Akif Beki

'Hükümet deviren medya'yı tanıyalım

26 Nisan 2016
BAŞBAKAN Davutoğlu’nun dünkü grup konuşmasını dinlerken şunu düşündüm; hangi medyayı kastediyor?

AK Parti’yi tanzime, iktidarı şekillendirmeye soyunan bir medyadan ve ona geçit vermeyeceğinden dem vuruyordu.

Demek ki hâlâ kendini milli iradenin üstünde gören bir medya var.

Biz eskide kaldı sanıyorduk, eski Türkiye’nin enkazı altında gömülüp gitti sanıyorduk bu alışkanları...

Meğer o moloz yığınlarının arasından henüz yeni Türkiye’nin silueti dahi yükselmeden eski medyanın ruhu nüksetmiş.

Yazının Devamını Oku

Ya Abdülhamid ya Mehmet Âkif

23 Nisan 2016
İKİSİNİ de sevenler ne Sultan Abdülhamit’ten ne de İstiklal şairi Mehmet Akif’ten vazgeçebiliyor.

Akif’in Safahat’ında pek de hoş sıfatlarla anılmaz oysa Abdülhamit Han. Hatta çoğu, yenilir yutulur cinsten değildir.

 

Hele ‘İstibdad’ şiirinde tasvir ettiği sahneler dehşet vericidir.

 

Abdülhamit’in kardeşi Reşat Efendi’nin kilercisiyle selamlaştı diye bir garibanın yaka paça, tekme tokat yerlerde sürüklenerek götürülüşünü anlatır.
Zalimanedir. Kahredicidir. Utanç vericidir. Nefret uyandırıcıdır.

 

Yazının Devamını Oku

Gül’ün adı niye geçmiyor?

22 Nisan 2016
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un görev süresi 31 Aralık’ta dolacak. 

Yerinde gözü olan adaylar görücüye çıktı.

 

9 isim yarışıyor. 

 

Makedonya, Slovenya, Karadağ, Moldova, Bulgaristan ve Hırvatistan’dan var ama Türkiye’den kimse yok aralarında.

 

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adı anılmıyor.

 

Yazının Devamını Oku

Her ile bir tiyatro vaadi

21 Nisan 2016
BAŞBAKAN Davutoğlu dün açıkladı, her ile bir tiyatro açılacak.

Kulağa hoş gelmesine hoş geliyor.

Yalnız eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın geçenlerde yakındığı gibi olmasın sonu.

Kılıç “Her ilde bir adalet sarayımız var ama adalete güven yok” demişti.Haksız da sayılmaz, bina kalitesiyle ters orantılı gitti, o yükseldikçe adaletin kalitesi baş aşağı çakıldı.

Her ilde en az bir sahnemizin olması da olmamasından muhakkak daha iyidir. Ancak halkla buluşamadıktan sonra neye fayda?

Yazının Devamını Oku

Otoriterlikten dönüş değilse ne!

20 Nisan 2016
İRAN ve Suudi Arabistan’dan üst üste gelen haberleri takip ediyor musunuz?

Suudiler kaba sabalıklarıyla meşhur din polisi ‘mutavva’nın yetkilerini kıstı.

Artık Riyad sokaklarında kızlı erkekli grupları çeviremeyecek, kafelerde karışık oturanları basamayacak, kimlik ya da nikâh cüzdanı soramayacaklar.
Artık namaz vakti gezip tozanlara sopa vuramayacaklar.
Artık başka erkeklerle konuşan kadınları karakola çekemeyecekler.
Artık saçının teli görüneni, peçesi sıyrılıp açılanı durdurup ceza kesemeyecek, imza karşılığı evinin erkeğine teslim edemeyecekler.

Yazının Devamını Oku

Bahçeli bir Akşener sıfır

19 Nisan 2016
MERAL Akşener, Bahçeli için aslında ‘başparalelci’ demedi. 

Tartışma, CNN Türk yayınında benim soruma verdiği cevaptan çıktığı için yakinen biliyorum.

Fakat başka bir hata yaptı.

Öyle bir hata yaptı ki hem liderliğine talip olduğu partisinden ihraç tehdidiyle karşı karşıya geldi. Hem de rakibi Bahçeli’nin dün Meclis’te sarf ettiği şu ağır sözlere muhatap oldu:

“Bunu affetmemiz mümkün değildir. Kendileri Paralel’le birlikte hareket edebilirler. Ama MHP Genel Başkanı’na bu edepsizliği yapamazlar.”

Yazının Devamını Oku

Beklediğim kültür inkılabı bu değildi

16 Nisan 2016
KAÇ zamandır dedikodusu dolaşıyor ama kendisi ortaya çıkmıyordu.

İşte lafı edilip duran o ‘kültür paketi’, perşembeye Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanacak. Teyitli bilgidir, paket 4 aylık yoğun bir mesai sonunda tamamlandı.

 

Üzerinde çok çalıştıklarını öğrendim.

 

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın şahsen başkanlık yaptığı toplantı sayısı 40’ı bulmuş tek başına.

 

Anlıyorum ki bakanlık artık ofisin yolunu bilen, işinin başında duran bir bakana emanet.

 

Yazının Devamını Oku

Bırakın Erdoğan birleştirici olsun

15 Nisan 2016
KİM diyorsa ki İslam dünyasının birliğini sağlamak, kolay kolay gerçekleşmeyecek bir hülyadır, doğru söylüyor.

Kim diyorsa ki İslam ülkeleri arasındaki çıkar çatışmalarını bitirme arzusu, uluslararası ilişkilerin doğasına ters bir hayalperestliktir, doğru söylüyor.

 

Kim diyorsa ki Şii ve Sünni yayılmacılığı güden Müslüman devletler arasındaki nüfuz rekabetini ortadan kaldırmaya çalışmak, olmayacak duaya amin demektir, doğru söylüyor.

 

Kim diyorsa ki İslam memleketleri arasına giren tarihsel ihtilafların, siyasi anlaşmazlıkların derinliği yanında ümmet dayanışması, kardeşlik ruhu gibi kavramlar ütopik kalmaktadır, romantik kalmaktadır, elhak doğru söylüyor.

 

***

 

Yazının Devamını Oku