Tasarımlarıyla büyük beğeni toplayan Siren Ertan Çarmıklı, yaz tatili için ürettiği, ‘Siren Ertan ISTANBUL - 7800 Tatil Koleksiyonu’nu bir başka İzmirli, İnci Denizel’in takılarıyla birleştirdi. İki tasarımcının kendi gözlerinden yorumladıkları Akdeniz Kadını görüntüsü oluştu. Her ikisi de lise arkadaşım olan Siren ve İnci henüz okul yıllarındayken yetenekleriyle dikkat çekerken bugün geldikleri nokta bir İzmirli olarak beni çok gururlandırıyor. En büyük mutluluğunun sunduğu güzel tasarımlarla insanları mutlu etmek olduğunu söyleyen Siren Ertan ve İnci Denizel’le yazın tüm canlılığını yansıtan koleksiyonları eşliğinde sıcak bir sohbet gerçekleştirdik.
Siren Ertan
TALEP GELİNCE HAZIR GİYİM KOLEKSİYONU HAZIRLADIM
Daha çok kişiye özel ve üstün dikiş kalitesi içeren kıyafetler tasarlıyorken, yaz için koleksiyon hazırlama fikri nasıl oluştu?
ŞARKILARINI genç-yaşlı herkesin bildiği efsane şarkıcı Demis Roussos ilk kez Çeşme’de. Ukrayna’da konser verirken tanıştığı Erol Yaraş’ın davetiyle bu akşam vereceği konser için seyircilere ‘Karşılarında eski ve güzel bir şarap gibi daha olgun bir Demis Roussos bulacaklar’ diyen sanatçı, Yunanistan’ın ve dünyanın bugün içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkabilmesi için Kemal Atatürk gibi siyaset adamlarına ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Ajda Pekkan’ın kendisini ‘Şekerim’ diyerek çağırdığını söyleyen ve Türkçe konuşan Ermeni menajerinden çoğu argo birçok Türkçe kelime öğrendiğini anlatan sempatik şarkıcı, sohbetimiz sırasında sık sık ‘Of, Babam!’ diyerek bizi çok güldürüyor.
TÜRKLER YUNANLILARDAN KİBAR
- Türkiye’ye gelmek size ne hissettiriyor?
Ankaralı Hatice-Muzaffer Poyraz çifti tam bir koleksiyoner. Sigorta bilirkişisi Muzaffer Bey ve emekli Hatice Hanım’ın merakı çocukluk oyuncak ve ev eşyalarını biriktirmeleriyle başlamış. Saat, biblo, araba parçaları, eski telefonlar, daktilolar, televizyonlar derken evlerine sığmamaya başlamışlar. Önce ofislerine, sonra da tuttukları depoya koydukları eşyalarına bakınca aslında gerçek bir müze koleksiyonu olduğuna karar vermişler. 1929 ve 1939’a ait parçaların da bulunduğu koleksiyonları genellikle 50, 60 ve 70’lere ait eşyalardan oluşan Poyraz çifti, Koleksiyonerler Kulübü’nün de kayıtlı üyesi. İzmir’e yerleştikten sonra 4 bin parçadan oluşan bu koleksiyonu Alaçatı’da açtıkları “Pop” adlı yarı müze dükkanda sergilemeye başlamışlar.
Çoğu eşyayı dünyalar verseniz alamazsınız
Alaçatı’nın olmazsa olmazı
ALAÇATI Pazarı, neredeyse Alaçatı kadar ünlü. Her cumartesi çok geniş bir alana kurulan pazarın müşteri profili İstanbul’un en meşhur alışveriş merkezi İstinye Park’la yarışacak düzeyde. Öyle ki, New York’tan Amerikalı bir işkadınına bile rastladım gezerken. Yiyecek bölümünün yanında, son derece güzel ve kaliteli giyeceklerin de satıldığı Alaçatı Pazarı’nın bir başka özelliği de birçok yerden turisti çekmesi. Hatta sadece pazarı gezmek için cumartesileri günübirlik gelen Yunan turistler de var. Kalabalık ve sıcaktan dolayı pazar gezmekten çok hoşlanmasam da yazın en önemli aktivitelerinden olan Alaçatı Pazarı’nı kaçırmadım.
Pazardan alıp bavul ticareti yapan Yunanlılar var
Levent Ünvermiş (Pazarcı):
ŞİDDET gören kadınlar önce sığınmaevlerine yerleşiyor. Ancak sonrasında iş bulamazlarsa şiddete dönmek zorunda kalıyorlar. Bunlardan biri olan Muhterem Akkoç, eşinden ayrıldıktan sonra bir süre kızıyla sığınmaevinde kalmış. Ama o, kaderini eline almış ve tüm olumsuzluklara rağmen geleceğini değiştirmiş. Müthiş azmi ve çalışkanlığıyla her yere başvuran Akkoç, EBSO’nun kurslarında yönetim kurulu üyesi Berkay Eskinazi’nin dikkatini çekmiş. Onun da desteğiyle KOSGEB’in programlarına katılıp kendi şirketi Muhterem Temizlik’i kuran Akkoç şimdi kendisi gibi sığınmaevinde kalan kadınlara iş sağlıyor. İlerideyse siyasete girmeyi düşünüyor. Bence, Muhterem Akkoç, onu da başarır.
ŞİDDET GÖRDÜM AMA KIZIM YETER DİYENE KADAR KATLANDIM
- Eğitim almış mıydınız?
- Evet. Kütahyalıyım, orada meslek lisesi kimya bölümünü bitirdim ve hemen evlendim. Çocuğum oldu. Ama evliliğimi bir türlü oturtamadım.
- Ne gibi sıkıntılar yaşadınız?
- Eşimin sorunları vardı, çok sıkıntılar yaşadım. Şiddet gördüm, yıllarca polislik, mahkemelik olduk. Fakat hep çocuğum büyüsün, aile düzenimiz bozulmasın diye katlandım. 13 yıllık evlilikten sonra kızım ‘anne yeter’ dedi ve ayrıldım.
- Nasıl yani?
DÜNYANIN en önemli turizm etkinliklerinden olan Seatrade, İzmir Ticaret Odası’yla, ‘Türk Kruvaziyer Forumu’ düzenledi. Önemli kruvaziyer şirketlerinin üst düzey yöneticileri, İzmir ve Türkiye’de yaşanan hızlı gelişmeleri konuştu. Yunanistan eski Denizcilik Bakanı ve Pire Limanı Yönetim Kurulu Başkanı olan Yiorgos Anomeritis, dünyanın en büyük kruvaziyer şirkeleri Costa ve MSC’nin yöneticileri Dario Rustico ve Gianluca Suprani, İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’la ile İzmir’i ve limanı konuştuk.
İZMİR 10 YILDA ASYA VE ORTADOĞU’NUN AVRUPA TURLARINA ÇIKIŞ LİMANI OLACAK
DARIO RUSTICO (COSTA Kruvaziyer Orta Avrupa Afrika Ortadoğu&Hindistan Satış ve Pazarlama Müdürü)
- İzmir’e ilk gelen kruvaziyer firması Costa. Bundan sonrasını nasıl görüyorsunuz?
- 2004’te buraya Costa Mediterranea’yı getirdiğimizden beri devamlı büyüyoruz. Önümüzdeki yıl İzmir’e 400 binden fazla yolcu getireceğiz. Bizim için İzmir çok önemli. İzmir için Yunan Adaları’nı da içeren yepyeni rotalar planlıyoruz. Önümüzdeki 10 yılda İzmir kruvaziyer turizmi için çok önemli merkez olacak. Çünkü Avrupa, ABD ve Türklerin yanısıra Rusların, Hintlilerin ve Ortadoğuluların Avrupa turları için başlangıç limanı olacak. Buraya uçaklarla gelen yolcular buradan gemiye binecek. Bu, havayollarının da İzmir’e daha fazla gelmesine sebep olacak.
BUGÜN doğum günüm... Japonya’daki ortalama kadın ömrünü dikkate alınca, henüz geliyorum Dante gibi ortasına hayatımın.
Eskiden doğum günümü nerede kutlayalım, ne giyelim, kimlerle olalım diye düşünürken artık daha farklı hissediyorum doğum günlerimde... Birçokları gibi hesaplaşmalar yaşıyorum ben de... Kimdim, neydim, ne oldum, nereye doğru gidiyorum, gittiğim yön doğru mu, farklı yöne mi gitmeliyim, olduğum kişi aslında olmak istediğim kişi mi?
Yanıtlamıyorum çoğunu, çünkü hoşuma gitmeyen şeyler de çıkabilir arada. Ama fark ediyorum ki, ben artık ‘biri’ olmak, bir kalıpta anılmak istemiyorum... Özgür hissetmek ve sadece adımla anılmak istiyorum. Mesleği şu, kişiliği bu, şunlardan, bunlardan demesinler. Sadece, Ayçe desinler... Yani, zor olanı yapmak istiyorum artık; kendime olan borcumu ödemek ve sadece kendim olmaya çalışmak...
Doğurganlık mı, üretkenlik mi?
40-50 yaşlarında tekrar basketbol oynamaya başlayan kadınlarla ilgili röportajdan sonra o kadar tepki aldım ki hem sevindim, hem de şaşırdım biraz. Çünkü farkettim ki çoğu insanın bu yaşlarda hayata karşı olan isteği, umudu azalmış. Beklentilerini ve yaşama sevinçlerini ya çocuklarına ya da ailelerine endekslemişler. Seçimlerini yapıp bitirmiş, kendilerini hayatın yönlendirmesine bırakmışlar. Özellikle kadınlar artık doğurganlıklarının azalmasını, üretkenliğin de bitmesi olarak görüyorlar. Oysa biten sadece bedenin görevi, ruhun görevi, işlevi daha yeni başlıyor. Hayat sadece eşler ve çocuklardan ibaret değil... Siz de varsınız...
Londra’daki Harlaxton Kolej mezunları Alaçatı’da buluştu
Sevgili arkadaşım İzi Ersönmez, geçtiğimiz hafta okul buluşmasına davet etti bizleri. Ama öyle sıradan bir okul buluşması değil bu. Amerika Evansville Üniversitesi’nin İngiltere’deki kampüsü Harlaxton College’ın 79-80 mezunları, sadece bu buluşma için İzmir’e geldi. Amerika, Avrupa ve Ürdün, Mısır gibi Ortadoğu ülkelerinden banka sahibi, dünyanın sayılı emlak yöneticisi gibi başarılı ve üst düzey mesleklere mensup misafirler Türkiye’ye ilk kez geliyordu.
Takım sporunun her yaşta yapılabileceğini göstermek ve İzmir’de kadın basketbolunu canlandırabilmek adına kurdukları takıma ‘SMYRNA’ diyen oyuncuların hemen hepsi 40 yaş üstü. Aralarında profesör, doçent, bankacı, avukat, eczacı, beden eğitimi öğretmeni, ev kadını, basketbol hakemi, işletmeci, hatta emekliler bulunan veteran oyuncular 25-27 Mayıs’ta 1. Uuslararası Bergama Veteran Basketbol Turnuvası’na katılarak Galatasaray takımını bile yendi. “Kim derdi ki 40 yaşımdan sonra Galatasaray’ı yenip çocuklarım ve eşimle sevinç göz yaşları dökeceğimi” diyen takımın kurucusu Günsenin Kutucu, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nda özellikle küçük kız basketbolculara gönüllü destek verdiklerini, bu çocuklara forma, ayakkabı, salon gibi sağlıklı spor ortamı yaratmaya çalıştıklarını söylüyor.
GALATASARAY’I YENEN İLK VETERAN TAKIMIZGÜNSENİN KUTUCU – 41 YAŞ - BANKACI
- Hangi takımlarda oynadınız, ne zaman bıraktınız?