Akif Beki

Can Dündar’ın itirazı protestmiş

5 Aralık 2015
AVUKATLARINDAN Akın Atalay’ı CNN Türk’te, Şirin Payzın’ın programında dinledim.

Benim de eleştirdiğim tutukluluğa “gerekçesiz kıpkısa itiraz’ dilekçesini savunuyordu.


Gerekçelere girmeyip neden kısa kestiklerini iki argümanla açıkladı.


Bir; tutuklama mahkemesinde uzun uzadıya sıraladıkları için dilekçede aynı şeyleri tekrardan kaçınmışlar.


İki; protesto mahiyetinde tepki koymak istemişler.


Yazının Devamını Oku

O yılların hesabını kim verecek?

3 Aralık 2015
EZELİ sorunumuz, yargı kararlarındaki keyfilikler, yargılamayı başlı başına bir cezalandırmaya dönüştüren uzun tutukluluklar...

Ve Ergenekon davasının dalgaları arasında 4 buçuk yıl tutuklu yargılanan Dursun Çiçek’in bu konuda bir önerisi var. Kulak vermeye değer.

 

***

 

Önce tartışmanın mazisi nedir, zemin tespiti yapalım.

 

Kanuni yetkisini aşmak veya kötüye kullanmakla suçlanan, Genel Kurmay başkanı bile olsa yakasına yapışılıyor...

 

Yazının Devamını Oku

Devletle devletsizlik arasında Demirtaş

3 Aralık 2015
TAHİR Elçi iki ateş arasında kalıyor, polisle PKK teröristlerinin ateşi arasında.

Henüz hangi silahtan çıktığı belli olmayan bir kurşunla katlediliyor.


Selahattin Demirtaş hemen atılıyor öne, ‘Onu devlet değil devletsizlik öldürdü’ diye...


Ankara’da IŞİD, canlı bombalarla korkunç bir katliam yapıyor. Derhal ileri atılıyor Demirtaş, “Katil devlettir, devlet halkını vurdu” diye...

 

Yazının Devamını Oku

Putin’in küçülteci

2 Aralık 2015
BU IŞİD, çok kullanışlı bir mercek. Her neyin üstüne koyarsan onu ufak tefek bile göstermiyor, un ufak ediyor, mikroskobik bir olguya çevirip görünmez kılıyor.

Suriye’deki Rus askeri yayılmacılığının üstüne koyuyorsunuz, toz olup gidiyor NATO’nun gözü önünden.


Esad’ın varil bombalı katliamlarının üstüne tutuyorsunuz, toplu mezarlar bile buharlaşıyor, bulutlara karışıyor kan deryası.


Neyle üst üste getirseniz, IŞİD’in kafa kesme vahşetinin yanında küçüle küçüle gözden kayboluyor.


Bulmuş böyle sihirli küçülteç, tepe tepe kullanmaz mı Putin!

 

Yazının Devamını Oku

Casuslukla gazeteciliğin ilgisi

1 Aralık 2015
CAN Dündar’la Erdem Gül’ün tutuklanması, ‘Hani tutuksuz yargılama esastı’ diye çıkışılacak sınırları çok aştı.

Savcının çağrısı üzerine kendi ayaklarıyla ifade vermeye gelmiş, izi adresi belli 2 gazetecinin tutuklu yargılanması zaten savunulamaz.


Kaçabilirlerdi derseniz... Kaçacak adam üstelik kaçma fırsatı tanınmışken, üstelik tutuklanma ihtimalini de hiç azımsamadığı halde kendi ayaklarıyla adliyeye gelir mi?


Delil karartabilirlerdi derseniz... Aleyhlerine kullanılacak delil, gazete haberlerinden oluşuyor. O haberler yayınlanalı aylar olmuş. MİT TIR’ları sansasyonu 6 ay önce Cumhuriyet’te çıkmış, karartması mı kaldı?


Nesini savunacaksınız böyle tutuklu yargılamanın...

 

Yazının Devamını Oku

‘Bugün de olsa’ Can Dündar

28 Kasım 2015
ADLİYEDEKİ savunmasında MİT TIR’ları haberi için “Bugün olsa yine yayınlardım” demiş. 

 

 

Ben de bugün yine aynı şeyi söylüyorum. 

 

Can Dündar’ın MİT TIR’ları haberini basmasına çeşitli itirazlarım vardı.

 

Meslek etiği açısından problemli buluyordum. Operasyon gazeteciliği boyutuyla tartışmalı görüyordum. İyi gazetecilik, cesur habercilik örneği olduğunu düşünmüyordum. Bütün bunları da 4 Haziran’da burada kayda geçirmiştim. 

 

Yazının Devamını Oku

O bakan ve diğerleri

27 Kasım 2015
KABİNENİN gelenleriyle gidenlerini kıyaslıyoruz, dünden devam.

Başbakan Yardımcısı Lütfü Elvan:

Ulaştırma Bakanlığı’nda Binali Yıldırım’ın yerine gelmişti. Şimdi Binali Bey yine Ulaştırma Bakanı, devrettiği bakanlığı geri aldı. Böylece hem halef hem selef oldular.
O ise boynuzun kulağı geçmesi gibi, selefini geride bıraktı ve daha önce boş tutulan bir üst makama terfi etti.
Münhal kadroya geldiği, kimseden devralmadığı için başbakan yardımcılığında bir selefi de yok. Dolayısıyla mukayese edileceği biri de yok. Bundan böyle Binali Bey onunla, o kendisiyle boy ölçüştürülecek.


* * *


Yazının Devamını Oku

Gelenlerin gidenleri aratma ihtimali

25 Kasım 2015
SEÇİM kabinesini saymazsak, iki AK Parti hükümeti arasında el değiştiren bakanlıkları çıkardım.

Ve halefleri seleflerle, yenileri eskilerle karşılaştırdım.

Buyursunlar; gelenlerle gidenlerin mukayeseli üstünlükleri, avantajları ve dezavantajları nedir bakalım.



* * *



Yazının Devamını Oku