Kentsel dönüşüm gönüllülük değil zorunluluk esas olmalı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun törenine katılmış.

Orada yaptığı konuşmanın videosunu izledim.

*

Erdoğan, vatandaşı kentsel dönüşüm işine ikna etmek için dil döküyor.

“Allah göstermesin bir deprem olsa, buralar yıkılsa benden hesap soracaksınız” diyor.

“Gelin bu işe gönüllü olarak razı olun” diyor.

Kentsel dönüşümle ilgili olumsuz propagandalara dikkat çekip “Bu olumsuzlukların hiçbiri yaşanmayacak” diyor.

*

Bu konuşmadan benim anladığım şudur:

*

Devlet, bu zamana kadar kentsel dönüşüm olgusunu gönüllülüğü esas alarak yürütmeye çalışmış.

*

Yaşadığımız büyük deprem felaketinden sonra devletin bu yaklaşımı bırakmasının vakti gelmiştir.

*

Bundan böyle kentsel dönüşüm işi gönüllülük esasına göre değil zorunluluk esasına göre yürütülmeli.

*

Kimsenin nazını çekecek durumda değiliz.

Bu bir hayat memat meselesi.

EKŞİ SÖZLÜK OLAYI

EKŞİSÖZLÜK, iyi bir fikirdi. Hatta çok iyi bir fikir.

Fakat memleket delirince Ekşisözlük de delirdi.

Zıvanadan çıktı. Esprisini kaybetti.

*

Haysiyet cellatlarının, karanlık provokatörlerin, küfürbaz rezillerin, ahlaksız müfterilerin cirit attığı bir mecraya dönüştü Ekşisözlük.

*

Özellikle depremin ardından kışkırtıcı paylaşımların sayısı hızla arttı.

Terör övgüsü, kutsala hakaret falan zaten hep vardı bu mecrada.

*

Örnekler çoğalınca, şikâyetler artınca...

Bir sabah kalktık ve Ekşisözlük’ün kapatıldığına tanık olduk.

*

Dünkü gazetelerden birinde İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu Başkanı Fehmi Ünsal Özmestik’in konuyla ilgili görüşünü okudum.

Şöyle diyor:

“Hukuka aykırı içerik varsa ilgili içeriğin link bazlı çıkarılması veya erişime engellenmesi mümkünken komple sitenin kapatılması hukuka aykırıdır.”

*

Çok güzel, çok şık, çok demokratik bir görüş.

Sansüre karşı çıkması açısından da harika bir yaklaşım.

Terör övgüsü, panik yaratma gibi durumlarda izlenecek yol tabii ki bu olmalı.

Komple siteyi kapatmaktansa bu yola başvurulması çok daha münasip.

*

İyi ama bu sitede sadece terör övgüsü, panik yaratma gibi kötülükler yapılmıyor ki.

Burası bireylerin hukukunu çiğneme açısından da zıvanadan çıkmış durumda.

*

Ekşisözlük’te benimle ilgili küfürler, hakaretler, iftiralar havada uçuşuyor mesela.

Benim gibi bireylerin durumu ne olacak?

Benim gibi bireylerin hukuku ne olacak?

*

İstanbul Barosu, sadece Ekşisözlük’ün haklarını korumakla mükellef değildir.

Ekşisözlük’teki hakaretlere, küfürlere, iftiralara maruz kalan bireylerin de haklarını korumakla mükelleftir.

*

Buradan İstanbul Barosu Bilişim Hukuku Komisyonu Başkanı’na soruyorum:

*

Ekşisözlük’te ağır hakaretlere maruz kalan benim gibi bireyler için de hukuki bir yol gösterebilir mi acaba?

Ne yani?

İşimizi gücümüzü bırakıp “link bazlı erişim engelleme” peşinde mi koşacağız biz?

*

Hem sansüre destek vermeyen demokrat olmak hem de küfür, hakaret ve iftira yememek nasıl mümkün olacak?

Kısacası...

Ekşisözlük’te yuvalanmış bazı pisliklere karşı bizi kim koruyacak?

KULLANILMAYAN EVLERİN DEPREMZEDELERE YUVA OLMASININ TAM ZAMANI

AFAD’ın kaymakamlıklarla işbirliği yaparak düzenlediği “Evim Yuvam Olsun” diye bir kampanya var.

Devlet destekli, devlet garantili, devlet kontrolünde bir kampanya bu.

*

Kıyıda köşede kullanmadığınız bir eviniz mi var? Üç aylığına depremzedenin ikametine açıyorsunuz. En dezavantajlı depremzede aile, bu eve üç aylığına yerleştiriliyor. Organizasyonu kaymakamlıklar yapıyor. Güvenceyi kaymakamlıklar veriyor.

*

Ya da evinizi bir yıl süreyle uygun koşullarda depremzedelere kiralamak isteyebilirsiniz. Kampanyada böyle bir seçenek de mevcut. Yine kaymakamlık güvencesiyle.

*

Kullanmadığınız eviniz yok ama depremzedeler için kira yardımı yapmak istiyorsunuz. Kampanyada böyle bir seçenek de var.

*

Şu anda depremzede vatandaşlarımızın en büyük sorunu barınma. Devasa bir sorun bu. Herkese görev düşüyor bu konuda. İmkânı olanların bu kampanyaya katılmasında büyük fayda var. Bunun milli seferberliğin bir parçası olarak görülmesi gerekir.

TELEVİZYONLAR İYİ Kİ NORMAL YAYINA GEÇTİ

EVET, yastayız. Evet, gözümüz gönlümüz deprem bölgesinde. Evet, yardım enerjimiz asla hız kesmemeli.

*

Fakat bir yandan da ruh sağlığımızı korumamız lazım.

Konuştuğum ne kadar ruh sağlığı uzmanı varsa hepsi aynı şeyi söylüyor:

*

“Ruh sağlığınızı korumak için televizyonlarda sürekli deprem izlemeyin.”

*

İşte tam da bu nedenle haber kanalları hariç televizyon kanallarının normal yayına geçmesi iyi oldu.