Doğan Hızlan

Bilerek dinlemek ya da ‘İzahlı Müzik’

2 Mayıs 2021
Ben her pazar günü TRT 2’deki klasik müzik konserlerini izliyorum.

Konserden önce müzik yazarı Vefa Çiftçioğlu ile şef Antonio Pirolli’nin eser, şef ve orkestra üzerine konuşmalarını dikkatle dinliyor, kendimi konsere hazırlıyorum.

Bu pazar saat 13.00’teki konserin repertuvarı ne?

Şef Jiri Belohlavek, Çek Filarmoni Orkestrası’nı yönetiyor.

Bedrich Smetana’nın ‘Ma Vlast’ eseri.

Besteci Bohemya topraklarının efsanelerini, Çek kimliğini ve kültürünü müziğe getiriyor.

Pazar Konseri programı ne zaman başlamıştı. Yıllar önce rahmetli Hikmet Şimşek’in sunduğu ve bir gelenek haline gelen ‘Pazar Konseri’nin temel felsefesi baz alınarak TRT televizyonlarının programcılarından Levent Mayda tarafından biçimlendirilmiş.

Bilgilendirme ve sunum görevi, TRT Filarmoni Orkestrası Şefi Antonio Pirolli ile Vefa Çiftçioğlu’na verildi. Daha önce de ikili TRT Radyo 3’te ‘Yorum Analiz’ programında çalışmışlardı.

Konser öncesi programının amacı, eserler ve bestecilerin tanıtılıp, seslendirilecek eserlerle ilgili bilgileri sunmak, yorumcular ve kurumlara ait anekdotları izleyiciye ulaştırmak, konsere olan ilginin artmasını sağlamak.

Yazının Devamını Oku

Bizim için gerçek, sizin için hayalet

1 Mayıs 2021
Tam bir roman kahramanıydı. Tanısaydınız buna inanırdınız. Ben Hürriyet Yayınları’nı yönetirken bize çeviri yapardı. Yaşamı boyunca 77’si çeviri 117 kitaba imza attı. Hayalet Oğuz’un Kaya Tanış imzalı biyografisi incelikli bir kitap.

Hayalet Oğuz içinde bulunduğum 1950 Kuşağı’nın yakından tanıdığı, dostluk kurduğu adeta bir roman kahramanıydı.

Bir romancı ancak onun gibi bir kahramanı yaratabilir, bütün unsurları özgündür. Tanısaydınız siz de onun bir romandan çıkıp geldiğine inanırdınız.

Hürriyet Yayınları’nın yönetimindeyken bize çeviri yapardı. Adnan Semih Yazıcıoğlu ile ben, Beyoğlu’ndan pek ayrılmadığı için çevirileri semtten bir kafeden veya lokantadan alır, telifini de orada öderdik. Hayatı Beyoğlu’nda geçmişti.

Keskin bir eleştiri sözlüğü vardı. Beğendiğini de beğenmediğini de doğrudan söylerdi.

Onun hakkındaki ilk kitap Sezer Duru-Orhan Duru’nun yazdığı ‘O Pera’daki Hayalet’ti.

‘ESPRİ YAPMAK İÇİN YAŞIYOR GİBİ’

Kaya Tanış’ın yazdığı ‘Burası Orası Değil (Hayalet Oğuz Kitabı): Oğuz Halûk Alplaçin Yaşamı ve Eserleri’ çok emek verilmiş, bilgi ve belgelerle övgüyü hak eden bir kitap. Kitabın başındaki ithaf, Tanış’ın duyarlılığının örneği:

“Hayalet Oğuz bir şiirini dostu Demir Özlü’ye ithaf ederek yayımlamıştı. Buna sığınarak da olsa, eğer varsa böyle bir hakkım, bu kitabı bu yıl içlere çekilen büyük yazar Demir Özlü’ye adıyorum.

Yazının Devamını Oku

Ara Güler ve Turgay Anar eşliğinde ‘Huzur’u okumak ‘Huzur’la dolaşmak

29 Nisan 2021
Her şehir edebiyatta yer alır, almalıdır da. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Huzur’u için, bu romanın başkahramanı İstanbul diyenler vardır.

Rahmetli Ali Sinan Özüstün’ün hazırladığı, ‘Aynı Rüyanın İçinde Ara Güler Ahmet Hamdi Tanpınar’ kitabına daha önce bir yazımda değinmiştim.

Turgay Anar’ın çalışmasının adı ise ‘Huzur Atlası’.

‘Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur Romanını Okuma Kılavuzu’nu okumaya başlayınca, yeniden fotoğraflara dönme gereği duydum.

Yazımın adı neydi?

‘İşte İstanbul: Tanpınar yazdı, Ara Güler çekti’.

Albüm/kitaptaki ‘Huzur’a dair bölümlerdeki ‘Huzur’dan alıntıları, fotoğrafları gözden geçirdim.

Okurlarıma o sayfaları hatırlatacağım, metinlerle fotoğrafları eleştirirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Dergiler arasında

27 Nisan 2021
VİRÜS

Yeni sayının ‘Fırçasından...’ bölümünün ressamı Cuma Ocaklı.

‘Elinden’ bölümünde İlhan Berkin el yazısı şiir ve mektupları yer alıyor.

Ozan Öztepe, Evliya Çelebi ve İlhan Berk’in metinlerinde insan ve mekân ilişkileri bağlamında üç yüz yıllık köprü kuruyor.

Şiir sayfalarının arasında 2020 Nobel Edebiyat Ödüllü Amerikalı şair Louise Glück’ın Türkçede ilk kez yayımlanan dört şiirini bulacaksınız. Çeviriler Güven Turan ve Sinan Fişek’e ait.

Oğuz Demiralp, ‘Tersine mi, Mersin’e mi?’ yazısında; Heinrich von Kleist’in ‘Kukla Tiyatrosu Üzerine’sini ve Halide Edip Adıvar’ın ‘Maske ve Ruh’unu irdeliyor.

Barış Önder’in söyleşi bölümündeki yazısı: ‘Müzikle geçmiş yarım asır: Bülent Ortaçgil’.

Ali Cengizkan’ın şiiri: ‘Çiğ Gibi Bir Çığ’.

A. Ömer Türkeş’in önemli bir incelemesi: ‘Romanların Merceğinden Türk–İslam Sentezi’. 

Yazının Devamını Oku

Kahramanmaraş Tasavvuf Musikisi

25 Nisan 2021
Değişik icralar, kuşaktan kuşağa geçerken, o eserin gerçek kimliği değişir, çoğu zaman da bozulur.

Dünyada olduğu gibi bizde de müzik türlerinin, bestecilerin uzmanlarına ihtiyacımız var. Onların araştırmaları sonunda hem bir kitap hazırlanır hem de kayıtları yayınlanır. Nota yayınlarının da bu açıdan önemini vurgulamalıyım. Yıllar önce Milli Eğitim Bakanlığı bestecilerin eserlerini yayınlamaktaydı. Daha sonra da bu yayını Dr. Nevzat Atlığ sürdürdü. Ankara Caddesi’nde Milli Eğitim Bakanlığı’nın satış bürosu vardı, birçok besteyi ben oradan almıştım.

Belediyelerin kültürel alanda çalışmalarını her zaman destekledim.

Kahramanmaraş Belediyesi’nin hazırladığı CD’de bu alandaki çalışmalar kapakta yazılmış: “Sanatsal değerleri korunarak kayıt altına alınmış ve icra kolaylığı sağlanmıştır. Ne yazık ki tasavvuf müziği kültürümüz ise kulaktan kulağa okunarak bir kısmı kaybolsa da bir kısmı bugüne kadar bir şekilde gelebilmiştir.

Günümüze kadar anonim olarak adlandırdığımız sahibi belli olmayan, halka mal olmuş eserler ise sahipsiz kalmıştır. Hiçbir şehrimizde tasavvuf müziği kültürüne sahip çıkma adına yapılan bir çalışmaya rastlayamıyoruz. Kahramanmaraş bu alanda da bir ilk olma özelliği taşımaktadır.

Bazı eserler kulaktan kulağa  günümüze kadar farklılaşarak da olsa ulaşabilmişse de, daha niceleri zaman değirmeninde öğütülüp kaybolmuştur. İşte bu kaygı ile çıktığımız yolda, bugüne kadar ulaşabilmiş eserleri güfte, makam yapısı, usûl, prozodi, icra şekli gibi konularda ele alarak aslına da fazla müdahaleden kaçınarak ciddi bir çalışma ile yazılı ve sesli kayıt altına aldık.”

EMEK VERENLER

Kahramanmaraş Tasavvuf Musikisi’nde 22 beste seslendirilmiş.

Ahmet Uncu – Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu

Yazının Devamını Oku

Hayata nasıl bakarsınız?

24 Nisan 2021
M. Fatih Andı’nın ‘Roman ve Hayat’ kitabını birkaç açıdan önemli buluyorum. Romanın izinde hem bir türün doğuş, yükseliş çizgisini öğreniyoruz hem de romanla Batılılaşma arasındaki bağlantıyı izliyoruz.

İnsanın zaman zaman kendine sorduğu ya da başkalarının size yönelttiği bir sorudur, hayata nasıl baktığınız. Benim yanıtım “Hayata sanattan bakıyorum” şeklinde. Öyle bir hayat objektifim var, asal tür de edebiyat. M. Fatih Andı’nın ‘Hayata Edebiyatla Bakmak’ kitabı bu açıdan ilgimi çekti. Andı’nın diğer kitabı da ‘Roman ve Hayat’ adını taşıyor.

Sık sık “Hayatım roman” sözünü duyarız. Herkes kendine özgülüğün peşindedir. İddiamı güçlendirmek için birkaç örnek vereyim. Charlie Chaplin ve Gertrude Stein yemek yerken Chaplin, “Gertrude çimlerin güzelliğine bakar mısın” diyor. Gertrude da “Ben yeşili Turner’ın resimlerinde severim” yanıtını veriyor. Ben de çıplak doğayı değil, Yaşar Kemal’in romanlarındaki doğa tasvirlerini severim.

Yazarın ‘Roman ve Hayat’ kitabındaki ‘Hayatımız Roman mı?’ başlıklı yazı, romanın bizdeki serüvenini özetliyor: “Romanın bizim edebiyatımızdaki macerası söz konusu edildiğinde, bu edebi türün uzun bir tanışma ve alışma devresi içerisinde ilk önce tercüme örneklerle göründüğü, çok daha sonraları telif örneklerin devrin edebiyatında kendisine yer aradığı söylenegelir.”

19’uncu yüzyıldan sonra roman, mutluluktan uzak, sıkıntılı hayatların destanı olarak okunmuştur: “Arabesk bir yaklaşım ve argo bir dille de olsa sık sık ‘Hayatım roman abi!’ şikâyeti duyulur olmuştur.”

‘Hayata Edebiyatla Bakmak’ (2019), ‘Roman ve Hayat’ (2020) Ketebe Yayınları
‘ELVEDA TÜRK SAKİNLİĞİ VE HUZURU’

Roman okumanın muzır sayıldığı dönemler yaşanmıştır. Hâlâ “Roman okuyacağına dersine çalış!” sözünü söyleyen aile büyükleri vardır.

Yazının Devamını Oku

Bir doktorun karikatürleri

23 Nisan 2021
Karikatürist ve adli tıp uzmanı, akademisyen Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün karikatür sergisi, İstanbul Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açıldı.

Karikatüre 1985 yılında başlayan Dokgöz’ün ilk karikatürü Kılçık dergisinde yayınlandı. Daha sonra karikatürleri Gırgır, Limon, Çarşaf, ArteFacto, Buduar, Cumhuriyet, Bizim Gazete, Hürriyet, Milliyet, BirGün, Radikal ve Sabah gibi pek çok gazete ve dergide yayınlandı. Düzenli olarak Kılçık, Tıp Dünyası, Sendrom, Hiç, Fesat, Homur ve Hekim Forumu dergilerine çizdi. 2016-2018 yılları arasında Hürriyet Gazetesi Çukurova’da Metafor köşesinde günlük olarak karikatürleri yayınlandı. Karikatürleri Türkiye dışında Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, Belçika, Yunanistan, Romanya, Polonya, İran, Kıbrıs, Portekiz, Kırgızistan, Rusya, Azerbaycan, Hindistan, Güney Kore, Sırbistan ve Çin gibi ülkelerde yayınlandı. Katıldığı ulusal ve uluslararası yarışmalardan çeşitli ödüller aldı.

1989’da Güneşin Girmediği Yere, 2010’da Çizgisel, 2019’da Metafor ve 2020’de Karikatürlerle Çocuk Hakları Sözleşmesi adlı kitapları yayınlandı.

Sergiyi pandemi kurallarına uygun olarak pazartesi hariç diğer günlerde 11.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Adres: Bankalar Cad. Felek Sok. No:1 Karaköy, Beyoğlu, İstanbul.

SAĞLIK çalışanları arasında karikatür çizen pek çok isim var. Halis Dokgöz’ün sergisi vesilesiyle onları da bir hatırlatmak istedim:

Doç. Dr. Kadir Doğruer, yoğun bakım ünitesi doktoru. ‘Yoğun Bakım Karikatürleri - GEÇ’ adlı bir karikatür albümü yayınladı. Çok sayıda sergi açtı.

Yazının Devamını Oku

23 Nisan’ı kitapla kutlayın

22 Nisan 2021
23 Nisan Dünya Kitap ve Telif Hakkı Günü için Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk bir açıklama yayımladı:

“Dünya Kitap ve Telif Hakkı Günü, kitaplardan ve okumadan keyif almayı teşvik eden bir kutlama çağrısıdır.

Her yıl 23 Nisan’da kitapları tanımak ve tanıtmak için dünyanın her yerinde kutlamalar yapılıyor. Bu özel günde geçmiş, gelecek, nesiller ve kültürler arasında bir köprü kurulması hedefleniyor.

23 Nisan dünya edebiyatında sembolik bir tarih. Ünlü yazarlar William Shakespeare, Miguel de Cervantes ve Inca de la Vega’nın hayata veda ettikleri gün.

1995 yılında Paris’te düzenlenen UNESCO Genel Konferansı’nda 23 Nisan, Dünya Kitap ve Telif Hakkı Günü olarak belirlenirken, kitaplara ve yazarlara dünya çapında bir saygı duruşunda bulunmak ve herkesi kitaplara erişmeye teşvik etmek amacıyla seçilmişti.

Türkiye Yayıncılar Birliği de Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin üyesi.

Bugün birçok ülkede sevenlerin birbirlerine kitap hediye ettiği gün olarak yaşanıyor.”

NEDEN DEVAM ETMEDİ

HERKESE

Yazının Devamını Oku