Ayşegül Domaniç Yelçe

“Rüya ve Maskeler”

19 Ocak 2015
Merhabalar sevgili okurlar.

“Rüya ve Maskeler” isimli dans gösterisi, engellenerek yaşamaya, zorunlu bırakılmış amatör bir dansçının, toplum baskısı olmaksızın, özgürce ve dışlanmadan dans edebilmek için verdiği mücadelede karşılaştığı güçlükleri anlatıyor.

Gerçek yaşamdan esinlenerek oluşturulan “Rüya ve Maskeler”in hikayesi, çağımız insanının insan sorununa/engelliye olan ilgisizliği, ötekileştirmedeki başarısı ve yabancılaşmasını ele alıyor. Hikayenin özü; mücadele edildiğinde toplum üzerinde nasıl da etkileyici rolde olunabildiğini, empati yapıldığında birlikte aşılamayacak hiçbir engelin bulunmadığını anlatmayı amaçlıyor.

Koreografisini Hakan Ceyhan’ın yaptığı oyunun sanat danışmanlığını Tan Sağtürk üstleniyor.

“Rüya ve Maskeler”i sergileyen ekip; 6 ortopedik engelli, 1 işitme engelli, 6 engelsiz olmak üzere toplam 13 dansçıdan oluşuyor. Gösteri, görme engelli müzisyen kardeşler Kerim-Selim Altınok ile piyano virtüözü Linda Kaso’dan oluşan canlı müzik ekibi eşliğinde sahneleniyor.

“Rüya ve Maskeler” teatral dans gösterisi 2014 yılı boyunca 33 kez izleyici ile buluşmuş bulunuyor. 2015 yılı için şimdiden belli olan gösteri tarihleri ve mekânları şöyle:

Yazının Devamını Oku

Bu kez de engelli öğrencilere ayrımcılık yapılıyor…

16 Ocak 2015
Merhabalar sevgili okurlar.

ÖSYM Başkanlığı sınav güvenliğini ileri sürerek sağlık/engel durumu nedeni ile özel bir alet, araç gereç ve cihazla sınava girecek adayların önemli bir bölümünün Ankara’da sınava alınmaları yönünde bir karar vermiş ve bu kararını 2015 ÖSYS Kılavuzu ile ilan etmiş bulunuyor.

Sözü geçen kılavuzun “Genel Kurallar” bölümünde;


KURAL 1: Engeli nedeniyle herhangi bir alet kullanan engelli adaylardan okuyucu talep edenler Ankara’da ÖSYM tarafından hazırlanacak her türlü kablolu-kablosuz iletişimi kesilmiş binalarda sınava alınacaklardır.
KURAL 2: Engeli nedeniyle herhangi bir elektronik alet kullanan engelli adaylar, Ankara’da ÖSYM tarafından hazırlanacak her türlü kablolu-kablosuz iletişimi kesilmiş binalarda sınava alınacaklardır.

Yazının Devamını Oku

Çocuk evliliklerine hayır…

12 Ocak 2015
Merhabalar sevgili okurlar.

Maha 13 yaşında. Ailesi ile birlikte Suriye’den kaçmış. Halen Ürdün’de bir mülteci kampında yaşıyor. Bir zamanlar okula gidiyor ve doktor olma hayalleri kuruyormuş. Ancak ailesi tarafından kendisinden yaşlı birisiyle evlenmeye zorlanmış. Şimdilerde ilk çocuğuna hamile.

Maha bu durumdaki tek çocuk değil. Ürdün’deki Suriyeli mülteciler arasında evlenmeye zorlanan kız çocuklarının sayısı büyük bir hızla artıyor. Aileler çocuk evliliğini geçimlerini biraz daha kolaylaştırmak ve kızlarını kamplardaki tehlikelerden korumak için bir çare olarak görüyorlar.

Dünyanın önde gelen örgütleri çeşitli eğitim ve koruma programları ile Ürdün’deki çocuk evliliklerini önlemeye çalışıyorlar. Ancak ne yazık ki bu örgütler bu iş için yeterli kaynağa sahip değiller. Bu nedenle, çocuk evliliklerini önlemek için dünyanin zengin ülkelerinden kaynak sağlamaya yönelik uluslararası bir imza kampanyası açılmış. Bu kampanyanın daveti bana da ulaştı.

Birkaç gün önce bu kampanyaya imza vermişken, Milli Gazete yazarı ve Sosyal Doku Vakfı Başkanı İlahiyatçı Nureddin Yıldız’ın çocuk evlilikleri ile ilgili olarak söyledikleri derinden yaraladı beni. Yıldız, İslam dinine göre evlilikte yaş haddi olmadığını kaydederek, ergenlik öncesi çocukların da evlenebileceğini söylüyor. Küçük çocukların aralarında nikah kıyılabileceği gibi, yetişkinlerle de küçük çocukların evlenebileceğini ifade ediyor. Verdiği örneklerde de 6 ya da 7 yaşındaki çocuklara nikah kıyılmasında hiçbir sakınca olmadığını belirtiyor.

Yazının Devamını Oku

Geleceğin yöneticilerinin İstanbul ile ilgili hayalleri…

9 Ocak 2015
Merhabalar sevgili okurlar.

1990’lardan bu yana dünyada ayrı bir disiplin olarak gelişmeye başlayan “Engellilik Çalışmaları” Sabancı Üniversitesi’nde derslerde yer bulmaya başladı. Üniversitede, özellikle ikinci yıllarında olan öğrencileri hedefleyen IF 200 kodlu “Hayal, Gerçek, Bilim ve Toplum” dersinin ikişer haftalık modüllerinden biri de “İstanbul’da Özel Gereksinimli Kişilerin Karşılaştığı Engeller”.

Bu ders farklı fakültelerin işbirliği ile farklı fakültelerden öğrencilere açık. Koordinatörlüğünü üniversitenin rektörü Sayın Nihat Berker’in üstlendiği derste “Su: Fizik, Nanofizik, Kimya ve Jeopolitiği”, “Kuantum Hesaplama ve Zaman Yolculuğu”, “Jules Verne, Edebiyat, Hayal, Gerçek” , “Ekonomi, Finans ve Sizin Geleceğinizin Güvencesi” , “Cinsel ve Kültürel Haklar, Çeşitlilikte Zenginlik”, “Faz Geçişleri, Ölçeksizlik, Evrensellik, Beyin ve Hatırlamak” gibi modüller de bulunuyor. Böylece öğrenciler hayatın farklı alanlarına açılan pencerelerden manzaralar görme ve üzerinde düşünme imkânına sahip oluyorlar.


Her modülün sonunda kısa bir sınav yapılıyor. “Özel Gereksinimli Kişilerin Karşılaştığı Engeller” konulu modül sonu sınavında şöyle bir soru sorulmuş: “Eğer İstanbul’dan siz sorumlu olsaydınız, İstanbul’u herkes için yaşanabilir bir kent haline getirmek için gündeminizdeki ilk madde ne olurdu?”

Yazının Devamını Oku

Herkesin tüm olanaklardan eşit ölçüde yararlanabildiği bir çevrede yaşamak…

5 Ocak 2015
Merhabalar sevgili okurlar.

Dün, dünyalar tatlısı bir kız misafirimiz oldu. Kızımın Sabancı Üniversitesi’ndeki bir önceki asistanı Aslı… Halen Cornell Üniversitesi’nde Sanat Tarihi doktorası yapıyor. Bu nedenle, son iki senedir New York Eyaleti’nin kuzeyinde Ithaca şehrinde yaşıyor.

Sohbet sırasında kendisine engellilerin Amerika’daki yaşam koşullarını sordum. Oraya gittikten sonra kızım Zeynep ile birlikte yurtiçi ve yurtdışında geçirdiği zamanların farkında olmadan günlük düşüncelerini ne kadar etkilemiş olduğunu fark ettiğini, bu yüzden etrafına kendi gözlerinin yanısıra Zeynep’in gözleri ile de baktığını söyledi ve başladı anlatmaya:

“Yurtdışında yaşadığım süre boyunca engellilerin hayatın her alanına kendi isteklerince ve gönüllerince dahil olmalarını sağlayan pek çok detay dikkatimi çekti.

En başta engelli insanların kamusal alanlardaki varlıkları hemen fark ediliyor. Restoranlarda, süpermarketlerde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında, her yerde… Üzücü olan bu görünürlüğün sadece Türkiye’den gelen benim için farklı ve dikkat çeker olması.

Yazının Devamını Oku

2015’ten beklediklerim…

2 Ocak 2015
Merhabalar sevgili okurlar.

Acısı ve tatlısı ile bir yılı daha geride bıraktık. Yeni bir yıla yeni umutlarla merhaba dedik…

Hepimizin hem “keşke”leri oldu, hem de “neyse ki”leri 2014 ylında da… “Neyse ki”leri “keşke”lerinden fazla olanlar, belli ki, daha doğru kararlara imza attılar. Belli ki daha çok sevindirip daha az üzdüler.

2015’in ülkemiz için engellerin ve ayrımcılığın olmadığı, güçlünün güçsüzü zenginin fakiri ezmediği, nefretin unutulup sevginin egemen kılındığı kavgasız bir ortam yaratmasını diliyorum. Yaptığım hatalardan ders almış olmayı, daha güzel ve yaşanabilir bir dünya için katkı verebilmeyi umuyorum.

Birbirimizi dinlemeyi ve anlamaya çalışmayı öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Dünyaya yalnızca kendi penceremizden değil biraz da başkalarının pencerlerinden bakmayı başarabilirsek eğer, güzel ülkemizin daha da güzelleşeceğine inanıyorum.

Yazının Devamını Oku

“Görme engelliler demokrasi istiyor”

29 Aralık 2014
Merhabalar sevgili okurlar.

Demokrasi istemeyen var mıdır? Sanırım yoktur…

Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı Lokman Ağva’nın da söylediği gibi, seçme ve seçilme hakkı engelli-engelsiz herkesin en temel insan haklarından biri. Ancak görme engelliler bu haktan tam olarak faydalanamıyorlar. Oysa ki bir engelsizin gizli oy kullanmasını gerektiren faktörler engelliler için de geçerli.

Bağımsız Seçim İzleme Platformu’nun 30 Mart 2014 Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Gözlem Raporu’nda dezavantajlı seçmenlerin yaşadıkları ihlâllere de değinilmekte. Söz konusu raporda; 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 74. Maddesi’nde “Sandığın konulacağı yerlerin belirlenmesinde, seçmenin oyunu kolaylıkla, serbestçe ve gizli şekilde verebilmesi göz önünde bulundurulur.” hükmü bulunmasına rağmen 30 Mart seçimlerinde engelli ve yaşlı seçmenlerin çoğunluğunun oy kullanacakları sandıkların bulundukları yerlere erişemedikleri, bu durumdaki seçmenlere ya kucakta sandık alanına taşınarak ya da sandık kurulu görevlileri nezaretinde açık alanda oy kullandırıldığı, bazı seçmenlerin ise oylarını kullanamadıkları ifade edilmekte. Oy kullanacakları sandıklara erişemeyen seçmenler için farklı uygulamalar yapıldığı; bazı yerlerde sadece oy pusulası ve zarfının sandık görevlilerince engelli seçmenlerin yanına götürülmüş, bazı durumlarda ise oy kullanma sandığının engelli seçmenlerin yanına götürülmüş olduğu; görme engelli seçmenlerin oy pusulasının görme engelliler için uygun olmaması sebebiyle oylarını bir yakınları, buna izin verilmediği durumlarda ise sandık kurulu görevlileri ile birlikte kullandıkları yine aynı raporda belirtilmekte.

Sayın Lokman Ağva, bu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımış. Mahkemeden, görme engellilerin de seçimlerde gizli oy kullanabilmelerine yönelik bir karar bekliyor. Anayasa Mahkemesi yakın zamanda bir karar vermezse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceklerini söylüyor. Çok da haklı… Zira durum seçimlerin yaklaşması nedeniyle aciliyet taşıyor.

Yazının Devamını Oku

“Çocuklar Kaybolmasın”

26 Aralık 2014
Merhabalar sevgili okurlar.

Bana çok uzun gelen kısa bir aradan sonra yeniden birlikteyiz. Zatürre ile yaptığımız savaşı ben kazandım. Ciğerlerim tamamen temizlendi. Ancak doktor yorgunluğumun bir süre daha devam edeceğini söylüyor.

Hastalığım sırasında pek çok etkinlik kaçırdım. Bunlardan biri de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Ströer Kentvizyon Reklam Pazarlama A.Ş. ve Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği arasında imzalanan işbirliği protokolüyle hayata geçen Çocuklar Kaybolmasın Projesi tanıtım toplantısıydı. 9 Aralık’ta Ankara’da gerçekleşen özel olarak davet edilmiş bulunduğum bu toplantıya katılamamış olsam da, konu hakkında sizlerle paylaşmak üzere biraz bilgi topladım.

Çocuklar Kaybolmasın Projesi ile; çocukların kaybolmasını önlemek için alınacak önlemler, çocuk güvenliğinin sağlanması ve ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesi amaçlanmakta. İmzalanan Protokol kapsamında; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı web sitesinde ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesine yönelikwww.cocuklarkaybolmasin.gov.tr adıyla bir sayfa oluşturulmuş bulunuyor. Aileler buradan çocuklarının yaş gruplarına uygun uzman görüşlerine ulaşabiliyorlar. Bu sayfa, Türkçe dışında, Arapça ve İngilizce versiyonlarda da hizmet veriyor. Yine Protokol kapsamında 4440183 numaralı ücretsiz bir bilgilendirme hattı tahsis edilmiş ve çocuklarının yaş gruplarına uygun olarak hazırlanan 10 altın kuralı anlatan kayıt arayanların bilgisine sunulmuş durumda.

4440183 ücretsiz çağrı hattında okunan 10 Altın Kural şöyle:

Yazının Devamını Oku