Bazı mekanlar bana ilham veriyor

BİR kentin buluşma noktaları olmalı.

Haberin Devamı

İzmir’de yeni bir adres size tavsiye edeyim.
BonVivant...
Restorasyonu epeyce sürdü, titiz bir çalışma yapıldı, ama Alsancak’ın merkezindeki bu eski bina kente kazandırılmış oldu.
BonVivant’ın kurucusu Perihan İnci burada sergilerin, özel buluşmaların, davetlerin olmasını istiyor.
100 yılı aşkın bir geçmişe sahip komşu iki Rum evi aslına uygun restore edildi.
İnci Grubu İzmir’in gelişmesinde önemli katkılarız olan bir ailedir.
Bu da grubun kente armağanlarından biri...
BonVivant’da özel odalar yapılmış.
Cumbalı Oda’yı çok beğendim. Kordon Odası, İlham Odası, Kütüphaneli Oda, Teraslı Oda ve Cihannüma Odası da harika işlenmiş.
Yoga, pilates için de Sakin Oda var.
Bu evlerin avlularına bayılıyorum.
BonVivant’ın avlusu da öyle, büyülü bir yer olmuş.
Perihan İnci’yle ortak bir hayalimiz var.
O da kent kültürüne sahip çıkan, geçmişi koruyan ve yeniden yaşatan bir hayal...
Ben de arada bu mekanlarda kaybolup gidiyorum.
Tarihi okurken, o mekanlara ruh veren insanları hep düşünüyorum.
Anıları, yaşam deneyimlerini, sohbetleri; iyi ve sıkıntılı günleri...
Bence geleceğe de bakarken hep bu mekanlar ve insanlar bize ilham vermeli...
O yüzden Perihan İnci’nin bu girişimini çok iyi anlıyor ve kendi adıma teşekkür ediyorum.

Haberin Devamı


Kentler hafızalarıyla yaşar

PERİHAN İnci’yi bu maceraya götüren birçok detay var.
Örneğin çocukluk hayalleri ve hatıraları...
Ve elbette doğup büyüdüğü kente sahip çıkma halleri...
Şöyle anlatıyor;
“BonVivant; Alsancak’ın eski güzel günlerindeki tarihi ve kültürel dokusunu yeniden günümüze taşıyan bir mekan yaratma hayalimle başladı. Alsancak’ta geçmişi 1800’lü yıllara kadar uzanan ve ‘Punta’ olarak da bilinen tarihi Rum evlerinin yer aldığı bölgede evlerin çoğu bakımsız ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor. 5 yıl önce Alsancak 2. Kordon üzerinde bulunan bu iki Rum evi ile karşılaşmam, beni çocukluğumun İzmir yalısında bulunan hayran olduğum güzelim cumbalı evlerin zamanına götürdü. Hep o cumbalı evlerde yaşamak nasıl olurdu diye düşünürdüm çocukluğumda. Şimdi nerdeyse tamamı yok olan yalı evleri gibi Kemeraltı ve Alsancak bölgesinde bulunan pek çok bina yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Tetiklenen bu çocukluk hayaliyle birlikte binalara hayat verme isteği birleşti ve onları İzmir’e kazandırma arzusuna dönüştü. Önce köşede bulunan 266 no’lu binayı alarak ilk adımı attık. Ardından yanındaki 268 no’lu binayı da alarak, hayalimizi bir kat daha zenginleştirdik. Bu bina geçirdiği birkaç yangın nedeniyle ağır hasar almıştı. O kadar harabe bir şekildeydi ki girilemediği için nerdeyse içini görmeden aldık. Büyük bir titizlikle yürütülen rölöve ve restitüsyon çalışmaları sayesinde bu iki tarihi ev sonradan yapılan ekleri yıkılarak aslına uygun bir şekilde restore edildi ve eski günlerdeki özgün kimliğine kavuştu.
Bu iki binayı ilham veren bir buluşma noktası haline getirmek için detaylı bir mimari tasarım ve iç dekorasyon çalışması yürüttük. Bu mekanı yaratırken, kurumlar ve bireyler için şık bir buluşma ve çalışma alanı oluşturmanın yanı sıra İzmir’in eski özgün kent dokusu ve kültürüne katkı sağlamak istedik. Kentler hafızalarıyla yaşar. BonVivant 19. yüzyıl ruhu ile ilham veren bir buluşma noktası olmasının yanında İzmir’de eksikliğini hissettiğimiz; entelektüel sohbet toplantılarının yapılabildiği, tarih, sanat, tiyatro, sinema, müzik konuşulan, yoga, nefes ve meditasyon çalışmaları da gerçekleştirilen bir buluşma mekanı oldu.”

Haberin Devamı


Kentleşmede sınıfta kaldık

GALİBA anahtar cümle de bu...
“Kentler hafızalarıyla yaşar...”
Ve ilave olarak;
O kentlere ruh veren insanları hatırlayarak, düşünerek, onları anlayarak da geleceğe bakarlar...
Hep yazıyorum, her fırsatta söylüyorum.
Yurtdışına çıktığımda kıskandığım çok az şey var.
Örneğin mimariyi kıskanıyorum.
Korunan binaları kıskanıyorum.
Mekanların yüzyıllardır korunmasını kıskanıyorum.
Türkiye olarak birçok iyi şey yaptık.
Ancak şehirleşmede sınıfta kaldığımızı söylemeliyim.
İstisnasız hiçbir kentimiz tarihini tam anlamıyla koruyamadı.
Eski binalar yıkılıp yok olurken seyirci kaldılar.
En azından bundan sonraki adımları bilinçli atalım.
En azından el kalanları koruyalım.

Haberin Devamı


Kemeraltı’nı koruyalım
cazibe merkezi yapalım

O yüzden TARKEM’in Kemeraltı için geliştirdiği projeleri önemsiyorum. Dünyanın bir başka ülkesinde Kemeraltı gibi bir yer olsa neler olurdu biliyorsunuz. Bence İzmir’in yeni cazibe merkezi Kemeraltı olmalı. Korunmalı, işlevsellik kazandırılmalı ve 24 saat yaşayan bir yer olmalıdır.
İzmir’in öncelikleri arasındaki ilk projelerden biri Kemeraltı’dır.
Örnekleri çok...
Birkaç sokak canlansın, gece gündüz gidilir hale gelsin, buluşma noktası olsun Kemeraltı’ndaki dönüşüm çok daha hızlanacak.
TARKEM’i, bu projenin yanında, arkasında olan herkesi destekliyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları