Paylaş
EGE’nin son 30 yılına damga vuran kuşkusuz sayısız isim var.
Ancak, iki kişi var ki, sanayiciliklerinin bile ötesine geçen çevreci kimlikleriyle bir adım daha öne çıkıyor.
Bunlardan biri, Cem Bakioğlu...
Bakioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı...
Öyküsü 1995’te başlıyor.
Bir gün uçakla İzmir’e inerken, yanındaki eşi, “Buraları ağaçlandırsak olmaz mı?” deyince hemen kolları sıvıyor.
Adnan Menderes Havalimanı’nın çevresindeki 700 dekarlık alanda Bakioğlu Ormanı’nı kuruyor.
Fidan dikim törenine katılan işadamlarının ve doğaseverlerin olağanüstü ilgisi kendisini heyecanlandırıyor ve aynı yıl ağaçlandırmanın ve ormanların korunmasını sürekli kılmak amacıyla Ege Orman Vakfı’nı kuruyor.
Vakfın ilk geliri de Büyük Efes Oteli’nde düzenlenen gecede elde ediliyor.
Ülkemizin yeşil örtüsünün artırılması, orman varlığının korunması, sel baskınları ve erozyonla mücadele için ağaçlandırma çalışmaları yapmak, toplumun çevre bilincini artırmak, ağaç ve orman sevgisini pekiştirecek eğitim faaliyetlerinde bulunmak amacıyla çıkılan yolda aradan geçen 19 yılda 52 bin dekar alanda 8 milyon fidanın ağaç olup ormana karışması sağlanıyor.
***
Cem Bey, “Kurulduğumuz yıl kurşun kalem büyüklüğünde diktiğimiz fidanlar bugün ağaç olup ormanlara karıştı. Hepsine evladım gözüyle bakıyorum. Bu tablo hepimizin gururu. Ege Orman Vakfı kurulurken söylediğimiz söz bugün içinde geçerli: Ormanları korumak ve ülkemize yeni ormanlar kazandırmak yalnız devletin değil, bu topraklarda yaşayan tüm bireylerin milli ve insani görevidir.
Bugün Ege Orman Vakfı ormanların korunması, ağaçlandırma ve çevre eğitimi konularında devlet-millet işbirliğini gerçekleştirmiş örnek bir gönüllü kuruluştur. Ege Orman Vakfı olarak iklim değişikliğine çözüm sunan ormanlaştırma projelerinde kırsal kalkınmaya da önem vererek, orman köylüsü ile birlikte karbon yutak alanları oluşturmanın yanında, dünyamızı tehdit eden çevre sorunlarının çözümüne sürdürülebilir bir yaklaşımla katkıda bulunmayı görev bilmekteyiz” diyor.
***
Vakfın önceliği yanan ve bozulan orman alanları. Kuruyan fidanları değiştirmek bile öncelikleri arasında.
Ege Orman Vakfı’nın ağaçlandırma çalışmalarından çarpıcı örnekler o kadar çok ki, bu sayfaya sığdırmamız mümkün değil galiba.
Ancak, bu yıl başlanan ‘İzmir-Çeşme Otobanı Ağaçlandırma Projesi’ var ki, onu birkaç satırla da olsa anlatmamak olmaz.
***
Cem Bakioğlu özetliyor:
“Bu konuda doğasever kişi ve kuruluşlardan yıllardır yoğun talep vardı, son aylarda çok yoğunlaştı. Daha önceki senelerde İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ve Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü işbirliğiyle otobanda ağaçlandırma çalışmaları gerçekleştirmiştik. Şimdi de Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü ile imzaladığımız protokolle yeni bir ağaçlandırma projesine başladık.
Pek çok doğasever kişi ve kurum büyük ilgi gösterdi. Çeşme çok gündemde olan bir tatil yöresi. Sadece eğlencesiyle anılsın istemiyorum. Çeşme yeşiliyle de hatırlanmalı.”
***
Vakfın bir de zeytin ağaçlandırması var ki, o da çok özel.
Tek projede Türkiye’nin en büyük zeytin plantasyonunu 2002’de Menderes Oğlananası’nda 900 dekarlık alanda 30 bin adet Gemlik ve Ayvalık çeşidi zeytin fidanı dikerek gerçekleştiren vakıf, son 7 yıldan bu yana zeytin hasadı yapıyor.
2007’den beri Tansaş’la yürütülen sosyal sorumluluk projesi kapsamında yarım kiloluk cam kavanozlarda siyah sofralık zeytinler raf ve kar bedeli alınmadan satılıyor. Ege Orman Vakfı da her bir kavanoz için müşteriler adına fidan dikiyor. Bu sayı 450 bini geçmiş durumda.
Yani vakıf bir yandan da zeytincilik yapıyor, doğadan aldığını yeniden doğaya verebilmek için.
***
Duyulan güven ve verilen desteği hizmetleriyle pekiştiren vakıf, ağaçlandırma faaliyetlerine kaynak sağlayan kişisel ve kurumsal fidan bağışları, kutlama ve taziyeler için çiçek-çelenkler ve kartlarının yanı sıra doğal, lezzetli ve hijyenik ürünlerini de tüketicilerin beğenisine sunarak elde ettiği geliri yine ağaç dikme faaliyetlerine yönlendiriyor.
Kırsal kalkınma projelerini destekliyor, güneşten ormanlar kuruyor, gönüllü öğretmenleriyle her yıl binlerce öğrenciye görsel konferanslar veriyor, yürüyüşler, geziler düzenliyor, resim ve kompozisyon yarışmaları organize ediyor, kırsal kesimde de köy toplantıları yaparak özellikle orman yangınları konusunda dikkatlerini çekiyor.
Bunlarla da yetinmiyor, orman yangınlarıyla mücadelede yaşamlarını yitiren şehitlerimizin çocuklarına burs veriyor.
Ağaçlandırma faaliyetlerinde yılda 6 ay süreyle ortalama 100 kişi istihdam ediyor.
***
Diğer isim ise İsmet Abalıoğlu.
Denizli’nin sanayi devlerinden Abalıoğlu Holding’in yönetim kurulu başkan yardımcısı.
Onun öncüsü olduğu DOÇEV’in (Doğa ve Çevre Vakfı) öyküsü ise Ege Orman Vakfı’ndan 1 yıl sonrasına 1996’ya dayanıyor.
Abalıoğlu, kuruluş öyküsünü şöyle anlatıyor:
“Erbakır’ın yurtdışındaki bir temsilcisi, babamın vefatı nedeniyle, onun adına kendi ülkesinde bağışladığı 5 fidanın sertifikasını bize getirdiğinde ailece çok duygulandık. ‘Benzer bir uygulamayı Denizli’de hayata geçirebilir miyiz?’ düşüncesi doğdu. Böyle bir işe vakit ayırabilir miydim? Bu olaydan aylar sonra ailece görüştüğümüz dostlarımızın da bulunduğu bir yemekli toplantıda konuyu arkadaşlarıma açtım. ‘İsmet, sen varsan biz de varız’ dediler, iyi ki dediler. O gece bu oluşuma karar verdim.”
***
DOÇEV de tıpkı Ege Orman Vakfı gibi ormanlar kuruyor, parklar, koruluklar oluşturuyor, okul, hastane, küçük sanayi siteleri, belde ve köy korulukları gibi kamusal alanlarda ağaçlandırma çalışmaları yapıyor. Bu kapsamda bugüne kadar kurduğu 39 ormanda yaklaşık 400 bin fidanı toprakla buluşturdu.
Doğal dengenin korunmasına katkı sağlamak amacıyla ağaçlıklı alanlara kuş yuvaları asıyor.
‘Kâğıdını ver ağacın olsun’ sloganıyla yaklaşık 5 bin 500 ton atık kâğıt topladı. Elde edilen kazanımla DOÇEV - Atık Kâğıt Ormanı’nı kurdu.
Topladığı atıklardan kitap, ansiklopedi, dergi gibi yeniden okunabilir yayınları bir kültür değeri olarak tasnif edip, cezaevlerine, okullara, köy okuma odalarına ulaştırıyor.
Kullanılmış pilleri toplayıp çevresel zararlarını önlüyor. 2013 sonu itibariyle yaklaşık 28.5 ton kullanılmış pil topladı.
Çağımızın kirleticisi elektronik atıkların geri kazanımını sağlıyor. 2013 sonu itibariyle 44.5 ton elektronik atık topladı.
Başta gençler olmak üzere toplumun her kesimini bilgilendirmek amacıyla okullarda, işyerlerinde, kurumlarda çevre eğitimleri düzenliyor, öğrencilerle doğa ve çevre gezileri gerçekleştiriyor.
Kullanımı birçok ülkede yasaklanan naylon poşet yerine bez torba kullanılması için örnek uygulamalar yapıyor, bu alanda yasal düzenlemelerin bir an önce gerçekleşmesini arzuluyor.
Büyük Menderes Havzası’na önem veriyor. Bu havzanın yeniden kazanımı için 2006’da TÜSİAD işbirliğiyle akademisyenlerin ve uzmanların katıldığı bir sunum düzenleyerek çözüm önerileri sundu. Havzanın bir bölümünde gerçekleştirdiği ‘Zirai İlaç Ambalajları ve Atıklarının Toplanması Projesi’ ile tarımsal kirliliğin önlenmesine katkı sağladı.
DOÇEV’in çevre eğitim ve uygulama projeleri Dünya Bankası, AB, İngiltere Büyükelçiliği, REC-Türkiye, DEFRA-İngiltere gibi uluslararası kurumların çevre fonlarınca destekleniyor.
DOÇEV, her türlü desteği doğa ve çevre adına şükranla karşılıyor, toplumdan aldığı güçle ‘yarattığımız çöplükte boğulmadan, son ağaç kesilmeden, son nehir kurumadan’ çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakmayı hedefliyor.
***
2000’li yılların başında, Denizli ile bir ilçesi arasında var olan yolu kısaltacak ikinci bir yol yapımı için 12 bin 500 ağacın kesilecek olması üzerine zamanın devlet bakanına adeta meydan okuyup projenin rafa kalkmasını sağlayan İsmet Bey, ‘Kendi okulunu kendin yap’ kampanyasının bir benzerini hayata geçirip ‘Kendi ormanını kendin kur’a da öncülük yapmış bir isim.
Ama bu konuda dertli mi dertli:
“Okul yaptıracaksan valiye gidiyorsun. Sana uygun yerleri gösteriyorlar. Birini seçiyorsun, 2 günde protokol imzalanıyor. Buradaki sistem gayet iyi işliyor. Oysa orman yeri tahsisi konusundaki prosedürler neredeyse 2 yılı buluyor.”
Pes etti mi? Hayır. Zira, onun kitabında yılmak, vazgeçmek yok.
O tam bir mücadele adamı.
İlkini kendi kurdu, sonrakilere de öncülük etti.
İz bıraktı. Öyle küçük değil, gerçekten kocaman bir iz.
Adeta damgasını attı, atmaya da devam ediyor.
***
Cem Bakioğlu... İsmet Abalıoğlu...
Yaptıkları her işte olduğu gibi yeşil sevdasında da bir o kadar titiz, bir o kadar da özenli.
Biri için Ege Orman Vakfı, diğeri için DOÇEV hayatlarının anlamı haline gelmiş.
Sanayicilikteki başarıları parmakla gösterilen, çok sayıda güçbirliği projesine öncülük eden Cem Bakioğlu ve İsmet Abalıoğlu’nun ağaçların güçbirliği konusunda kat ettiği yol da çok ama çok özel.
İşte bu nedenledir ki sanki hep ağaçların sesini duyar gibiler.
Doğal olarak ağaçlar da onları duyuyor ve seviyor.
Gelin, hep birlikte alkışlayalım onları.
İyi ki, Ege’nin Cem Bakioğlu ve İsmet Abalıoğlu’su var.
İnanın her şehirde bir Cem Bakioğlu ve Ege Orman Vakfı ile bir İsmet Abalıoğlu ve DOÇEV olsa Türkiye’nin çehresi değişir.
Paylaş