Paylaş
Henüz hangi silahtan çıktığı belli olmayan bir kurşunla katlediliyor.
Selahattin Demirtaş hemen atılıyor öne, ‘Onu devlet değil devletsizlik öldürdü’ diye...
Ankara’da IŞİD, canlı bombalarla korkunç bir katliam yapıyor. Derhal ileri atılıyor Demirtaş, “Katil devlettir, devlet halkını vurdu” diye...
* * *
Farkındasınız tabii, bu ülkede işlenen hiçbir cinayet, hiçbir katliam Demirtaş’ın aklına PKK terörünü getirmiyor. Suçlu ararken gözü yanılıp bir kez bile hendeklerin kazıldığı tarafa bakmıyor, oralara yerleştirilen bomba düzeneklerini görmüyor.
Ben de farkındayım, Demirtaş’a ‘PKK cinayet işledi’ dedirtemezsiniz. Hep devletle devletsizlik arasında cereyan eder böyle şeyler.
Ben de farkındayım; PKK için ‘katildir, canidir’ dediğini duyamazsınız. Ne laf değdirir ne toz kondurur; PKK’ya katil, cani diyenlere de kendini siper eder.
* * *
Onun için ‘Tahir Elçi’yi hendek saçmalıkları öldürdü’ demesini beklemem. PKK terörü için ‘melun’ yakıştırmasına başvurmasını, ‘terörist’ sıfatı kullanmasını beklemem. Kulaklarımla duysam da inanmam bunlara.
Fakat yine de ‘PKK’lılar o çatışmayı çıkarmasa Tahir Elçi bugün aramızdaydı’ gibi ‘pozitifinden’ bir hayıflanma cümlesi kurar mı diye beklemedim değil. Bir umut işte, o da çıkmadı ağzından.
Kremlin’de entrika bitmez
TÜRKİYE’nin domatesi, soğanı ve tavuğu Putin’in emriyle Rusya’ya sokulmayacak. Ama yarından itibaren değil, 1 Ocak’ta başlıyor. Vize muafiyeti askıya alınacak, ama gelecek haftadan itibaren değil, 1 Ocak’ta...
Türk vatandaşlarını işe almak yasaklanıyor ama aralıktan itibaren değil, 1 Ocak’tan sonra...
İşçi çalıştırma yasağından vize serbestisini kaldırmaya, domates ve tavuk ithalatını durdurmaktan gıda alımında denetimi sıkılaştırmaya bir dizi yaptırımlar yürürlüğe konuyor.
Ama acelesi yok Putin’in. Ayrıca gayet de seçici uygulayacağı yaptırım rejiminde. Domatese getireceği yasak, limon ve fındık için geçerli değil mesela.
Anlık öfkeyle kendini kaybetmişe, küsmüş de Erdoğan’ın domatesini, soğanını almıyora benziyor mu?
* * *
Türkiye üzerinde psikolojik baskı kuruyor Putin. ‘Uçağımızı düşürdünüz ama önce bizle konuşacağınıza hemen NATO’ya koştunuz’ diyor. Rusya ile NATO’yu karşı karşıya getirmeye çalışan bir provokatörlükle suçluyor.
İmayla da değil, savaş jetinin düşürülmesinin planlı bir provokasyon olduğunu doğrudan söylüyor. Amacı Rusya’yla NATO’yu savaşa tutuşturmak, dünya savaşı çıkarmak olan bir provokasyon...
Fakat Erdoğan telefon ediyor, açmıyor. Randevu istiyor, vermiyor.
Muhatabını savaş kışkırtıcısı konumuna düşürmek için ne tahrik lazımsa yapıyor.
* * *
Esad’a karşı olmayı, IŞİD’e destek vermekle eşitliyordu. Şimdi sınır ihlali yapan Rus jetini düşürmeyi de IŞİD gibi bir terör örgütüyle işbirliğine bağlıyor. Güya Türkiye, IŞİD’i korumak için onu vuran Rus Hava Kuvvetleri’ni arkadan hançerlemiş...
Bu propagandayı geliştirip IŞİD petrolü karalamalarıyla da süslüyor.
1 Ocak’a kadar böyle gidecek. Tanker görüntüleriyle, ağız dalaşlarıyla seyirciyi meşgul edecek. Sakinleşmeye yanaşmayacak.
* * *
En geç 1 Ocak’tan itibaren Suriye’de ateşkes ilan edilecek, siyasi çözüm için masa kurulacak ve Esad’la BM’nin tanıdığı muhalif gruplar pazarlık masasına oturacak. Tedavüldeki plan bu.
O günden sonra meşru muhalefeti vuramayacak Putin’le Esad. Sadece IŞİD ve Nusra gibi gerçek terör örgütlerini vurabilecekler.
Zaman daralıyor. 1 Ocak’tan önce bitirilmesi gereken işleri var Putin’in.
O güne kadar, özür dilese bile başka bir bahane bulacak ki Türkiye’yi hep savunmada tutsun. Moral üstünlük ondaymış gibi yapsın, haksızken yaygarayı basıp üste çıksın. Hiç olmazsa birkaç haftalığına...
* * *
Boşuna 1 Ocak’a atmıyor topu. Lavrov Çavuşoğlu’yla görüşürdü, Putin Erdoğan’la görüşmezdilerle oyalayacak. IŞİD petrolü taşıyan tanker videolarıyla Türkiye’yi defansa itecek, baskılayacak.
Siz onun karalamalarından aklanmaya uğraşırken o yol alacak.
Gerilim sinemasında usta Putin. Seyirciyi nasıl sürükleyeceğini biliyor. 1 Ocak’a kadar gösterimi devam edecek bu filmin. Sonra gelsin Türkiye’den domatesler, soğanlar.
Paylaş