Paylaş
Açıklamada yeralan, özellikle “faiz indirimlerinin konuşulduğu” ibaresinin Merkez Bankası yönetimini rahatsız ettiğini düşünüyorum. Açıklamada aynen “Gerçekleşen nezaket ziyaretinde genel ekonomik konjonktür, faiz oranlarında indirim ve diğer ortak politikalar ön plana çıkan başlıklar oldu, bu konularda atılacak adımlar için istişareler yapıldı” deniyor. Bu açıklama için Merkez Bankası’nın oluru alındı mı bilmiyorum ama açıklama metni Merkez Bankası’nın yeni yönetimi açısından negatif bir puan oldu.
Çünkü bir merkez bankası politikalarını belirlerken ya da uygulamaları için bir bakan ile istişare yapmaz, olsa olsa Başbakana danışmanlık yapar. Hele ki sürekli faiz konusunda konuşan, faiz indirme baskısı yapmayı gelenek hale getiren Ekonomi Bakanlığı ile bu konuları istişare etmesi, bence kabul edilemez. Kaldı ki, Bakan Elitaş, “piyasanın beklediğinden fazla faiz indirim” beklentisini açıkça söylemiş, yapılan indirimin yeterli olmadığını açıklamıştı.Büyük ihtimalle yaşananları söyleyeyim; yeni Başkan Çetinkaya sürekli faiz konuşan Bakanı ziyaret edip mevcut ekonomik koşulları anlatmış, satır arasında faizlerin siyasiler tarafından konuşulmasının zarar verdiği mesajını vermiştir. Bu ziyaretten amacının faiz tartışmalarını önlemek olduğunu sanıyorum. Bence normali budur ki umarım yeni Başkan da bu minvalde konuşmuştur. Umarım bu açıklamadan Merkez Bankası habersizdir, umarım böyle bir açıklamadan yeni Başkan da rahatsız olmuştur... Aksi takdirde piyasalara güven vermek açısından iyi bir başlangıç yapan Merkez Bankası Başkanı piyasalarda şüphe yaratmaya başlar diye düşünüyorum. Daha doğrusu şüphe Merkez Bankası’na yönelir ve alınacak kararlar etkili olamaz. Citibank’ın analistleri İlker Domaç ve Gültekin Işıklar yurtdışındaki yatırımcılarla yaptıkları görüşmelerden edindikleri izlenimleri kısa bir notta belirtmiş, dünkü yazımızda yer aldığı gibi, genel olarak küresel likiditeye bağlı Türkiye’ye girişin devam edeceği tahminlerini iletmişler. Yabancıların Türk varlıklarına olan güveninin gelişmesinde bir Türkiye hikayesinin değil, tümüyle döngüsel faktörlerin etkili olduğunu söylemişler. Yabancı yatırımcıların döngüsel faktörler nedeniyle devam etmesi beklenen ralliden faydalanmak için yatırım yaptıklarının, olumlu havanın buna bağlı olduğunun altını çizmişler.
Bununla birlikte ralli devam ederken dikkat edilmesi gereken hususları da sıralamışlar. Bu risklerin başında, “Merkez Bankası’nın aşırı gevşemesi” geliyor. Ardından yılın ikinci çeyreğinde hatta daha öncesinde enflasyon ve büyüme verilerinin daha az cazip hale gelmesi ve Türkiye’yi bir referanduma ya da erken seçime götürebilecek, yeni anayasa etrafında yükselecek siyasi gelişmeleri risk olarak sıralamışlar. Buna rağmen mevcut seyrin büyük ihtimalle devam edeceğini öngörüyorlar.
Burada dikkat çekmek istediğim nokta; yabancıların sorunsuz geçilen yeni Merkez Bankası yönetimi döneminden hala kuşku duyuyor olmaları. Kaldı ki; zaten 2 ay sonrası için büyük soru işaretleri varken Merkez Bankası’ nın aşırı faiz indirimleri, ileride çok daha büyük sorunlar yaratacaktır.
Böyle kritik bir süreçte, bir Merkez Bankası Başkanı, aşırı indirim isteyen bir Bakanla, umarım gerçek anlamıyla bir istişare yapmamıştır...
Paylaş