Paylaş
Danışan: Çok fazla korkum var. Bu yüzden istediğim ve hak ettiğim yerde değilim.
Dr. Başak: ış anlamında mı?
Danışan: Her anlamda. Daha cesur olsam, düşüncelerimi daha rahat söyleyebilsem, iş yerimde gerçek potansiyelimi gösterebileceğim ve belki daha iyi bir pozisyonda olacağım. Aşk hayatımda da korkularım yüzünden mutsuz oldum. Bazen istemediğim kişilerle beraber olmaya devam ettim, yalnız kalmaktan korktuğum için. Başka bir ülkeden iş teklifi geldi, yine korktum gitmedim. Bu kadar korkum olmasa çok daha başarılı ve mutlu olmaz mıydım?
Dr. Başak: Olabilirdiniz. Çünkü hep başına kötü bir şey gelecek diye düşünen insanın hayatı kasvetle dolar. Ayrıca, büyük olasılıkla enerjinizin çoğunu kendinizi nasıl koruyacağınıza veya korktuğunuz başınıza gelirse nasıl önlem alacağınıza harcıyorsunuz.
KORKU VE KAYGI FARKLI DUYGULAR
Danışan: Bir de iyice şüpheci olmaya başladım. ınsanlara güvenemez oldum. Hiçbir şeyimi hiç kimseye anlatmıyorum. O zaman da kendimi iyice yalnız hissediyorum.
Dr. Başak: Bu da korkunun ese-
ri. Söylediğiniz gibi, başkalarının sizin hayatınızı, düşüncelerinizi bilmesi bile sizin için büyük risk.
Danışan: Bundan yoruldum. Biliyorum ki başarı için risk almak, fikirleri cesurca söyleyebilmek lazım. Ama ben hem iş yerimde hem de arkadaş toplantılarında ‘Ya söylediklerimi aptalca bulurlarsa’ diye korktuğumdan susuyorum. Çok az konuştuğum için belki de beni aptal zannediyorlardır.
Dr. Başak: Başka ne tip korkularınız var?
Danışan: “ışten çıkarılır mıyım?”, “Param yaşlılığımda yetecek mi?”, “ıstediğim hayat arkadaşını bulabilecek miyim?”, “Çocuklarım olacak mı?” gibi genel konulardan, “Ya iş yerimde sunumumu kimse beğenmezse?”, “Ya işe geç kalırsam?” gibi basit konulara kadar yüzlercesini sayabilirim.
Dr. Başak: Korkularınız sizi çok kaygılı biri yapmış.
Danışan: Korku ve kaygı aynı şey değil mi?
Dr. Başak: Birbiriyle alakalı ve birbirine neden olabilir ama bu iki duygu arasında farklılıklar var. Korkunun nedeni ve kaynağı bellidir. Bazı insanlar, karanlıktan veya çok yüksekten korkar ama karanlıkta veya yüksekte değilken korku yaşamıyordur. Yani korku çok daha kısadır ama daha şiddetlidir. Oysa kaygının net bir nedeni yoktur, aklımızda yarattığımız durumlarla ilgili düşüncelerimiz kaygıya neden olabilir. Siz, örneğin işten atılmaktan veya sunumu kötü yapmaktan korkuyorsunuz. Aslında ortada gerçek bir neden yok ama o konularla ilgili senaryolarınız var ve o senaryoları düşünürken kaygı yaşıyorsunuz.
Danışan: Yani “korkularım var” demektense, “kaygılarım var” demem daha doğru. Peki nasıl kurtulurum bu kaygılardan?
Dr. Başak: Kaygılarla baş etmek için düşünce kalıplarınızı değiştirmeniz gerekli. Bunun için vakit ve emek harcamanız lazım, hemen olacak bir şey değil.
BAşARMAK ıÇıN DEğışMEK GEREK
Danışan: Farkındayım. Bugüne kadar kendi kendime, “Korkma, korkulacak bir şey yok” diyerek cesaret toplamaya çalışmam bir işe yaramadı. Ama bu sefer kararlıyım. Çünkü biliyorum ki beni engelleyen korkularımı veya kaygılarımı yenersem, hayallerime ulaşmam mümkün. şimdi hemen aklımdan yeni bir korku geçti: “Ya başaramazsam?”
Dr. Başak: Başarmak için değişmek gerek. Değişim de korku duymamıza neden olur. Konfor alanımız içinde olmaya o kadar alışı-rız ki her yeni şey bizi korkutabilir.
Danışan: Hep önlem almaya çalıştığımda da mutsuz oluyorum. Bunu bile bile mutsuzluğumu sürdürüyorum, çünkü mutsuz olduğum durumları değiştirmek, yeni bir şey denemek anlamına geliyor. Bu da bende korku yaratıyor.
Dr. Demiriz: Bunu çoğumuz yaşıyoruz. Yeni bir iş bulamamaktan korktuğumuz için sevmediğimiz işimize devam ediyoruz. “Ya kimseyi bulamazsam” diye korktuğumuz için sevmediğimiz kişiden ayrılamıyoruz.
Danışan: Sanki hepimiz bu dünyaya acı çekmeye geldik ve başka çaremiz yok.
Dr. Başak: Başka çaremiz olduğunu keşfetmek en büyük özgürlük. Sonra da cesaretimizi toplayıp aksiyon almamız lazım. Ama önce algılarımızı gözden geçirmeliyiz. Çünkü algılarımız, düşüncelerimizi yönlendirir ve düşüncelerimiz de duygularımızı...
DEREYı GÖRMEDEN PAÇAYI SIVAMAYIN
Danışan: Yani ‘ya işten atılırsam’ diye korkmamın nedeni aslında, işle ilgili aklımdan geçen düşünceler.
Dr. Başak: ışten atılmak için gerçek bir nedeniniz var mı?
Danışan: Hayır.
Dr. Başak: Öyleyse aklınızdan geçen düşüncelerin pek geçerliliği yok. şu anda korkunuza neden olan düşüncelerinizi iyice sınayarak gerçek payı olup olmadığını kontrol ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki kaygı yaşayan insan, bir sonraki adımla ilgili kötü senaryolar yazmış ve buna kendisini inandırmıştır. Kötü senaryolara inanan kişi korkar ve önlem almak ister.
Danışan: Doğru söylüyorsunuz ama o kadar çok alışmışım ki kötü senaryo yazmaya. Senaryolar yazmazsam önlemimi alamam ve başıma kötü şeyler gelir diye düşünüyorum.
Dr. Başak: Birçok kişi sizin gibi düşünüyor. Bunun için hepimizin bildiği bir deyim vardır; “Dereyi görmeden paçaları sıvamayın.” Yani, ortada gerçekten inandırıcı bir kanıt olmadan olayların kötü gideceğine inanmak, hayatın tadını çıkarmamızı ve yeni adımlar atmamızı engeller. Daha önce de söylediğim gibi, rasyonel düşünmek, senaryolardan uzaklaşmak ve kaygıların üstesinden gelmek için düşünce şeklinizi değiştirmeniz gerekir.
Bunun için Yunan filozofu Sokrates’in düşüncelerin gerçekliğini mantıklı bir şekilde araştırmaya yönelik kullandığı bir yöntemden söz edeceğim. Buna “Sokratik sorgulama” diyebiliriz. Onun bu yöntemi ve önerdiği sorular günümüzde hâlâ kullanılır. Siz de bu soruları kaygılandığınızda, kaygıya neden olan düşüncelerinizi sorgulamak ve daha rasyonel düşünebilmek için kullanabilirsiniz. şimdi, sizde kaygı uyandıran herhangi bir düşünceyi kağıda yazın ve bu soruları yanıtlayın. Verdiğiniz cevaplar kaygınızı azaltacak. Kaygılarınız azaldıkça yaratıcılığınız artar, kendinize güveniniz gelir ve potansiyelinizi daha özgürce kullanabilirsiniz.
Sokratik sorular:
1. Kanıtın var mı?
2. Bu her zaman için doğru mu?
3. Bunun olma ihtimali ne?
4. En kötü ihtimalle ne olabilir? Bunun neresi kötü? En kötü ihtimal karşısında ne yapardım?
5. Resmin tümüne bakıyor muyum?
6. Tamamen objektif miyim?
Paylaş