Paylaş
Komşuluk hukuku nedir bilirim, kendisine yardımcı olmak benim için reddedemeyeceğim bir insanlık görevine dönüştü.
Özkök’e çapraşık gelen cümle şu:
“Ben başbakanlığım sırasında 12 yıl Keçiören’de kirada oturdum...”
Komşum bir anlam veremiyor işte bu cümleye. Yeni konutuna taşınma arifesindeki Cumhurbaşkanı, bununla ne demek istemiş olabilir acaba?...
* * *
Gerçi Erdoğan bu muammayı Hindistan’dan değil Türkmenistan’dan dönerken söyledi ama olsun, o kadarcık kusur komşuma az bile.
Özkök’e yardımcı olmak da sadece köşe komşuluğu hukukunun omuzlarıma yüklediği bir vecibe değil ayrıca.
Aynı zamanda hem o cümlede bahsi geçen binanın eski sakinlerinden biriyim, yani Erdoğanların apartman hayatının birinci elden tanığıyım. Hem de o cümleye ilk ağızdan kulak misafiri olan gazeteciler arasındaydım. Komşumun yere göğe sığdıramayıp ‘A330 efradı’ dediği kişilerden biri...
Vakıa, kendisi de ballandıra ballandıra anlattı geçen, Atina’ya THY filosundan bir A330’la uçmuş, bizlerden biri olmuş sonunda, o da artık kendi çapında bir A330 ferdi sayılır, zatını az görmesin...
Fakat bu gerçek, bir kaşık suda kopardığı yorum fırtınasında boğulmak üzereyken komşumun imdadına koşmamam için bir mazeret olamaz bana.
* * *
Ha, o çetrefilli cümlenin tahtında müstetir, yani altında gizli manalara gelince...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 yıllık başbakanlığı süresince ikamet ettiği Ankara Keçiören’deki apartmanda benim komşumdu.
Değil daha başbakan, Erdoğan milletvekili bile olmazdan evvel, ben topraktan girip oradan daire almıştım.
Muhtar bile olamaz diyorlardı... Başbakan oldu, üstüne de tuttu, Ankara’nın kenar semtlerinden birindeki bizim fakirhaneye kiracı geldi, ne yaparsınız...
Ben mal sahibiydim, Erdoğan ailesi şehrimizde geçici kontratlı...
Şimdi yeni köşe komşum, eski kapı komşum hakkında bir analizde bulunuyor.
400 bin dolarlık evden 550 milyon dolarlık saraya çıktı diyor. Yani sınıf atladı...
Yalnızca ev değiştirme olarak almıyor, olaya bir sınıf değiştirme boyutu da katıyor. Züğürtlükten kodamanlığa geçiş gibi sınıfsal bir açıklama bulma çabasında.
Başbakanlar fakir, cumhurbaşkanları zengin mi olurmuş; başbakanlar proleter, cumhurbaşkanları aristokrat mı? Makamın şanından mıymış, kast sisteminden mi artık... Sınıf farkına bağladınız mı bir kere, dayayın gitsin sosyolojik kabare sorularını...
* * *
Erdoğan dün oturduğu apartman dairesinde de kiracıydı, bugün taşınacağı Cumhurbaşkanlığı konutunda da kiracı.
Mahkeme kadıya mülk değil hesabı, Cumhurbaşkanlığı konutu da Erdoğan’a tapulu değil. Muammamız da burada çözülüyor işte komşu...
Demiş oluyor ki Cumhurbaşkanı, “Ben lüks, şatafat, gösteriş, ihtişam düşkünü olsaydım 12 yıllık başbakanlığım boyunca, Ankara’nın en mutena semtinde, Çankaya Köşk’üne nazır Başbakanlık resmi konutunu bırakıp Keçiören’in Subayevleri Mahallesi’ndeki sıradan bir apartman dairesinde yaşamazdım. Yeni Cumhurbaşkanlığı konutuna taşınma nedenim ihtiras değildir, bu saatten sonra kimse bunu söyleyemez, söylese de benim üstüme yakışmaz...” Yanlış mı komşu?
Fabrikatörü iş üstünde tanıyalım
İŞÇİ Partisi’nin gençlik örgütlenmesi TGB, Eminönü’nde 3 Amerikalı denizcinin başına çuval geçirdi...
New York Times da bu saldırıyı alıp şuna bağladı: Çünkü Türkiye’de hükümet, IŞİD’e karşı ABD’nin isteklerini yerine getirmekte gönülsüz davranıyor...
* * *
TGB, koyu bir Esad rejimi savunucusu, azılı bir AK Parti düşmanı ve önde gelen bir Gezi Parkı eylemcisi olarak biliniyor. Ama New York Times, bundan haberi yokmuş gibi yapıyor. İması açık: Türkiye’de IŞİD yanlısı bir hükümet olduğu için, kendisi de IŞİD’i desteklediğinden... IŞİD’i bombalayan ABD askerlerine saldırıyor TGB...
Şimdi biz bu ilişkilendirme mantığına, kurulan bu alakaya algı operasyonu, dezenformasyon, fabrikasyon, provokasyon, kara propaganda, psikolojik harp filan değil de masum bir haber diyeceğiz öyle mi?
Paylaş