. Kimi AKP’ye yakın kaynaklar “En azından piyasalarda tedirginlik yaratmamak için Mehmet Şimşek gibi isimlere yeni kabinede de yer verileceği” tahminlerini aktarırken, Lütfü Elvan’ın yeni kabinede olmasını bekleyen hemen hemen kimse yok. Buna karşılık Cumhurbaşkanı’nın Şimşek’e kızgın olduğunu hatırlatıp, o nedenle yeni kabinede yer almasının çok zor olduğunu söyleyenler de bulunuyor.

 

Cumhurbaşkanının damadı olan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a yeni kabinede nasıl yer vereceği de tartışmalı. Albayrak’ı geçen kabinede Şimşek’in yerine koymak istediği ama Davutoğlu’nun ısrarı ile bunun olamadığını kaydeden bazı kaynaklar, bu kez Albayrak’ın ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olabileceğini tahmin ediyorlar. Bazı kaynaklar ise Cumhurbaşkanı’nın parti için dengeleri de gözeterek böyle bir kararı şimdi vermek istemeyeceği tahminlerini aktarıyorlar.

 

Yazının Devamını Oku

Erdoğan’ın ekonomi politikalarına fren kalmayacak

8 Mayıs 2016
22 Mayıs AKP Kurultayı’ndan sonra kurulacak hükümetin ekonomi politikaları merak ediliyor.

Yeni hükümet ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği kadroyu tam olarak Bakanlar Kurulu’na sokması, istediği bürokratları rahatlıkla istediği görevlere getirmesi bekleniyor. Dolayısıyla yeni dönemde uygulanacak politikalar tümüyle Erdoğan’ın tasvip edeceği ekonomi politikaları olacak.


Bir başka deyişle; AKP’deki dengeler nedeniyle son 5-6 yıldır söyleyip de uygulayamadığı ekonomik politikaları, Cumhurbaşkanı yeni dönemde tam anlamıyla uygulama fırsatı bulacak.


AKP’nin ilk yıllarında oluşan ekonomi kadrosu yeni hükümetle birlikte artık neredeyse tümüyle devreden çıkmış olacak. Bir başka deyişle Ali Babacan ve ekibinden kimse kalmayacak. Babacan geçmiş hükümette Cumhurbaşkanı Erdoğan istemediği için görevini sürdürememiş, ancak Erdoğan’ın tam istediği ekonomi kadrosu da Bakanlar Kurulu’na girememişti. Bu nedenle yeni dönemde Başbakan Yardımcılarından Lütfü Elvan’ın kabinede yer almayacağı, Mehmet Şimşek’in de yine kabine dışı kalabileceği konuşuluyor. Bununla birlikte örneğin Hazine’de Erdoğan’ın engellemesiyle atanamayan Müsteşar Vekili Cavit Dağdaş’ın yurtdışı görev ya da emekli olup ayrılması bekleniyor.

Yazının Devamını Oku

Dolar kuru 'bu bir siyasi belirsizlik' dedi

4 Mayıs 2016
PİYASA oyuncuları 2 ay daha olumlu havanın süreceğini tahmin ediyor, sonrasını meçhul görüyordu.

Son iki günde hava birden değişti. Dün tam “bahar havası 2 ay daha sürer mi” tartışması başlamıştı ki, akşam alınan AKP Kongre kararı piyasalar açısından şok oldu.


Kongre kararı ardından dolar kuru 3 TL sınırına dayandı. Halbuki piyasalar iç siyasi gelişmeler marjinal etki yapar, yine küresel piyasalar tek belirleyici olur görüşündeydi. Küresel piyasa dün de kötüydü, dolar kuru bu nedenle 2.90’lara doğru seyretti. Bunda öne çekilen Cumhurbaşkanı-Başbakan zirvesinin etkisi vardı ama fazla değildi. Ancak toplantının ardından dolar kuru aniden sıçradı.


Dün gece dolar kuru 2.97’nin üstüne çıktı. Bu rakam, küresel piyasa gelişmelerine rağmen, piyasa oyuncularının aklına gelecek bir rakam değildi. 2.97’lik dolar kuruna, piyasanın tepkisine bakarak, rahatlıkla “siyasi kriz algısı” diyebiliriz.

Yazının Devamını Oku

Bakanlara göre karar verilmez

2 Mayıs 2016
DÜN Ekonomi Bakanlığı yazılı bir açıklama yapıp, yeni Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın Bakan Mustafa Elitaş’ı ziyaret ettiğini açıkladı.

Açıklamada yeralan, özellikle “faiz indirimlerinin konuşulduğu” ibaresinin Merkez Bankası yönetimini rahatsız ettiğini düşünüyorum. Açıklamada aynen “Gerçekleşen nezaket ziyaretinde genel ekonomik konjonktür, faiz oranlarında indirim ve diğer ortak politikalar ön plana çıkan başlıklar oldu, bu konularda atılacak adımlar için istişareler yapıldı” deniyor. Bu açıklama için Merkez Bankası’nın oluru alındı mı bilmiyorum ama açıklama metni Merkez Bankası’nın yeni yönetimi açısından negatif bir puan oldu.


Çünkü bir merkez bankası politikalarını belirlerken ya da uygulamaları için bir bakan ile istişare yapmaz, olsa olsa Başbakana danışmanlık yapar. Hele ki sürekli faiz konusunda konuşan, faiz indirme baskısı yapmayı gelenek hale getiren Ekonomi Bakanlığı ile bu konuları istişare etmesi, bence kabul edilemez.  Kaldı ki, Bakan Elitaş, “piyasanın beklediğinden fazla faiz indirim” beklentisini açıkça söylemiş, yapılan indirimin yeterli olmadığını açıklamıştı.Büyük ihtimalle yaşananları söyleyeyim; yeni Başkan Çetinkaya sürekli faiz konuşan Bakanı ziyaret edip mevcut ekonomik koşulları anlatmış, satır arasında faizlerin siyasiler tarafından konuşulmasının zarar verdiği mesajını vermiştir. Bu ziyaretten amacının faiz tartışmalarını önlemek olduğunu sanıyorum. Bence normali budur ki umarım yeni Başkan da bu minvalde konuşmuştur. Umarım bu açıklamadan Merkez Bankası habersizdir, umarım böyle bir açıklamadan yeni Başkan da rahatsız olmuştur... Aksi takdirde piyasalara güven vermek açısından iyi bir başlangıç yapan Merkez Bankası Başkanı piyasalarda şüphe yaratmaya başlar diye düşünüyorum. Daha doğrusu şüphe Merkez Bankası’na yönelir ve alınacak kararlar etkili olamaz. Citibank’ın analistleri İlker Domaç ve Gültekin Işıklar yurtdışındaki yatırımcılarla yaptıkları görüşmelerden edindikleri izlenimleri kısa bir notta belirtmiş, dünkü yazımızda yer aldığı gibi, genel olarak küresel likiditeye bağlı Türkiye’ye girişin devam edeceği tahminlerini iletmişler. Yabancıların Türk varlıklarına olan güveninin gelişmesinde bir Türkiye hikayesinin değil, tümüyle döngüsel faktörlerin etkili olduğunu söylemişler. Yabancı yatırımcıların döngüsel faktörler nedeniyle devam etmesi beklenen ralliden faydalanmak için yatırım yaptıklarının, olumlu havanın buna bağlı olduğunun altını çizmişler.




Yazının Devamını Oku

Piyasalar önümüzdeki 2 ayı rahat, gerisini meçhul görüyor

1 Mayıs 2016
KÜRESEL piyasalardaki iyimserlik havasının haziran ayı sonunda İngiltere’de yapılacak Brexit oylamasına kadar sürmesi bekleniyor.

Dışarıda olduğu gibi içeride de piyasa oyuncuları önümüzdeki iki ay için rahat görünüyorlar.

 

Bu havanın devam etmesindeki en önemli faktör FED’in faiz artışını yine öteleyeceği beklentisi. Bu beklentide ABD’deki üretim ve enflasyon verileri tabi ki rol oynuyor ama en önemli rolü, bu kez, “Brexit” oluşturuyor. Brexit oylamasında İngiltere’nin AB’den ayrılması kararı çıkması halinde tüm küresel piyasaların karışacağı kesin. O nedenle de FED’in faiz kararı için, bu oylamada çıkacak sonucu beklemesi kaçınılmaz görülüyor. 

 

“Peki, anketler Brexit oylamasından bir hafta önce yapılacak FED toplantısı sırasında açık ara AB yanlılarının önde olduğunu gösterirse” diye sorduğumda ise “İngiltere’de rehavet olmasın diye anketler açık ara farkı, olsa bile, göstermez, o nedenle FED toplantısı sırasında bir netlik olmaz” yanıtı alıyorum. 

 

Bunu söyleyen yerli bankacıların umutlarını gösterir bir beklenti olabilir ama sorduğumda uluslararası piyasadaki baskın görüşün de bu olduğunu belirtiyorlar.

 

Yazının Devamını Oku