Ayçe Bükülmeyen

İş Kadınları’nın Londra çıkarması

2 Temmuz 2017
İZMİR İş Kadınları Derneği (İZİKAD) uluslararası alanda işbirlikleri geliştirmek ve ticari köprüler kurmak amacıyla farklı ülkelerden iş kadınlarıyla bir araya geliyor.

‘Bridge to bridge’ adındaki proje kapsamında bu kez hep birlikte Londra’ya geldiğimiz 19 kişilik heyetle önemli temaslar ve görüşmeler yaptık. Türk asıllı İngiliz işkadını Emma Edhem’in başkanlığını yaptığı Türk-İngiliz Ticaret Odası başta olmak üzere, Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç ile de görüşen İZİKAD üyeleri, akşam yemeğini dünyaca ünlü Türk Restoranı Sofra’da yedi. Gelişen teknolojiler ve iletişim sistemleriyle hızla küreselleşen dünyada yerel inisiyatiflerin girişimleri daha da öne çıkıyor. İzmirli iş kadınlarının bu önemli çabaları hem kadınlar hem de Ege adına büyük fark yaratacak.

 

HURİYE SERTER - İZİKAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI
İzmirli iş kadınları olarak uluslararası platformda iş geliştirmek ticari köprüler kurmak kültürel ve sosyal alanda tanışıklıkları artırarak ülkemizi de tanıtmak amacıyla yürüttüğümüz ‘bridge to bridge’ projesi kapsamında dünya ekonomisinin kalbinin attığı Londra’ya geldik. Proje kapsamında 19 kişilik heyetimizle birlikte önce Türk-İngiliz Ticaret Odası Başkanı Emma Edhem ve üyeleriyle tanışarak ticari görüşmelerde bulunduk. Üyelerimiz ve Türk-İngiliz Ticaret Odası üyeleri arasında ilk işbirliği adımını atmış olduk. Kendilerini ocak ayında uluslararası proje komitemizin İzmir’de organize edeceği Uluslararası Kadın Liderler Zirvesi’ne davet ettik. Aynı zamanda Londra’daki İş Kadınları Derneği Bave ile görüşmelerimiz oldu, ileriye yönelik proje üretebilmek adına bir toplantı yaptık. Kraliyet düşünce kuruluşu ile gerçekleştirdiğimiz toplantıda İngiltere’deki kadınlara yönelik iş yaşamı ve iş yaşamına uyum konularında bilgiler alarak gelecekte olabilecek potansiyel projelerle ilgili iletişimde bulunduk. Londra Büyükelçimiz Abdurrahman Bilgiç bizleri kabul etti. Türkiye ile İngiltere arasında uzun yıllardır süregelen bağlantıya ve işbirliklerine İZİKAD olarak katkıda bulunduğumuz için takdirlerini iletti. İZİKAD fotoğraf yarışmamızın dördüncüsünü Londra’da sergilemeye destek olacaklarını bildirdi. Kadın istihdamı ve girişimciliğine yönelik çalışmalarımızı anlatarak üyelerimizle birlikte bir tanışma toplantısı gerçekleştirdik.

 

ABDURRAHMAN BİLGİÇ - T.C. LONDRA BÜYÜKELÇİSİ

Yazının Devamını Oku

Müzikle uğraşan çocuklar başarılı

25 Haziran 2017
Hani bir şehrin ruhunu, kimliğini, farkını, özelliğini yansıtan değerler vardır.

İşte İzmir için de bu değerlerden biri Maria Rita Epik’tir. İzmir’in yetiştirdiği en önemli sanatçılardan biri olmasının yanısıra kentin öne çıkan en büyük özelliği olan kültürel farklılıklarını da bir zenginlik olarak içinde sindirmiş, duruşu ve yaklaşımıyla her zaman örnek olmuş biri Mari Rita Epik... Uzun yıllardır birçok çocuğa sanatı ve müziği sevdiren sanatçı ile müzikle harmanlanmış çok hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Hem kulaklarımızın hem de yüreklerimizin pası silindi...

- Siz İzmirle bütünleşmiş bir sembolsünüz benim için...
Ben de her şeyden once İzmir’in sembollerinden Göztepe ile başlamak istiyorum. Çok küçük yaşlardan beri çok koyu Göztepe taraftarıyım. Ali Artuner, Nevzat Güzelırmak, Gürsel Aksel tüm kadroyu ezbere biliyorum o dönemdeki. Rahmetli olanları anıyorum. Onları unutamıyorum çünkü bizim süper kahramanlarımız onlardı. Örnek aldığımız değerler de bambaşkaydı. Benim okulumda önce etik değerlerimiz, sonra para gelir. Bu insanlar için de öyleydi. Önce Göztepe, etik değerler gelirdi onlar için de. Şimdi Göztepe’yi aynı şeklide yaratma yolunda çalışan, süper lige taşıyan arkadaşım Mehmet Sepil’e çok teşekkür ediyorum.


AMACIM ÇOCUKLARLA MÜZİĞİ DOST YAPMAK
- Mari Rita Epik Müzik Okulu’nun müzik sınıflarından geçmeyen çocuk azdır herhalde İzmir’de...

Yazının Devamını Oku

Hedef dört mevsim Alaçatı

18 Haziran 2017
ALAÇATI, sadece Ege’nin değil Türkiye’nin gözdesi.

Bu durum olumlu gibi görünse de kimi zaman eleştirilere maruz kalmasına neden olabiliyor. Profesyonel iş yaşamından sonra Alaçatı’ya gelerek Beyevi Otel’i açan Celal Bayraktaroğlu’na göre Alaçatı’nın yaşam şekli bozulursa, cazibesi kalmaz. Aynı zamanda Alaçatı Turizm Derneği Başkanı da olan Celal Bey, tüm amaçlarının Alaçatı’yı ‘dört mevsim yaşayan bir yer’ haline getirmek olduğunu söylüyor.

- Ne zamandır Alaçatı’dasınız?
- Doğduğumdan beri Çeşme’deyim diyebilirim. Dedemin Şantiye’de evi vardı. Neredeyse 60 yazdır Çeşme’ye geliyorum. Kendimi buraya ait hissediyorum. Burada huzurluyum.
- Yatırıma nasıl karar verdiniz?
- Buraya yatırım yapmak yoktu aklımda. Hayatın kendi akışı içinde gelişti. Alaçatı her zaman ilgimi çekiyordu. Dar sokaklar, eski binalar... Burayı aldım. O zamanlar içinde küçük esnaf olan küçük bir çarşıya dönüştürmeyi düşünüyordum. Fakat sonradan keyifle yürütebileceğimiz bir otele dönüştürmeye karar verdik. Aslında en başta ticari bir düşüncemiz yoktu. Zaten Alaçatı’da bu işi yapanların çoğu ticari kaygıyla değil, güzel ve keyifli bir iş yapabilmek için başlamıştır.

KAÇIŞ DEĞİL, VAROLUŞ PLANI

- Çok hareketli bir iş hayatından sonra buraya yerleşmişsiniz. Ne iş yapıyordunuz daha önce?

Yazının Devamını Oku

İngilizlerin en büyük sıkıntısı güneş yanığı

11 Haziran 2017
İNGİLTERE’nin Türkiye Büyükelçisi Richard Moore geçtiğimiz günlerde İzmir’deydi.

Büyükelçi Moore, Türkiye’de 2 dönemdir görev yapan ve iki ülkenin ticari, kültürel ilişkilerine büyük katkıları olan önemli bir diplomat. Müthiş renkli ve özel bir kişiliğe sahip. Sosyal medyada binlerce takipçisiyle Türkçe yazışacak kadar Türkçe’ye, hatta dilimizdeki birçok espri ve mizahi söylemimize hakim. Beşiktaş ile derin bir gönül bağı var hatta şampiyon olduğunda Büyükelçilik konutuna bayrağını asacak kadar koyu bir taraftar. Eşi Maggie Moore ise görme engelinden dolayı kendisine yoldaş olan Star adlı rehber köpeğinden yola çıkarak Türkiye’de ilk Rehber Köpekler Derneği’ni kurmuş.
Kısacası Richard Moore ve eşi Maggie Moore, şu dönemde tüm dünyanın en çok ihtiyacı olan küresel barışa ve güzel ilişkilere önemli katkıları olan iki değerli insan...

- Sayın İzmir’de olmak size nasıl hissettiriyor?
- İzmir çok güzel bir şehir ve burada olmak her zaman güzel hissettiriyor. Burası çok modern, açık ve insanı rahatlatan bir şehir. Hava da çoğunlukla çok güzel. Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biri olmasına karşın sanki büyük şehirde değilmişsiniz gibi huzurlu hissediyorsunuz.
İzmir’den İngiltere’ye ihracat yapan birçok önemli şirket var. Ayrıca Ege Bölgesi’ne gelen İngiliz turistler ve buraya yerleşen İngilizleri desteklemek ve onlar için yapabileceklerimiz konusunda yerel otoritelerle birlikte çalışmak ziyaret sebeplerim arasında. Burada özellikle Didim, Kuşadası civarında yerleşmiş bir çok vatandaşımız var. Bizim isteğimiz gerek turist gerekse yerleşmiş tüm vatandaşlarımızın güvenli, huzurlu ve rahat olduklarını garanti edebilmek.

- Genel olarak İngilizler burada rahatlar mı?

Yazının Devamını Oku

Sanatla en kolay buluşma yeri

4 Haziran 2017
SOKAK sanatının öncülerinden kabul edilen Fransız Sanatçı Jef Aerosol İzmir’in en önemli caddelerinden birinde duvar çalışması gerçekleştirdi.

Londra, New York, Çin gibi bir çok ülkede çalışmaları bulunan Jef Aerosol, Fransız Kültür Merkezi’nin davetlisi olarak geldiği İzmir’de Dario Moreno gibi İzmirli kişiliklerin yanısıra gevrek arabası gibi yine buraya özgü figürlerle farklı bir sanat çalışması yaptı.

- Sanatla ilginiz nasıl başladı?
- Çocukluğumun ilk yıllarından beri sanatla çok ilgiliydim. 60’lar ve 70’ler birçok şeyin değiştiği yıllardı. Benim de gençliğimin dönemleriydi. O dönemde müzikte, resimde, sinemada Amerikan kültürü, Batı kültürü, Rock, Punk akımları çok etkiliydi, ben de etkilendim. Benim kişisel vizyonumda plak kapakları, posterler, karikatürler gibi şeyler vardı. Andy Warhol gibi bu dönemin önemli kişilerinden etkilendim. Ki o zamanlar henüz duvar boyama sanatına başlamamıştım.
- Duvar sanatına geçiş nasıl oldu?
- 80’lerin başında hem resim yapıyor hem de müzik grubunda çalıyordum. Plak kapakları, dergilere resim yaparken 1982’de doğduğum yer Nantes’ı bırakıp başka bir şehre yerleştim. Orada insanların sanatımı görmek için illa sanat galerilerine, sergilere gelmesine gerek olmadığına karar verdim ve duvarlara resimler yapmaya başladım.

 

DUVARA ÇİZEREK SANATI İNSANLARA GETİRİYORUZ

Yazının Devamını Oku

Kadın güçlenirse toplum da güçlenir

29 Mayıs 2017
KADINLARIN her sektörde daha fazla yer alması ve iş kollarında fırsat eşitliği olması için çalışan Kadın Girişimciler Derneği, geçtiğimiz günlerde İzmir’de ‘Kadın Girişimci İş Buluşmaları’ adı altında bir toplantı düzenledi.

Girişimcilik bir yana, kadınların genel olarak istihdama katılımı açısından da oranların yetersiz kaldığını söyleyen KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, cinsiyet eşitsizliğinin sadece Türkiye’nin değil dünyanın da sorunu olduğunu ve kadının ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesinin önündeki en önemli engelin sosyal ve kültürel ön yargılar olduğunu anlatıyor.

 

- KAGİDER olarak son dönem kadın girişimciliği ile ilgili çok somut projeler yapmaya başladınız. Biraz bunları anlatabilir misiniz?
- KAGİDER çatısı altında kadınları girişimcilik yoluyla güçlendirmek üzere çalışmalar yapıyoruz. Kadın girişimcilere ve girişimci adaylarına yönelik eğitim ve mentörlük destekleri veriyoruz. Kadın girişimciler arasında ticari işbirliklerini geliştirmeleri amacıyla her yıl biri İstanbul’da, biri de farklı bir ilde olmak üzere B2B KAGİDER İş Günleri’ni düzenliyoruz. Ayrıca, kadın girişimcileri temel konularda bilgilendirmek, işlerinde yeni fırsatlar yaratmaları için teşvik etmek ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla 2008 yılından bu yana Garanti Bankası işbirliğiyle Türkiye genelinde “Kadın Girişimci İş Buluşmaları” düzenliyoruz. Buluşmalar kapsamında girişimcilik, iş planı oluşturma, satış ve pazarlama, teknoloji, insan kaynakları ve yönetim gibi konularda eğitimler veriyoruz. “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” ile de kadın girişimciliğini teşvik ediyor ve öykülerini paylaşarak girişimci olmak isteyenlere ilham veriyoruz.


- Geçtiğimiz günlerde İzmir’de de bir toplantı düzenlediniz. Bu toplantının amacı neydi?

Yazının Devamını Oku

Toplumu iyileştiren projeler yapmak istiyoruz

21 Mayıs 2017
YAPTIĞI sosyal sorumluluk projeleriyle adından söz ettiren müzik eğitmeni ve siyasetçi Muharrem Dayanç geçtiğimiz günlerde Suriyeli, Afgan, Pakistanlı, Arap 8-14 yaş arasındaki mülteci çocuklardan oluşan ‘Dünyanın İlk Mülteci Çocuk Korosu’ ile verdiği konserle gündeme geldi.

 

Siyasetle de yakından ilgilenen Dayanç, siyaset anlayışının değişmesi ve insana dokunan bir anlayışın benimsenmesi gerektiği görüşünde...


AİLEDEN GELEN BİR MÜZÜK KÜLTÜRÜMÜZ VAR

- Müzikle ilgilenmeye ne zaman başladınız?
- Müzikle, türkülerle çok küçük yaşlarda tanıştım. Çünkü evde babam bağlama çalardı. Alevi-Bektaşi kültüründe bağlamanın zaten çok ayrı ve kutsal bir yeri vardır. Doğal olarak kimliğimiz deyişler, türküler ve semahlarla yoğrulmuştur. Bağlama eğitimi alarak başladım bu yolculuğa ve profesyonel müzik eğitimi aldım uzun yıllar.
- Dayanç Müzik Okulu’nda ne gibi eğitimler veriliyor?

Yazının Devamını Oku

Amacı güzel kadını yansıtmak

14 Mayıs 2017
DUYGU Uysal, genç yaşına rağmen iç sesinin peşine düşerek hayatına buna göre yön vermeyi seçmiş.

Hayatta nasıl ve ne yaparak var olmak istediği üzerine düşünen Uysal, kadınların var olma zorlukları ve kendilerini ifade ederken ne kadar zorlandıklarını fark ederek içlerinde rahat, güzel ve sofistike hissedecekleri mayolar tasarlamaya başlamış. ‘Noble Flow’ markasıyla önce Türkiye’de, gelecekte ise yurt dışında var olmayı hedefleyen Duygu Uysal ile tasarım ve yaratım sürecini konuştuk.


İÇ MİMARLIK AĞIRLIKLI OKUDUM
- Tasarım hayatınıza ne zaman girdi?
- Aslında merak hep vardı. Ben New York Üniversitesi’nde Tiyatro Edebiyatı ve Tiyatro Sanatları okudum. Orada hem kostüm hem de sahne tasarımı vardı. Küçük derslerdi ama keyifliydi. Üniversiteden sonra Floransa’ya gittim, sanatla ilgili bir şey okumak istiyordum. Bir dönem San Francisco’ya gidip bir sertifika programına katıldım. İç mimarlık ağırlıklı tasarım programı okudum.
- Mayo üretmeye nasıl başladınız?
- Tayland’a gidip yoga eğitimi aldım. Markamın spiritüel altyapısını orada oluşturdum diyebilirim. Oradan döndükten sonra bir arkadaşımla tasarım yapmaya başladık. Mayoyla başladık. Arkadaşım bir müddet sonra ailesiyle çalışmaya karar verdi ve ayrıldı. Ben de yoluma tek başıma devam etmeye karar verdim.

Yazının Devamını Oku