Akif Beki

Muhafazakâr medyada neler oluyor?

28 Kasım 2014
3 gündür yazmıyordum; iştiham, takatim, mecalim yoktu yazmaya, mazeret izni istemiştim...

Fakat dediler ki ortalık Star ve Akşam gazetelerinin tepesindeki tasfiyeyle çalkalanırken senin susman yanlış anlaşılıyor.
Mesele Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert ve Mehmet Ocaktan gibi muhafazakâr medyaya büyük emeği geçmiş yöneticilere reva görülen hoyratlık meselesi...

* * *

Görevden alınan üç isim de yakın arkadaşım, gazetecilik geçmişlerini, verdikleri fikir mücadelesini, hayata karşı duruşlarını bilirim. Maaşlarından başka kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur. Onu da fikren yanında durdukları iktidarın nimetlerine borçlu değiller, AK Parti’den önce de yönetici maaşı alıyorlardı.
Şık olmayan bir yolla, bir güç gösterisiyle teşhir edilerek, yani göstere göstere görevden alındılar...

Yazının Devamını Oku

Hadi canım eşek şakasıdır

22 Kasım 2014
CEZAYİR’den Ekvator Ginesi’ne uçarken havada geldi avukatımın yolladığı e-posta. Okuduklarıma inanamadım.

O yazıya dava mı açıldı şimdi!...
17 Aralık operasyonunu yürüten savcı Celal Kara, 24 Aralık tarihli yazımla ilgili suç duyurusunda bulunmuş. Takipsizlik kararı verilince de itiraz etmiş ve bu kez 10. Ağır Ceza Mahkemesi, hem de ağır ceza savcısının aksi görüşüne rağmen kabul etmiş. Başlamış bile yargılanmam, ikinci duruşmaya şahsen gitmem gerekiyormuş...


* * *


Nasıl inanayım?
17 Aralık soruşturmasının tapelerini meydan meydan dolaştıran CHP.

Yazının Devamını Oku

Afrika kolonilerinde iz sürüyorum

21 Kasım 2014
KENDİME bir görev verdim; madem ki sarıhumma aşısını vuruldum, 2 gün için 2 haftalık sıtma ilacımı aldım, Ebola belasıyla köşe kapmaca oynama pahasına yola revan oldum; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika seyahatinde buna değecek bir temaya odaklanacağım.

Hayır, salgın hastalıklarla biyolojik silah deneyleri arasında bağ kuran biyolojik savaş komploları üzerinde yoğunlaşmayacağım.
Afrika’nın bir katliam mikrobu geliştirme laboratuvarı, Afrikalının da kurban seçilmiş bir kobay, geleceğin kitle imha silahlarınınsa özel tasarım ölümcül virüsler olduğu teorisine mesafeliyim.
Böyle riskli bir seyahati, fantastik bir temayla ziyan etmeye niyetim yok...
Askeri bilimkurgu senaryolarıyla kafayı bozacağıma, hastalıklı sulara açılacak her gemi adamının yaptığı gibi yaptım. Karaköy rıhtımındaki sahil sağlık merkezine gidip askeri olmayan sivrisineklerin yaydığı risk ve tehditlere karşı korunma bilgileriyle önleyici ilaçları edindim, efendi efendi aşı donanımımı güncelledim, kafam rahat, Allah’a emanet geziyorum.
Peki ne midir kendime verdiğim görev? Ne alengirli ne esrarengiz... Hakiki ‘müstemleke aydın’ı neye benzer, doğal ortamına gelmişken gözlemlerde bulunacağım.


* * *


Yazının Devamını Oku

Umut veren bir karikatür içtihadı

20 Kasım 2014
AĞZA alınmayacak küfür ve hakaretleri söylemez de çizerseniz, ifade özgürlüğüne girer mi?

Türk grafik mizahının son 10 küsur yıldır saplanıp da içinden çıkamadığı müşkülat budur.
Bu konuda nihayet cesur bir çıkış geldi. Penguen çizerlerinden Erdil Yaşaroğlu, yeni bir içtihatta bulundu.
Buna göre, kaba söz ve galiz küfür ha ses formunda, ha yazı, ha çizgi formunda dile getirilmiş, hiç fark etmiyor.
Küfür çizgi şeklinde de olsa küfürdür, hakaret grafikle de gösterilse hakaret...


* * *


Yazının Devamını Oku

Ekrem Bey’e hesap veriyorum

19 Kasım 2014
MEĞER o özel yetkili başsavcı efelenmeleri banaymış, operasyonel internet siteleri Ekrem Bey’le karşılıklı resimlerimizi koyup ‘Akif Beki’ye cevap’ diye yaygarayı basmasa gafil gafil atıp tutmaya devam edecektim.

Sağ olsunlar, farkındalık geliştirmeye büyük katkıları var, o sitelerin düşünce üzerindeki polisiye hizmetleri inkâr edilemez, beni kendime getirdiler.
Köşe komşum Ertuğrul Özkök gibi, “Söyle bakalım o zaman, Tayyip Erdoğan dün öğlen ne yedi” düzeyinde bir cevabı, onlar olmasa nasıl üstüme alırdım.
Malum, Erdoğanların aynı apartmanda komşusuydum, ‘Kiracılıklarını yakinen bilirim’ dediğim için, muhterem komşum ‘O halde kira kontratlarını ibraz et bakalım’ demeye getirmesin miydi!
Ekrem Bey’de de heyheylenme düzeyi bu...


* * *


Yazının Devamını Oku

Papa hazretlerine sorulacak 10 numara sorular

18 Kasım 2014
KENDİ diplomat, siyasetçi ve devlet adamlarımızı elin diplomat, siyasetçi ve devlet adamlarına harcatmak milli hasletlerimizdendir.

Sert mi oldu biraz? Hadi yumuşatıyorum, harcatmak değil de bizimkileri yabancılara puanlatma merakı diyelim, ne farkı varsa...
Ve bizimkilere bir kırık not daha verdirmek için, ayağımıza her biri altın kıymetinde iki fırsat geliyor. Biri Vatikan devletinin başı Papa Francis, diğeri de ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden.


* * *


Papa bu ay, Biden ise bu hafta içinde teşrif ediyor...
100 yılda bir, bir kasım ayının bu kadar yakınından ya geçer ya geçmez böyle yıldız ziyaretçiler. Hazır çakışmış üst üste, çifte kavrulmuş fırsattır, kaçmaz.

Yazının Devamını Oku

Dualar da müşterek mi Ekrem Bey

15 Kasım 2014
ZAMAN gazetesinin genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, çarşamba günü Ahmet Hakan’a konuşmuştu.

O röportajda, Cemaat oylarının Güneydoğu’da BDP’ye gittiğini alenen ikrar ediyordu...
Bunu, sansasyonel bir itiraf olarak da alabiliriz. Çünkü Cemaat çevrelerinin ısrarla inkâr ettiği bir yakıştırma, ilk kez etkili ve yetkili bir isim tarafından doğrulanıyor.
Fakat ciddi bir yankısı olmadı bu itirafın.
Yine Van’da, kanlı 6-7 Ekim provokasyonu sırasında çekilen şoke edici görüntüler yayınlandı.
Bir polis panzeri, PKK militanlarının yaktığı bir aracın üstüne, park halindeki iki sağlam aracı itiyordu. Olayları büyütmek için...
Sansasyoneldi, ama hak ettiği yankıyı bulamadı bu görüntüler de.
Demek ki BDP-Cemaat yakınlaşması satın alınmış çoğunlukça, kanıksanmış. Ekrem Bey’in itirafı, küçük çaplı bir çalkantıya bile yol açmadı.

Yazının Devamını Oku

Erdoğan fani bir kiracıdır komşu

14 Kasım 2014
KÖŞE komşum Ertuğrul Özkök’ü anlamsal bir merak almış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından çıkan bir cümleyi manalandırmaya çalışıyor ama çıkamıyor içinden.

Komşuluk hukuku nedir bilirim, kendisine yardımcı olmak benim için reddedemeyeceğim bir insanlık görevine dönüştü.
Özkök’e çapraşık gelen cümle şu:
“Ben başbakanlığım sırasında 12 yıl Keçiören’de kirada oturdum...”Komşum bir anlam veremiyor işte bu cümleye. Yeni konutuna taşınma arifesindeki Cumhurbaşkanı, bununla ne demek istemiş olabilir acaba?...

* * *

Gerçi Erdoğan bu muammayı Hindistan’dan değil Türkmenistan’dan dönerken söyledi ama olsun, o kadarcık kusur komşuma az bile.
Özkök’e yardımcı olmak da sadece köşe komşuluğu hukukunun omuzlarıma yüklediği bir vecibe değil ayrıca.
Aynı zamanda hem o cümlede bahsi geçen binanın eski sakinlerinden biriyim, yani Erdoğanların apartman hayatının birinci elden tanığıyım. Hem de o cümleye ilk ağızdan kulak misafiri olan gazeteciler arasındaydım. Komşumun yere göğe sığdıramayıp ‘A330 efradı’ dediği kişilerden biri...

Yazının Devamını Oku