Yeterince demir alamayan ya da eksiklik görülen kişilerde vücut hemoglobin yapamaz ve doku ve organların ihtiyaç duydukları oksijen alamaz. Bu da kişide iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı, saç dökülmesi, tırnaklarda soyulma, üşüme gibi belirtiler gösterir.
Yetişkinler demirden zengin beslenerek ihtiyaçlarını karşılayabilirken; çocuklar ve bebeklerde durum biraz farklılaşabiliyor. 1 yaşından önce anne sütü ve demirle zenginleştirilmiş formül mama tüketen bebeklerde demir eksikliğine sık rastlanmaz. Ancak yürümeye başladıktan sonra çocuklar demir eksikliği riski ile karşı karşıyadırlar.
Demir eksikliği büyümenin yanı sıra öğrenme ve davranışlarda da sorunlara yol açabilir. Düzeltilmediği durumlarda demir eksikliği anemisine yol açabilir. Bu da vücuttaki kırmızı kan hücrelerinin sayısının azalması anlamına gelir.
Hayvansal kaynaklı gıdalarda bulunan demir, bitkisel kaynaklı gıdalarda bulunana göre daha kolay emilir. Bu yüzden tek besinden demir almak yerine her gün demirin birden fazla kaynağını hem bitkisel hem de hayvansal gıdalardan tüketmek daha iyi olur.
Çocuklar ve gençler, demirin sağlıklı bir diyetin önemli bir parçası olduğunu bilmelidir. Aşağıda demir açısından zengin besinlerin 100 gramında bulunan yaklaşık demir içeriği şöyledir:
1- Herhangi bir sağlık probleminz yoksa hergün 2- 3 fincan kadar yeşil çay tüketin
2- Düzenli egzersiz yapın. Karın bölgesi yağlar ancak yoğun tempolu bir egzersizle azalır.
3- Her öğünde baharat tüketin. Özellikle pulbiber, nane, kimyon gibi baharatları metabolizmanızı hızlandırıp, şişkinlik, gaz gibi sorunların azalmasına yardımcı olacaktır.
4-Hergün 2- 2,5 litre kadar su için.
5-Yeterli protein alın. Özellikle egzersizle birlikte artan protein ihtiyacını düzenli karşılamak kasların korunumu ve yağ metabolizması için oldukça önemlidir.
İştahsızlığın çocukların büyüme ve gelişmesini olumsuz etkilememesi adına dikkat edeceğiniz noktaları şöyle sıralayabiliriz:
1- Gün boyunca en çok tükettiği gıdayı keşfedin. Özellikle protein içeriği yüksek süt, yoğurt et gibi doyurucu gıdaları gereğinden fazla tüketmek çocuklarda iştahsızlığa yol açabilir. Böyle bir durumda bu gıdanın miktarını azaltarak ya da ana öğünlerden çıkararak büyümesi için gerekli diğer besin öğelerini de tüketmesini sağlayabilirsiniz.
2- Yemek gereçlerini ve porsiyonlarını küçültün. Çok büyük / dolu tabaklar, büyük çatal- kaşıkla servis edilen yemekler çocuklarda iştahsızlığa yol açabilir. O yüzden onlara uygun yemek gereçlerinde, tüketebileceği miktar kadar servis etmek iştahlarını artıracaktır.
3- Yemek sırasında sıvı tüketilmemeli. Özellikle çorbayla yemeğe başlamak ya da yemek sırasında cacık, ayran, yoğurt, su gibi gıdaların tüketimi doygunluk hissinin çabuk oluşmasına neden olup iştahının azalmasına yol açabilir.
4- Öğünlerin içeriğini zenginleştirin.Tüm bunlara rağmen herhangi bir değişiklik olmuyorsa büyüme ve gelişmenin olumsuz etkilenmemesi için besin değeri daha yüksek gıdalar hazırlamalısınız. Örneğin daha fazla yumurta eklenmiş köfte / kek ya da bol kıymalı/ yoğurtlu / sebzeli makarna yaparak aynı yemeğin kalori, protein ve diğer besin öğesi içeriğini artırabilirsiniz.
Hazırlanışı:
Elma dışındaki tüm malzemeler karıştırılır, ardından dilimlenmiş elmaya batırılarak servis edilir.
Hazırlanışı:
İnce bulgur soğuk su ile yıkandıktan sonra kıyma ve zeytinyağı ile karıştırılır. Dilerseniz kıymayı çiğ ya da önceden hafif pişirip kullanabilirsiniz. Ardından soğan ve maydanoz ince doğranıp kıymalı harç ile iyice harmanlanır. Kabak ve/veya biberlerin içini oyup üzerinde 1 parmak kalacak kadar boşlukla doldurulur. Ardından küçük tencerede veya fırın kabına yerleştirilen dolmaların boylarına yakın su eklenir, üstünü kapattıktan sonra pişirilir.
Daha önceden közlenmiş ya da buharda pişmiş taze kırmızı biberler küçük doğranır. Ardından tüm malzemeler iyice yoğurulup daha önceden ayarlanmış 180 0C fırında ya da tost makinesinde yağlı kağıt arasında pişirilir. Yeterli sıcaklıkta servis edilir.
Hazırlanışı:
Elma dışındaki tüm malzemeler karıştırılır, ardından dilimlenmiş elmaya batırılarak servis edilir.
Hazırlanışı:
İnce bulgur soğuk su ile yıkandıktan sonra kıyma ve zeytinyağı ile karıştırılır. Dilerseniz kıymayı çiğ ya da önceden hafif pişirip kullanabilirsiniz. Ardından soğan ve maydanoz ince doğranıp kıymalı harç ile iyice harmanlanır. Kabak ve/veya biberlerin içini oyup üzerinde 1 parmak kalacak kadar boşlukla doldurulur. Ardından küçük tencerede veya fırın kabına yerleştirilen dolmaların boylarına yakın su eklenir, üstünü kapattıktan sonra pişirilir.
Hazırlanışı:
Yulaf ezmesinin üzerine çok az sıcak su ekledikten sonra diğer malzemelerle birlikte blenderdan geçirip marmelat kıvamına getirilir. Sabah kahvaltı ve akşam yemeklerinden sonra tüketilirse sindirim sisteminde rahatlama sağlayacaktır. Dilerseniz yoğurdun içine karıştırarak da servis edebilirsiniz.
Hazırlanışı:
İyice yıkanmış karnabaharları küçük parçalar haline elinizle getirdikten sonra yumuşayana kadar buharda pişirip soğuması için bekletilir. Ardından fırın 170 0C ayarlanıp fırın tepsisine yağlı kağıt yerleştirilir.Bir yandan yumurta sarıları ve zeytinyağı çırpılıp, başka bir kapta da galeta unu ve yulaf unu karıştırılır.Soğuyan karnabaharları önce yumurtalı karışıma, ardından un karışımına batırıp fırın tepsisinde birbirine değmeyecek şekilde yerleştirilir. Fırında bebeğiniz için uygun yumuşaklığı geçmeyecek kadar pişirilir.
Yoğurtla birlikte servis edebilirsiniz.
Hazırlanışı:
Rendelenmiş kaşar peynirini lor peynirle karıştırıp tam buğday ekmeğin üzerine ince tabaka halinde serilir. Üzerine küçük doğranmış sebzeler ve zeytin dilimleri de eklenip önceden ayarlanmış 180 0C fırında pişirilir.
Hazırlanışı:
Yulaf ezmesinin üzerine çok az sıcak su ekledikten sonra diğer malzemelerle birlikte blenderdan geçirip marmelat kıvamına getirilir. Sabah kahvaltı ve akşam yemeklerinden sonra tüketilirse sindirim sisteminde rahatlama sağlayacaktır. Dilerseniz yoğurdun içine karıştırarak da servis edebilirsiniz.
Hazırlanışı:
İyice yıkanmış karnabaharları küçük parçalar haline elinizle getirdikten sonra yumuşayana kadar buharda pişirip soğuması için bekletilir. Ardından fırın 170 0C ayarlanıp fırın tepsisine yağlı kağıt yerleştirilir.
Diyetisyen Dilan Dalgıç, bebeklerin 1 yaşına kadar sindirim sistemini korumak ve gıda alerjisi riskini azaltmak adına aşağıdaki gıdalardan uzak tutulması gerektiğini belirtiyor.
DNJ, bağırsaklarda emilen karbonhidratların sindirimini geciktirmek ve bu sayede kan şekeri seviyesini yavaş artırma işlevi sayesinde ilaç sektöründe kullanılan bir bileşendir ama yapılan bilimsel çalışmalar dut yaprağı ekstresi ve dut yaprağı çayının diyabetli hastalara ve kan lipid düzeylerinin azaltılmasında önemli derecede yararı olmadığını gösteriyor.
Ancak meyvesi gibi yaprağı da vitamin ve mineral yönünden oldukça zengindir. Bu sayede antiinflamatuar etkisi ile enfeksiyonun azaltılmasına; antioksidan yönünden zengin olması sayesinde de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve kronik hastalıklara karşı korunmaya yardımcı olabilir. Sonuç olarak herhangi bir hastalığı iyileştirmek yerine beslenmede çeşitliliğe yer vermek adına zaman zaman tüketilebilir. Unutmayın, tek başına hiçbir gıda mucize değildir.
1 tatlı kaşığı kurutulmuş dut yaprağını bir fincan önceden kaynamış suya ekleyip, 5-7 dakika demlenmesini bekleyerek tüketebilirsiniz.
Sağlıklı beslenme yaşamın her aşaması için önemlidir, özellikle de hamilelik döneminde. Bu dönemdeki tüm alışkanlıklarınız, bebeğinizin sağlıklı yaşamı için oldukça önemli bir yapıtaşı. Eğer herhangi bir sağlık probleminiz yoksa bu dönemde ihtiyaç duyduğunuz gıda miktarı küçük bir miktar artacaktır. Ancak bazı besin gruplarına daha da fazla gereksinim vardır. Onları şöyle sıralayabiliriz;
Hamilelik başlangıcındaki ilk 3 ay bebeğin sinir sistemi gelişimi oldukça hızlıdır. Bunu destekleyen en önemli besin gruplarından biri folik asittir. Bu yüzden hamilelik öncesi ve sırasında doktorun önerdiği folik asit takviyesini kullanmak ve folik asitten zengin yiyecekleri tüketmek bazı anormalliklerin oluşma riskini azaltacaktır.
Sağlıklı kadınların günlük alması gereken protein miktarı günlük ağırlık başına 1 gramdır. Hamilelik durumunda buna ek 20 gr daha almak gerekir. Yani ortalama 80- 90 gr protein günlük olarak alınması gerekir. Her öğünde mutlaka protein içeren bir veya birden fazla besin kaynağı almaya özen gösterin.
PROTEİNin en önemli kaynaklarını şöyle sıralayabiliriz;
Bebeğin büyümesi ve beyin gelişimi için elzem besin öğelerinden bir diğeri de iyottur. Bitkisel tek kaynağı ise iyotlu sofra tuzudur. Bu yüzden kaya tuzu, himalaya ya da deniz tuzu yerine mutlaka iyotlu sofra tuzu kullanılmalı. Ancak tuz tüketimini artırmak riskli olacağı için iyot yetersizliğini önlemek adına doktorunuzun önereceği miktarda gıda takviyesi almak gerekir.
Hamilelik döneminde artan besin öğelerinden bir diğeri de demirdir. Kanda oksijenin taşınması, kırmızı kan hücrelerinin oluşumu, bebeğin büyümesi gibi oldukça önemli görevleri vardır. Bu yüzden hamilelik döneminde demir ihtiyacı çok daha fazladır.