×
Dünyanın her ünlü ismi gibi Pele’nin de yolu bir dönem Hürriyet’ten geçmişti.
Almanya’da düzenlenen 1974 Dünya Kupası’nın açılış maçında Brezilya ile Yugoslavya karşılaşıyordu.
Brezilya Milli Takımı’nı yeni bırakmış olan Pele, turnuvanın sembolik vuruşunu yaptı. Ardından kâğıdı kalemi alıp Hürriyet’in de aralarında olduğu dünyanın sekiz büyük gazetesi için turnuvadaki maçları yazdı.
EFSANENİN SEÇTİĞİ YILDIZLAR
* Pele’nin Hürriyet’teki ilk yazısı, o turnuvada oynayacak kendi seçtiği yıldızlardı. Bakın Pele kimleri seçmiş.
Cruyff: Dünya Kupası’nın en büyük atraksiyonu. Paha biçilmez futbolcu.
Beckenbauer:
Bu toprakların genlerinde hep efsane güreşciler vardır. Reşit Karabacak da onlardan biriydi. Erzurumluydu. Ailesiyle İzmir’e yerleşti. Orada keşfedildi.
1) Mindere çıktığı günlerde Türk güreşi duraklama dönemindeydi. Türkiye’nin güreşte madalya kazanamadığı süre 11 yıla uzanmıştı.
Ay yıldızlı bayrağın dalgalanmadığı minderde hasreti dindiren isim Reşit Karabacak oldu.
Karabacak, 1983’te Avrupa Serbest Güreş Şampiyonası’nda 82 kiloda altın madalya kürsüsüne çıkmış, güreş tarihine geçmişti.
Avrupa’daki bu başarıdan hemen bir yıl sonra, 1984 Los Angeles Olimpiyatları’ndaki en büyük madalya umudu da Karabacak’tı.
İlk turda ABD’li Mark Schultz’la çıktı mindere. Maçta 4-2 öne geçti.
Ama o gün rakibi öyle bir sahtekârlık yaptı ki... Dünya güreş tarihini değiştirdi.
Haberin başlığı bile insanı durduğu yere mıhlıyordu:
“Alman diktatörü çıldırtmak için Hitler’in bahçesine seks albümleri atılacaktı.”
Bu garip haberin kaynağı Amerikalı ünlü ruh doktoru Walter C. Langer’in kaleme aldığı kitaptı.
2. Dünya Savaşı sırasında Amerikalılar Adolf Hitler’i ortadan kaldırmak için çareler düşünürken, istihbaratçı Smith adında bir asker ortaya garip bir fikir attı.
Bu fikre göre “Hitler’in bahçesine bomba yerine seks albümleri atılacak, açık saçık kadın resimlerine çok meraklı olan Hitler bu şokun etkisiyle çıldıracaktı.”
Okudukça ilginçleşiyordu haber.
SAĞDUYULU BİR SES
Meğer esas büyük vapur korsanlığı işi başkaymış.
Aynı yıl, yani 1978’de ilkinden 6 ay sonra İstanbul Boğazı’nda nefes kesen saatler yaşanmış. İşte heyecan dolu günün hikâyesi. Üsküdar’da öldürülen devrimci Aziz Çolak’ın cenazesini almak için 76 kişi karşıya geçmek istiyordu. Karaköy iskelesinde polisle çatışma çıktı.
O sırada 11.45 seferini yapacak Suadiye vapuru iskeleye yanaştı.
Bu 76 kişi vapura atladı. Suadiye’de 421 yolcu daha vardı.
Vapur hareket ettikten sonra kaptan köşküne çıkan eylemciler Kaptan Recep Şener’i rotayı Üsküdar’a çevirmeye zorladı.
Ancak polis ve mavi bereli jandarma Üsküdar iskelesinde önlem aldı.
ÖNCE ADALAR’A YÖNELDİLER
El Kaide’nin çifte bombalı saldırısı o gün kenti kapkara bir renge bürüdü.
İngiltere Konsolosluğu ile HSBC Genel Müdürlüğü binalarına yapılan saldırılarda 31 kişi hayatını kaybetti, 750’den fazla kişi yaralandı.
HSBC saldırısının kurbanları arasında ünlü tiyatro oyuncusu Kerem Yılmazer de vardı.
Yılmazer o gün NTV stüdyolarına gidiyordu. Saat 11.00’de dublaj çalışması başlıyordu. Normalde her zaman en az 20 dakika erken giden Yılmazer, o gün eşi Göksel Kortay ile Haldun Dormen’in televizyondaki canlı yayınını izlediği için evden biraz geç çıktı.
Saat 10.57 olduğunda Levent’teki trafik ışıklarına gelmişti. Kırmızı yanıyordu. Durdu. O sırada patlayan bombayla da hayatını kaybetti.
Yılmazer, Hukuk Fakültesi’nde ve George Washington College’daki eğitiminin ardından 1964’te Ankara Meydan Sahnesi’nin kurslarına katılarak tiyatro yaşamına adım attı.
İstanbul yolculuğu da
Bu haberlerde bir siyasi parti genel başkanı, meşhur bir assolist ve parti başkanının eşi vardı.
1 Aralık günü, siyaset dünyasına bomba bir haber düştü.
Millet Partisi Genel Başkanı Osman Bölükbaşı’nın eşi Mediha Hanım evi terk etmiş, babasının evine gitmişti. Kulislerde Mediha Hanım’ın boşanma davası açmaya hazırlandığı konuşuluyordu.
Osman Bölükbaşı, kitleleri peşinden sürükleyen, müzmin muhalefeti, renkli özdeyişleri ve rekor konuşmalarıyla nam salmış bir siyasi liderdi. Haber duyulur duyulmaz, gazeteciler Bölükbaşı çiftinin Emek Mahallesi İsrailevleri’ndeki apartmanına koştu.
Fakat ne Osman Bölükbaşı evdeydi ne de eşi. Kapıyı oğulları Deniz açtı.
Behiye Aksoy/Mediha-Osman ve Deniz Bölükbaşı
2) DİPLOMAT OLACAK ÇOCUK
1 Eylül günü Kore Havayolları’na ait 007 kodlu yolcu uçağı rotasından saparak Sovyetler Birliği hava sahasına girdi.
Sovyetler, askeri uçak zannettiği 269 yolculu sivil uçağı havadan havaya füzeyle vurarak düşürdü.
Uçakta ABD kongre üyesi Lawrence McDonald da bulunuyordu. Uçaktaki kimse kurtarılamadı. 269 kişi öldü.
İşte o andan itibaren iki ülke arasındaki ilişkiler, Soğuk Savaş yıllarının en gergin günlerini yaşamaya başladı. ABD’nin karşılık vermesine kesin gözüyle bakılıyordu. Sovyetler Birliği de olası bir misillemeye karşı hazırlıklara başladı. Eller tetikte geçen 25 günden sonra bir gece yarısı sıradışı bir olay yaşandı.
3 EYLÜL 1983
SOVYET ÜSSÜ’NDE SİRENLER ÇALDI
İstanbul Yeşilköy’de, Cumhuriyet’in 11’inci yıldönümünde, 1934’te dünyaya geldi.
Önce klasik Batı müziği eğitimi aldı. Daha sonra girdiği İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda hemen hocalarının dikkatini çekti.
Hayatının değiştiği yıl ise 1953’tü. O yıl TRT Ankara Radyosu’nun kadrolu sanatçısı oldu.
Kimi zaman tok, kimi zaman oktavın zirvesinde çınlayan, patlayan bir sese sahipti Nesrin Sipahi. Sesinin rengiyle hemen ayırt ediliyordu.
İlk plağını 1957’de “Bir rüzgârdır gelir geçer” şarkısıyla kaydetti. Sonra bu kabiliyetli ve büyük ses, aldı yürüdü.
200 BİN LİRALIK KIYAFET