Paylaş
ÖSYM Başkanlığı sınav güvenliğini ileri sürerek sağlık/engel durumu nedeni ile özel bir alet, araç gereç ve cihazla sınava girecek adayların önemli bir bölümünün Ankara’da sınava alınmaları yönünde bir karar vermiş ve bu kararını 2015 ÖSYS Kılavuzu ile ilan etmiş bulunuyor.
Sözü geçen kılavuzun “Genel Kurallar” bölümünde;
KURAL 1: Engeli nedeniyle herhangi bir alet kullanan engelli adaylardan okuyucu talep edenler Ankara’da ÖSYM tarafından hazırlanacak her türlü kablolu-kablosuz iletişimi kesilmiş binalarda sınava alınacaklardır.
KURAL 2: Engeli nedeniyle herhangi bir elektronik alet kullanan engelli adaylar, Ankara’da ÖSYM tarafından hazırlanacak her türlü kablolu-kablosuz iletişimi kesilmiş binalarda sınava alınacaklardır.
KURAL 4: Sınavda 18 veya 22 punto soru kitapçığı isteyen adaylar, Ankara’da sınava alınacaklardır.
KURAL 8: İşaretleyici yardımı talep eden adaylardan engeli nedeniyle sınavda metal eşya/cihaz alet bulundurmak durumunda olanlar ve sınav esnasında yüksek sesle soruları kendileri okuyacaklar Ankara’da ÖSYM tarafından hazırlanacak her türlü kablolu-kablosuz iletişimi kesilmiş binalarda sınava alınacaklardır. denilmekte.
Engellilerin kullandığı protez, ortez, sandalye, kulaklık, gözlük vb. nin sınav güvenliğini nasıl tehlikeye atabileceğini anlamış değilim. Zira sınava girecek engelli öğrenciler bir üniversite veya devlet hastanesinden alacakları sağlık raporlarının onaylı bir örneğini ve doldurdukları “Sağlık Durumu/Engel Bilgi Formu”nu ÖSYM’ne zaten sunmuş bulunacaklar. Dolayısıyla sınavda herhangi bir sürpriz cihazla karşılaşma olasılığı yok. O zaman ÖSYM niçin böyle bir karar aldı? Acaba engelli çocukların engellerini aşabilmek için kullandıkları cihazlar yolu ile kopya çekeceklerini mi düşünüyor? Ya da bu cihazlarla bomba patlatacaklarını mı sanıyor?
Bizim bu gibi akıl almaz fikirler üretmememiz için ÖSYM’nin bu cihazların “sınav güvenliği”ni ne şekilde tehdit ettiğini açıklaması gerekir. Eğer bu kararın mantıklı bir açıklaması varsa, o zaman da her şehirde her türlü kablolu-kablosuz iletişimi kesilmiş bir bina hazırlanmalıdır. Sanırım ÖSYM yetkilileri engelli bir öğrencinin bulunduğu şehirden Ankara’ya nasıl ulaşacağını pek düşünmediler. Bu öğrenciler olasılıkla refakatsiz yolculuk edemeyecekler. Sınav için bir gün öncesinden Ankara’ya gelip orada konaklamak zorunda kalacaklar. Toplam 6 sınav yapılacak. Bunlardan ilki YGS. Meslek yüksekokulları ve açık öğretim ön lisans programlarına sınavsız geçiş hakkı olan adaylar hariç, tüm diğer adayların bu sınava girmeleri gerekiyor. Diğer 5 sınav LYS. Bir öğrencinin YGS sınavı yanısıra 3 de LYS sınavına girdiğini varsayarsak, 4 kez Ankara’ya gidip gelmesi gerekecek. Tabii ki bunun bir de maddi külfeti olacak. Acaba kaç aile bu külfeti karşılayabilecek? ÖSYM, sanırım, bu durumu da gözardı etti engelli öğrencilerin sınavını Ankara’ya alma kararında.
Engelli Hakları Forumu, Türkiye Sakatlar Derneği Genel Merkezi, Kas Hastalıkları Derneği Genel Merkezi, İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği, Şişli Konuşma ve İşitme Engelliler Derneği, Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği ve Engelli Hakları Atölyesi ortak bir basın bildirisi ile engelli öğrencilerin eğitim sürecine katılma hakkını elinden alacak olan bu uygulamadan vaz geçilmesini ve durumun son başvuru günü olan 19.01.2015 tarihinden önce engelli öğrenciler lehine düzeltilmesini istedi. Umarım olumlu karşılık bulur bu haklı istekleri.
Bugünkü birlikteliğimize son vermeden önce bir önceki yazımla ilgili bir konuya değinmek istiyorum. Sanırım okurlarımdan bazıları beni yanlış anladı. “Çocuk evlilikleri önlensin” derken, doğrusu, bunun “çocuklar evlilik dışı ilişki yaşasınlar” anlamına gelebileceğini hiç düşünmemiştim. İnanıyorum ki, çocuğunu evlenmeye zorlayabilen bir aile ona yaşına uygun biçimde yaşamayı da öğretebilir. Doğru olan budur.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş