Paylaş
Hürriyet’in dünkü manşetinde yer alan Nuray Babacan’ın haberinde, bu artışların kontrol altına alınması için yapılan hazırlık vardı.
Kiralardaki fahiş artışlar, bundan 68 sene önce de en çok tartışılan konulardan biriydi.
19 EYLÜL 1954
19 Eylül 1954 tarihli Hürriyet’in manşetinde, “Ev kiralarının yükselişi karşısında dar gelir sahipleri himaye olunacak” deniliyordu:
“Son aylar içinde bilhassa büyük şehirlerde mesken kiralarının fahiş bir surette yükseldiğine dair yapılan neşriyat, alakalılar arasında büyük bir dikkatle takip olunmaktadır. Mesken kiralarında bugünkü başıboş nizam yerine dar ve mahdut gelirli vatandaşları nispeten himaye edecek bazı esasların tespit olunacağı anlaşılmaktadır.”
Bu tarihten itibaren kira konusu aylarca süren tartışmaların öznesiydi.
Çözüm bulunması o kadar uzun sürdü ki, TBMM aradan geçen 8 ayda hâlâ bir karara varamamıştı.
10 Mayıs 1955’te Hürriyet’in manşeti şöyleydi:
“35 mebus konuştuğu, 18 mebus sıra beklediği halde Meclis kira tasarısı hakkında dün de bir neticeye varamadı.”
Tüm tartışma, kiraların sınırlanması konusunda yaşanıyordu. Kimisi “Artışlara sınır getirilemez” diyordu. Kimisi ise dar gelirlilere işaret ediyordu.
10 MAYIS 1955
19 MAYIS 1955
KAPININ ÖNÜNDEKİ LÜKS OTOMOBİLLER
Meclis’teki tartışmalar gece gündüz devam etti. Nihayet 18 Mayıs günü kira düzenlemesi yasalaştı.
Son günkü oturumda Zonguldak Mebusu Hüseyin Balık şunları söyledi:
“Elbette tahdit (sınırlama) edeceğiz. Bir vatandaş çoluk çocuğu için gelir kaynağı temin etmek kaygısıyla bir bina yaptırdığı takdirde biraz mahrumiyete katlanmak zorundadır. Halbuki bugünkü vakıa tamamen tersinedir. Bina sahipleri bu iş için harcadıkları paranın, buna takatı olmayan vatandaşların sırtından en kısa zamanda itfasını istemekte, binayı kiraya vermelerinden itibaren kapılarının önüne birer lüks otomobil çekmektedirler.”
Kabul edilen yasaya göre artışlar için 1939 yılının, yani 16 yıl öncesinin kira bedelleri veya belediyenin o yılki rayici esas alınacaktı. Ve bu bedeller üzerinden “meskenler için yüzde 200, meskenden gayri olan yerler için yüzde 400 zam” yapılacaktı.
1947’den sonra inşa edilen binalar için ise 1953 yılının kiraları esas alınacaktı.
Yaklaşık 70 yıl önce Türkiye’deki kira sorunu işte böyle meşakkatli, aylar süren bir formülle çözülmüştü.
Umarım günümüzde çözüm bu kadar uzun süre almaz.
AY-YILDIZ YILLAR ÖNCE UZAYA ÇIKMIŞTI
ÇOK eski bir hayaldir, Türk astronotun uzaya gitmesi.
Zaman zaman gündeme gelir ama bir türlü bu hayal gerçeğe dönmez.
Türkiye önceki gün, 2023’te uzaya gönderilecek Türk’ün tespiti için başvuru sürecini başlattığını açıkladı.
Uzaya gidecek kişide aranan özellikler bugün Erdinç Çelikkan’ın haberinde ayrıntılı olarak anlatılıyor.
Ben biraz daha eskiye, 1990’ların sonuna gideceğim.
24 NİSAN 2006
NASA astronotu James Reilly, Haziran 1997’de Türkiye’yi ziyaret etti.
Görüştüğü isimlerden biri de dönemin TBMM Başkanı Mustafa Kalemli’ydi. Kalemli, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Vekili sıfatıyla kabul etti astronotu.
Bu ziyarette Reilly’ye bir Türk bayrağı hediye etti Kalemli. Ve “Türk bayrağı uzayın enginliğine anlam katacaktır” dedi.
Türk bayrağını öperek teslim alan Reilly ise “İleride bir Türk astronotun bayrağı taşıyacağına inanıyorum” açıklamasını yaptı.
‘TÜRK BAYRAĞIYLA UÇTUM’
Bundan 9 yıl sonra, Reilly BBC’ye anlattığı anıları arasında Türk bayrağına özel bir bölüm ayırdı. “İki kez uzaya gittiğini ve ikisinde de Türkiye’nin kendisiyle birlikte uçtuğunu” söylüyordu.
5 HAZİRAN 1997
1998 ve 2001 yıllarındaki uzay uçuşlarında, Kalemli’nin kendisine verdiği Türk bayrağını götürdüğünü anlatıyor ve konuşmasını Atatürk’ün ünlü sözüyle bitiriyordu: “İstikbal göklerdedir.”
Reilly, 1997’de de o dönemin Meclis Başkanı Hikmet Çetin’e, çok daha önceki yıllarda Endeavor Mekiği ile uzayda 9 gün dolaşan Türk bayrağını geri getirip teslim etmişti.
Şimdi hedef 2023’te bir Türk astronotu uzaya göndermek.
Bu kez Türk bayrağı, Türk astronotun göğsünde uzaya çıkacak.
Paylaş