×
Can dostu Caner Tan’la üniversitede başlayan dostlukları bugün örnek bir iş ortaklığı olarak devam ediyor. Onur Bey, Karadeniz Teknik Üniversitesi yıllığına, “Bir gün İzmir’de kendi mühendislik ofisimizi kuracağız” yazacak kadar ileri görüşlü ve başarı odaklı bir yapıya sahip. Babası, 16 yaşındayken Kocaelispor’a gitmesine izin verseydi bugün belki de onu yeşil sahalarda top koştururken görecektik. Ama o meşin yuvarlak aşkını 8 yıldır yaptığı halı saha maçlarıyla sürdürüyor. Tam bir sporcu... Futbolun yanı sıra basketbol, tenis, kayak, futbol, masa tenisi ne ararsanız var. Ailece düzenledikleri içli köfte partilerini, geleneksel kalabalık aile yapısını geçmişten gelen sıkı bağların korunması olarak görüyor ve çok önemsiyor. İş hayatında tam bir strateji insanı, analitik düşünüyor ve gerçekleştirdikleri projedeki gibi doğru koordinatlarla doğru hedefe emin adımlarla yol alıyor.
OTOMOBİL
Hızlı ve seri olmalı
* İlk arabam 2005 model bal köpüğü bir Honda Civic’ti. Şimdi Jaguar’ım var. Şehir içinde oldukça dikkatli bir sürücüyüm. Kurallara mutlaka uyarım. Ama şehirler arası yolda biraz hızı seviyorum. Bir araçta önceliğim güvenlik. Bundan dolayı sac kalınlığı yüksek olmalı. Ayrıca, seri ve hızlı da olsun isterim.
BESLENME
BEN Bodrum’dayken, İzmir’de Narlıdere Belediyesi’nin ‘Beyaz Vadi’ projesi daha açılmadan tartışma konusu olmuş.
Resmi adı ‘Yaşar Kemal Kültür Sanat Vadisi Rekreasyon Alanı’ olan ve kurdelesi 4 Kasım’da CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kesilecek tesisin etrafındaki arazinin yeşile boyanması tepki çekmiş.
Tartışmalara Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de katılmış.
Twitter üzerinden Kılıçdaroğlu’na, “Sayın KK müsaade ederseniz CHP Genel Merkezi’nin etrafını yeşile boyayacağız. Yeşilin tonu için kataloğu ne zaman göndereyim?” diye seslenmiş.
Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur da, “Ağzı olan herkes konuşuyor. Gökçek kendi işine baksın” demiş.
Bireyin kişisel devrimini gerçekleştireceğine inanan Güneş’in en büyük tutkusu deniz. Denizden uzak kaldığında, ruhunun ve bedeninin kuruduğuna inanıyor. Yoga, kişisel gelişim, kuantum ve ruh dünyası özel ilgi alanlarına giriyor. Sadece onlar mı? Organik ve doğal besinler üzerine öyle çok şey araştırıyor, öyle güzel menü ve gıdalar hazırlıyor ki, bu tarifleri başka yerlerde bulmanız imkansız! Psikoloji öğretmeninin Freud’dan bahsetmesi ve bu konunun kendisinde hayranlık uyandırarak psikolojiye yönelmesini adeta bir ‘devrim’ olarak tanımlıyor. ‘Çocuklar hayatımda her zaman en önemli alanı kaplayacak, bundan eminim’ diyor, başka da bir şey demiyor. Hayatını değiştiren en önemli olayları eşiyle tanışmasıyla, her zaman en büyük destekçisi kızının varlığı olarak tanımlıyor ve bugünkü röportajın ane tamasına dönüşen şu vurucu cümleyi kuruyor: “Sen değişirsen, her şey değişir. Hayatın bir macera olduğunu düşünüyor ve herkesin kendi kişisel devrimini gerçekleştirebileceğine inanıyorum.”
HAYAT FELSEFESİ
Değiştirebildiğin tek şey kendinsin. Karşılaştığın her şey senin aynan. Sen değişirsen her şey değişir.
OTOMOBİL
Güvenlik, tasarım
1958’den bu yana istikrarlı bir şekilde optik sektöründe faaliyet gösteren firmanın patronu Mert Pala, ülkemizdeki ilk diplomalı fenni gözlükçü unvanlı merhum babası Zühtü Pala’dan devraldığı bayrağı başarıyla ileri taşımaya devam ediyor. Daha lise yıllarında Alsancak’taki ilk şubede başlayan çıraklığın ardından bu işe gönül veren Pala, tekstil mühendisliği okumasına rağmen baba mesleğini hiç bırakmamış. Üniversite yıllarında zamanının çoğunu mağazada geçirmeye başlamış, sadece dersleri olduğu saatlerde okula gitmiş, mezun olur olmaz da bütün enerjisini baba mesleğine vermiş.
32 yıldır aralıksız optik sektöründe hizmet veren Mert Pala, zaman içinde ‘Mert Optik’ markasını ulusal boyuta taşımayı da başarmış. Renkli, sevecen, ılımlı, cana yakın, konuşkan, içten, enerjik, açık sözlü, meraklı, cömert bir kişiliğe sahip. Tipik bir Egeli olarak zeytin ve zeytinyağına düşkün. Gençliğinde basketbol oynamış, şimdilerde bol bol yürüyor ve yüzüyor. Sıkı Karşıyaka taraftarı. Balık tutmaktan büyük keyif alıyor. Mutlu olmak için hayata kafa tutuyor, her türlü fedakarlığı yapıyor. Lady ve Roxy adında iki köpeği var. Hayat felsefesini, ‘belli bir yere kadar çalışıp sonrasında mutlu ve huzurlu bir hayat sürmek’ olarak belirleyen Pala, uzun yıllar çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için çalıştığını belirterek, “Çok kısa bir zaman içinde de işleri onlara devredip yarı emekli olmak niyetindeyim” diyor.
BELEDİYELERİMİZ bir yandan il ve ilçelerinin farklı noktalarına yeni parklar kazandırırken, bir yandan da mevcutları elden geçiriyor.
Şehitlerimizin, gazilerimizin ya da alanlarında ünlü simaların isimleri verilerek hem bir anlamda onlara gönül borcu yerine getiriliyor, hem de gelecek nesiller tarafından unutulmamaları sağlanıyor.
Ne yazık ki, onca para-emek-zaman harcanarak yaptırılan ve şaşalı törenlerle açılan bu parklar daha sonra kaderlerine terk ediliyor.
Kimi kendini bilmezlerin kent mobilyalarına, spor aletlerine, oyun ekipmanlarına, hatta ağaç ve bitki örtüsüne verdikleri zararlar malum; kabul etmek mümkün de değil.
Ancak, -yaşadığım İzmir Bayraklı’dakiler de dahil- parkların büyük çoğunluğu pis ve bakımsız.
Günlerce ne çöp kutuları boşaltılıyor, ne de yerler süpürülüyor.
Hem isimlerini vererek yaşatmaya çalıştığımız değerlere, hem burada oynayan çocuklarımıza, hem oturup dinlenen yaşlılarımıza, velhasıl hepimize...
Kendince iki önemli sorumluluğu var. Biri işi, diğeri ise ailesi. Aydın Trafo’nun 3’üncü kuşak yöneticisi Emre Tüjümet, “İşimi elimden geldiğince iyi yapmaya çalışırım. Çünkü iyi yapmadığımı düşündüğümde bu bana huzursuzluk verir. Tabii ki hayatta her şeyi kontrol edemeyebilirsiniz. İstem ve kontrol dışı şeyler olduğunda bunları da sakin karşılamak gerektiğine inanırım. Ailemle keyifli vakit geçirmeyi, güzel hatıralar biriktirmeyi çok severim. Yaşam felsefemi de bu çizginin üstüne kurdum” diyor. Tüjümet deniz tutkusuyla da dikkat çekiyor. Bulduğu her fırsatta yelken, dalış veya sörf yapan Emre Tüjümet, deniz ürünlerine de özel ilgi duyuyor. Yoğun iş temposundan fırsat buldukça mutfağa giren Tüjümet, deniz mahsullü makarnasıyla hayran bırakıyor. Emre Tüjümet’in bir başka tutkusu ise müzik. Sadece dinlemekle kalmayan Tüjümet aynı zamanda sıkı bir baterist. Dahası mı? Buyurun o halde...
HAYAT FELSEFESİ
Sorumluluklarımı yerine getirmeye gayret ederek bu doğrultuda mutlu ve huzurlu yaşamak.
OTOMOBİL
Güvenlik ve konfor yeterli
* İlk arabam 1995 model bordo bir Renault Broadway’di. Şimdi 2013 model lacivert 3.16 BMW kullanıyorum. Bir arabadan beklentim güvenlik ve konfor. Genelde sakin bir sürücüyüm. Çünkü böylesi hem daha güvenli, hem daha stressiz.
İSTERSENİZ konuya, ‘Sivil toplum örgütü (STK) nedir?’ sorusunun yanıtıyla başlayalım.
Vikipedi’nin tanımlaması aynen şöyle:
“Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmi kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan...
Politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi faaliyetleri, ikna ve eylemlerle çalışan...
Üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kar amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleriyle sağlayan kuruluşlardır.”
Peki, görevleri nelerdir?
* Siyasi, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçlar doğrultusunda çalışmalar ve eylemler yapmak.
BU derdi çekmeyen ya da bu dertten mustarip yakını olmayanlar bilmez, bilemez...
Düşünebiliyor musunuz; ömrünüz boyunca ‘gluten’ içeren buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi tahıllardan yapılmış hiçbir şeyden bir minik lokma dahi yiyemiyorsunuz.
Kazara yediniz, hayatınız kabusa dönüyor.
Çölyak ve fenilketonüri hastaları ömürleri boyunca ‘glutensiz’ bir yaşam sürmek, diyet beslenmek zorunda.
Haydi, diyelim evde bunu bir şekilde çözüyorsunuz.