Danışan: ıki oğlum var 4 ve 12 yaşlarında. ıkisinde de kilo problemi var. Hayatları çok düzensiz. Çocuk doktoru sizden yardım almamız gerektiğini söyledi.
- Dr. Başak: Hayatları nasıl düzensiz?
Danışan: Yemek saatleri, uyku saatleri düzenli değil. ıkisi de çok geç yatıyor.
- Dr. Başak: Kaçta yatıyorlar?
Danışan: Gece 12’den önce yatmıyorlar. Küçük bizimle oturuyor, oynamak istiyor. Büyük de geç saatlere kadar bilgisayar başında. Onun yatması bazen 12’yi de geçiyor.
- Dr. Başak: 12 gerçekten çok geç bir saat.
Danışan: Biliyorum ama yatıramıyorum.
Danışan: Kızım okulda sorunlar yaşıyor. Ergenliğe girdiği için normal problemler diye düşünüyorduk ama artık pek emin değilim.
Dr. Başak: Ne gibi sorunlar?
Danışan: Ödevlerini unutuyor, sınav günlerini hatırlamıyor, eşyalarını kaybediyor, çok dağınık, aklı bir karış havada. “Kızım aşık mısın” diyorum, sinirleniyor. Bazen benim de sabrım taşıyor ve tartışıyoruz. Ona nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum.
Dr. Başak: Unutkanlık ve dağınıklık birçok ergenin yaşadığı bir problem. Kızınızın yaşadığı tipik bir ergen hali de olabilir, başka bir probleme işaret ediyor da olabilir. Bu saydıklarınız dışında başka şikayetleri var mı?
Danışan: Bildiğim kadarıyla yok. Mutlu bir çocuktur. Öyle her şeyi kafasına takmaz. Başka bir sıkıntısı olduğunu sanmıyorum. Okuldan da başka bir konuda uyarı gelmedi.
Dr. Başak: Beden sağlığıyla ilgili bir sıkıntısı var mı?
Danışan: Geçen ay çocuk doktoruna gittik, kansızlıktan şüphelendi ve tahliller istedi. Her şey normal çıktı. Doktora da sordum, “Dikkat Bozukluğu olabilir” dedi.
Oğlum önümüzdeki hafta üniversite sınavına giriyor, kızım da istediği liseye gidebilmek için seviye belirleme sınavına giriyor. Evin içi nasıl gergin size anlatamam. Ben de çok heyecanlıyım. Onlara nasıl daha fazla destek olabilirim bilmiyorum.
Dr. Başak: İkisinin de aynı yıl sınava giriyor olması zor bir durum. En iyi desteği, huzurlu bir ortam sağlayarak verebilirsiniz.
Danışan: Ortalığı yatıştırmaya çalışıyorum ama bazen mümkün olmuyor.
Dr. Başak: Çocuklarınızın şu aralar yoğun bir baskı altında olduğunu göz önünde tutarak, onlara bu özel zamanda normalden daha toleranslı davranmak da faydalı olabilir. Onlardan beklentilerinizi geçici olarak azaltabilirsiniz. Sorumluluklarını yerine getiremezlerse, örneğin odalarını toplamazlarsa, çatışmaya girmeyin. Zaten stres altında oldukları için yeni bir stres konusundan kaçınmaya çalışın.
Danışan: Onlardan hiçbir şey istemiyorum zaten. Yeter ki derslerine çalışsınlar. Peki ben ne yaparsam faydalı olur?
Dr. Başak: Mümkün oldukça yanlarında olmak, derse ara verdiklerinde onlarla sohbet etmek, vazgeçmeye niyetlendiklerinde cesaret vermek, evde besleyici atıştırmalıklar bulundurmak çok faydalı olur.
Danışan: Streslerini nasıl azaltabiliriz?
Danışan: Çok fazla korkum var. Bu yüzden istediğim ve hak ettiğim yerde değilim.
Dr. Başak: ış anlamında mı?
Danışan: Her anlamda. Daha cesur olsam, düşüncelerimi daha rahat söyleyebilsem, iş yerimde gerçek potansiyelimi gösterebileceğim ve belki daha iyi bir pozisyonda olacağım. Aşk hayatımda da korkularım yüzünden mutsuz oldum. Bazen istemediğim kişilerle beraber olmaya devam ettim, yalnız kalmaktan korktuğum için. Başka bir ülkeden iş teklifi geldi, yine korktum gitmedim. Bu kadar korkum olmasa çok daha başarılı ve mutlu olmaz mıydım?
Dr. Başak: Olabilirdiniz. Çünkü hep başına kötü bir şey gelecek diye düşünen insanın hayatı kasvetle dolar. Ayrıca, büyük olasılıkla enerjinizin çoğunu kendinizi nasıl koruyacağınıza veya korktuğunuz başınıza gelirse nasıl önlem alacağınıza harcıyorsunuz.
KORKU VE KAYGI FARKLI DUYGULAR
Danışan: Bir de iyice şüpheci olmaya başladım. ınsanlara güvenemez oldum. Hiçbir şeyimi hiç kimseye anlatmıyorum. O zaman da kendimi iyice yalnız hissediyorum.
Dr. Başak: Bu da korkunun ese-
Danışan: Evliliğim beni çok mutsuz ediyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Aslında eşimle birbirimize aşık olup evlendik. İlk yıllarımız çok güzeldi ama yavaş yavaş birbirimizden uzaklaşmaya başladık, özellikle çocuğumuz olduktan sonra. Ne ilk günlerin heyecanı kaldı ne de aşkı. Artık evin içinde iki yabancı gibiyiz. O işten eve geldiğinde ben genellikle çocuğumuzu uyuturken uyuyakalmış oluyorum. Sabah da kalkıp işe gidiyoruz. Birbirimizi doğru dürüst görmüyoruz bile. Hafta sonları bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama o da zevk vermiyor artık.
Dr. Başak: Kaç yıllık evlisiniz?
Danışan: Önümüzdeki ay yedi yıl olacak.
Dr. Başak: Çatışmalarınız, anlaşamadığınız, çözemediğiniz problemleriniz var mı?
Danışan: Öyle elle tutulur bir problem yok aslında. Sadece eski neşemiz, sevgimiz kalmadı. Bütün evlilikler gibi bizim evliliğimiz de sıkıcı ve tekdüze hale geldi. Kaçınılmaz sonu yaşıyoruz sanki.
Dr. Başak: Bütün evliliklerin sıkıcı ve tekdüze olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Danışan: Evet. Etrafımdaki çiftler ya boşanıyorlar ya da hiç durmadan evliliklerinden, eşlerinden ve mutsuzluklarından şikayet ediyorlar. Neyi yanlış yapıyoruz bilmiyorum. Belki de evlilik insanın yapısına uygun bir kurum değil.
Danışan: Çok uzun zamandır başım, sırtım, boynum ağrıyor. Dün bir arkadaşıma da şikayet ediyordum bana ne sordu biliyor musunuz?
Dr. Başak: Ne sordu?
Danışan: ‘Mükemmeliyetçi misin?’
Dr. Başak: Bu soruyu neden sorduğunu biliyor musunuz?
Danışan: Evet, bir yerde okumuş, kronik baş ve boyun ağrısı yaşayanlar genellikle hassas, rijit, gergin ve mükemmeliyetçi tipler oluyormuş. Aslında bu tarife ben de biraz uyuyorum. Bu niye baş ağrısı yapsın onu anlayamadım! Mükemmeliyetçi olmanın neresi kötü? Bence bunlar beni başarılı kılan en önemli özelliklerim.
Dr. Başak: Mükemmeliyetçi bir insan kendisinin veya etrafının her zaman mükemmel bir performans sergilemesi gerektiğine inanır. Bu aslında irrasyonel ve hatta zararlı bir düşünce yapısıdır.
Danışan: Neden?
Danışan: Kilo verebilmek için psikolojik destek almak gerekli midir?
Dr. Başak: Bu, kişiden kişiye değişir. Eğer diyet denemeleriniz hep başarısız oluyorsa veya verdiğiniz kiloları kısa zamanda geri alıyorsanız, bunun için kendinizi suçluyorsanız, kilolarınız sizi mutsuz yapıyorsa, psikolojik destek almak faydalı olabilir.
Danışan: Evet, çok değişik diyetler denedim ama hepsini yarıda bıraktım. Psikolog nasıl yardım edebilir?
Dr. Başak: Daha önceki denemelerinizde başarısız olduğunuza göre, diyet yaparken karşınıza çıkan zorluklarla nasıl baş edeceğinizi bilmiyordunuz. Psikolog, bazı terapi yöntemleriyle size bu zorlukların üstesinden gelmeyi ve zayıflamak için kendinizi motive etmeyi öğretebilir.
Danışan: Zayıflamak için terapi yöntemi mi var?
Dr. Başak: Amerikalı psikolog Dr. Judith Beck, ‘kognitif terapi (bilişsel terapi) ile zayıflama’ üzerine son yıllarda birçok çalışma yaptı ve psikolojik destekle zayıflamanın mümkün olduğunu gösterdi. Günümüzde en çok araştırılan ve depresyon, kaygı bozuklukları gibi psikolojik problemlerde etkinliği ispatlanmış bir psikoterapi yöntemi olan ‘kognitif terapi’ye göre, aklımızdan geçen düşünceler, davranışlarımıza yön verir. Dr. Beck, aklımızdan geçen düşüncelerin yemek yeme davranışımıza da yön verdiği tezinden yola çıkarak, başarılı bir diyet için düşüncelerin değişmesi gerektiğini söylüyor. İsterseniz bir örnekle açıklamaya çalışayım. Şu anda size ‘diyet yapmalısınız’ dediğimde aklınızdan hangi düşünceler geçiyor?
Danışan: “Bu kadar stresim varken diyet yapmanın hiç zamanı değil, karnım da acıktı, çıkar çıkmaz şu köşedeki pastanede bir şeyler yemek istiyorum” diye düşünüyorum.
Danışan: Yeni tanıdığım insanların içinde konuşmaktan çok rahatsız oluyorum. Bu benim için çok ciddi bir problem, çünkü eşim yeni terfi oldu ve işi nedeniyle çok fazla davete katılmamız, yeni insanlarla tanışmamız gerekiyor. Davetlerde o gayet rahat, neşeli, esprili ben ise onun yanında donup kalıyorum. Yeni tanıyanlar beni çok soğuk bulacak, eleştirecek diye çok üzülüyorum. Çünkü ben öyle bir insan değilim.
Dr. Başak: Tam olarak neler hissediyorsunuz?
Danışan: Çok fazla heyecanlanıyorum. Özellikle tanımadığım bir ortama gireceksem, kapıdan içeri girer girmez, hatta bazen davete gitmeden bir gün önce bende heyecan başlıyor. İnsanlar etrafımdayken, herkes beni dikkatle izliyor gibi hissediyorum. Sanki nasıl giyindiğime, ne söylediğime, gülümsememe, duruşuma bakıp bir yanlışımı bulacaklarmış gibi geliyor. Elimi kolumu koyacak yer bulamıyorum. Heyecandan dikkatim konuştuğum konudan uçup gidiyor, kendimi izlemeye başlıyorum. Kalbim hızlı hızlı çarpmaya başlıyor. Kendime sürekli “Yine kızardın, iki kelimeyi bir araya getiremiyorsun, aptal gibi konuşuyorsun” gibi şeyler söylüyorum.
Dr. Başak: Bunları söyledikçe de daha kötü hissediyorsunuz.
Danışan: Farkındayım ama elimde değil. Engel olamıyorum. O kadar rahatsız oluyorum ki oradan bir an önce kaçıp kurtulmak istiyorum. O davet eğlenceli olmaktan çıkıyor, tam bir işkenceye dönüşüyor.
Dr. Başak: Bu her zaman mı oluyor, yoksa bazı ortamlarda mı?
Danışan: Arkadaşlarımın, ailemin yanında bir sorun yok. Ben de zaten bunu anlayamıyorum. Arkadaşlarımın arasında gayet neşeli, espriliyim ama ne zaman tanımadığım insanların olduğu bir davete katılsam kendim olmaktan çıkıyorum. Bu artık beni o kadar rahatsız ediyor ki, böyle davetlerden bir gün önce karnıma ağrılar girmeye başlıyor.