Ekonomik kriz çıkıyor.
Bizim muhalefet, hemen “Bu sefer tamam. Bu sefer gidiyorlar. Bu sefer biz geliyoruz” diye havaya giriyor.
*
Deprem oluyor.
Bizim muhalefet, hemen “Bu da götürmezse ne götürecek? Bitti işleri. Biz geliyoruz” diye havaya giriyor.
*
Oysa geniş seçmen kitleleri, sadece yaşadıkları sıkıntılara odaklanmıyorlar. Aynı anda geleceğe bakıyorlar ve umut arıyorlar.
*
Deprem bölgesindeki yaraları en kısa zamanda kim saracaksa ona oy verelim.
*
- İmar barışı sözünü dağarcığından kim çıkaracaksa ona oy verelim.
*
- Kentsel dönüşümü kimsenin gözünün yaşına bakmadan kim yapacaksa ona oy verelim.
*
- Mühendis yetiştirmeyi, en önemli konu haline kim getirecekse ona oy verelim.
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun törenine katılmış.
Orada yaptığı konuşmanın videosunu izledim.
*
Erdoğan, vatandaşı kentsel dönüşüm işine ikna etmek için dil döküyor.
“Allah göstermesin bir deprem olsa, buralar yıkılsa benden hesap soracaksınız” diyor.
“Gelin bu işe gönüllü olarak razı olun” diyor.
Kentsel dönüşümle ilgili olumsuz propagandalara dikkat çekip “Bu olumsuzlukların hiçbiri yaşanmayacak” diyor.
*
- MÜTEAHHİT: Müteahhitlik, önüne gelenin yapabildiği bir meslek olmaktan çıkarılmalı. Acilen “Müteahhit Olmanın 88 Koşulu” diye bir yönetmelik yayınlanmalı.
*
- MÜHENDİS: Bir doktor, yaptığı bir hatayla bir kişinin ölümüne yol açabilir. Bir mühendis ise yaptığı bir hatayla yüzlerce kişinin ölümüne yol açıyor. Mühendis yetiştirmek, en az doktor yetiştirmek kadar ciddiye alınmalı.
*
- DENETİM
Çünkü bir dönem akademisyen kimliğiyle televizyonlardaki tartışma programlarına konuk olurdu. Hükümet yanlısıydı. Kibarlığıyla, centilmenliğiyle, üslubunun temizliğiyle dikkat çekerdi.
*
Sonra AK Parti’den milletvekili seçildi Hüseyin Yayman.
Teori peşinde koşmayı bıraktı, pratiğe yöneldi. Aktif siyaseti seçti, özellikle de yerel siyasete odaklandı. Hatay Milletvekili olarak kendisini tamamen Hatay’a adadı.
*
Hatay’ı yükseltmeyi, Hatay’ı güzelleştirmeyi, Hatay’ı tanıtmayı bir numaralı hedefi haline getirdi. Tanığıyım: Özellikle Hatay’ın çok kimlikli yapısının korunması konusunda titizleniyordu.
*
Deprem,
Nefret ettirmemeli... Sevdirmeli.
*
Ayrıştırmamalı... Birleştirmeli.
*
Saldırgan olmamalı... Güzel konuşmalı.
*
Uzaklaştırmamalı... Yakınlaştırmalı.
*
İki blok da sapasağlam duruyor. Tek bir çatlak bile yok.
*
Bloklardan birinin altında bir zücaciye dükkânı var.
Dükkânda bir tabak yere düşsün değil mi? Hayır, düşmemiş. Çatal kaşıklardan bir kule yapmışlar, o bile yıkılmamış. Her şey yerli yerinde.
*
Blokların diğerinin altında ise bir market var.
Kolonlar kesilmemiş. Orada da her şey yerli yerinde. Raflardan bir paket bile düşmemiş. Sanki sarsıntıyı yaşamamış bu market. O derece yani.
Haluk Levent’in ve AHBAP’ın çabasını, ta en başından beri “Devlet yok, Haluk Levent var” diye algılatmak isteyenler çıktı.
“Devlet yok” propagandasını, Haluk Levent üzerinden yapmaya çalıştılar.
*
Ama bu çabanın Haluk Levent’le bir ilgisi yoktu.
Haluk da en başından beri asla böyle bir tutum içinde olmadı.
Hatta bu yaklaşıma sürekli itiraz etti.
*
- “AFAD da bizim, AHBAP da bizim” dedi.