Aynur Tartan

Anne-babaların karnesi benden

20 Ocak 2018
Dün çocuklar karnelerini aldı, anne-babaların karneleri de benden olsun. Bir de kulaklara küpe olsun; “Çalışan kazanır, elması kızarır”.

Sevgi dersi notu: 4
Çok seviyoruz. Gözümüzden sakınıyoruz. Ama bazen de şımartmayı sevgi sanıyoruz, ilgi sanıyoruz. Çocuklarımızdan çaldığımız zamanı onları şımartarak telafi etmeye çalışıyoruz. Oysa biraz daha kaliteli sevsek... Sıkmadan, sıkıştırmadan, tepemize çıkarmadan, kalplerine, ruhlarına dokunarak sevsek... Sevgiye 5 üstünden 4 veriyorum ve ikinci dönemde sadece dilimize değil halimize, tavrımıza da yansısın istiyorum.

Saygı dersi notu: 3
Biliyorum bazı ebeveynler “Küçücük çocuğa saygı mı olurmuş, o bize saygı duysun” diyor. Ama saygı demek, yaşı kaç olursa olsun bir insanı kabul etmek demek. Alanlarını, sınırlarını tanımak, bilmek demek. Onların iyiliği için, onların geleceği için diyerek her şeylerine müdahale ediyor ve çocuklarımızı saymayı unutuyoruz. İşte bu yüzden saygıya 5 üstünden 3 veriyorum.

Övgü dersi notu: 4
Ne ağzınızdan kerpetenle çıkacak kadar ne de göklere çıkaracak kadar... En iyisi karar. Övgü iyidir. Büyüğün de, küçüğün de benzinidir. Olumlu, iyi, güzel davranışlarını övelim ki sıradaki gelsin. Özellikle babalar ağız kenarıyla övgü yapmayın. Şöyle kocaman bir “Aferin!” deyin. Hele ki kızlarınızı daha da çok övün. Övün ki yere sağlam bassınlar, övün ki arkalarındaki koca dağa güvenle sırtlarını yaslasınlar, övün ki ileride sağlıklı yetişkinler olsunlar. Övgüye 5 üzerinden 4, Sezar’ın hakkı Sezar’a. Bu konuda fena değiliz, sevgili ebeveynler.

Güven dersi notu: 3

Yazının Devamını Oku

Biz atölyedeyiz, ya siz?

13 Ocak 2018
İzmir’in yükselen trendi: Kaynaşmaya, paylaşmaya, gelişmeye, dönüşmeye atölyelerdeyiz. İşte farklı alanlardan en iyi, en yeni altı mekân...

Bir odalık hayat okulu
Yüksek Oda: Tam tekmil felsefe, sanat, edebiyat, hayat… Hayatın her köşesinden, her durağından atölyelerin, sunumların, seminerlerin yapıldığı küçük bir oda. Her yaştan her yoldan insana çiçeği burnunda bir hayat okulu. Her atölyenin süresi nevi şahsına münhasır. Katılım sınırlı. Daha fazlası için yuksekoda.org

Cam boncuk, mozaik ve daha fazlası
Atölye Lobi: Mb City Hotel’in kanatları altında tadından yenmez bir etkinlik lobisi. Etkinlikler bol kepçeden: Seramik işleri, mozaik, ebru atölyesi, çini atölyesi, deri atölyesi, teraryum, geri dönüşüm atölyesi, makyaj atölyesi… Bir de cam boncuk atölyesi var ki şimdiden dolu. Kayıtlar ve biletler Biletix’ten. Daha fazlası için atolyelobi.com/

İçinizdeki heykeltıraş için
Studio Masterpiece: Ankara ve İstanbul’dan sonra İzmir ayağı. Kurs değil, ders değil, didaktik hiç değil. Sanatlı, müzikli, keyifli bir seans. Studio Masterpiece’de herkes kendince bir yetenek. Malzeme de problem değil: Mevzubahis resim ise tuvali, fırçası, boyası… Yok, heykel ise kili müessesenin ikramı. Siz favori içeceğinizi getirin yeter www.studiomasterpiece.com/

Çocuklar için seramik ve teraryum

Yazının Devamını Oku

Emekli erkekler için hobi rehberi

6 Ocak 2018
Emeklilik demek, ikinci bahar demek, yeni şanslar demek. Kahvede, şurada, burada vakit öldürüp hayattan el ayak çekmek yerine bir hobi edinin, ikinci baharınızla da yeni patronunuzla da gül gibi geçinin.

Eşiniz liste başı olsun...
Siz siz olun, yeni patronunuzla iyi geçinin. Hizmette kusur etmeyin. Özel şoförü olun, koruması olun, yardımcısı olun, asistanı olun, aşçısı olun...

Tadilat, tamirat...
Şanınız yürüsün. Hatta sadece evde değil eşte, dostta, komşuda, uzak yakın akrabada da yürüsün. Yalnız tabii her şey kararında güzel. Tadilat tamirat diye evdeki yeni patronu kızdırmayın.

Emekliyiz, yemekteyiz...
Hodri meydan! Mutfak sizin. Kim bilir belki içinizden bir çıplak şef Jamie Oliver çıkar; pastalar, börekler, kekler, etler yapar. Aman mutfak dağıtılmasın, yeni patronun asfalyaları atmasın.

Sosyal medyaya girin, sosyalleşin...

Yazının Devamını Oku

İzmir’de yarın akşam

30 Aralık 2017
Kararsızlar, son dakikacılar, yeni yıla bir kala programsız kalanlar... Enseyi karartmayın, benim size yılbaşı hediyem de İzmir ve Çeşme rehberi olsun.

◊ Kaya İzmir: Kaya Otel hep iddialı, tam iddialı. Kiminle konuşsam, kime kulak kabartsam yarın akşam Berkay’da.

◊ Swiss Otel: Balo salonlarında bütün neşesiyle Ayhan Sicimoğlu ve beş dilde şarkılarıyla Funda Öncü... Bitti mi? Bitmedi! Equinox’ta Cenk&Derya Trio Band... Aquarium’da Forte Akustik... Her daim 18’liklere Sky Bar’da canlı DJ performansla sabahlar olmasın!

◊ Hilton: Bir İzmir klasiği: Engin, olgun ve deneyimli. Ruha gıda Egean Band, Diamond Dans Grubu ve DJ Çiçi.

◊ Noches: Alsancak’ın beyaz atlı prensi 2018’e dört nala girecek, benden söylemesi. Fi dizisinin müzik aranjörü DJ Dimitri ve Jazz Orkestrası...

◊ Loco: Küba havaları, dansçı kızları, ateşli, alevli ambiyansıyla Alsancak’ın gözdesi.

◊ La Cigale: Gelişti, değişti, dönüştü. Yeni yüzü ve lezzetleriyle kalbimizi yine, yeniden fethetti. Yarınki mönüsü çok renkli, bol lezzetli.

◊ Babayani: Yılbaşı mönüsünün liste başı hindi tandırı ve tabii çeşit çeşit Girit mezeleri...

◊ Eski Usul Meyhane:

Yazının Devamını Oku

2018’in dilek ağacı

23 Aralık 2017
Yeni yıldan beklentileriniz neler? En çok nelere ihtiyacımız var? Bize en iyi gelecek, şimdi ve her zaman birleştirecek kavramları davranış bilimleri uzmanı–yazar Aşkım Kapışmak’la birlikte belirledik.

İlk ve en büyük ihtiyaç yuva, aile
Çünkü bu iki kelime, şifadır. İyileştirir, birleştirir. Ve her şey aileyle başlar. Ailede artar, çoğalır, kök salar, hayat bulur... Dedesiyle, ninesiyle, anneannesiyle, babaannesiyle çok renkli, çok sesli, kalabalık aileler güzeldir. Kalpler, hayaller, sevgiler kocamandır, çoğalandır.

Hepimiz için aidiyet
Aidiyet sahiplenme ya da sahip olma duygusu değil, bir şeyin parçası olarak hareket etmektir. Hepimizin kanatları var. Ama özgürlüğüne düşkün insan ruhu hep güvenli bir liman, yaslanacak bir omuz arar. Bir kalbe, bir kente, bir eve, bir aileye ait olmak ister. Huzur, güven, emniyet, mutluluk, dayanak ister, aidiyet ister.

3 S formülü: Sevgi, saygı, sadakat
Sevgi zor bir şey, keza sevilmek de öyle. İnsan hayatı boyunca hep sınanır. Sevdiğiniz kişiye sabırlı olmak zorundasınız. Hem sevip, hem sayıp hem de sadakat göstermelisiniz. Ama bunlar da yetmeyecek. Annenizin, babanızın, eşinizin, arkadaşınızın sorumluluğunu almak zorundasınız. Oturduğunuz yerden sevemezsiniz. Bir şekilde hissettirmeniz, göstermeniz, düşünmeniz gerekir.

En iyi rehber: Vicdan

Yazının Devamını Oku

Dünya kazan, ben kepçe geni: Wanderlust

16 Aralık 2017
Eskiler ‘eşik hastalığı’ dermiş. Eve girince hasta olanlar, yataklara düşenler, surat düşürenler, karnı ağrıyanlar, başı ağrıyanlar... “Dünya kazan, ben kepçe” diyenler, genetiğiniz çözüldü. Genetik uzmanı Doç. Dr. Korkut Ulucan’la ‘wanderlust geni’ni konuştuk.

-- Wanderlust geni... Bilimsel adıyla DRD4-7R. Dopamin molekülünü hücrelerle tanıştıran, hücrenin dopaminden etkilenmesini sağlayan, molekülü sentez eden bir gen. Merak ve hareketlilikle sıkı fıkı olduğundan, ortamlarda ‘seyahat tutkusu geni’, ‘yolculuk tutkusu geni’ olarak da nam salmış.
DRD4 kodlu genin uzantısı. Heyecanlandıran, risk aldıran durumların, olayların altında da gene bu genin parmağı var. Avcı-toplayıcı atalarımızdan, göç eden kavimlerden bize miras.

-- Bir yerden bir yere gitmek, yeni yüzler, sesler, insanlar tanımak, tanışmak, kaynaşmak, merak etmek, keşfetmek... Hepsi ve daha fazlası bu genin alt metni. Kimilerinde seyahat etmek ağır basarken kimilerinde de gidilen yeri, oranın tarihini, kültürünü, doğasını, insanını, mutfağını keşfetmek ağır basıyor.
Yapılan çalışmalara göre gezmek için doğanlar, ne kadar gezerse gezsin içindeki gezgini, keşfetme açlığını bastıramayanlar, dünya nüfusunun yüzde 19-20’siymiş. Bence bu oran çok daha fazla.

-- Yaşı, cinsiyeti yok. Ancak kazanılan deneyimlerden etkileniyor. Yaşa ve duruma göre form değiştiriyor. Yani genç yaşlarda dağlara, tepelere tırmanırken, safarilerde vahşi yaşam peşinde koşarken ileri yaşlarda daha sakin, daha çiçek-böcek yerler sahneye çıkıyor. Yaş arttıkça alınan riskler ters orantı yapıyor.

-- Hangi özelliklerinden tanırız? Seyahat etmek, gezmek, keşfetmek cepte. Peki, ya başka? Yaratıcılık, beceriklilik, liderlik, gözükaralık, risk alma eğilimi... Hayatta, aşkta meşkte sınırları zorlayan tipler. Her güzelin bir kusuru vardır hesabı dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, içki ve kumar bağımlılığına da neden olabiliyormuş, aman diyeyim.

-- Çok gezenler daha mı mutlu? Evet, daha mutlular. Hedef konulan aktivitenin gerçekleşmesi beynimizin ödül mekanizmasını tetikliyor. Kendimizi ödüllendirdiğimizde de mutlu oluyoruz. Daha aktif, daha enerjik, daha hayat dolu, daha empatik, daha sempatik olmak ve anı yaşamak da işin bingosu.

Yazının Devamını Oku

İzmir’in aralık ajandası

9 Aralık 2017
Vedasıyla, karşılamasıyla, sevinciyle, umuduyla yılın en güzel ayına İzmir de festivaller, şenlikler, konserlerle destek verdi. İşte her zevke deva ajanda...

Koşun, son gün!
ULUSLARARASI GASTRONOMİ TURİZMİ KONGRESİ
3’üncüsü düzenlenen kongrenin ev sahipleri İZFAŞ, TÜRSAB, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi. Destinasyon sponsorları ise Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’yle Edirne, Hatay, Kastamonu belediyeleri. Yani memleketin en leziz köşeleri. Gaziantep’in kebabı ve baklavası, Kastamonu’nun oğmaç çorbasıyla çekme helvası, Edirne’nin ciğeri, Hatay’ın enfes mutfağı… Kongrenin ağır topu da İtalya’nın yıldızlı lezzet üssü, Slow Food ve Slow City akımının merkezi, Délice Network üyesi Torino. Bugün programda şunlar var: Koku deneyimleri tasarımcısı Cansu Şekular’dan ‘Mutfak Mirasımızda Duyusal Bir Deneyim’. Tadım uzmanı Selçuk Azman’dan ‘Çayın Hikâyesi’. Zeytinyağı someliyesi Emmanuelle Dechelette ve gıda mühendisi Müge Nebioğlu’ndan ‘Zeytinyağı Tadımı’. Japon şef Ippei Uemura ve şef Yunus Emre Akkor’dan ‘Cooking Story’ workshop’ları... Organizasyon Fuar İzmir’de, biletler Biletix’te..
fuarizmir.com.tr

Perde dün açıldı
ULUSLARARASI İZMİR TİYATRO FESTİVALİ

Yazının Devamını Oku

Sekiz soruda zekâya dair her şey

2 Aralık 2017
TEOG, LGS, MYS, o sistemden bu sisteme adım atarken, çoluk çocuk maaile kendimizden geçtik. Soran olursa “Bizim kız zehir gibi... Bizim oğlan cin gibi...” dedik. Dersler, testler bahane, hepimizin çocuğu zekâda şahane. “Peki; zekâ nedir, ne değildir? Genetik midir? Hangi yaşta tavan yapar? Ne yersek zekâmıza yarar?” Ne var ne yok nöroloji uzmanı Dr. Timur Yılmaz ile masaya yatırdık.

1) Zekâ nedir, ne değildir?
En yalın haliyle birçok zihinsel yeteneğin değişik durum ve koşullarda kullanılması... Bilinç gibi, düşünce gibi zekâyı da beynimiz ‘üretiyor’. “Zekâmı yarıştıracağım, hava yapacağım, caka yapacağım” diye hemen IQ testlerine davranmayın. Çünkü Yılmaz’ın anlattığına göre zekâ, testlerle ölçülenden çok daha fazlasıymış. İlk bakışta engelli, otistik diyebileceğiniz pek çok çocuğun üstün zekâlı olduğu da aşikâr.

2) Anneden mi babadan mı geçer?
Hem anneden hem babadan... Bir nevi genetik miras yani. Ama sadece genetik mirasla da iş bitmiyor. Çevresel faktörler, beslenme, uyku, spor ve başkalarıyla etkileşim de önemli.

3) Daha zeki çocuklar için kaç yaşında anne, baba olmalı?
Malum ebeveynlik yaşı aldı başını gitti. Nöroloji uzmanı Yılmaz, en uygun yaş aralığının 25–35 olduğunu söylüyor. Yani ne kadar genç, o kadar iyi gen kalıtımı. Ama geç anne, baba olduysanız da dövünmeyin çünkü ileri yaşlardaki ebeveynlerin çocuklarının zekâlarını geliştirmeye yönelik ilgi, alakaları daha yüksekmiş.

4) Zekâyı nasıl geliştiririz?

Yazının Devamını Oku