İster haşlanmış, ister omlet, isterseniz de çırpılmış şekilde servis edin, her halinde yüksek miktarda protein, folik asit, demir ve kolin içeriyor.
Yumurtanın sarısında bulunan Kolin’ i daha önce duymamış olabilirsiniz ancak fetal beyin ve sinir sisteminin sağlıklı gelişimi için oldukça önemlidir.
Sağlıklı yağlarla dolu bu kuruyemişler omega 3, protein, lif ve magnezyum yönünden zengindir.
Magnezyumdan zengin gıdalara günlük beslenmede yer vermek erken doğum riskini azaltacağı gibi, bebeğin sinir sistemi için oldukça önemli.
Eğer etle aranız iyi değilse, protein, demir, çinko, folik asit ve kalsiyum yönünden zengin bu ikiliye mutlaka beslenmenizde yer vermelisiniz.Günlük protein ihtiyacını karşılamaya yardımcı olacağı gibi, düşük doğum ağırlığı, erken doğum riskini azaltır.
Hamilelik döneminde kırmızı et tüketimi, en çok artan demir ve protein ihtiyacını karşılamak için gerekli. Bu dönemde yaklaşık 25 gr daha fazladan proteine ihtiyaç duyulur. Yeterli proteinin karşılanmaması bebeğin büyüme ve gelişimini olumsuz etkileyeceği gibi anne için de büyük tehlike yaratabilir. Kırmızı et, içerdiği B 6 ve B 12 vitamini sayesinde hem sabah bulantılarını azaltır hem de kırmızı kan hücrelerini korur.
Folik asit, potasyum ve tabii ki C vitamini ihtiyacını karşılamak için bu ikiliyi unutmayın. Yiyeceklerle aldığınız demirin emilimini artırmak ve bağışıklık sistemini koruyup, hastalıklara karşı doğal bir kalkan oluşturmak için özellikle kahvaltı sırasında 1 tane portakal ya da kividen hangisine ulaşabiliyorsanız tüketmeye çalışın. Ulaşamazsanız ya da alternatif ararsanız domates, brokoli, çilek, taze biber, mango C vitamininin diğer besin kaynakları.
Kemik sağlığının korunması için sütten daha çok kalsiyum içermesi sebebiyle yoğurda öncelik verilmeli. Gebelik süresince yeterli kalsiyum alamazsanız gelecekte diş ve kemik problemleri ile karşılaşma riskiniz artacaktır.
Zengin lif, protein ve B 6 vitamini sayesinde hem enerji seviyenizi yükseltir, hem kabızlık riskini azaltır hem de sabah bulantılarının ardından günü daha kolay geçirmenize yardımcı olur.
Ispanak, brokoli, kuşkonmaz, pazı, kara lahana, roka içeriğindeki antioksidanlar, folik asit, demir ve lif sayesinde bu listenin olmazsa olmazı.
Yağ dolu bu balık, mükemmel bir protein ve omega 3 kaynağıdır. Bu da bebeğin beyin, göz ve sinir sistemi gelişimine katkı sağlıyor. Yapılan çalışmalar gebeliğin 12. Haftasına kadar haftada 2 ve daha fazla balık tüketen annelerin bebeğinin baş çevresinin, tüketmeyenlere göre daha fazla olduğunu göstermekte.
Buğdayın hazinesi olarak adlandırılan ruşeym, içeriğindeki yüksek protein, lif, demir, E vitamini, A vitamini, kolin ve mineraller sayesinde besin değeri oldukça yüksek bir gıda. Yoğurda ve salatalara karıştırabilir, ya da çorbanızı pişirdikten sonra tüketeceğiniz kaseye ekleyebilirsiniz.
[fotogaleri=3040,,2594,2604]
HAMİLELİKTE İDEAL KİLO HESAPLAMA
İster haşlanmış, ister omlet, isterseniz de çırpılmış şekilde servis edin, her halinde yüksek miktarda protein, folik asit, demir ve kolin içeriyor.
Yumurtanın sarısında bulunan Kolin’ i daha önce duymamış olabilirsiniz ancak fetal beyin ve sinir sisteminin sağlıklı gelişimi için oldukça önemlidir.
Sağlıklı yağlarla dolu bu kuruyemişler omega 3, protein, lif ve magnezyum yönünden zengindir.
Magnezyumdan zengin gıdalara günlük beslenmede yer vermek erken doğum riskini azaltacağı gibi, bebeğin sinir sistemi için oldukça önemli.
Çocuğunuzun okul düzeni nasıl olursa olsun günlük 3 ana öğün ve en az 2 ara öğün almalılar. Bu öğünler 3-4 saat aralıklarla tüketecek şekilde haftalık plan yapabilirsiniz.
Evde ve ev dışında tüketecekleri öğünleri onların seveceği ve sağlıklı büyümeleri için gerekli besinleri içeren bir paket ve/ veya tabaklar oluşturarak fast food tüketmeye yatkınlıklarını azaltabilirsiniz.
Çocukların her gün tüm besin gruplarını yeterli miktarda almalarını sağlamak için program yapmalısınız. Okulda tükettiği öğünleri
Süt / yoğurt grubu,Sebze- meyve grubu,KuruyemişlerTahıllarEt, peynir, yumurta gibi tüm besin ögelerini aynı gün içinde tüketmelerini sağlayacak şekilde akşam yemeğini planlayabilirsiniz.
Örneğin öğle yemeğinde protein ağırlıklı bir menü varsa aksam yemeğinde sebze yemeği, sebze çorbası ya da bol sebzeli bulgur pilavı ekleyebilirsiniz.
Günlük kalsiyum ihtiyacını tamamlamak için gün boyunca okulda tüketilen süt/ yoğurt/ ayranı kontrol edip, gerekirse akşam yemeğinde takviye yapabilirsiniz.
Evde yemek yapma görevini kim üsteniyorsa diğer aile bireylerini mutlu etmek için birden fazla çeşit yemek yapmaya yönelebiliyor. Siz kişiye özel farklı yemek alternatifi sunduğunuzda, elbette herkes daha çok sevdiği yemeği seçecektir. Çocuklar sürekli ebeveynlerini gözetler ve davranışlarını taklit ederler. Bu yüzden öğünde hazırladığınız ana yemeğe ‘çocuklar yemez’ deyip alternatif üretmeyin. Planladığınız yemeğin çocuklarınızın tam ve dengeli beslenmesi için gerektiğini anlatır ve bu konuda kararlı olursanız yemek konusunda seçici olmalarını önleyebilirsiniz.
Müdahale etmemek zor olsa da çocuklarınızın ne yediğine, ne kadar yediğine yorum yapmaktan kaçınmalısınız. Siz aileniz için sağlıklı ve dengeli bir öğünü servis ettikten sonra tüm kararı çocuğunuza bırakın.
Çocukların doğası gereği daha önce yemediği bir gıdayı hemen kabul etmezler. Yeni yiyeceği tatmadan önce onunla bir hikaye kurgulayıp, sonra küçük miktarlarla başlamak reddetme riskini azaltabilir.
Özellikle sebze konusunda zorlanıyorsanız, lahana, kereviz sapı, brokoli, haşlanmış kabak, renkli biberler, havuç gibi sebzeleri çubuk şeklinde doğrayıp yanına humus, yoğurt sos, domates sos gibi alternatiflerle daha eğlenceli ve besleyici bir ara öğün haline getirebilirsiniz. Yaratıcı tabaklar her zaman cezbedecektir. Minik yıldız tostlar, gülen yüzlü kreplere hiçbiri hayır demeyecektir.
Çocuklarınız yemek planı ve hazırlama aşamasına eşlik ederse, yemeye daha çok ilgi duyacaktır. Mutfakta doğrama işlerini yapacak kadar büyüyene kadar salata karıştırmalarını ya da kek hamurunu çırpmalarını sağlayabilirsiniz. Bu şekilde hazırlanan öğünü daha keyifle yiyeceklerdir.
Ebeveynler olarak eve giren yiyeceklerden siz sorumlusunuz. Eve ne kadar cips, gofret, bisküvi, gazlı içecek alırsanız çocuklarınızı bu yiyecekleri yemeye o kadar teşvik etmiş olursunuz. Çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak için önce siz bu yiyecekleri bırakmalısınız.
Çocuklarınızın beden algısı ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmasında en önemli etken sizsiniz. Beslenme alışkanlıklarınız değişkenlik gösteriyor ya da seçici tutum sergiliyorsanız çocuklarınız da büyük çoğunlukla böyle davranacaklardır.
Sinemada patlamış mısır yemek ya da marketten eve dönerken dondurma alarak dönmek çoğumuz için hayatın zevklerinden bazıları. Önemli olan bu seçimlerin ne sıklıkla yapıldığı, doğru porsiyonda tüketmek ve fiziksel aktivite ile dengeleyebilmek.
[fotogaleri=2688,1464]
Çocuğunuzun okul düzeni nasıl olursa olsun günlük 3 ana öğün ve en az 2 ara öğün almalılar. Bu öğünler 3-4 saat aralıklarla tüketecek şekilde haftalık plan yapabilirsiniz.
Evde ve ev dışında tüketecekleri öğünleri onların seveceği ve sağlıklı büyümeleri için gerekli besinleri içeren bir paket ve/ veya tabaklar oluşturarak fast food tüketmeye yatkınlıklarını azaltabilirsiniz.
Çocukların her gün tüm besin gruplarını yeterli miktarda almalarını sağlamak için program yapmalısınız. Okulda tükettiği öğünleri
Süt / yoğurt grubu,
Sebze- meyve grubu,
Kuruyemişler
1- İçerdiği yüksek proteinle emziren annelerin anne sütünün içeriğini zenginleştirir ve uzun süre doygunluk hissi verir. Anne sütü kalitesini artırmasının yanı sıra süt miktarını da artırmaya yardımcıdır.
2- Buğdayın tam tane olması sebebiyle lif yönünden zengindir. Sindirim sistemi sorunlarını önlemede ve kalp sağlığının korunmasında etkilidir.
3- A, B ve E vitamininden zengin olması sayesinde göz, sinir ve sindirim sisteminin gelişimini destekler.
4- Özellikle folik asit ve demir ihtiyacının fazla olduğu dönemlerde (özellikle gebelik dönemi ve +6 ay bebek beslenmesinde) tercih edilmelidir.
5- Düşük glisemik indeksi sayesinde obezite riski olan bireyler ve gebelik diyabeti olan kadınların, kan şekeri seviyesini dengelemek ve iştah yönetimini sağlamak için beslenme programında yer almalıdır.
Siyez buğdayının bu faydalarından yararlanabilmek için siyez buğdayından elde edilen bulgurla kısır, pilav yapabilir; çorbalarda kıvam vermek için siyez unu kullanabilirsiniz. Bunların yanı sıra günlük beslenmede daha kolay yer verebilmek için siyez unundan ekmek yapıp lezzetli sandviçler, fırınlanmış yumurtalı ekmekler, çorbaların içine kıtır ekmek parçaları hazırlayabilirsiniz. İşte evde uygulayabileceğiniz kolay bir tarif;
Malzemeler
Bebeğiniz 6. Aya geldiğinde doktorunuzun ek gıdaya başlamasını onaylamasının ardından başlayabilirsiniz.
İlk ek gıda konusunda farklı görüşler olsa da bebeklerin damak tadı tatlıya yatkın olduğu için meyve ile başladıktan sonra sebze tüketimi karmaşaya yol açabiliyor. Bu yüzden ilk olarak mevsim sebzeleriyle başlanmalıdır. Brokoli, balkabağı, avokado, yaz kabağı, yer elması, havuç, kereviz, tatlı patates yaprak halinde olmayan sebzeler başlangıç için oldukça uygun. Sebzelerle tanıştıktan sonra meyve, ıspanak, tam buğdaylı makarna dilimleri takip edebilir.
Sunulan yiyeceklerin mutlaka yumuşak ve uygun boyutta olmasına özen gösterilmelidir. Tek 1 sebzede karar vermenizin ardından, bebeğinizin eliyle rahat tutabileceği (en fazla 5 cm) çubuklar halinde dilimleyip, uygun pişirme yöntemiyle pişirdikten sonra bebeğinizin ilk öğünü hazır. Pişirme yöntemlerinden buharda pişirme ya da fırını tercih edebilirsiniz. Besinler çok sıcak ya da çok soğuk olmamalıdır. Bebeğiniz tüketmeden önce yemeğin sıcaklığı mutlaka yetişkin tarafından kontrol edilmelidir.
Her anne gibi siz de bebeğinizin doyduğu konusunda ikna olmayabilirsiniz ancak ek gıda döneminde bebeğinizin ana öğünü hala anne sütü. BLW yönteminde bebek yiyeceği miktara kendi karar vermeli ve daha fazla yemesi için zorlanmamalıdır.Bu döneminin başlangıcında bebeğinizin günde 50 ml (2,5 çorba kaşığı) kadar ek gıda tüketmesi yeterlidir. Bebeğiniz için 9. ayda günde 2 çay bardağı; 12. ayda ise 3 çay bardağı ek gıda günlük besin ögesi ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Bu miktarlara acele etmeden, kademeli olarak ulaşılmalıdır.
Bebeğiniz BLW öğünü sonrası hüsrana uğramış veya mutsuz görünüyorsa o zaman pürelerle siz takviye yapabilirsiniz.
Bebeklerin çoğu yeni tanıştığı parmak gıdaları idare etmede gerçekten ustadır ancak ek gıdanın ilk günlerinde tükürme/ öğürme refleksleri oldukça yaygındır. Korkutucu olsa da bu bebeğinizin beslenme boğulma tehlikesini önlemek için yardımcı bir güvenlik refleksidir.
1- Yemek yerken bebeğinizi asla yalnız bırakmayın.2- Bebeğinizin oturarak beslendiğinden emin olun.3- Başlangıç için yumuşak gıdalar tercih edin. Çiğ olarak tüketilecek elma büyük tehlike olabilir. Bu yüzden yiyecekleri mutlaka buharda/ fırında yumuşadığından emin olarak servis etmelisiniz.4- Muz, avokado gibi aşırı kaygan besinleri çubuk dilimler yerine daha küçük küpler şeklinde doğrayarak verebilirsiniz.5- İlk fırsatta bebekler için ilkyardım konusunda eğitime katılın.6- Bebeğinize yardım etmek için aceleci davranmayın. Sakin ve sabırlı olursanız bebeğiniz daha kolay şekilde üstesinden gelecektir. Ancak sizin paniklediğinizi algılarsa yemek yeme konusunda negatif ilişki kurup, her seferinde aynı refleksi tekrarlayabilir.7- Eğer öğürme refleksi her gıdada devam ediyorsa ek gıdaya bir süre ara verebilirsiniz. Sakin ve neşeli olduğu bir anda yeniden deneyebilirsiniz. Ya da parmak gıdalara biraz büyüyene kadar ara verip, tel süzgeç/ cam rende yardımıyla yaptığınız püreleri sunabilirsiniz.
Elbette hayır. Bebeğinizi beslerken onu yemeye zorlamadığınız sürece ister parmak gıdalarla devam edin, isterseniz pürelerle, isterseniz de karışık. Bebeğiniz sağlıklı beslenirken mutlu olsun yeter.
Bebeğiniz 6. Aya geldiğinde doktorunuzun ek gıdaya başlamasını onaylamasının ardından başlayabilirsiniz.
İlk ek gıda konusunda farklı görüşler olsa da bebeklerin damak tadı tatlıya yatkın olduğu için meyve ile başladıktan sonra sebze tüketimi karmaşaya yol açabiliyor. Bu yüzden ilk olarak mevsim sebzeleriyle başlanmalıdır. Brokoli, balkabağı, avokado, yaz kabağı, yer elması, havuç, kereviz, tatlı patates yaprak halinde olmayan sebzeler başlangıç için oldukça uygun. Sebzelerle tanıştıktan sonra meyve, ıspanak, tam buğdaylı makarna dilimleri takip edebilir.
Sunulan yiyeceklerin mutlaka yumuşak ve uygun boyutta olmasına özen gösterilmelidir. Tek 1 sebzede karar vermenizin ardından, bebeğinizin eliyle rahat tutabileceği (en fazla 5 cm) çubuklar halinde dilimleyip, uygun pişirme yöntemiyle pişirdikten sonra bebeğinizin ilk öğünü hazır. Pişirme yöntemlerinden buharda pişirme ya da fırını tercih edebilirsiniz. Besinler çok sıcak ya da çok soğuk olmamalıdır. Bebeğiniz tüketmeden önce yemeğin sıcaklığı mutlaka yetişkin tarafından kontrol edilmelidir.
Her anne gibi siz de bebeğinizin doyduğu konusunda ikna olmayabilirsiniz ancak ek gıda döneminde bebeğinizin ana öğünü hala anne sütü. BLW yönteminde bebek yiyeceği miktara kendi karar vermeli ve daha fazla yemesi için zorlanmamalıdır.
Bu döneminin başlangıcında bebeğinizin günde 50 ml (2,5 çorba kaşığı) kadar ek gıda tüketmesi yeterlidir. Bebeğiniz için 9. ayda günde 2 çay bardağı; 12. ayda ise 3 çay bardağı ek gıda günlük besin ögesi ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Bu miktarlara acele etmeden, kademeli olarak ulaşılmalıdır.
Bebeğiniz BLW öğünü sonrası hüsrana uğramış veya mutsuz görünüyorsa o zaman pürelerle siz takviye yapabilirsiniz.
Bebeklerin çoğu yeni tanıştığı parmak gıdaları idare etmede gerçekten ustadır ancak ek gıdanın ilk günlerinde tükürme/ öğürme refleksleri oldukça yaygındır. Korkutucu olsa da bu bebeğinizin beslenme boğulma tehlikesini önlemek için yardımcı bir güvenlik refleksidir.
Mart ayı sebzeleri: brokoli, kuşkonmaz, turp, havuç, pancar, marul, nane, maydanoz, kereviz, ıspanak, tere,
Mart ayı meyveleri: Muz, elma, limon
Bu sebzelerden özellikle kendine has kokusu ve tadıyla kerevizin belki seveninden çok sevmeyeni vardır. Hal böyle olunca çocukları kereviz tüketmeye teşvik etmek için yetişkinler için kerevizin efsane faydalarından bahsedeceğim. Mevsimi geçmeden sizi daha sık yemeye ikna edecek, kereviz hakkında bilmeniz gereken 8 özellik:
1- Yeşil saplarının da tüketilmesi durumunda özellikle hazımsızlık şikayetleri, karaciğer, böbrek ve barsak sağlığı için olumlu etki sağlar. Ağırlık kaybı programlarında sürecin daha düzenli ilerlemesine yardımcı olur.
2- Mevsimindeyken depolayabilirsiniz. Saplarını dilimleyerek, kök kısmını ise folyoya sararak derin dondurucuda 6-7 ay saklayabilirsiniz.
3- İçeriğindeki sodyum ve potasyumdan dolayı vücudun sıvı dengesini korumaya yardımcı olur. Özellikle ishal, kusma gibi durumlarda elektrolit kaybının hızla yerine konulmasını sağlar. Potasyum tansiyonun dengelenmesine yardımcı olurken, içeriğindeki sodyumsa sebzenin kendine tuz eklemeye gerek kalmadan tüketebileceğiniz anlamına geliyor.
4- Diğer sebzeler gibi iyi bir lif kaynağı. 1 küçük kase kerevizde 2 gram lif bulunur.
5- Özellikle sap bölümü folik asit yönünden iyi bir kaynaktır. Anne adayları ve bebekler için oldukça besleyici.
Çocuklarda sebze ve meyve tüketiminin kısıtlı olmasına bağlı olarak yeterli lif tüketimi sağlanamayabiliyor. 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi yaklaşık 4 gr lif içerir. 2 yaşından büyük çocuklarda günlük lif ihtiyacı (yaş +5) gr dır. Yani 7 yaşındaki bir çocuğun günlük lif ihtiyacı 12 gr dır. Yani günlük önerilen miktara ulaşmak için 1-2 yemek kaşığı yulaf ezmesi tüketmeye teşvik etmek onlar için oldukça besleyici. Hergün düzenli olarak tüketmek, kabızlık, kolesterol yüksekliği, kalp hastalığı, hipertansiyon ve tip 2 diyabet riskini azaltarak geleceğe yönelik çocuğunuzun sağlığını korur.
Aynı şekilde yulaf ezmesi içeriğindeki yüksek demir sayesinde okulda dikkat eksikliği, halsizlik gibi problemlerin önüne geçecektir. Demir eksikliği görülen çocuklarda yulaf mutlaka günlük beslenme planına eklenmelidir.
Büyüme ve gelişmelerini olumlu etkileyen vitamin ve mineralleri içerir. Bu yüzden çocukların seveceği tarifi bulana kadar denemekten vazgeçmemelisiniz.
Yetişkinlerin bile zor alıştığı bu tada çocuklara sevdirmenin pek çok yolu var.
Yulaf ezmesini/ ununu hangi tarifle deneyeceğinizi 3 kriterle daha kolay karar verebilirsiniz.
Çocuklarınızın damak tadından tatlı ya da tuzlu seçim yapabileceğini tahmin ediyorsunuzdur. Tatlı tadı sevenler için taze/ kuru meyveli, kakaolu, Hindistan cevizli gibi onlarca seçenekten tatlı olana yönelebilirsiniz, sevmeyenler içinse çırpılmış yumurta içinde yulaf unu kullanabilir ya da yoğurtlu tariflere yönelebilirsiniz.
Tarifleri araştırırken çocuğunuzun sıcak ya da soğuk seçeneklerden hangisini daha çok seveceğini mutlaka göz önünde bulundurmalısınız.
Tariflere göz atarken çoğunun benzer göründüğünü düşünebilirsiniz ancak iştah açıcı hale getirmek sizin elinizde.
Şüphesiz 6. Aya kadar tek gıda anne sütü olmalı. Ardından anne sütünü ek gıdalarla desteklemelisiniz. Ama 1 yaşa kadar bebeğinizin ana öğününün anne sütü olduğunu unutmamalısınız. Emzirme süreci bebeğiniz 2 yaşına kadar gelene kadar devam etmeli.Anne sütü için en uygun yaş: 0-24 ay
Bebeğiniz 6. Aya kadar tüm besin ögesi ihtiyaçlarını anne sütü ile karşılar ancak 6. Aydan sonra yulaf ezmesi, arpa, yarma gibi demirden zengin tahıllara mutlaka yer vermelisiniz. Pirinci, besin değeri yönünden fakir olması sebebiyle bebeğinizin beslenmesinde yer vermemelisiniz.Demir kaynağı tahıllar için en iyi yaş: + 6 ay
6. aya yaklaşan annelerin kafasında hep ilk gıda endişesi vardır. Avokado, dokusu, aromatik olmayan hafif tadı, pürüzsüzlüğü sayesinde bebekler için muhteşem bir ilk ek gıda. Üstelik anne sütü ile daha yumuşak bir hale de getirebilirsiniz. İçeriğindeki tekli doymamış yağlar, vitamin, mineral ve zengin lif sayesinde de bebeğiniz için oldukça besleyici.Avokado için en iyi yaş: + 6 ay
Ülkemizde henüz yaygın olarak tüketilmese de içeriğindeki A Vitamini sayesinde bebeğinizin göz ve cilt sağlığını olumlu yönde etkilerken, büyüme grafiği ve enfeksiyonlardan korunma için oldukça önemlidir. Çorbalarına ekleyebilir ya da püre halinde verebilirsiniz.Tatlı patates için en iyi yaş: + 6 ay
Pastörize günlük süt ile evde hazırlanan sade kefir ve yoğurt zengin protein, kalsiyum ve probiyotik içeriği ile bebeğinizin hem sindirim fonksiyonlarını, hem de bağışıklık sistemini güçlendirir. Ancak süt konusunda dikkatli olmalısınız. Açıkta satılan sütler hem zararlı mikroorganizmalar yönünden tehlikeli, hem evde uygun olmayan sıcaklıkta pişirildiği zaman besin değeri kaybı olacağından pastörize süt kullanmanız en güvenilir olanı.Yoğurt/ Kefir için en iyi yaş: + 7 ay
Et grubu yiyecekler demir, riboflavin, niasin, B Grubu vitaminler ve çinko yönünden zengin olduğu gibi bebekler için oldukça önemli protein kaynağıdır. Ancak bebeğiniz çiğneme yeteneği kazandıktan sonra başlamalısınız. Sebze püresi, çorba ya da yumurta ile birlikte karıştırarak bebeğinizin işini kolaylaştırabilirsiniz.
Et için en iyi yaş: + 7-8 ay
Her yaştan birey için olağan üstü bir gıda olan pancari folik asit, potasyum ve A grubu vitamini yönünden zengin bir kaynaktır. Rengini ve tatlımsı tadını bebekleriniz çok sevecek.Buharda iyice yumuşayana kadar pişirin ve ezerek verin. Ya da kabuğunu soyduğunuz pancarı çubuklar halinde dilimleyerek vermeyi deneyin.
Pancar için en iyi yaş: + 11 ay
1- Bal
1 yaşa kadar tuz ve şeker yasak gıdaların başında. Buna rağmen bazen siz ya da yakınlarınızın ev dışında 1 kaşıktan bir şey olmaz diye verdiğiniz tatlıların içinde bulunma ihtimali olan balın bebeklerde ölümcül bir hastalık olan botulizme yol açtığını biliyor muydunuz?Bu yüzden şekerli olan gıdalardan 1 yaşa kadar kesinlikle kaçınmalısınız.
2- Hayvansal süt
Bebeğinizin sindirim sistemi ve böbrek sağlığı için 1 yaşa kadar inek sütü, keçi sütü gibi hayvansal sütlerden sakınmalısınız. Anne sütü ve 7 aydan sonra vereceğiniz yoğurt/ kefir bebeğinizin kalsiyum ve protein ihtiyacı için yeterli olacaktır.
3- Fındık- fıstık
Boğulma tehlikesi nedeniyle 1 yaşından önce kuruyemiş tüketilmemeli. 1 yaşından sonra kremalı ve taneli olmayan %100 fındık ezmesi/fıstık ezmesini çok ince bir tabaka halinde verebilirsiniz. 4 yaşından önce de bütün halde kuruyemişi kesinlikle denememelisiniz.
Şüphesiz 6. Aya kadar tek gıda anne sütü olmalı. Ardından anne sütünü ek gıdalarla desteklemelisiniz. Ama 1 yaşa kadar bebeğinizin ana öğününün anne sütü olduğunu unutmamalısınız. Emzirme süreci bebeğiniz 2 yaşına kadar gelene kadar devam etmeli.
Anne sütü için en uygun yaş: 0-24 ay
Bebeğiniz 6. Aya kadar tüm besin ögesi ihtiyaçlarını anne sütü ile karşılar ancak 6. Aydan sonra yulaf ezmesi, arpa, yarma gibi demirden zengin tahıllara mutlaka yer vermelisiniz. Pirinci, besin değeri yönünden fakir olması sebebiyle bebeğinizin beslenmesinde yer vermemelisiniz.
Demir kaynağı tahıllar için en iyi yaş: + 6 ay
6. aya yaklaşan annelerin kafasında hep ilk gıda endişesi vardır. Avokado, dokusu, aromatik olmayan hafif tadı, pürüzsüzlüğü sayesinde bebekler için muhteşem bir ilk ek gıda. Üstelik anne sütü ile daha yumuşak bir hale de getirebilirsiniz. İçeriğindeki tekli doymamış yağlar, vitamin, mineral ve zengin lif sayesinde de bebeğiniz için oldukça besleyici.
Kuru baklagiller, kabuk bölümü posa, iç kısmı ise nişasta içeriği yönünden zengindir. Kabuklu tüketilmesi sebebiyle hem doygunluk sağlanmasına hem de sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur. İçeriğinde bulunan bitkisel proteinlerin günlük ihtiyacı karşılamasa da iyi pişirme yöntemi uygulanır ve tahıllarla (bulgur, yarma, pirinç, tam tahıl vb.) birlikte tüketilmesi sağlanırsa, protein kalitesi yükselebilir.
İçerdikleri kalsiyum, magnezyum, çinko ve demir sayesinde kemik ve dişlerin gelişimi için oldukça önemlidir.
Islatma
Oda ısısındaki suda 8-24 saat ıslatılabilir. Gaz yapıcı maddeler ıslatma suyuna geçtiği için ıslatma suyu aralıklarla dökülüp, değiştirilebilir.
İyi pişirme sindirimin kolaylaşması ve besin ögelerinin emilimi için oldukça önemlidir. Özellikle içeriğindeki B grubu vitaminler ve kalsiyum, demir gibi minerallerin kayba uğramaması için pişirme suyu dökülmemelidir.
Şişkinlik ve gaz problemlerinin önüne geçebilmek tüketirken kimyon ilave edilebilir.
İçeriğinde bulunan demirin emilimi için C vitamininden zengin besinlerle (yeşil salata, limonlu zeytinyağlı vb.) birlikte tüketilmesi daha yararlı olacaktır.