İşte bu demokrasinin olgunlaşmasını sağlıyor. Güçlü demokrasilerde ortak hareket etme kültürü, becerisi gelişmiş oluyor.
Biliyorum zor ama insanlık daha iyisini bulabilmiş değil henüz...
14 Mayıs’ta seçimlere gidiyoruz.
Bu seçimde de ittifaklar yarışı var.
İttifak demek kendi içinde bir koalisyon aynı zamanda...
Muhafazakar Ulusal Koalisyon Partisi, Finlandiya genel seçimlerinde 200 sandalyeli parlamentoda 48 sandalye kazanarak zafere ulaştı.
Aşırı sağcı popülist Finliler Partisi 46 sandalyeyle ikinci olurken, Sanna Marin’in solcu Sosyal Demokratları 43 sandalyeyle üçüncü oldu.
Sonuçlar dünyanın en genç Başbakanı Marin’in yeni dönemde Başbakan olarak kalamayacağını gösteriyor.
Finlandiya seçimlerinde ilgimi çeken birkaç detay var.
Kadınların Meclis’te aldıkları görevler ve her seçimde olduğu gibi bu seçimde de parlamentonun büyük bölümünün yenilenmesi...
Seçimlerde en çok oy alan üç kadın vardı.
“Kimler var listelerde” diye yine soruyorlar.
Bazı isimleri biliyoruz, tahmin ediyoruz.
Ama inanın ilk defa bu kadar belirsiz bir dönem yaşıyoruz.
Çünkü ittifaklar var, ittifaklar içinde de ittifaklar yaşanıyor.
Ve sayılı günler kalmasına rağmen hala belirsizlikler var.
Türkiye’de siyasette 24 saatin bile uzun olduğunu örnekleriyle hatırlıyoruz.
Sosyal medyanın büyüsüne kapılıp siyaset yapanlar sonrasında büyük bir hüsrana uğrayabilir.
İşim gereği dijital medyayı yakından takip ediyorum.
Cumhur İttifakı’nın da, Millet İttifakı’nın da önemli savunucuları, fenomenleri var.
Elbette büyük bir dikkatle yazdıklarını okuyorum, yorumları izliyorum.
Ama dediğim gibi kendilerini bir fenomen gibi gören ve yazdıklarıyla milyonları etkilediklerini düşünen insanlar için de bu hayal kırıklığı söz konusu olabilir.
Ve elbette en fazla başlığa çıkardıkları konu mülteci meselesi...
Son on yıl, Suriye’deki savaştan kaçan insanlarla birlikte bir göç dalgasına tanık oldu. Birçoğu Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçti, ancak Türkiye milyonların güvenliğe ilk giriş noktası oldu.
Ancak anketler, yabancı sayısı arttıkça göçmen karşıtlığının da arttığını gösteriyor.
Avrupa Birliği için bu gelişmelerin elbette bir sonucu da olacak.
Resmi rakamlara göre Türkiye, Mart 2023 itibarıyla geçici koruma kapsamında kayıtlı 3 buçuk milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor.
Yabancı medya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini, yorumlarını çok dikkatli izliyor.
Forbes’in bir başka araştırması da yaşanabilir şehirler üzerine yapılmış.
Tabii ilk 10’da Türkiye’den herhangi bir şehir yok.
Dünya çapında 128 büyük şehir incelenmiş, her birine 100 üzerinden puanlar verilmiş.
Çalışma koşulları, şehirlerdeki mutluluk, cinsiyet eşitliği, ortalama çalışma saatleri, minimum yasal yıllık izin ve güneş ışığı saatleri gibi değişik parametreler de ankete dahil edilmiş.
Özellikle İskandinav ülkeleri olmak üzere Avrupa şehirleri, mükemmel ebeveyn izni politikaları, artan ücretli izin günleri ve esnek çalışma düzenlemeleri sayesinde listenin başında yer almış.
Partiler şimdi liste hazırlığında, birçok partide aday adaylığı başvuru süreleri bitti.
Kamuoyuna yansıyan isimlere baktım; tanıdık bildik isimler...
Her parti için bu geçerli...
Siyaseti biraz takip ediyorsanız zaten bu isimleri bir şekilde tanıyorsunuz.
Kimi il, ilçelerde görev yapmış; kimini meclis üyeliklerinden tanıyoruz. Kimilerini de siyasi kulislerden...
Normal mi; normal tabii...
Türkiye’de siyaset biraz da böyle yapılıyor.
Bu konuda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önemli çalışmaları var.
Her detayı yakından takip ediyorum.
Sünger şehir konseptini Profesör Kongjian Yu önermiş.
Yu, ekolojik bir şehir plancısı ve peyzaj mimarı... Aynı zamanda Pekin Üniversitesi’nde peyzaj mimarlığı profesörü ve Pekin’deki planlama ve tasarım ofisi Turenscape’in kurucusu.
Yu şöyle diyor; “Beton, çelik, borular ve pompalardan oluşan gri altyapı, acil bireysel sorunları çözmek için gerekli olabilse de, çok büyük miktarlarda beton ve enerji tüketir, dayanıklılıktan yoksundur ve genellikle daha yüksek bir felaket riski biriktirir. İnsan ve doğa arasındaki bağlantıyı koparır.”
İnovasyon, sürdürülebilirlik sadece kullandığımız ürünlerde değil artık yaşadığımız şehirler için de geçerli...