Paylaş
Sevgi dersi notu: 4
Çok seviyoruz. Gözümüzden sakınıyoruz. Ama bazen de şımartmayı sevgi sanıyoruz, ilgi sanıyoruz. Çocuklarımızdan çaldığımız zamanı onları şımartarak telafi etmeye çalışıyoruz. Oysa biraz daha kaliteli sevsek... Sıkmadan, sıkıştırmadan, tepemize çıkarmadan, kalplerine, ruhlarına dokunarak sevsek... Sevgiye 5 üstünden 4 veriyorum ve ikinci dönemde sadece dilimize değil halimize, tavrımıza da yansısın istiyorum.
Saygı dersi notu: 3
Biliyorum bazı ebeveynler “Küçücük çocuğa saygı mı olurmuş, o bize saygı duysun” diyor. Ama saygı demek, yaşı kaç olursa olsun bir insanı kabul etmek demek. Alanlarını, sınırlarını tanımak, bilmek demek. Onların iyiliği için, onların geleceği için diyerek her şeylerine müdahale ediyor ve çocuklarımızı saymayı unutuyoruz. İşte bu yüzden saygıya 5 üstünden 3 veriyorum.
Övgü dersi notu: 4
Ne ağzınızdan kerpetenle çıkacak kadar ne de göklere çıkaracak kadar... En iyisi karar. Övgü iyidir. Büyüğün de, küçüğün de benzinidir. Olumlu, iyi, güzel davranışlarını övelim ki sıradaki gelsin. Özellikle babalar ağız kenarıyla övgü yapmayın. Şöyle kocaman bir “Aferin!” deyin. Hele ki kızlarınızı daha da çok övün. Övün ki yere sağlam bassınlar, övün ki arkalarındaki koca dağa güvenle sırtlarını yaslasınlar, övün ki ileride sağlıklı yetişkinler olsunlar. Övgüye 5 üzerinden 4, Sezar’ın hakkı Sezar’a. Bu konuda fena değiliz, sevgili ebeveynler.
Güven dersi notu: 3
“Ben sana güveniyorum ama etrafa güvenmiyorum!” Bu işin popüler söylemi. Güvenmek, herkesin ihtiyacı. Üstelik doğumla birlikte başlayan bir ihtiyaç. Peki, ilk dönem bu ihtiyacı karşıladık mı? Verdiğimiz sözleri tuttuk mu? Fikrini sorduk mu? Yoksa hemen hayır’ı yapıştırdık, suçu hep etrafta mı aradık? Şapkamızı önümüze koyalım. Notumuz 3, paşa paşa yerlerimize oturalım.
Olduğu gibi kabul etme dersi notu: 4
O bir He-man, Batman, Wonder Woman değil, o bir ergen, o bir çocuk! Filancanın oğluyla, falancanın kızıyla yarıştırmayın, karıştırmayın. Herkesin yeteneği, herkesin başarısı, zaferi, yenilgisi kendine. Her çocuk başka bir hikâye. İkinci dönemde 5 üstünden 5 yapalım, ona göre.
Aile dersi notu: 3
Arkadaşlık kurarsınız, dostluk kurarsınız, iş kurarsınız... Kurmak fiili neye yakışıyorsa, cesaretinize kuvvet onu kurarsınız. Aile de kurarsınız. Bir de çocuk yaparsınız, çekirdek takılırsınız. Ama öyle ha deyince aile olamazsınız. Olamıyoruz da zaten... “Hayat” diyoruz, “Zaman” diyoruz... İşi, gücü, telaşı bahane ediyoruz. Bir de ortaya teknoloji patlatıyoruz. Aileyi, aile olmayı unutuyoruz. Bu dönem aile notumuz 3’te kaldı. İkinci dönem daha çok çalışalım. Daha çok paylaşalım, daha çok emek verelim, daha çok ‘biz’ olalım, aile olalım.
Sofra dersi notu: 3
Eskiden aileler her akşam aynı saatte sofrada buluşurdu. Konuşurlar, paylaşırlar, kararlar alırlardı. Sadece yemeği, ekmeği değil acıyı da, tatlıyı da paylaşırlardı. Şimdi o sofralar, o buluşmalar kalmadı. Eve erken gelen televizyon önü, tepsi üstü acele acele takılıyor. Sadece yemek değil aileler, ilişkiler, eski alışkanlıklar tüketiliyor, tükeniyor. Sofra alışkanlıklarımız 5 üstünden 3. İkinci dönemde sofralarda daha çok buluşmak dileğiyle.
Sohbet dersi notu: 3
Hadi diyelim bir araya geldik. Geldik ama nerede geldik? Tabii ki AVM’de. Ortak zevk, ortak sohbet, paylaşım olmayınca denize düşen yılana sarılır hesabı biz de AVM’ye sarılıyoruz. Oysa bize sohbet lazım, diyalog lazım. Teknolojiden, televizyondan, tabletten, telefondan arınmak lazım. Notumuz 5 üstünden 3. Gözler, umutlar ikinci dönemde.
Paylaş