Paylaş
Girişimcilik bir yana, kadınların genel olarak istihdama katılımı açısından da oranların yetersiz kaldığını söyleyen KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, cinsiyet eşitsizliğinin sadece Türkiye’nin değil dünyanın da sorunu olduğunu ve kadının ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesinin önündeki en önemli engelin sosyal ve kültürel ön yargılar olduğunu anlatıyor.
- KAGİDER olarak son dönem kadın girişimciliği ile ilgili çok somut projeler yapmaya başladınız. Biraz bunları anlatabilir misiniz?
- KAGİDER çatısı altında kadınları girişimcilik yoluyla güçlendirmek üzere çalışmalar yapıyoruz. Kadın girişimcilere ve girişimci adaylarına yönelik eğitim ve mentörlük destekleri veriyoruz. Kadın girişimciler arasında ticari işbirliklerini geliştirmeleri amacıyla her yıl biri İstanbul’da, biri de farklı bir ilde olmak üzere B2B KAGİDER İş Günleri’ni düzenliyoruz. Ayrıca, kadın girişimcileri temel konularda bilgilendirmek, işlerinde yeni fırsatlar yaratmaları için teşvik etmek ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla 2008 yılından bu yana Garanti Bankası işbirliğiyle Türkiye genelinde “Kadın Girişimci İş Buluşmaları” düzenliyoruz. Buluşmalar kapsamında girişimcilik, iş planı oluşturma, satış ve pazarlama, teknoloji, insan kaynakları ve yönetim gibi konularda eğitimler veriyoruz. “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” ile de kadın girişimciliğini teşvik ediyor ve öykülerini paylaşarak girişimci olmak isteyenlere ilham veriyoruz.
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’de de bir toplantı düzenlediniz. Bu toplantının amacı neydi?
- İzmir’de düzenlediğimiz iş günleri şimdiye kadar yaptıklarımızın en kapsamlısı. Ekonomi Bakanlığı ve Garanti Bankası ile birlikte gerçekleştirdik. Kadın girişimcilerin yanı sıra, şirketlerin satın alma yetkilileri de bizimle birlikte oldu. Ana amacımız yeni pazarlar yaratabilmek, kadın girişimcilerin kapasitelerini artırabilmek.
KAGİDER’İN AMACI KADINI GÜÇLENDİRMEK
- Geleceğin kadın liderlerini yetiştirmek için de çeşitli çalışmalarınız var değil mi?
- Geleceğin kadın liderleri KAGİDER’in 2010 yılında başlattığı bir proje. Amacı; genç kadınları iş hayatına hazırlamak, onların yetkinliklerini ve profesyonel iletişim ağlarını artırarak iş hayatına güçlü bir başlangıç yapmalarını sağlamak. Dünya Bankası tarafından fonlanan ve 2011 yılından itibaren Sanofi’nin kurumsal desteğini alan projenin yürütücüsü KAGİDER. Proje kapsamında Türkiye genelinde başarı potansiyeli yüksek, üniversiteden yeni mezun genç kadınları iş hayatına hazırlamak amacıyla kişisel gelişim, sektörel bilgi, iş yaşamı dinamikleri ve kariyer planlaması konularında 4 günlük eğitimler veriliyor. Eğitimlerin ardından katılımcılar, iş arama süreçlerinde takip ediliyor ve talepleri doğrultusunda geçmiş dönem mezunları ve eğitmenleri tarafından yönlendiriliyor. KAGİDER Pusula da bu kapsamda bir diğer projemiz. KAGİDER Pusula platformunda, KAGİDER “İşimi Kuruyorum Eğitim Modülleri’nin yanı sıra yeni girişimciler için girişimciliğe dair yararlı bilgiler, ilham veren başarı hikayeleri ve finansal erişim bilgileri yer alıyor. Kadın girişimcilere internet üzerinden “İşimi Kuruyorum” eğitimlerinin verileceği işbirliği kapsamında Işık Üniversitesi, KAGİDER Pusula internet portalında verilecek eğitimlerin içeriklerinin oluşturulması ve geliştirilmesinde KAGİDER’e akademik ve pratik destek sunuyor.
- KAGİDER olarak hedefiniz ne?
- KAGİDER’in 2025 yılına kadar 3 milyon kadının daha istihdama girmesi, yani 8 milyonlardaki rakamları 11 milyonlara, yüzde 41’ler seviyesine çekmeye çalışmak gibi bir hedefi var. Şu an yaklaşık 110 bin kadın girişimci olduğunu düşünürsek, 50 bin yeni kadın girişimciyi desteklemek istiyoruz. Bu projelerimizin hepsinde daha fazla girişimci kadına ulaşmayı hedefliyoruz.
İŞ KURMA CESARETİMİZ YÜKSEK
- Ülkemizde kadın girişimciliği ne durumda? Diğer ülkelerle karşılaştırınca nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
- Ekonomik, sosyal ve kültürel bütün zorluklara rağmen, son yıllarda yürütülen çalışma ve projeler kendi işini kuran kadınların sayısının artmasına katkıda bulunuyor. Türkiye’de halen 100 bin civarında kadın girişimci var. Elbette bu sayı yeterli değil. Küresel Girişimcilik ve Kalkınma Endeksi Kadın Girişimciliği Araştırması’na göre Türkiye yüksek büyüme tempolu kadın girişimciliği açısından 30 ülke arasında 18. sırada yer alıyor. Ayrıca araştırmaya katılan 30 ülkenin 14’ünde kadınların yüzde 50’den fazlasının banka hesabı bulunmadığı görülüyor. Bu alanda cinsiyet açığının en yüksek olduğu ülke ise Türkiye... Tepe pozisyonlardaki kadın oranı da Türkiye’de yüzde 10-12 civarında ve 30 ülke içerisinde en alt sıralarda yer alıyor.
- Girişimcilik bir yana istihdam açısından ne durumdayız?
- Ülkemizde çalışma yaş aralığında bulunan 29.500.000 kadının ancak 8,1 milyonu çalışıyor. Kadının işgücüne katılımda Türkiye OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer alıyor. TÜİK verilerine göre, erkeklerin istihdama katılım oranı yüzde 70 civarında iken kadın katılımı yüzde 30’da kalıyor. Ülkemizde genel olarak baktığımızda girişimciliğin güçlenmesi için ciddi bir potansiyel bulunuyor. GEM 2013 sonuçlarına göre Türkiye’de potansiyel girişimcilerin oranı yaklaşık yüzde 32’dir, yani her 100 kişiden 32’si önümüzdeki üç yıl içinde girişimcilik faaliyetinde bulunma niyetinde olduğunu söylemiştir. Bu çerçevede ülkemizdeki insanların iş kurma cesaretinin yüksek düzeyde olduğu söylenebilir.
ATAERKİL BAKIŞ AÇISI BÜYÜK ENGEL
- Kadın girişimciliğinin önündeki en büyük engel sizce nedir?
- Toplumdaki ataerkil bakış açısı toplumsal sorunların en başında geliyor. Kadının aile içinde birincil gelir getirici olarak değil de, çocuk ve yaşlı bakımından, ev işlerinin yapılmasından sorumlu kişi olarak görülmesi kadının ekonomik hayata katılımının önündeki ilk engel. Bir kadın çalışmak istediğinde, önce evdeki sorumluluklarını yerine getirmesi ve ardından evdeki erkeğin onayının da olmasıyla ancak istihdama katılabiliyor. Eğitime, istihdama ve girişimciliğe erişimde kadınların erkeklerle eşit fırsatlara sahip olması büyük önem arz ediyor.
- Kadınların bu anlamda algılarında değişmesi gereken neler olabilir?
- Kadının girişimci olarak veya bir işe girerek ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesinin önündeki en önemli engel sosyal ve kültürel ön yargılar ve toplumda egemen olan, erkeği hayatın merkezine koyan değerlerdir. Kadın girişimciliğini artırabilmek için bu yaklaşımlarla mücadele etmek de son derece önemlidir. Ayrıca çok çalışmak, yılmadan çalışmak ve her sorunu bir fırsat olarak görüp soğukkanlılığını koruyarak çözüm getirici olmak gerekiyor. Olası krizlerden korkmamak lazım.
GİRİŞİMCİ OLMAZI OLDURAN İNSANDIR
- Girişimcilere ne gibi tavsiyeleriniz olabilir?
- Girişimci bir yerde olmazı olduran insandır. Bir insan bir şeyi çok isterse yapar. Etrafta bu işin neden olmayacağını söyleyenler olabilir; girişimciye düşen o işin nasıl yapıldığını göstermektir. Bunun için çok çalışmak ve inancı asla kaybetmemek gerekir. Önemli olan doğru hedef koymak, ona ulaşmak için çok çalışmak, engelleri aşmak için yaratıcı çözümler geliştirmek ve uygulama aşamasında motivasyonu kaybetmemektedir.
Paylaş