1- Başbakan İsmet İnönü liderliğindeki hükümet defalarca uyarılarda bulundu.
Ancak Rum saldırıları bitmiyordu.
TBMM ve Cumhuriyet Senatosu, 16 Mart 1964’te gizli bir toplantı yaptı. 5 saat 40 dakika süren görüşmeler sonucunda Kıbrıs’a asker gönderilmesi için hükümete yetki verildi.
Rumlar ise silahlanmayı sürdürüyordu. Son olarak ABD’de yaşayan Rumların parasıyla satın alınan iki uçak da adaya geldi.
Türkiye, adaya askeri çıkarma yapma kararı aldı.
2- UZUN SÜRE SIR GİBİ SAKLANDI
Türkiye uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yeşil hatta kadar gidecek, adanın kuzeyindeki Türkleri korumaya alacaktı.
1961 yılının 20 Temmuz günü, bir hastanın röntgenini çekerken elektrik akımına kapıldı. Henüz 28 yaşındaydı.
Röntgen cihazı neredeyse Alp Reel ile yaşıttı. 1936’dan beri kullanılıyordu hastanede.
İlk müdahaleyi asistan arkadaşı Dr. Alim Uzunalimoğlu yaptı.
Genç hekimin kalbi durmuştu. Uzunalimoğlu tek başınaydı. Kalp masajı yaptı ama sonuç alamadı.
Son çare cebindeki çakıyı çıkardı, arkadaşının göğsünü kesti. Açıktaki kalbini avucunun içine aldı ve küçük hareketlerle masaj yapmaya başladı.
Bayağı bir süre uğraştı. Ama kalbi çalıştıramıyordu.
Tam vazgeçmek üzereyken kalpte küçük bir hareket fark etti. Masajı sürdürdü ve çalıştırmayı başardı.
Sülün Osman, Fil Hamdi, Raki bir kuşağın yakından bildikleri isimler. Onlar klasik dolandırıcıydı. Taktikleri de klasikti.
1990’ların sonlarında bu halkaya yeni bir isim eklendi: Kenan Şeranoğlu.
Şeranoğlu, günümüzde sıkça sözü edilen Çiftlik Bank benzeri sistemlerin öncülerindendi.
Türkiye’de saadet zinciri dolandırıcılığını geniş kitlelerin duymasını sağlayan oydu.
Titan’ı kamuoyu gündemine taşıyan ise Hürriyet gazetesiydi.
Diyarbakır’da doğdu. İlkokul Siverek, ortaokul Urfa, lise Afyon...
Üniversite için Ankara. DTCF’ye kaydoldu ama bitirmedi. 50’lerde iki kez tutuklandı. Toplam 38 ay tutuklu kaldı.
1977’de emekli olup Ankara’ya yerleşti.
2 Haziran 1991 günü 64 yaşında hayata Ankara’da veda etti.
Kitabına ismini veren Hasretinden Prangalar Eskittim şiiri başta olmak üzere unutulmaz dizeler bıraktı.
Terk Etmedi Sevdan Beni, Akşam Erken İner Mapusaneye, 33 Kurşun, Adiloş Bebenin Ninnisi, Karanfil Sokağı, Haberin Var mı Taş Duvar... Sadece birkaçı.
Şiirlerinin çoğu bestelendi, ezgileri de dillerden dillere söylendi.
Boks aleminin efsanesi Muhammed Ali Clay ile Sonny Liston, Dünya Ağır Sıklet Dünya Boks Şampiyonluğu için ringe çıkıyordu.
ABD ve Kanada’da 258 sinema salonuna konulan televizyon ekranlarından 630 bin kişi maçı izleyecekti.
Avrupa’da da Şafak Kuşu uydusu ile televizyonlarda yayınlanıyordu.
Maç öncesinde boksörler tartıldılar. Muhammed Ali 93.7 kilo, rakibi Liston ise 97.7 kilo gelmişti.
Bu rakamları niye yazıyorum?
BAŞINA GELECEKLERİ BİLSEN
Tüm otoriteler maçın şöyle geçmesini bekliyordu.
Liston
27 Mayıs 1960’ta askeri darbeyle görevden uzaklaştırılan Başbakan Adnan Menderes o gün İmralı Adası’nda idam edildi. Ondan iki gün önce de Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmişti. Menderes’in idamından 6 yıl sonra, 1 Haziran 1967’de Hürriyet’in birinci sayfası tek bir habere ayrılmıştı. Cüneyt Arcayürek imzalı tam sayfa haberin en üstünde “Tarihi bir vesikayı açıklıyoruz” yazıyordu.
Manşetin başlığı ise şöyleydi: “Menderes’in vasiyetnamesi.”
Haberde şöyle bir not vardı:
“Bu vasiyetname, 24 saat içinde herhangi bir gazete tarafından iktibas edilemez ve yayınlanamaz.”
1 HAZİRAN 1967
Habere göre Adnan Menderes, idam edildiği günün sabahında, saat 07.30’da büyük oğlu Yüksel Menderes’e hitaben bir not yazmıştı. Notun tam metni şöyleydi.
2) VATANINA HİZMETTEN VAZGEÇME
Hürriyet’in dünkü manşetinde yer alan Nuray Babacan’ın haberinde, bu artışların kontrol altına alınması için yapılan hazırlık vardı.
Kiralardaki fahiş artışlar, bundan 68 sene önce de en çok tartışılan konulardan biriydi.
19 EYLÜL 1954
19 Eylül 1954 tarihli Hürriyet’in manşetinde, “Ev kiralarının yükselişi karşısında dar gelir sahipleri himaye olunacak” deniliyordu:
“Son aylar içinde bilhassa büyük şehirlerde mesken kiralarının fahiş bir surette yükseldiğine dair yapılan neşriyat, alakalılar arasında büyük bir dikkatle takip olunmaktadır. Mesken kiralarında bugünkü başıboş nizam yerine dar ve mahdut gelirli vatandaşları nispeten himaye edecek bazı esasların tespit olunacağı anlaşılmaktadır.”
Bu tarihten itibaren kira konusu aylarca süren tartışmaların öznesiydi.
Çözüm bulunması o kadar uzun sürdü ki, TBMM aradan geçen 8 ayda hâlâ bir karara varamamıştı.
Necmi Onur imzalı röportajda o tarihte 73 yaşında olan İsmail Yurtseven konuşuyordu.
“Havuzlu İsmail” lakaplı Yurtsever, bahriyeliydi. Ancak mütarekeyle birlikte ordu dağıtılınca merkez iskelede sandalıyla çalışmaya başladı.
O yıllarda Samsun’da liman yoktu. İnsanlar, açıkta demirleyen gemilerden sandallarla kıyıya taşınıyordu.
17 Mayıs günü iki asker iskele kahyasına geldi: “İstanbul’dan askeri bir heyet geliyor. Onları gemiden iskeleye alacak iki iyi sandal hazırlayın.”
İki kürekli sandal hazırlandı. Biri Havuzlu İsmail’inkiydi. Tek bildikleri bir askeri heyetin geleceğiydi. Beklemeye başladılar. 18 Mayıs oldu, gelen giden yoktu. Gece oldu, yine haber yok.
19 MAYIS 1973