Haber, düşürdüğümüz Rus uçağının pilotunu sağ yakalayıp öldürdüğü söylenen bir kişinin tutuklandığına dairdi.
Türkmendağı’nda savaşa katılan Alparslan Çelik, İzmir’de gittiği bir restoranda ihbar üzerine arkadaşlarıyla birlikte gözaltına alınmış.
Gözaltına alınma nedeni karışık. Ruhsatsız silah bulundurmaktan mı, başka bir kanun ihlalinden mi, yoksa direkt Rus pilotu öldürmek suçlamasıyla aranıyordu da ondan mı, henüz meçhul.
Bilmiyoruz, çünkü bu konuda yapılmış hiçbir resmi açıklama yok.
Arap Birliği, Sisi’nin Kahire’sinde toplanıp bizi arkadan vurdu.
Irak topraklarında, Başika’da IŞİD’e karşı asker bulundurmamızı Arap ulusal güvenliğine tehdit ilan ettiler ve işi bir muhtıraya dökmekten çekinmediler.
Şimdi İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığı Mısır’dan bize geçiyor. 15 Nisan’daki zirvede devir teslim için Sisi’nin Dışişleri Bakanı İstanbul’a gelecek.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bu katılımı memnuniyetle karşıladıklarını bildirmişti.
Biri, AB’nin başkenti Brüksel’le tam düzelecekken bir hançer gibi aramıza saplanan PKK çadırı olayıdır.
Diğeri ise ABD ile aramıza kara kedi gibi giren PYD faktörü.
İkisinde de muhataplarımızı keskin bir tercihe zorladık. Ya bizi seçeceklerdi ya kanlı bir terör örgütünü.
Ortası yoktu, taraflarını belli etmek zorundaydılar.
“Terör saldırılarının amacı Türkiye’yi içe kapatmaktır” cümlesi ona ait.
İkinci ve tamamlayıcı cümlesi ise içe kapanmanın neden kötü bir şey olduğuna dair.
Çünkü içe kapanmak, Türkiye’yi yolundan alıkoyar, 2023 hedeflerine ulaşmasını engeller.
Yani tehlikede olan, 2023 hedefleri.
Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanmasıyla ilgili kuşkuları amacından saptırma çabaları peyda olmuştu.
Adamın Amerikan yargısıyla işbirliği yapma ihtimalini ve bunun olası sonuçlarını konuşmayı, Erdoğan düşmanlığı gibi sunan bir hadsizlik türemişti.
Terör estirmeye, panik ve telaş içinde ortalığı velveleye vermeye başlamışlardı.
Gören de gerçekten Erdoğan’la alakası kuruluyormuş da kendilerini onun için paralıyorlar zannedecekti.
İngilizlerin başbakanlık konutunda Belçika bayrağı yarıya çekildi.
Avrupa başkentleri sarı, kırmızı ve siyaha boyandı.
Türkiye çok kana bulandı ama 40 yıldır görmedi böyle dayanışma.
Aynı duyarlılığı bizden esirgediler.
Kuluçkalık yumurta gibi üstüne yatıp beklemişler.
Ta 15 Aralık’ta federal savcı Bharara tarafından federal mahkemeye sunulmuş.
O günden Zarrab’ın mahkemeye çıkarıldığı güne kadar da kilit altında mühürlü tutulmuş.
Üzerindeki gizlilik kararı, ancak Zarrab mahkeme huzuruna getirildiğinde kalkmış.
Bilerek gitti diyen de var, gafil avlandı diyen de.
Önden anlaşmıştı diyen de var; tersi pis bir savcıya düştü, eninde sonunda anlaşıp ortaklarını satmaya mecbur kalacak diyen de.
İster ayaklarıyla teslim olduğunu ister bilmeden kendisini ele verdiğini söylesin. Baskıya dayanamayıp çözüleceği öngörüsünde ihtilaf yok, senaryolar bu sonda birleşiyor.
Amerikan yargısının jargonuyla ‘Ötecektir’ diyorlar.