Ahmet Karabıyık

Kimler tek konutu için vergi ödemeyecek?

2 Mayıs 2019
Önce dünün kısa bir özetini verelim: Mülk sahiplerinin gayrimenkullerinin emlak vergi değeri (matrahı) geçen yıla göre, yüzde 11,865 oranında artırıldı. Konut olsun, işyeri olsun, ‘yeniden değerleme oranının yarısı’ kadar artırılan rayiç değerler üzerinden, 2019’un emlak vergisi ödenecek. Konut sahipleri, yeni emlak vergi değerinin binde 1’i (büyükşehirlerde binde 2’si) oranında vergi ödeyecekler. İşyeri sahipleri emlak vergi değerinin binde 2’si (büyükşehirlerde binde 4’ü) oranında emlak vergisi ödeyecekler. Bugün; hangi konut sahiplerinin emlak vergisi ödemeyeceklerini açıklıyoruz. Normalde vergi ödememe hakkına sahip mülk sahiplerinin; farklı özel durumlar oluştuğunda vergi avantajının devam edip etmediği konusundaki sorularını cevaplıyoruz.

1) KONUTU OLUP DA EMLAK VERGİSİ ÖDEMEYECEKLER KİMLER?

En fazla brüt 200 metrekare ve tek konuta sahip olan;

- Hiç geliri olmayan ev hanımları ve işsizler,

- SGK’dan (SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı) aldıkları emekli aylığından başka geliri olmayan emekliler (ve bunların dul ve yetimleri)

- Engelliler,

- Gaziler,

- Şehitlerin dul ve yetimleri, indirimli (sıfır oranlı) bina vergisi uygulamasından yararlanabilirler.

2) BELEDİYELERE NASIL BAŞVURULUYOR?

Yazının Devamını Oku

Emlak vergisi nasıl hesaplanıyor?

1 Mayıs 2019
EMLAK vergisinin ilk taksiti için ödeme süresi mart ayında başlamıştı, mayıs ayının sonuna kadar ilk taksit ödenebiliyor. İkinci taksitse kasım ayının sonuna kadar ödenebilecek. Vergi oranları sabit; konutlarda rayiç değerin binde biri, işyerlerinde rayiç değerin binde ikisi üzerinden vergi hesaplanıyor. (Büyükşehirlerde oranlar iki kat artırımlı uygulanıyor.)

Ödeme yapmak için belediyelerin veznelerine gidildiğinde veya internetten kredi kartıyla ödeme yapılmak istendiğinde, direkt ödenecek emlak vergisi çıkıyor vatandaşın karşısına... Peki; binde bir, binde 2 gibi oranlar uygulanarak hesaplanan emlak vergisinin matrahı (değeri) nasıl hesaplanıyor? Diğer bir deyişle, mülkün emlak rayiç değeri nasıl hesaplanıyor?

 Beş gün sürecek yazı dizimizin ilk gününde bu konuyu; yani ‘rayiç değerin nasıl hesaplandığını’ ele alıyoruz. Diğer dört günde ise kimlerin emlak vergisini ödemeyeceğini, tek konutu olup vergi avantajından kimlerin hangi koşullarda yararlanabileceğini, hangi işyerleri için vergi muafiyeti olduğunu, işyerleri için özel durumları ayrıntılarıyla gözden geçireceğiz. 

2019 rayiç değerleri nasıl hesaplanıyor?

2019 yılı emlak rayiç değerleri, 2018’deki emlak rayici üzerine yeniden değerleme oranının yarısı uygulanarak hesaplanıyor.

 Örneğin; geçen yıl (2018) bir konutun değeri 100 bin lira ise o mülkün ‘vergi değeri’ bu yıl 111 bin 865 liraya çıktı. (100 bin liranın üzerine yeniden değerleme oranının yarısı -%11,865- uygulandığında...) Bu rayiç değerin binde biri kadar da (111,87 lira) bu yıl için ödenecek emlak vergisi hesaplanır.  (Vergi değerinin hesabında bin liraya kadar olan kesirlerin dikkate alınmadığını da ayrıca belirtelim.)

 Aynı değerdeki (2018 için 100 bin lira, 2019 için 111 bin 865 lira) konutun büyükşehir sınırları içinde yer alan bir konut olduğu varsayıldığında ise bu kez oran binde 2’ye çıktığından, ödenecek emlak vergisi 223,73 lira olarak hesaplanır.

Bina, arsa ve arazilerin 2019 yılı vergi değerlerinin, geçmiş yıl değerinin yeniden değerleme oranının yarısı (%23,73/2= %11,865) kadar artırılarak hesaplanabileceği Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 74) ile açıklandı. (31 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete)

 Emlak vergisinin rayiç değeri, (konut ve işyerleri için) arsa (payı) değeri ve bina değerinin toplamından oluşuyor. Emlak vergisi hesaplaması, bu rayiç değere tablodaki vergi oranları uygulanarak hesaplanıyor.

Yazının Devamını Oku

Kimlere beyan zorunluluğu gelecek?

24 Nisan 2019
Yeni Ekonomi Programı (YEP) yapısal dönüşüm adımları açıklanınca iki konu özellikle dikkat çekmişti: Birincisi; “dolaylı vergilerin azaltılıp, dolaysız vergilerin artırılması’ hedefi. Önceki yazımızda hangi vergilerin dolaylı (KDV, ÖTV gibi...) hangi vergilerin dolaysız vergi (Kurumlar vergisi ve gelir vergisi gibi...) olduğunu ve toplam vergi gelirleri içindeki paylarını ele almıştık.

Bugün; milyonlarca vatandaşı ilgilendiren diğer bir önemli başlık  “beyanname verecek mükellef sayısında artış sağlanması” hedefini  ve bu hedeften kimlerin etkilenebileceklerini ele alıyoruz. Beyanname verecek mükellef sayısının artışıyla beraber; belge düzeninin geliştirilmesi (belge alan-belge veren sayısının artırımı) ve kayıt dışılığın önüne geçilmesi hedefleniyor.

Öncelikle mevcut mükellef sayılarına bakalım: Şahsi kazançlarını beyan eden gelir vergisi mükellef sayısı yaklaşık 1 milyon 917 bin. Kurumlar vergisi mükellef sayısı ise yaklaşık
817 bin.

Kira gelirinden dolayı beyanname veren mükellefleri ayrıca ele almak lazım. Çünkü; kira gelirinde beyanname veren mükellef sayısı zaten her yıl artış gösteriyor. Son 10 yılda sayısı 750 binden, yaklaşık 2 milyon kişiye ulaşmış durumda...

Mükellef sayılarından sonra; hali hazırda gelir elde ettiği halde beyanname verme zorunluluğu olmayanların kimler olduğuna bakalım. Ve bu kişilerin  kazanç türlerine göre yeni dönemde beyanname verme zorunluluğu kapsamına alınma ihtimalini, daha önce gündeme gelen ama yasalaşmayan gelir vergisi değişiklik tasarısından da yola çıkarak sırasıyla ele alalım...

Yüksek ücretliler: Hali hazırda tek işverenden maaş alan ücretliler ne kadar yüksek maaş alırsa alsınlar yıllık gelir vergisi beyannamesi vermiyorlar. İşverenleri, her ay maaşları üzerinden gelir vergisini kesip Maliye’ye ödüyorlar. Yeni dönemde bizzat yıllık gelir vergisi beyannamesi verecek kişiler belirlenirken,  belli bir ücret tutarını aşan çalışanlar da akla gelecektir.

Futbolcular: Gelir vergisi yasasına göre futbolcular da ücretli sayılıyor. Ancak geçici madde ile sporcular, ücretliler gibi artan oranlı (yüzde 15 ila yüzde 35) vergilendirilmiyor. Süper lig futbolcularının gelirleri sabit yüzde 15 oranında vergilendiriliyor.

Normalde 2017 yılı sonunda avantajlı vergi oranı imkânı ortadan kalkıyordu. Yasa değişikliği (7163 Sayılı Yasa, Md.1)  yapılarak, 2020’ye kadar futbolcuların yüzde 15, sabit oranda vergilendirilmesi sağlanmıştı.

Yazının Devamını Oku

Hangi vergiler artacak hangileri azalacak?

17 Nisan 2019
“DOLAYLI vergi hangisi, dolaysız vergi hangisi? Birisi azalacak, diğeri artacakmış...” Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, geçen hafta Yeni Ekonomi Programı (YEP) yapısal dönüşüm adımlarını açıkladıktan sonra en çok bu soruluyor.

Alışveriş sırasında satıcıya ödenen paranın içinde vergi de varsa bu vergi ‘dolaylı vergidir’. Satın alınan ürünün fiyatının içine vergi de dahil edilmiştir. Ekmek, su, deterjan, parfüm, sigara, içecekler, akaryakıt... Elektrik, su, doğalgaz faturaları... Hepsinin içinde Katma Değer Vergisi (KDV) var. Daha yüksek fiyatlı ürünlerde de aynı; buzdolabı, televizyon, otomobil... Bunların faturasının içinde hem KDV var hem Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) var... Bu tip, vatandaşın alışveriş sırasında tüketici olarak ödediği vergiler, dolaylı vergidir.

Alışveriş sırasında değil de; Maliye’ye kazanç beyan edilerek vergi ödeniyorsa veya servet üzerinden bir vergi ödeniyorsa bu da ‘dolaysız vergidir’. Kira geliri elde edenlerin, gayrimenkul satış kazancı elde edenlerin beyan ettikleri gelir vergisi. İşletmelerin; şahıssa gelir vergisi (GV) adıyla, şirketse kurumlar vergisi (KV) adıyla ödedikleri vergiler dolaysız vergidir. Servet üzerinden ödenen emlak vergisi, veraset ve intikal vergisi, motorlu taşıtlar vergisi de dolaysız vergidir.

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın açıklamalarında en çok dikkat çekeni buydu... Bakan Albayrak açıklamasında “dolaylı vergileri azaltıp, dolaysız vergileri artırarak verginin tabana yayılmasını sağlayacağız” dedi.

Yani; alışveriş sırasında ürünün fiyatının içinde yer alan KDV ve ÖTV (dolaylı) azaltılacak, kazanç üzerinden ödenen gelir vergisi ve kurumlar vergisi (dolaysız) artırılacak.

Bu değişimin nasıl sağlanacağı iki maddede özetlendi: 1- “beyanname verecek mükellef sayısındaki artışla gelir artışlarının sağlanacağını” 2-  “Kurumlar vergisi ve KDV gelirlerini azaltan indirim, istisna ve muafiyetler gözden geçirilecek ve gereksiz olanlar kaldırılacak”  denildi.

DOLAYLI VERGİ ORANI

Peki; KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerin, toplam vergi gelirleri içindeki oranı ne kadar? Veya gelir vergisi ve kurumlar vergisi gibi dolaysız vergilerin toplamdaki oranı ne kadar? Yani mevcut durumda, gelirlerin ne kadarı KDV ve ÖTV, ne kadarı kurumlar vergisi ve gelir vergisi.

2018’de tahsil edilen toplam vergi gelirlerinin (621.3 milyar TL) içinde, dolaylı vergilerin ağırlığı göze çarpıyor. 

Yazının Devamını Oku

‘İstanbul Kart’ın ilave vergisi mi var?

10 Nisan 2019
“Çalışanlarıma işe gidip gelmeleri için İstanbul Kart veriyorum. Kartların aylık dolum masrafını da ben karşılıyorum. Bu dolum ücretinin haricinde, ilaveten bir de vergi vermem gerekiyormuş... Doğru mu?”

Evet, çalışanlarına yol yardımında bulunan işverenler, bu masrafları bordroya dâhil edip maaşlarda olduğu gibi (yüzde 15 ila yüzde 35 oranında) gelir vergisi (GV) ödemeleri gerekiyor. Gelir vergisi dahil, İstanbul Kart masrafının tamamı vergilendikten sonra gider yazılabiliyor.

Mimar bir okurum iletti yukarıdaki soruyu. Ayrıca “Ama aynı masrafı (İstanbul Kart) kendim için yaptığımda böyle bir vergi de yokmuş, öyle mi?” diye de belirtmiş. Bu da doğru...

Kendi adına serbest meslek faaliyeti yürütenler (mimar, doktor, avukat...) mesleki çalışmaları için yaptıkları İstanbul Kart masraflarını direkt gider yazabilir. Çalışanları için yaptıkları yol masrafının aksine, ilave bir vergi hesaplanmasına da gerek kalmıyor. (KDV’sini de ayrıca KDV beyannamelerinde indirebilirler.) Tabi ki İstanbul dışındaki diğer şehirlerde farklı isimlerle ödenen kart veya bilet masrafları için de aynı durum geçerli...

Çalışanların kart masraflarında ilave vergi olmasının nedeni, bu ulaşım masraflarının ‘ücret sayılmasından’ kaynaklanıyor. Ücret sayılınca aynı maaşlarda olduğu gibi, kart masrafı üzerinden (brütleştirilerek) vergi hesaplanıp, Maliye’ye beyan ediliyor. 

SERVİS MASRAFLARINDA İLAVE VERGİ YOK

İşletmeler çalışanlarının toplu olarak işe gidip gelmesini sağlamak üzere servis minibüsleri vb. araçlarla taşımacılık hizmeti temin ettiklerinde, tedarikçi firmaya ödedikleri bedelleri, ücret bordrosuna yansıtmaları gerekmiyor. Yani, ilave bir vergi (GV) ödenmesi gerekmiyor. Personel taşıma hizmeti için ödenen bedeller direkt gider yazılabiliyor.

Çalışanların yemek masraflarının işverenlerince karşılanmasında, çalışana nakden ödeme yapılıp yapılmadığı ve ödeme tutarına göre vergileme kriterleri değişiyor.

Yazının Devamını Oku

Nafakaya hangi şartlarda vergi yok?

3 Nisan 2019
Ömür boyu nafakaya sınır geliyor. Hazırlanan yasa teklifiyle; nafaka ödeme süresi 5 yılla sınırlanıyor.

Teklife göre; beş yılın sonunda nafaka alan tarafın yoksunluk şartları ortadan kalkmamışsa, bu kez devlet (durumu tespit edip) ödemeyi üstlenecek. Ekonomik şartların iyileşmesi konusunda devlet takipçi olacak. Yoğun seçim trafiğinin ardından nafaka sınırlaması düzenlemesinin kısa sürede mecliste gündeme getirileceği anlaşılıyor.  Nafaka son dönemde hep gündemde. Özellikle ünlü eşlerine ödenen yüklü nafakalardan dolayı. Sosyal medyanın da katkısıyla, aylıkta 100 bin lirayı, yıllıkta 1 milyon lirayı aşan nafakalar duyulunca haliyle gündemin ön sıralarında tartışılıyor. 

Nafakanın bir diğer tartışılan yönü ise vergisiz olması. Normalde eşler arasında da olsa her türlü taşınır-taşınmaz varlık geçişleri, bağışlar, hediyeler, yardımlar vergiye tabi. Nakit olsun, gayrimenkul olsun, hediyeyi-bağışı alan taraf istisnayı (5.760 TL) aşan tutar üzerinden vergi ödemek zorunda. 

Ancak boşanma sırasında eşe tazminat olarak verilen mal ve paralar için, nafakayı alanın herhangi bir vergi ödemesi gerekmiyor. Nafaka tutarının ne kadar olduğu da önemli değil, tutar sınırı olmaksızın nafakalar vergiye tabi değil. Gelir Vergisi Yasası’na göre nafaka, istisnalar arasında sayılıyor. Veraset İntikal Vergisi (VİV) mevzuatına göre de, boşanma karşılığı ödenen tazminatlar, ivazlı (karşılığı olan) intikal olarak değerlendirildiğinden vergi aranmıyor.

Ancak burada kritik bir nokta var. Nafakanın mahkeme kararıyla da kesinleşmiş olması gerekiyor. Her ne kadar eşler boşanma kararı almış olsa da, bunun için mahkemeye gitmiş olsa da ve protokol de imzalamış olsalar eğer bu protokol mahkemece onaylanmamışsa veya mahkeme kararı kesinleşmeden varlık geçişi (nakdi varlıklar veya taşınmaz varlıklar) yapılmışsa, nafakayı alanın vergi ödemesi gerekiyor.  

Nitekim bu konuda tereddüt yaşayan bir vatandaş Maliye’ye başvurmuş. Nafaka tutarı eşler arasında mutabık kalınmış bir işlem için “protokolün mahkemece onaylanmamasından dolayı” ayrılan eşe verilen gayrimenkul için veraset intikal vergisi ödenmesi gerektiği belirtilmiş.

Maliye, bu varlık geçişinin neden vergisiz olamayacağını özet olarak şu şekilde açıklamış:

“...protokolün mahkemece onaylanmamasından, tapudaki devrin boşanma kararının kesinleştirilmesinden önce yapılmasından, yapılan bağışın eşler arası mal intikali olarak değerlendirildiği, dolayısıyla verginin ivazsız intikallere ilişkin tarifede yer alan oranlar üzerinden hesaplanması gerektiği” belirtilmiş. (Gelir İdaresi Başkanlığı, 7 Kasım 2013 tarih ve 656 sayılı özelge)

HEDİYE, BAĞIŞ GİBİ İNTİKALLERDE VERGİ

Yazının Devamını Oku

Gökyüzünde de vergi cezası var mı?

27 Mart 2019
“Gökyüzünde de vergi yasaları geçerli mi? Şimdi hostesten bir içecek istesem fişini alabilecek miyim?” Geçenlerde havayoluyla yaptığım bir seyahatte yan koltuğumdaki yolcudan işittim bu sözleri...

Hemen her türlü alışverişte; satıcıların, müşterilerine fiş-fatura vb. belge verme zorunluluğu var... Tüketici olarak alışveriş yapıldığında; yazar kasa fişi kesilmek zorunda... (1.200 TL üstü alışverişlerde fiş yerine ancak fatura kesilebiliyor. VUK Md. 232) İşletmeci olarak herhangi bir ürün tedarik edildiğinde de, yine fatura vb. belge verilmek zorunda...Alışverişin uçakta yapılması da fark etmiyor... Karadaki kurallar, havada da geçerli... Satıcı havayolu şirketi (bedelsiz ikramda bulunmadıkça) satışı yaptığı anda müşterisine fişini de vermek zorunda. Kurala uymamanın cezası da aynı: düzenlenmeyen her bir belge için özel usulsüzlük cezası 290 lira. Kesilecek özel usulsüzlük cezası, bir tespitte 14 bin 800 lirayı, yıllık olarak 148 bin lirayı geçemiyor. (Vergi Usul Kanunu-VUK-Md 353)

Birçok kişi bilmiyor olabilir ama fişini almayan tüketiciler için de yasada ceza öngörülüyor:  58 lira.

Gökyüzünde fiş kesmenin kuralları.

Bir havayolu şirketi Maliye’ye sormuş. Özetle; “Uçak havadayken GSM şebekesine erişim olmadığında nasıl belgelendirme yapacağım?” demiş. Maliye şu şekilde cevaplamış:

Uçaklarda kullanılacak YN ÖKC’ ye (Yeni Nesil Yazarkasa);

- Satış sistemi ile ilgili tüm verilerin (hostes bilgisi, uçak sefer no, ürün tanımları, döviz kurları vb.) uçak kalkmadan cihaza yüklenmesi,

- Uçak kalkış öncesi cihazın “Uçuş modu”nun aktifleştirilmesi,

- Uçaktaki satışların cihaz kullanılarak gerçekleştirmesi (kartlı satışlara ilişkin bankanın provizyonu online bağlantı ihtiyacı olmaksızın otomatik olarak verdiği varsayılmakta), satışa ait fişin cihazdan verilmesi ve satışa ilişkin bilgilerin cihazda depolanması,

Yazının Devamını Oku

Yurtiçi faiz gelirlerinin beyanı gerekmiyor

20 Mart 2019
BAKKAL, kasap, manav olsun, avukat, doktor, mimar olsun 2018’de elde ettikleri gelirleri için beyanname verecekler. Son günler artık, haftaya pazartesiye (25 Mart) kadar gelir vergisi beyannamesinin vergi dairesine iletilmesi gerekiyor. 2018’de mülkü üzerinden kira geliri elde edenler de, mülkünü satıp kazanç elde edenler de aynı şekilde... Belirlenen kriterler çerçevesinde kazançlarını beyan edecekler.  

Faiz geliri elde edenler için durum farklı... Onlar beyanname vermeyecekler.

Yurtiçinde elde edilen mevduat faizi de repo kazancı da yıl içinde stopaj yoluyla vergilendiriliyor. Ve tüm yükümlülükte banka da... Yıl içinde ne zaman gelir elde edilmişse, banka o anda, brüt kazanç üzerinden vergiyi otomatik hesaplayıp brüt gelir üzerinden kesiyor. Net faiz geliri, vatandaşın hesabına yatırılıyor. Vadesine göre vergi oranları (yüzde 10 ila yüzde 18 arasında) değişiyor.

Dolayısıyla Yurtiçinde (2018’de) elde edilen mevduat faiz gelirleri için de, repo kazançları için de vatandaşın mart ayında ayrıca beyanname vermesi gerekmiyor. Elde edilen gelirin büyüklüğü ne kadar olursa olsun bu durum değişmiyor yine de beyanı gerekmiyor.

Faiz geliri elde eden vatandaşın; gayrimenkul kira geliri, gayrimenkul satış kazancı gibi gelirlerinden dolayı beyanname vermesi gerekse dahi, vadeli mevduat faiz geliri de, repo kazancı da beyannameye dâhil edilmiyor.

Kar ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kar paylarında da durum aynı. Özel finans kurumlarınca (katılım bankalarınca) kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları için de beyanname vermek gerekmiyor.

- Yurtdışı faiz gelirleri beyan edilecek: Yurtdışında elde edilen faiz gelirlerinde durum farklı... Türkiye’de vergi kesintisine tabi olmadığından ve istisna da uygulanmadığından yurt dışında (2018’de) elde edilen faizlerin 1.800 lirayı aşması halinde yıllık beyanname ile (25 Mart 2019’a kadar) menkul sermaye iradı (MSİ) olarak beyan edilmesi gerekiyor.  Kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirlerinin de beyan edilmesi gerekiyor.

Eurobond’dan elde edilen gelirler için beyanname verilecek. 2018 yılında elde edilen ve 34 bin lirayı aşan eurobond faiz gelirlerinin yıllık Gelir Vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekiyor. 34 bin liranın hesabı yapılırken, vatandaşın elde ettiği başkaca kâr payı geliri, işyeri kirası geliri gibi gelirleri varsa bunlar da dikkate alınıyor.

- Faiz gelirinden ne kadar vergi kesiliyor?

Yazının Devamını Oku