Deniz Sipahi

KONAK Belediye Başkanı Abdül Batur’un üçüncü yılını değerlendirdiği toplantıdaydım.

Batur; İzmir’in en deneyimli başkanı…
Narlıdere’den sonra Konak’ta da başarılı çalışmalar yapıyor.
Toplantıda yapılan birçok projeyi anlattı.
Birçoğunu gidip yerinde gördüm.
Sosyal sorumluluk projelerine gerçekten çok ihtiyaç var.
Özellikle çocuklarımız, kadınlarımız, engelli vatandaşlarımız için daha yapılacak çok şey olduğunu düşünüyorum.

BİR kentin buluşma noktaları olmalı.

İzmir’de yeni bir adres size tavsiye edeyim.
BonVivant...
Restorasyonu epeyce sürdü, titiz bir çalışma yapıldı, ama Alsancak’ın merkezindeki bu eski bina kente kazandırılmış oldu.
BonVivant’ın kurucusu Perihan İnci burada sergilerin, özel buluşmaların, davetlerin olmasını istiyor.
100 yılı aşkın bir geçmişe sahip komşu iki Rum evi aslına uygun restore edildi.
İnci Grubu İzmir’in gelişmesinde önemli katkılarız olan bir ailedir.
Bu da grubun kente armağanlarından biri...

GÖZTEPE’nin ve Altay’ın kalan dokuz maçına baktım.

Göztepe’nin fikstrü Altay’a göre biraz daha zorlu gözüküyor.
Önemli olan paniğe kapılmadan, soğukkanlı kalarak ve çalışarak bu dönemi atlatmak...
Göztepe’nin de, Altay’ın da oyuncu kadrosu ve kalitesi bunları yapmaya müsait.
Yeter ki isteyelim, bütünleşelim ve inanalım.
Ben sporu sadece spor olarak görenlerden değilim.
Bir kentin gelişmesinde, büyümesinde, değişiminde sporun itici gücü var.
Tıpkı sanat gibi birleştiren bir özelliği de var.

GEÇEN gün Swissotel Büyük Efes İzmir’in Genel Müdürü Rıza Elibol ve Pazarlama Direktörü Ayşe Karpat ile konuşuyorduk.

Elibol; bu sektörün önemli isimlerinden...
Turizme gönül vermiş, özellikle gençlerin eğitimine önem veren bir yönetici...
Birlikte çalıştığı birçok kişi bugün önemli otellerin başında görev yapıyor.
Gençlerin sektöre daha fazla ilgi duymasını istiyor çünkü nitelikli insan kaynağına ihtiyaç var.
Takip ediyorum; eğitimde örnek olacak çalışmalar yapıyorlar.
Örneğin Konak Alsancak Nevvar Salih İşgören Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Swissotel Büyük Efes İzmir arasında ‘Mesleki ve Teknik Eğitimde İşbirliği Protokolü’ imzalandı.
Turizmi seven gençlerin daha lise yıllarında bu mesleği seçmeleri gerekir.

İki ülke dışişleri bakanlarının savaş başladığından bu yana ilk kez aynı masada oturması önemli bir diplomasi başarısıdır.Elbette sonuçları ne olur bilemiyorum.

 

Ama bütün dünyanın gözünün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba’nın katıldığı kritik zirvede olduğu bir gerçekti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da bu toplantıda olmasının önemi, değerini herhalde dünya görmüştür.
Her zaman, her fırsatta söylüyor ve yazıyorum.
Türkiye vazgeçilmez bir ülkedir.
Hele Avrupa Birliği için Türkiye’nin ayrı bir önemi vardır.
Demokraside eksiklerimiz olduğunu biliyoruz, bunları tamamlamak için bizim de ev ödevlerimizi yapmamız gerekiyor.

EXPO maceramız istediğimiz gibi bitmedi. Önce Milano’ya, sonra Dubai’ye kaybettik. Her iki yarışı da yakından izleyenlerden biriydim. İzmir ve Türkiye bu büyük organizasyon için elinden geleni yaptı. Gerçekten de iyi bir mücadele verdik.Öncelikle kentte bir bütünleşme oldu. Bütün sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler ve devletin bütün organları örnek bir işbirliği içindeydi. Bu bile büyük bir kazançtır.

 

Evet, sonuçta kazanamadık.
Ama Türkiye adına bu yarışta yer almak bile büyük bir kazanım olmuştur.
Pandemi belki birçok alışkanlığımızı değiştirdi. Fuarlar, dolayısıyla EXPO da yeniden tartışılır oldu belki...
Ama göreceksiniz çok yakın bir zamanda hayat normale dönecek ve özlediğimiz o kalabalık toplantılar, buluşmalar yeniden gündeme gelecek.
Yani kaldığımız yerden hayatı yaşamaya devam edeceğiz.
Fuarlar da dahil...

EUNONEWS’te Tim Gallagher imzalı haber ilgimi çekti.

 

 

Ukrayna gerginliği, Rusya’nın işgali beraberinde dünya adeta ayağa kalktı.
Ukraynalılar ülkelerini korurken; Rusya’ya ekonomik ambargolar başladı.
Kredi derecelendirme kuruluşları Rusya’nın notu çöp seviyesine kadar indirirken; adeta bir ekonomik tecrit de başlatılmış oldu.
Peki bu dışlanma sadece ekonomide mi; işte haber bunu anlatıyor.
Rusya sanatın her dalında iddialı olan bir ülkeydi.

LİSE, üniversite yıllarımı hatırlıyorum; bir de bugünün gençlerini...

Kendi içimizde başka hayaller kurardık. Saint Josephli yıllarımın sohbetlerini o gün kaldığımız yerden bugün de devam ediyoruz. Hem de her ayın son perşembesi buluşup dünü, bugünü, yarını konuşuyoruz. Galiba bizler için o dönemde doktor, mühendis olmak en idealiydi. İdealler değişti çünkü hayat başka türlü akmaya başladı. Ve öyle görünüyor ki; dijital dünya bu kadar hayatımızı değiştirmeye devam ettikçe bugün yaptığımız mesleklerin çoğu ortadan kalkacak.
Bize düşen zamanın ruhunu yaşamak o zaman...
***
Gastronomi giderek yükselen bir alan... Birçok gencin kariyer planında gastronominin, eğlence sektörünün olduğunu görüyorum.
Ve seviniyorum.
Çünkü zengin bir mutfağı olan Türkiye’nin, Anadolu’nun kendini ifade edememesini yıllardır anlayamıyorum.
Dünyanın her yerinde İtalyan restoranları varken, bizim Türk restoranlarının hala standart bir menü oturtamamasını da anlayamıyorum.