Beyoğlu Belediyesi’nin kurduğu demokrasi kürsüsünde konuştum.
15 Temmuz’daki kahpe darbe girişimine Frankfurt’ta yakalanmıştım.
Düzenli okuyucular için ikinci baskı olacak belki ama o gece Frankfurt Başkonsolosluğu önündeki direniş gösterisine katılmıştım.
Çeyrek asırlık dostum Erol Olçok ve oğlu Abdullah’ın şehit düştüğü haberini de orada almıştım.
Balyoz darbe davasının bir numaralı sanığı emekli Org. Çetin Doğan’ın damadı Dani Rodrik.
Balyoz’da kumpas davasının görüldüğü bugün herkesten çok sitem etmeye hakkı var.
Çünkü kumpasın izlerini ilk yakalayan, üretilmiş sahte delil ve benzeri açıkları ilk deşifre eden oydu. Hakkını teslim etmemek olmaz.
Fakat Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’la ilgili önyargısı yerden göğe haksız.
Keçiören Subayevleri’ndeki konutunda, Erdoğan’ın çalışma odasındayız.
Kısa bir telefon trafiğinin ardından bana döndü ve “Gerekirse tankların üstüne çıkarım” dedi.
Kendinden emin, kararlı ve sakindi.
Huzursuzluk çekmedik.
Ben dehşet içinde izledim.
15 Temmuz darbe gecesi Sabiha Gökçen Havaalanı’nda yaşanıyor. Güvenlik kameralarının yakaladığı görüntüler...
Gizli operasyon tatbikatı diye kandırılarak kışlasından ‘göreve’ çıkarılmış bir tankta cereyan ediyor.
Tatbikata değil kahpe bir oyuna getirildiklerini hangi safhada çözdü içindekiler, bilmiyoruz.
Puslu havada fırsatı ganimet bilenlerin saldırısına uğruyor.
Neymiş, dün Paralel Yapı’ya yönelik kimi operasyon ve tutuklamalara itiraz etmiş...
Bugün ilk andan itibaren darbeye lam’sız cim’siz karşı çıkması onu kurtarmazmış.
Boşuna günah çıkarmaya çalışmasınmış...
Detaylı dökümünü fehmikoru.com’da bulabilirsiniz, dün okudum.
Ben bu hengamede yakından izleyememiştim Arap medyasının tavrını, sağ olsun Fehmi Abi, iyi iş çıkarmış, çok yararlı oldu.
***
Özetle; El Cezire’den El Arabiya televizyonuna, Şarkul Avsat gazetesinden El Ehram’a, Suudi’sinden Mısırlı’sına Arap medyası, bizim iktidardan hazzetmiyor.
Dün öğle yemeğinde bir grup ekonomistle beraberdim. İçlerinde uluslararası yatırım fonu yöneticisi de, bankacı da, piyasa analisti de vardı.
Mehmet Şimşek kadar rahat görmedim onları. 15 Temmuz’daki travma sonrası stresi henüz üstlerinden atamamışlardı.
İki konuda ayrılıyorlardı Bakan Bey’den.
Birincisi; darbe girişiminin Türkiye’nin demokrasisi gibi ekonomisini de güçlendirdiğinden emin değillerdi.
Yeni normalimiz işte bu.
Beştepe’deki liderler zirvesinin fotoğrafı şunu söylüyor bana: Ne Erdoğan eskisi gibi muhalefet sevmez ne de muhalefet eskisi gibi Erdoğan nefretiyle dolup taşıyor.
Fotoğrafımız hayırlı olsun, çerçeveletip duvarlarınıza asabilirsiniz.
Yalnız keşke HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’a da bir sandalye ayrılsaydı o oturumda.