Listeler parti tabanlarını memnun etmedi

Birçok siyasetçiyle, aday adaylarıyla konuşuyorum.
Listelerin kimseyi memnun etmediği bir gerçek...
Her partide homurdanmalar var.
Ama şunu unutmamak gerekir; bu seçimi diğerlerinden ayıran önemli detaylar var.
İttifaklar olunca listeleri de yapmak zorlaştı.
Bir de ittifak içinde ittifaklar olunca işler daha da karıştı.
CHP listesinde İYİ Parti’den 6, DEVA’dan 18, SP’den 23, Gelecek Partisi’nden 15 ve DP’den de 3 isim yer aldı. İYİ Parti ile de 11 ilde işbirliği yapıldı.
İttifak ortaklarından 30’a yakını seçilebilecek sıradan toplam 65 isim yer aldı. 134 kişilik Meclis Grubu’nun yarısına yer verilmedi. CHP’deki rahatsızlığın daha fazla olması da normal...
Cumhur İttifakı’nda durum biraz daha farklıydı.
MHP, BBP kendi listeleriyle seçime gidince Millet İttifakı’ndaki zorluklar olmadı.
Üç dönem kuralının istisnasız uygulanmış olması bana göre çok önemli bir adımdır.
AK Parti kadrolarının yüzde 65’i değişmiş oldu.
Toplumun her kesiminden temsilcilerin de olması dikkat çekti.
Her liste sonrası yaşanan tartışmaları, yorumları bildiğim için söylenmesi gereken tek şey var.
Eğer bir partiye gönül veriyorsanız; aday olup olmamamızdan daha çok o partinin başarısı önemli olmalıdır.

İzmir özeline gelince

ASLINDA üç büyük şehrin özeline gelince demek lazım. Her seçimde her parti istisnasız kontenjanlarını İstanbul, Ankara, İzmir’den yana kullanıyor. Bir ölçüde anlayabiliyorum. Genel başkanlar parti üst yönetiminde beraber çalışmak istediği isimleri garanti gördükleri yerlerden aday gösteriyorlar. Dediğim gibi bir yere kadar anlaşılabilir.
Ama özellikle İzmir’e biraz haksızlık yapılıyor gibi geliyor.
Kamuoyunun yakından tanıdığı, bildiği isimlerin de bu listelerde yer alması gerekmez mi?
Her parti için söylüyorum.
İzmir ile hiçbir bağlantıları olmayan, tatilden tatile belki gelip giden bu adaylar vekil seçildikten sonra İzmir’e gelecekler mi?
Kentin sorunlarıyla yakından ilgilenecekler mi?
Zannetmiyorum, bugüne kadar hiç olmadı.
O zaman İzmir’i garanti görmeyin.
İzmir seçmeni ilginçtir.
Bazen hiç olmadık sonuçlar ortaya çıkarabilir.

Dünyanın gündeminden bağımsız mıyız?

14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere artı bir önem, değer yüklemeyen çok insan görüyorum.
Demokrasilerde seçimler elbette çok önemlidir ama asıl önemli olan çarkların işlemesidir.
Katkınız sadece siyaset yapmakla olmaz; sivil toplumda alacağınız görevler de en az politika yapmak kadar değerlidir.
Sadece Türkiye değil bütün dünya ilginç bir dönemden geçiyor.
Avrupa’da da seçimler yapılıyor.
Orada sonuçları iyi analiz edelim çünkü beklentiler, istekler hepimizi ilgilendiriyor.
Birbiriyle iç içe geçmiş ilişkiler, bağlantılar artık tüm dünyayı etkiliyor.
Fransa’da son aylarda gösterilen protestolar bizim için önemli değil mi?
Avrupa’nın birçok ülkesinde uygulanan, hatta yasal çerçevesi çizilen hibrit modeller, iş hayatımızı etkileyen esnek çalışma sistemleri ve hayatımızda daha fazla yer kaplayan yapay zeka uygulamaları bizim demokrasimiz, ülkemiz için önemli değil mi?
Bazen iç siyasetin gündemine dalıp gidiyoruz.
İnanın bu akımlar, trendler, bu beklentiler eninde sonunda bizim siyasi gündemimiz olup çıkıyor.

Tabanı güçlü demokrasi

ÖN seçimi destekliyorum.
Ama bu haliyle değil.
Siyasi partiler yasası değişmeden, örgütler gerçek demokrasiyi yansıtmadan ön seçim yapsanız da istediğiniz sonuçları alamıyorsunuz.
Düşünün partiyle ilgisi olmayan ama siyasete ilgi duyan biri ön seçimden çıkıp nasıl gelecek ve listenin başına oturacak.
Mümkün değil.
O yüzden partiler, genel merkezler seçimlerinde adaletli, vizyonlu olmak zorundalar.
Biz bunları yazdıkça, söyledikçe bir gün Türk demokrasisi istediğimiz noktaya gelecek.
Demokrasiyi yine bizler iyileştireceğiz, güçlendireceğiz.
Bildiğimiz tek şey var; o da gerçek demokrasilerin gücünü tabandan alıyor olması.

Asıl anketlere şimdi bakmalı

CUMHURBAŞKANI adayları belli oldu, milletvekili aday listeleri açıklandı. Şimdi bundan sonra anket sonuçlarını merak ediyorum. Bugüne kadar yapılanlar elbette bir fikir veriyordu. Ama bundan sonrasını ben daha fazla dikkate alırım.