Bana da iyi geliyor.
Hem geleceğin iletişimcileriyle bir arada olmuş oluyorum, hem de onların hayallerini, beklentilerini, düşüncelerini daha iyi anlamış oluyorum.
İlk defa oy kullanacakların sayısı bir hayli fazla ve bu da seçimin kaderini belirleyecek.
Geçenlerde öyle bir ortamdaydım.
Dersin sonuna doğru yaklaşan seçimleri konuştuk.
Şunu söylemeliyim; “Gençler siyasetle ilgilenmiyor” diye bir algı var ya, tamamen yanlış...
Gençlerimiz düşündüğümüzden çok daha fazla memleket meseleleriyle ilgileniyor.
Muhalefetin de, iktidarın da söz verdiği bir konuydu.
Kamuoyunda böyle bir beklenti olunca siyasiler de buna hayır diyemiyorlar.
EYT’yle birçok kişi işlerinden ayrıldı, ayrılıyor; bazıları da kurumları izi verdiği sürece işlerine devam ediyor.
Fransa’da yaşanan gelişmeleri hep birlikte izliyoruz.
Paris sokakları aylardır protestolarla karşı karşıya...
Cumhurbaşkanı Macron sert şekilde eleştiriliyor.
Siyaset sokakta yapılır.
Sosyal medya bu kadar gelişmiş olmasına, Youtube gibi kanallarla dünyaya canlı yayın yapmanıza, bir tweetle milyonlara ulaşmanıza rağmen bu böyle...
Kim aksini iddia ediyorsa tartışmaya hazırım.
Bizim gibi ülkelerde vatandaş siyasetçiyi yanında görmek ister.
Dertlerini dinlemesini, sorularına cevap vermesini ister.
En güzel tweetler bile olsa, harika sözcükler yan yana da dursa bu böyledir.
Aralarında siyasetçiler de var; iş dünyası da, sivil toplum temsilcileri de…
Liste tartışmaları devam ediyor.
İttifaklar olunca, hatta ittifak içinde ittifaklar kurulunca liste yapmak daha da zorlaştı.
Gazeteci olarak bu tepkilere alışığım.
Yani bu hayal kırıklıkları, eleştiriler, hatta eleştiri boyutunu aşıp istifalara kadar giden süreçler beni şaşırtmıyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı “Tepkiler olacaktır, CHP hiçbir siyasi partiyle iş birliği yapmasa kendi listelerini çıkarsaydı da yine tepkiler olacaktı. Siyasetler, kişiler üzerinden yürümez. Kişileri konuşmak bu işin teferruatı” demiş.
Birçok siyasetçiyle, aday adaylarıyla konuşuyorum.
Listelerin kimseyi memnun etmediği bir gerçek...
Her partide homurdanmalar var.
Ama şunu unutmamak gerekir; bu seçimi diğerlerinden ayıran önemli detaylar var.
İttifaklar olunca listeleri de yapmak zorlaştı.
Bir de ittifak içinde ittifaklar olunca işler daha da karıştı.
CHP listesinde İYİ Parti’den 6, DEVA’dan 18, SP’den 23, Gelecek Partisi’nden 15 ve DP’den de 3 isim yer aldı. İYİ Parti ile de 11 ilde işbirliği yapıldı.
Geçen gün sohbet ettik.
Yine çok ses getirecek bir eserin yapım aşamasında...
Anlatayım.
Jacques Pervititch 1922 büyük İzmir yangınını toplam 30 pafta olarak çizmişti. 1923 yılında yayınlanan “Plan d’İzmir - 1923” albümü yayınının 100. yılı anısına yeniden basılacak.
Jacques Pervititch’in “Plan d’Izmir - 1923” albümü, başka hiçbir esere benzemeyen bir hikaye... Tam 100 yıl boyunca bir dizi sıkıntıdan kurtulmuş ve günümüze eksiksiz olarak ulaşmış tek örnek... Bu eser hiçbir zaman halka açık bir şekilde sergilenmedi. Her zaman özel bir yerde tutuldu, son 45 yıldır Prof. Dr. Çınar Atay koleksiyonunun en önemli parçası oldu ve çok az kişi tarafından görülüp incelendi.
İzmir ve Ege özeline baktığımda bazı değişimler görülüyor. Ama söyleyeyim çok az yeni ismi duyuyorum.
Öyle anlaşılıyor ki; ittifaklar, bazı zorunluluklar listelerin oluşturulmasında bazı sorunlar çıkardı, çıkarıyor.
Bütün bu gelişmeleri doğal karşılıyorum.
AK Parti’nin kuruluşunda üç dönem kuralı getirilmişti.
Bana göre çok doğru bir adımdı.
Türkiye gibi bir ülkede üç dönem bile uzun ve bazen yıpratıcı olabilir.
CHP ve İYİ Parti oy potansiyelinin düşük olduğu, vekil sayısı 5’ten az olan Çorum, Van, Adıyaman, Aksaray gibi 12 ilde de ortak liste yapacak.
İl sayısının artabileceği söyleniyor.
Cumhur İttifakı’nda da yeni gelişmeler var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP lideri Bahçeli’yle görüşeceği ortak listenin olabileceği söyleniyor.
Büyük Birlik Partisi ve Yeniden Refah Partisi de AK Parti listelerinden seçime girecek.
Bütün bu gelişmeleri ben demokrasimiz adına önemli buluyorum.