Paylaş
Boks aleminin efsanesi Muhammed Ali Clay ile Sonny Liston, Dünya Ağır Sıklet Dünya Boks Şampiyonluğu için ringe çıkıyordu.
ABD ve Kanada’da 258 sinema salonuna konulan televizyon ekranlarından 630 bin kişi maçı izleyecekti.
Avrupa’da da Şafak Kuşu uydusu ile televizyonlarda yayınlanıyordu.
Maç öncesinde boksörler tartıldılar. Muhammed Ali 93.7 kilo, rakibi Liston ise 97.7 kilo gelmişti.
Bu rakamları niye yazıyorum?
BAŞINA GELECEKLERİ BİLSEN
Tüm otoriteler maçın şöyle geçmesini bekliyordu.
Liston güçlüydü. Muhammed Ali kaçak dövüşüp işi uzatacak, rakibini yorduktan sonra hücuma geçecekti.
Maçtan önce Muhammed Ali rakibine yaklaştı ve kulağına fısıldadı:
“Şimdi başına gelecekleri bilsen, ringe çıkmazdın.”
Mücadeleyi başlatan gong, Türkiye saati ile 04.40’da çaldı.
Maç 04.42’de bitti.
Evet, maç sadece bir dakika 40 saniye sürmüştü.
Muhammed Ali, alameti farikası olan dansının ardından, birinci dakikanın 39’uncu saniyesinde sağ kroşeyi Liston’a indirdi. Liston öyle bir sendeleyip yere doğru devrilmeye başladı ki, Muhammed Ali’nin sol yumruğu boşa gitti.
Ama tek yumruk yetmişti. Liston sırt üstü yere düştü.
Muhammed Ali’nin ikon haline gelen bu fotoğrafı, 1965’te Liston’ı nakavt ettiği an çekilmişti. Bu ünlü fotoğraf Terry O’Neill’e ait.
SEYİRCİLER MUTSUZ OLDU
Muhammed Ali hâlâ rakibinin üstüne gidiyor, “Haydi ayağa kalk, koca ayı” diye bağırıyordu. Liston tekrar ayağa kalkabildiğinde saat hakemi 10 saniyenin dolduğunu söylüyordu. Nakavt olmuştu.
Hakem Muhammed Ali’nin Dünya Ağır Sıklet Dünya Boks Şampiyonluğu’nu ilan etti.
Efsaneler arasına giren bu maç, haliyle seyirciyi hiç de mutlu etmedi.
Ağır sıklette 15 raundluk mücadele izlemek için dünya para veren 4 bin 280 seyirci maçın ilk raundda, bir dakika 40 saniyede bitmesine sinirlendi.
Muhammed Ali’nin zaferini kutlamaktan çok, avazı çıktığı kadar “şike şike” diye bağırıyordu. Sadece salondakiler değil, sinemalardaki, radyo başındaki yüz binlerce kişi de şaşkınlık içindeydi.
En çok da Avrupa’da maçı seyretmek için uykusuz kalanlar mutsuzdu.
TÜRKİYE HÜRRİYET’TEN ÖĞRENDİ
BU maçla ilgili çarpıcı öykü bununla bitmiyor. Konunun Türkiye’yi ilgilendiren kısmı da vardı. Türkiye’de henüz televizyon yayıncılığı başlamamıştı.
ABD’deki bir olayın bilgisinin Türkiye’ye ulaşması da o kadar kolay olmuyordu.
Tüm Türkiye Muhammed Ali’nin maç sonucunu merak ediyordu. Bırakın bugünkü sosyal medyayı, televizyon yayınının olmadığı günlerdi...
Muhammed Ali’nin sağ kroşesi Liston’ın yüzüne indiğinde İstanbul’da güneşin doğmasına neredeyse bir saat kalmıştı. Birkaç saat sonra insanların vapur iskelesinde, meydan büfesinde satın alıp okuyacakları gazeteler çoktan basılmış, kamyonlarla yola çıkmıştı bile. Ve o gazetelerde maçın sonucuyla ilgili hiçbir haber yoktu.
27 MAYIS 1965
Ama Hürriyet maç için özel bir hazırlık yapmıştı.
Saat 04.40’ta başlayan maçın sonucu ve haberi New York bürosundan Londra’ya geçildi.
Haber metni Londra’dan Münih’teki Hürriyet bürosuna iletildi.
Münih büro da, yazıyı İstanbul merkeze ulaştırdı. Saat 04.50 olmuştu.
İstanbul’da son hali verilen haber teleksle Ankara, Adana ve İzmir bürolarına nakledildi.
Saat 05.50’da 4 şehirdeki Hürriyet matbaaları maç haberinin de olduğu gazeteyi basmaya başlamıştı bile.
İstanbul’da 110 bin, Ankara, İzmir ve Adana’da 276 bin gazete basıldı.
Ve Türkiye maçın sonucunu ve tafsilatını o sabahın ilk saatlerinde Hürriyet’ten öğrendi.
Paylaş