Tanışalım; diyabet... En yalın haliyle kan yoluyla taşınan glikozun hücrelerin içine girememesi. Nedeni de pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi ya da ürettiği insülinin fonksiyonlarında bozukluk olması. Kanda şeker yükselirken, hücre içinde yeterli şeker olmadığından enerji üretimi bozuluyor. Kronik şeker hastalığı bir ömür sürüyor.
Bana tipini söyle... Kaç tip diyabet var? Eskiden iki tip varmış. Çocukluk diyabeti Tip 1, yaşlılık diyabeti Tip 2 olarak adlandırılırmış. Artık hamilelik şekerinden gizli şekere, genetik hastalıklara bağlı diyabetlere, bazı endokrin hastalıkların seyrinde ortaya çıkan kan şekeri yüksekliğine, LADA, MODY gibi özel isimli diyabet tiplerine kadar isim yelpazesi almış başını gitmiş.
Yaşı, cinsiyeti var mı? Tip 1 diyabet seçici değil, cinsiyet ayrımı yapmıyor. Tip 2 diyabet erken yaşlardaki erkekleri daha fazla etkiler, ileri yaşlardaki kadınlara pek dokunmazmış. Son yıllarda tavan yapan beslenme bozuklukları, çok erken yaşta başlayan obezite sonucunda gelişen insülin fonksiyon bozukluğu Tip 2 diyabeti çocuklarda bile görülür hale getirdi.
Türkiye’den bildiriyorum... Türk Endokrinoloji Derneği’nin 2016 yılı verilerine göre Türkiye’de her 10 kişiden 1’i diyabetli.
Genetik mi? Genetik etki önemli ama genetik yatkınlık şart değil. Hareketsiz yaşam tarzı, stres, kilo fazlalığı gibi çevresel faktörler genetik yatkınlığı hiç olmayan bir kişide şeker oluşumuna yol açabilir. Genetik yatkınlığı olan kişi de riskleri azaltacak bir yaşam tarzıyla diyabeti hayatından uzak tutabilir. Yani her şey bizde bitiyor.
Diyabet ve gebelik... Gebeliğe bağlı insülin direnci ve genetik yatkınlık yan yana gelince hele bir de kilo fazlalığı varsa ortaya gestasyonel diyabet çıkıyor. Doğumla birlikte sıklıkla düzelse de sonraki gebeliklerde tekrarlayabilir. Doktorumuz, son yılların popüler tartışma konusu gebelik döneminde şeker taramaları için de “Zorunlu ve hayat kurtarıcıdır. 50 gr. şeker içilerek yapılan bir şeker tarama testi yaklaşık bir simit yemekle eşdeğerdir” diyor.
Cinsel hayatı nasıl etkiler? Diyabetle barışıksanız, şeker düzeyiniz ideal seviyelerdeyse, kendinize özen gösteriyorsanız sıkıntı yok. Kadınlar normal şekilde hamile kalıp sağlıklı bebekler doğurabilir. Ama olur da şekeriniz uzun süre tavan yaparsa işte o zaman başınız dertte.
1) Merak et, keşfet, hayal et... “En son ne zaman merak ettiniz, keşfettiniz, hayal ettiniz?” Ama öyle sosyal medya meraklarından, keşiflerinden, hayallerinden bahsetmiyorum. Mesela her şeye merak... Gördüğünüz, duyduğunuz, dokunduğunuz... Sonra keşif... Arayarak, tarayarak, çabalayarak hatta yoktan var ederek, keşfederek... Ve hayal! Ruhun şifası... Hepimize iyi gelen, insanı, doğayı, dünyayı var eden, iyileştiren...
2) İki karpuz bir koltukta... Karpuzun biri içimizdeki çocuksa, diğeri olgunluk. Biri olmadan diğeri yoksunluk. Sanmayın ki en olgun, en dolgun sizsiniz. İçinizdeki küçüğe rahat verin, izin verin... Yeri, zamanı geldiğinde tüm sorumluluklarını yerine getirecek. Ve günün sonunda siz yine hep olgun, tam olgun olacaksınız. Ama biraz da çocuk olacaksınız.
3) Nur topu gibi sevgili... Mutlu olmayı da, mutlu etmeyi de iyi bilirler. Çünkü onlar mutluluk ülkesinden gelirler. Mutluluk kadar sevgiyi de bilirler. Sevdiler mi tam severler... Uzun lafın kısası ya ruhu çocuk birini bulun mutlu olun, ya da ruhu çocuk olun herkes mutlu olsun.
4) Anın tadı, geleceğin adı... Biz büyüyüp dünya kirlenince her şey hızlandırılmış program. Aile, dostlar, arkadaşlar, iş, aşk, hayat... Ruhunuz, bedeniniz, istekleriniz... Ne var, ne yok her şey büyüyüp serpilmeye, tükenmeye ve tüketilmeye programlı. Bir nevi fast-food kafası yani. Ayaküstü acele acele. Ama hayat kısa, kuşlar uçuyor. Geleceğin adı güzel ama anın tadı daha güzel. Bunu da en iyi öyle biraz çocuk kalanlar biliyor. Anda kalın, öyle biraz çocuk kalın... Akışına bırakın, yavaşlayın, rahatlayın.
5) Deniyorum, öyleyse varım... “Ya olmazsa... Ya rezil olursam... Ya başaramazsam... Ya yapamazsam...” Peki, ya tutarsa? Öyle biraz çocuk kalanlar olmaz demiyor, şanslarını deniyor. Hem de akıllarından, ruhlarından, kalplerinden geçen her şeyde. Siz sevgili aşırı yetişkinler, tek engel var o da kendiniz. Ruhunuza kuvvet, denemenize sağlık. Tutarsa ne âlâ, tutmazsa da canınıza sağlık.
İki boyoz, bir yumurta buluşalım Kordon’da
Her katı ayrı lezzet, çıtırtısında davet... 3’üncü Boyoz Festivali bu sene de damaklara şenlik. İzmir’in, İzmirlinin lezzet buluşması yarın (5 Kasım) saat 11.00’de Gündoğdu Meydanı’nda! Festival Radyo Romantik Türk’ün patentli projesi... Ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediyesi... 2 boyoz, 1 yumurta, peynir ve çaydan oluşan ücretsiz kitler hazır, afiyetle yenmeyi bekler. İştahına güvenen kadın ve erkek kategorilerinde boyoz yarışlarını, sürpriz hediyeleri bekler.
Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Günleri başladı
Can zeytin, canım zeytin... Hayat zeytin, ölümsüz zeytin... Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Günleri bu sene 13 yaşında. Dün başladı, pazar son! (3–5 Kasım) Coğrafi işaretli Ayvalık zeytinyağının adı da, tadı da, kalitesi de tartışmasız. Hasat günlerinin bu seneki sloganı “Ulusal Değer: Zeytinyağı – Ulusal Hedef: Bütün Dünya”. Yani istikamet markalaşmak ve zeytinyağını bütün dünyaya tanıtmak ileri! Tam tekmil programa gelince... Akçapınar Köyü’nde geleneksel zeytin hasadı... Hasadın bereketi, nimeti, erken hasat zeytinyağının tadı, kokusu... Sunumlar, paneller, söyleşiler, çocuk oyunları, konserler, dinletiler...
Altın Kedi kime gidecek?
Burger Mate Beer Hall&Jazz: Hamburgerim olsun, biram olsun, sohbet olsun, hafif bir de caz olsun diyenler buraya. Patlıcan beğendili Norah Jones Burger, BB King Burger, E. Fitzgerald Burger, sotelenmiş koçan mısırları ve şahsına münhasır sosları favori. Mönüye taze giriş yapan kokteylleri de üzerinize afiyet, hafta sonlarına şenlik.
Burger Attack: Uzaydan gelen bir burger saldırısı. Hem de ne saldırı, en lezzetlisinden. Onlar Göztepe’deki mekânlarına ‘uzay üssü’ diyorlar. “Samanyolu’nun en lezzetli hamburgerleri de bizde” diye iddia ediyorlar.
Piri Köfte: İzmir’deki köfte, burger yarışına bir girdiler, pir girdiler. Burgeriyle, köftesiyle, sucuğuyla bu işin piri olmaya aday.
Bizim Köfteci Hidayet: Köfteleri tamam ama mutlaka dry aged dolabından da deneyin. Bir de mutlaka ‘bol alevli lokum şov’u ısrarla isteyin.
Levent Börekçilik: İzmir’de bir Adanalı. Araçla, uçakla börek taşıma devri bitti. Levent Börekçilik İzmir’e geldi. Çıtır çıtır böreği, akışkan peyniri, yeme de yanında yat lezzeti...
Levent Börekçilik’in akışkan peynirli suböreği İzmir’in gözdelerinden.
Ege Sini:
Mutfağı severim, mutfağı seveni daha çok severim. Onun iyileştiren, birleştiren, barıştıran gücüne, sihrine, lezzetine, bereketine, dostluğuna, sohbetine tüm kalbimle inanırım. Gülhan Kaya da benim gibilerden. Hayatın mutfaktan geçtiğine, mutfağın sevgi, aşk olduğuna inananlardan. Bu inançla çıktı yola. Geçmişi, kökleri, ailesi, babaannesi ‘antik’ Şehriban Hanım ona yol, yön, ilham oldu. İlk kitabı ‘Meze’, ortancası ‘Deniz Ürünleri’ ve en yenisi Hayykitap’tan çıkan ‘Ermeni, Musevi, Rum Evlerinde Pişen Yemekler’.
Hepimizin doğduğu, büyüdüğü, nefes aldığı topraklar farklı. Ama özünde hepimiz bir bütünüz. Ermeni’si, Musevi’si, Rum’u, Türk’üyle komşu acıların, sevinçlerin, lezzetlerin, sofraların, sohbetlerin çocuklarıyız. Biz aşure ve kete diyoruz, Ermeniler anuşabur ve kata. Biz ıspanak ve zeytin diyoruz, Museviler ıspanaka ve azetuna. Biz kuru fasulye diyoruz, Rumlar fasulaki. Bizi bu kardeş sofralar, sohbetler, lezzetler barıştıracak.
Gülhan’ın çiçeği burnunda kitabındaki 148 tarif, 15 yıllık bir emeğin, sayısız kaynağın, seyahatin, sofra ve sohbetin çocuğu. Meyve kurularıyla, baharatla pişirilen etler, köfteler, dolmalar, pilavlar, ‘burekas’tan gülböreğine hamur işleri, tarator çeşitleri, mezeden ana yemeğe deniz mahsulü tarifleri, meyve püreleri, hoşaflar, tatlılar, ezmeler, reçeller, ekmekler hepimize şifa olacak...
Damaklara şenlik bir tatlı: Havidz
Malzemeler
- İKİ YAKA, BİR BULUŞMA...
Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ın hayat verdiği ‘9 Durak 9 Deneyim’ projesinin en güzel durağı olan Germiyan bugün ve yarın tadı damaklarda kalacak bir buluşmaya ev sahipliği yapıyor. Bu sene dördüncü yaşını kutlayan Germiyan Festivali, mübadele döneminde Sakız’a göç eden ailelerle Sakız’dan Çeşme’ye göçenleri buluşturuyor. Festival korteji bugün saat 12.00’de Germiyan İlkokulu’ndan başlıyor. Sergiler, atölyeler, söyleşiler, mübadele döneminden göç anılarıyla devam ediyor.
- ADRENALİN DOLU FESTİVAL
Bu hafta sonu Alaçatı’da düzenlenecek olan The Bloom Out Festival’da, koşudan bisiklete, triatlondan yogaya, rüzgâr sörfünden dalışa 15 farklı spor disiplinini deneyimleyebilirsiniz. Festivale katılım ücreti 150 TL.
- OLTALAR ELİMİZDE
Geçen perşembe başlayan Alaçatı Uluslararası Balıkçılık Turnuvası pazar gününe kadar sürecek. Amatörlerin balıkçılık becerilerini yarıştıracağı bu etkinlikte sadece oltayla avlanmaya izin veriliyor.
1- ‘Seni yenmeye geldim!’, ‘Sen mi büyüksün, ben mi?’ gibi rekabetler İzmir’de yok. Dolayısıyla kazanan da kaybeden de, yenen de yenilen de... İzmir’de İzmir’le, İzmirliyle birlikte büyümek var. Zevkle, keyifle hayatı yaşamak, paylaşmak var. Şehre racon kesmek İstanbul işidir. İzmir’e sadece klark çekilir.
2- Bu iş iki günde tamam! ‘İzmir’ diye yazılır, ‘İzmir’e gelen iki günde İzmirli olur’ diye okunur. Adaptasyonu, oryantasyonu yoktur. “Çok âşığı var” diyorlar; doğrudur.
3- İzmir sokak lezzetlerinin en afiyetlileriyle tanışın, kaynaşın, ayaküstü atıştırın… Sağ baştan sayıyorum: Boyozun kat kat sohbeti, kumrunun yengeni, gevreğin çıtırı, lokmanın en şerbetlisi, midyenin pirinçle bitmez meselesi… Darının yaz ahesteliği, şambalinin şanı şöhreti, sübyenin adı kavunun tadı, buzlu bademin içi seni dışı beni yakar halleri ve elbette söğüş...
4- Komşuda pişer, size de düşer… İzmirli yediğini içtiğini, pişirdiğini öğrenciyle paylaşmayı çok sever. Cibes, dağlama, denizbörülcesi, ebegümeci, gelincik, hardal, körmen, radika, turpotu, rezene, şevketibostan, enginar… İzmir’in bir kızlarıyla, bir de otlarıyla iyi geçinmeyene yazık olur.
5- Haberiniz olsun, İzmir’de kızlar teklif etmiyor! İzmir’in kızları güzel, akıllı, başarılı, yaratıcı, yetenekli, girişken, sıcak, samimi, içten ama onları sevmek her yiğidin harcı değil! Çünkü İzmir’in kızlarını sevmek zahmetlidir, emek ister; efe gibi, adam gibi adam ister ama en çok da gönül ister.
6- İzmir kazan siz kepçe ancak nerelerden başlamalı? Alsancak’ta mis gibi Gül Sokak: Uzun uzun oturmalı, gelene geçene bakmalı sokak… Meksika Sokağı, İtalya Sokağı, Dominik Caddesi: Kafeleri, neşesi, yemesi-içmesi, güleryüzü, hoşsohbeti… Kıbrıs Şehitleri Caddesi: Sağlı sollu bir gençlik meselesi. Yeni sesleri ve yüzleri ile sezonda tam tekmil. Mekânları, barları, çiçeği burnunda kafeleri, üçüncü dalga kahvecileriyle keşfet keşfet bitmeyeni. İkinci rotamız Bornova Küçük Park… Barlar, kulüpler, kafeler... Gençlerin ve her daim 18’liklerin canı ciğeri. Sonra 35.5 Karşıyaka... Karşıyaka Çarşı’da, Bostanlı’da, Mavibahçe’de turlama… Tramvayın nostaljisi, püfür püfür vapurla diğer yaka Göztepe, Narlıdere, İnciraltı... İnciraltı’nda gençlerin, gençliğin buluşması… Unutmadan; bu mevsim Çeşme’nin, Foça’nın tam zamanı. Ve bir İzmir klasiği Kemeraltı…
7-
◊ Sloganı, “Edebiyat Barıştırır”: Bundan önceki festival özgürleştirmişti, bu defaki barıştırıyor. Bu sene festival ‘barış’ temasıyla gönlümüze, ruhumuza umut oluyor.
◊ Bir yıl aradan sonra: İlk festival 2015’te düzenlenmişti. Ancak geçen yıl darbe girişimi nedeniyle çiçeği burnunda festivale hasret kalmıştık. Bir yıl aradan sonra tekrar kavuştuk.
◊ İki büyük onur konuğu: Onur konuklarından Özdemir İnce, ‘Barışa Adanmış Bir Yaşam’ paneliyle festivali açtı. Usta şair panelde edebiyata, şiire, özgürlüğe, barışa, kültürsüz zenginliğin aslında bir hiç oluşuna değindi. Bir diğer onur konuğu, dünyanın yaşayan en büyük şairlerinden Adonis’ti. Ancak sağlık problemi nedeniyle festivale katılamadı.
Özdemir İnce
◊ Sekiz durak: Konak, Buca, Bornova, Torbalı, Selçuk, Aliağa, Bayındır, Bergama... Festivalde bu sene sekiz ilçe, sekiz durak var.
◊ 10 ülke: Fransa, İtalya, Polonya, Suriye, İspanya, Bosna Hersek, Azerbaycan, Yunanistan, KKTC ve Kıbrıs Rum Kesimi’nden konuklar, barışı konuşmak için geldiler; hoş geldiler!
◊ Program: