Soyadının, halen yürüttüğü mesleğiyle ilintili olması raslantı mıdır bilinmez. Ancak; kadın hastalıkları, doğum ve tüp bebek uzmanı Opr. Dr. Ali Öner Erdoğdu’nun anne ve babaların hayatlarındaki en değerli varlıklarının dünyaya gelme sürecinde çok büyük payı olduğu kesin. İkinci kuşağın büyük bölümünün hekim olduğu bir aileden geliyor. Lisede bir ara esnaf olmaya karar verdiyse de çocukluk hayali olan mesleğinin günümüzdeki başarılı temsilcilerinden. Sadece doktor mu? Hayır... Aynı zamanda iyi bir motosiklet sürücüsü, kickboxta usta bir sporcu. Mutfakta da hünerli mi, hünerli. İç pilavlı tavuğu ve patlıcan kebabını bir de Ali Bey’den yiyin. Ben öyle yaptım. Sohbetimiz, lezzetli bir menüyle daha da keyifli hale geldi.
KİMDİR
Adı: Ali Öner Erdoğdu
Doğum yeri ve yılı: Gaziantep, 1977
Eğitimi: Çapa Tıp Fakültesi
İşi: Kadın hastalıkları, doğum ve tüp bebek uzmanı
Doğma büyüme İzmirli. 45 yaşında. Çalışkan, disiplinli. Aynı zamanda gezmeyi ve eğlenmeyi seven, ailesine düşkün biri. Atınç Abay, işi gereği modayı yakından takip ediyor, pek çok sivil toplum örgütünde de aktif olarak yer alıyor. Özellikle Çin ve Moğol mutfağına meraklı olan Abay, çok gezse de Çeşme’den vazgeçemiyor. Genç yaşına rağmen mesleki örgütlerin çoğunun yönetiminde de görev almış. Ege Bölgesi Sanayi Odası Diğer Tekstil Ürünleri Sanayi Komitesi Başkanlığı ve Meclis Üyeliği’nin yanı sıra Ege Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı, Tire Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyet Üyeliği, Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi Denetim Kurulu Üyeliği görevlerini başarıyla sürdürüyor. Kulsan Kuloğlu Nakış A.Ş., Kuloğlu Tekstil Nakış Ltd. ve Atınç Abay Tekstil’de yönetici olarak görev alan Atınç Abay, “Hayıtın beni yönlendirmesine izin vermek yerine, hayatı yönlendiren olmak” diye özetlediği hayat felsefesiyle de dikkat çekiyor.
KİMDİR
Adı: Atınç Abay
Doğum yeri ve yılı: İzmir, 1969
Eğitimi: Doğu Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İngilizce İnşaat Mühendisliği
DOĞMA büyüme İzmirli. Ailesine çok düşkün. Nasıl olmasın ki! Her konuyu rahatlıkla konuşabildiği için çok şanslı ve mutlu bir çocukluk geçirmiş. Her zaman yanında olduklarını bilmek de bugün bulunduğu konumda olmasında büyük rol oynamış. Tabii eşine de... İş hayatında olduğu gibi özelinde de onu kaptanı olarak görüyor. Genç, güzel ve başarılı bir iş kadını. 176 kişiden oluşan İTO Meclisi’nin 8 kadın üyesinden biri. Enerji dolu. Kıpır kıpır bir yapısı var. Boş kalmayı hiç ama hiç sevmiyor. Kafası sürekli bir şeylerle meşgul. Bütün gün bir oraya, bir buraya koşturuyor. Peki, hırslı biri mi? “Geçtim oraları... Hem maddi, hem de manevi olarak. Ben çalışmayı seviyorum. İşime aşığım. İşim benim lokomotifim. İşimde konsantrasyonum tamsa, iyi işler yapıyorsam, ailemi, eşimi ve çevremi mutlu edebiliyorum. Bu da herhalde çok küçük yaştan beri çalışıyor olmamdan kaynaklanıyor. Üretmeye devam etmezsem, yan gelip yatarsam kendimi dünyanın en mutsuz insanlarından biri olarak görürüm. Bugüne kadar inandığım hiçbir şeyden asla vazgeçmedim, hep sonuna kadar gittim. Her zaman başarmanın yollarını aradım. Yılmadan, inanarak... Güçlüklerle karşılaştığım zamanlarda bile serinkanlılıkla mücadele ederek üstesinden gelmenin yollarını hep buldum ve başardım. Şunu hiç unutmadım: Hayatta başarılı olmanın yüzde 90’ı doğru hedefler koymak ve bu yolda yılmadan çalışıp, başaracağınıza inanarak ilerlemektir” diyor. Seneca’nın, “Gençliğinde bilgi ağacı dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz” sözünü kendisine hayat felsefesi edinen, aileden gözlükçü, Mert Optik Genel Koordinatörü Melisa Pala da iş dışı yaşamının kapılarını Sıradışı’na açtı...
HAYAT FELSEFESİ
Seneca’nın söylediği gibi: Gençliğinde bilgi ağacı dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz.
BESLENME
Kırmızı et tutkunuyum
* Laktoksuz süt, küçük parça peynir ve sarısı alınmış yumurtadan oluşan hafif bir kahvaltıyı tercih ediyorum. Öğlenleri verilmiş bir sözüm yoksa şirkette yiyorum. Akşam dışarıda olacaksak sadece salata, yok evde olacaksak sebze ya da ızgara tüketiyorum. Akşamları dışarıda programımız yoksa mutlaka 19.30’da salatamı yiyorum ve o saatten sonra sadece sıvı tüketimi yapıyorum. Ara öğünlerim ceviz, fındık, fıstık ya da bir bütün yeşil elma olarak değişiyor. ‘Tam bir kırmızı et tutkunuyum’ diyebilirim. Her günüm mutfakta geçmiyor maalesef. Çok yoğun çalıştığım için yardımcım var. Et, balık ve makarna çeşitlerim iyi bilinen lezzetlerim arasında.
MEKAN
İZMİR İş Kadınları Derneği (İZİKAD) Başkanı ve Shoe City Mağazaları Koordinatörü Candan Çilingiroğlu, koltuğunda çok sayıda karpuzu taşıyabilen, iş ve aile dengesini sağlayabilen kadınlardan. Yoğun bir tempoyla sürdürdüğü iş yaşamına ilaveten sivil toplum örgütlerinde de aktif yer alıyor. Başkanı olduğu İZİKAD, “İş’te kadın, güçlü kadın” sloganıyla daha fazla kadının iş hayatına girmesi için çeşitli kurs, eğitim ve etkinlikler yapıyor, çok sayıda kız öğrencinin de eğitim görmesi için burs sağlamaya çalışıyor. Çilingiroğlu’nun örnek alınacak bir diğer yanı ise kendisinin değil, yaptığı projelerin ön plana çıkmasına özen göstermesi. Bu yüzdendir ki, “STK’larda çevre edinmek ve siyasete basamak kullanmak için görev almıyorum. Tek amacım topluma faydalı olmak. Gönüllü olarak insanlara yardımcı olmak iç huzuru sağlıyor” diyor. Aynı zamanda çalışkan, disiplinli, lider ruhlu, sebatkar. Bir o kadar da neşeli ve hareketli. Pozitif düşünen, affetmeyi becerebilen, hoşgörü sahibi bir insan. Hayatta en önemli şeyin mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmek olduğuna inanıyor. “Bunun için de önce sağlıklı olmak gerekiyor. Ailem her şeyden önemli. Hep beraber huzurlu bir aile yemeği yemek en büyük mutluluk. İnsanın gerçek dostları olması da hayatı güzelleştiriyor. Bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum” diye ekliyor.
KİMDİR?
Adı: Candan Çilingiroğlu
Doğum yeri ve yılı: İzmir, 1955
Eğitimi: Ege Üniversitesi Endüstri Mühendisliği
İşi: İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) Başkanı ve Shoe City Mağazaları Koordinatörü
Burcu: Oğlak, yükseleni yay
SELİN Şükran Solmazer. Yaklaşık 10 yıldır Çeşme Ovacık’ta şaraplık üzüm ve zeytin yetiştiriyor. Çeşme’de çok az bilinen Ovacık’ta bu sene açtığı Noni’s House ile adeta fenomen oldu. Çünkü masaya gelen her şey (zeytinden zeytinyağına, domatesten ekmeğe) bahçeden. Sırf kahvaltı için günler öncesinden yer ayırtmak gerekiyor. Herkes onun kim olduğunu merak ediyor ve yolu çok bilinmese bile Noni’s House’u arayıp buluyor. O ise kalabalıktan uzakta, eşi ve evcil hayvanlarıyla sakin, doğayla iç içe, huzurlu bir hayat yaşıyor. Zarif, içten ve dürüst. Koç burcu ve neredeyse bütün özelliklerini taşıyor. Örneğin çok çabuk affediyor, küs kalmayı sevmiyor. Hayatın sevdiğimiz insanlara küs kalmak için çok kısa olduğuna inanıyor. Risk almayı ve seyahat etmeyi seviyor. 40 yaşında hemen hemen gitmediği ülke kalmamış. Özgürlüğüne düşkün. Kendisine ait sınırları var ve kolay kolay kimseyi o sınırlar için almıyor. Hayatta en önem verdiği şey aile ve arkadaşlık. Ancak... İstismar edildiğini fark ederse arkasına dönüp bakmıyor bile. “Bir insana verebileceğim en ağır ceza, beni kaybetmesi olarak düşünüyorum. Çünkü sevgi dolu, renkli, iyi ve fedakar biriyim” diyor.
HAYAT FELSEFESİYe, sev ve dua et...
OTOMOBİL‘Can erik geldi’ derlerdi
* İlk arabam üniversitede okurken babamın gönderdiği harçlıkları biriktirerek aldığım 1979 model Murat 131’di. Rengi erik yeşili olduğu için ağabeyimin arkadaşları benimle dalga geçip, “Can erik geldi” diyorlardı! Şu an 2012 beyaz dizel VW Passat’ım var. Benim için otomobil rahat hareket edebilme özgürlüğü demek. Kullandığım arabanın dayanıklılığı ve çevreye verdiği zararın az olması önemli. Bu yüzden özellikle ‘Bluemotion’ özelliği olan araç aldım. Kırmızıda durunca, karbon salımı da duruyor.
BESLENME2 porsiyon tava yoğurdu
* Kahvaltı vazgeçilmez bir öğün benim için ve Cemal Süreya üstadımızın da dediği gibi mutlulukla yakından ilgisi var. Sağlığına ve kilosuna dikkat eden biri olarak Ege kahvaltısı tercih ediyorum. Organik zeytin, soğuk sıkma sızma zeytinyağı, yeşillik, Bergama tulumu, orta sert Ezine peyniri ve yurt dışından özel getirdiğim Soderblanding çayım olmazsa olmazım. Öğlenleri Giritli olmamın da etkisiyle mevsimine göre hazırlanmış ot yemekleri tüketiyorum. Akşamları ise balık, salata ve Ege mezeleri. Dışarıda isek ve balık yiyemiyorsam tercihim ızgara köfte ve salata olur. Yoğurt canavarıyım. Günde en az 2 porsiyon en yağlısından tava yoğurdu yerim. En beğendiğim lezzetler enginar, avokado, yoğurt; hoşlanmadıklarım ise bamya, patates ve havuç. Mutfakla aram harika. Yemek yapmak, eski klasik tarifleri değiştirip üzerinde oynayarak yeni lezzetler keşfetmek benim için mutluluk sebebi. Zaten sırf bu yüzden kendi restoranımın şefi olmayı seçtim. Brokoli yaprağından yaptığım etli sarmam, lor kurabiyem, Noni’s Menemen’im ile arapsaçlı kiş’im bu sezon misafirlerimin en çok sevdiği ve aradığı lezzetler oldu.
MEKAN
SIRADIŞI’nın bu haftadaki konuğu Coşkun Güner... O bir duayen. Türkiye’nin sayılı bağcılarından ve şarap üreticilerinden. 1940 Bulgaristan doğumlu. 74 yaşında. Ama ‘74’ demek için bin şahit ister. Hani derler ya, ihtiyar delikanlılardan! Bunu 7 yaşından beri çalışmasına borçlu. Tabii bir de ilkokul çağından beri hayatından eksik etmediği spora... 2 yıl öncesine kadar aktif iş yaşamının içinde olan Coşkun Bey, gençlerin önünün açılması gerektiği düşüncesinde. İşte bu nedenledir ki, abisiyle birlikte babadan devraldığı bayrağı günümüzde oğulları Murat ve Enis’e devretmiş. Kendini sosyal aktivitelere vermiş. Spor ise şu anda hayatının en önünde. Üniversite sona kadar voleybol ve basketbol oynayan, Türkiye şampiyonluğu yaşayan Coşkun Güner, şimdilerde tenis oynuyor, turnuvalara katılıyor. Ayrıca; balık tutuyor, yelken yapıyor. Evde de iş hayatında da hoşgörülü bir karaktere sahip. Rakiplerine karşı bile son derece yumuşak. Öyle ki; onları rakip değil, sektördeki arkadaşları olarak görüyor. Bilgisi dahilinde yardımcı da oluyor. Bildiğini, öğrendiğini kendine saklamıyor, paylaşıyor. İşine, toprağa, üzüme aşık! İnsanları seviyor. Keza, oğulları, onu anlatırken, “Biz babamızın insanı sevmesini seviyoruz” diyor. Hayaller kurmaya, kurduğu hayalleri paylaşmaya devam ediyor. Tipik başak erkeği. Titiz, düzenli. Bir o kadar da hijyene önem veriyor. İşte çok da fazla bilinmeyen yönleriyle Coşkun Güner...
KİMDİR?
Adı: Coşkun Güner
Doğum yeri ve yılı: Vidin (Bulgaristan), 1940
Eğitimi: İzmir İktisadi Ticari İlimler Akademisi İşletme
İşi: Sanayici
EGE’nin son 30 yılına damga vuran kuşkusuz sayısız isim var.
Ancak, iki kişi var ki, sanayiciliklerinin bile ötesine geçen çevreci kimlikleriyle bir adım daha öne çıkıyor.
Bunlardan biri, Cem Bakioğlu...
Bakioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı...
Öyküsü 1995’te başlıyor.
Bir gün uçakla İzmir’e inerken, yanındaki eşi, “Buraları ağaçlandırsak olmaz mı?” deyince hemen kolları sıvıyor.
DÜN tanıştırdığım ‘Emlak Gurmesi’ Serdar Dağıstan’la sohbetimiz bugün de devam ediyor.
www.emlakgurmesi.com ve www.evlenmeuniversitesi.com bloglarıyla meraklıları için gayrimenkul sırları, tavsiyeleri ve ipuçları veren Serdar Bey, “Eğer bir kadın bir evi istiyorsa bir şekilde alınıyor. En rütbeli askerden kalın kemerli en maçosuna kadar birçok erkek müşteri gördüm, eşine danışmadan, ‘Tamam evi alıyoruz’ deyip sonra boynu bükük tıpış tıpış arabasına binip sözünü afiyetle yiyen” diyor.
Peki, kadına mı ev satmak zor, erkeğe mi?
Uzun yıllar yaşadığı Amerika dönüşü kız kardeşiyle CDS Yapı’yı kuran, İzmir’in en eski inşaatçılarından Ege Yapı’yla birlikte ‘Palmiye Park’ markasını yaratan Serdar Bey’in ona da cevabı hazır:
“İkisi de çok farklı şeylere bakıp aynı kararı vermeye çalışıyor.
Kadınlar ziyaretlerinin ilk 3 dakikası içinde karar veriyor.