Kadına 3 dakika yetiyor

DÜN tanıştırdığım ‘Emlak Gurmesi’ Serdar Dağıstan’la sohbetimiz bugün de devam ediyor.
www.emlakgurmesi.com ve www.evlenmeuniversitesi.com bloglarıyla meraklıları için gayrimenkul sırları, tavsiyeleri ve ipuçları veren Serdar Bey, “Eğer bir kadın bir evi istiyorsa bir şekilde alınıyor. En rütbeli askerden kalın kemerli en maçosuna kadar birçok erkek müşteri gördüm, eşine danışmadan, ‘Tamam evi alıyoruz’ deyip sonra boynu bükük tıpış tıpış arabasına binip sözünü afiyetle yiyen” diyor.
Peki, kadına mı ev satmak zor, erkeğe mi?
Uzun yıllar yaşadığı Amerika dönüşü kız kardeşiyle CDS Yapı’yı kuran, İzmir’in en eski inşaatçılarından Ege Yapı’yla birlikte ‘Palmiye Park’ markasını yaratan Serdar Bey’in ona da cevabı hazır:
“İkisi de çok farklı şeylere bakıp aynı kararı vermeye çalışıyor.
Kadınlar ziyaretlerinin ilk 3 dakikası içinde karar veriyor.
Mutfağı beğenirlerse, salon ve çocuk odası da istedikleri gibiyse işlem tamam!
Erkekler içinse balkon ve ebeveyn banyosu önemli.
Evin fiyatı ve ödeme koşulları her ne kadar erkekler için daha önemli olsa da kadınlar çok daha pazarlıkçı.”

Kadına 3 dakika yetiyor

Kadına mı ev satmak zor, erkeğe mi? Hangisi en çok neye bakıyor?
- Karşı cinste ilk baktığınız şey nedir? Gözleri mi, bacakları mı, omuzları mı, saçları mı, yoksa? Kadınlar ve erkeklerin karar verme süreçleri de çok farklı. Her ikisi de çok farklı şeylere bakıp aynı kararı vermeye çalışıyorlar. Kadınlar ziyaretlerinin ilk 3 dakikası içinde karar veriyorlar.
3 dakika mı? Sizce bunu neye borçlular?
- Sanırım bu kabiliyetlerini günlük hayatlarında ailelerini yönetirken hızlı ve pratik karar vermek zorunda olmalarına borçlular. Bu ilk 3 dakika içinde kendilerini ve çocuklarını o ev, site ve mahallede yaşarken gözlerinde canlandırıyorlar ve kafalarındaki o resim kalplerini pırpır ettiriyorsa beğeniyorlar. Yani bir anlamda ilk görüşte vurulmaları gerekiyor. İlk 3 dakikada hissettikleri pozitif/negatif duyguları desteklemek için de evin kalan kısmını inceliyorlar, özellikle de mutfağı.
Neden mutfak?
- Çünkü evde yaşayan herkesin kalbine giden her şey mutfaktan çıkıyor. Sabah sohbetleri, yemek denemeleri, akşam çayları vs... Özellikle genç ev hanımları aydınlık, ferah ve en az 12 metrekarelik bir mutfak istiyor.
Mutfaktan sonra...
- Salon ve çocuk odası... Salonun zevkli bir şekilde tefriş edilebilmesi ve kolay temizlenmesi yanında, misafirlerin nasıl ağırlanacağı da önemli. Çocuk odalarının da en azından yaşlarıyla doğru orantılı olması gerekiyor. Yeni bebek sahibi olmuş bir çift 10 senelik plan yaptıklarında, çocuklarının 10 yaşına kadar yaşayacağı odanın 10 metrekare olması uygun oluyor.
Gelelim erkeklere... Onlar için öncelik ne?
- Erkekler için evin ve sitenin güvenlikli olması önemli bir unsur. Evin içi ile pek ilgilenmiyorlar ama özellikle balkon ve ebeveyn banyosu erkekler için önemli. Son olarak da evin fiyatı ve ödeme koşulları her ne kadar erkekler için daha önemli olsa da kadınlar eşlerine göre çok daha pazarlıkçı oluyorlar.

Ne erkekler gördüm, “Alıyoruz” deyip eşi istemeyince boynu bükük tıpış tıpış arabasına binip sözünü afiyetle yiyen

Konut alırken çiftler nasıl karar veriyor?
- Eğer kadın o evi istiyorsa bir şekilde alınıyor, istemiyorsa alınmıyor. En kötüsü kararsız kalması, o zaman olay kilitleniyor. En rütbeli askerden kalın kemerli en maçosuna kadar birçok erkek müşteri gördüm, eşine danışmadan, “Tamam evi alıyoruz” deyip sonra boynu bükük tıpış tıpış arabasına binip sözünü afiyetle yiyen!
Emeklilerde nasıl?
- Bu ailelerde erkek daha ağır basıyor karar alırken. Ya senelerin ağırlığı ile kadın biraz bıkkın oluyor ya da “Nasılsa benden önce diğer tarafa gidecek, bari son kararlar onun olsun” diyerek rahat bırakıyor erkeği.
En zor durum kimlerde?
- Hiç kuşkusuz genç evli çiftlerde. Evliliğin tazeliği ve yasaksız bir birlikteliğin verdiği umut ve cesaretle dünyanın tepesinde zannediyorlar kendilerini. Tabii bir de yeni yeni birbirlerine alıştıkları için kimin hangi konularda lider olduğunu belirlememiş oluyorlar. Gereksinimi oldukları şeyleri hayalleri ile karıştırıp sıfıra sıfır elde var sıfır ile ve kafaları tamamen karışmış bir şekilde hayal kırıklıklarına dönüyorlar. Benim bu çiftlere önerim bir kağıt kalem alıp, ilk önce yeni ev konusunda en önemli gereksinimlerini, ardından isteklerini ve en son olarak da hayallerini önem sırasına göre yazmaları oluyor. Düşünceler kağıt üzerine dökülünce değerlendirilmesi ve karar verilmesi daha kolay.

Çiğli’de ev bakan Bucalı: Ooooo, oraya gitmek için pasaport da almam lazım!

İzmirliler konut seçiminde en çok neye önem veriyor?
- İstanbullular çalışmak için yaşarken, biz İzmirliler yaşamak için çalışıyoruz. Bu yüzden de önceliğimiz evin etrafı, sosyal çevresi ve olanakları oluyor. Şehrin zaten kısıtlı olan ulaşım hatları genelde dolu olduğu için, mümkün olduğunca her tarafa yürüyebileceğimiz bölgelerde yaşamayı tercih ediyoruz. Bu nedenle de şehir merkezine sıkışıp kaldık. Merkezde kalan nispeten küçük arsalarda İstanbullu emsallerine göre daha sıkışık, küçük ve tek düze projeler çıkmak durumunda kalıyor. 2 yıl önce Çiğli’deki projelerimizden biriyle ilgilenen Bucalı müşterim, “Çiğli’de ev alırsam oraya gitmek için pasaport da almam lazım!” diyerek İzmirlinin mesafe konusundaki ön yargısını çok güzel dile getirmişti.

Eviniz Erol Evgin gibi olsun: Çünkü eskimiyor, yaşlanmıyor ve çizgisini hiç yitirmiyor

Blogunuzda Erol Evgin’le bir ev arasında 3 benzerlik bulunduğunu yazmıştınız. Biraz açar mısınız...
- Sever misiniz bilmem ama ben Erol Evgin’e bayılırım, “3.5 yaşımdan beri hastasıyım” bile diyebilirim. Ben bacak kadarken, İzmir’e geldiğinde, annem imzalı fotoğrafını alayım diye Efes Oteli’ne götürürdü. Evgin’in bu kadar çok ve geniş kitlelerce sevilmesinin 3 basit ve her konuya uyarlanabilecek nebeni var: Eskimiyor, yaşlanmıyor, çizgisini yitirmiyor. O halde ailenizle uzun yıllar yaşayacağınız bir ev ararken Erol Evgin’in başarısının arkasındaki bu 3 özelliği aklınızın bir yerinde tutun: 1. Hiç eskimeyecek bir ev alın. Eviniz fiziksel olarak tabii ki eskiyecektir ama binanın ve evin karakteri, komşuluk ilişkileri ve yeri eskimesin. 2. Hiç yaşlanmayacak bir ev alın. Eviniz çevresindeki doğa ve pozitif enerji sayesinde genç kalacaktır. Yemyeşil bir bahçe, güneş alan mekanlar ve temiz ortak alanlar enerjinizi artırıp yaşlanmamanızı sağlayacaktır. 3. Uzun vadeli düşünün. En az 10 yıl aynı çizgide yaşayabileceğiniz bir ev alın. Günlük modalardan uzak durun.

Fotoğraflar: Turan GÜLTEKİN