Paylaş
BELEDİYELERİMİZ bir yandan il ve ilçelerinin farklı noktalarına yeni parklar kazandırırken, bir yandan da mevcutları elden geçiriyor.
Şehitlerimizin, gazilerimizin ya da alanlarında ünlü simaların isimleri verilerek hem bir anlamda onlara gönül borcu yerine getiriliyor, hem de gelecek nesiller tarafından unutulmamaları sağlanıyor.
Ne yazık ki, onca para-emek-zaman harcanarak yaptırılan ve şaşalı törenlerle açılan bu parklar daha sonra kaderlerine terk ediliyor.
Kimi kendini bilmezlerin kent mobilyalarına, spor aletlerine, oyun ekipmanlarına, hatta ağaç ve bitki örtüsüne verdikleri zararlar malum; kabul etmek mümkün de değil.
Ancak, -yaşadığım İzmir Bayraklı’dakiler de dahil- parkların büyük çoğunluğu pis ve bakımsız.
Günlerce ne çöp kutuları boşaltılıyor, ne de yerler süpürülüyor.
Hem isimlerini vererek yaşatmaya çalıştığımız değerlere, hem burada oynayan çocuklarımıza, hem oturup dinlenen yaşlılarımıza, velhasıl hepimize...
Hem ayıp, hem de yazık!
Parklardan sorumlu yöneticilerimiz bir gün buraları gezme zahmetine katlanırlarsa sanırım hak vereceklerdir.
Yapmakla bitmiyor, asıl iş bakıp koruyabilmekte!
***
HESAPSIZLIK
Kazacaktınız niye asfaltladınız?
İZMİR Büyükşehir Belediyesi, Konak Tramvayı nedeniyle bizim gazetenin bulunduğu Şehitler Caddesi’nde de çalışma yapıyor.
Alsancak’tan Halkapınar’a gidiş yönünde raylar yolun sağından geçeceği için tüm altyapı buna göre yeniden düzenleniyor.
Tüm kablolar caddenin soluna alınıyor.
Doğal olarak kazılmadık, köstebek yuvasına dönmedik yer kalmadı.
İzmir’de yaşıyorsanız toza-toprağa alışkınsınız demektir.
Dolayısıyla bu faslı pas geçiyorum.
Çalışmalar kapsamında kaldırımlar da yok edildi.
İşe geliş gidişte en ufak bir dikkatsizliğiniz başınızı sonradan üzülebileceğiniz olaylara sokabilir ki, bunu da bir kalemde atlıyorum.
Tam, “Buralar ne zaman asfaltlanır artık?” derken...
Geçen hafta İZBETON ekipleri hummalı bir çalışmayla bizi utandırdı!
Ama o da ne?
Hemen ertesi gün...
O asfaltlanan yerler 100’er metre arayla ortalama 2 metre çapında yeniden kazıldı.
Şimdi birileri yine kablo döşüyor.
Arabalar slalom yaparak, yayalar ‘ortada kuyu var yandan geç’ misali ilerlemeye çalışıyor.
Tabii haksızlık etmeyeyim bunca insanın mutlaka bir bildiği vardır.
Benim bildiğim ise bu konuda hiçbir şey bilmediğimi bilmek!
(Fotoğraf: Nejat BEKMEN)
***
KAÇIRMAYIN
Sanatın iyileştirici günü
OPR. Dr. Mehmet Baz ve eşi Figen Baz...
Onlar, hayatlarını sağlığa adamış bir çift.
Ama aynı zamanda sanatın iyileştirici gücüne de inanıyorlar.
Malum, genelde hastanelere gelen insanlar bir dertten mustarip...
Dolayısıyla psikolojik olarak çok da rahat değiller.
Onları huzursuz eden bir şeyler var.
İşte Baz ailesi, 4 yıl önce bu gerçekten yola çıkarak...
Hastalarının (ki, onlar ‘misafir’ diyor) bakış açılarını değiştirip yumuşatmak...
Hayata daha ümitle bakabilmelerini sağlamak amacıyla hastanelerinin hemen yanındaki binada bir sanat galerisi kurdular.
O gün bu gündür resim sanatının ünlü isimlerini ağırlıyorlar.
Yeni sezonun ikinci sergisinde bugün saat 18.00’de soyut-geometrik resmin önemli isimlerinden Halil Akdeniz’i konuk edecekler.
“İmgenin İzinde” adını taşıyan sergi 16 Kasım’a kadar açık kalacak.
Ekol Hastanesi ve Ekol Sanat Galerisi Yönetim Kurulu Başkanı Opr. Dr. Mehmet Baz, “Sanat serüveninin 50 yılı boyunca Anadolu uygarlıklarına ilişkin kültürler arası sorunları irdeleyen, seçtiği imgelerle dünü ve bugünü karşı karşıya getiren Prof. Dr. Halil Akdeniz’i ağırlayacak olmaktan dolayı heyecan duyuyoruz” diyor.
Eğer bir maniniz yoksa bu sergiyi kaçırmayın derim.
***
GÜZELLİK
İzmir’e de yakışır
BU fotoğraf da Yeni Asır Küçük İlanlar Satış Koordinatörü Resmiye Bekmen’den...
Bodrum’a yolu düşenler mutlaka görmüştür.
İlçe merkezindeki toplam 43 ağacın etrafındaki beton saksılar işte böyle mozaik kaplı.
Tasarım ve uygulama Neslihan Zabcı imzalı.
Bukalemunart’ın sahibi Zabcı, 2013’ten bu yana ağaç saksıları yarımadanın doğal, sosyal, tarihi, mimari özelliklerinden esinlenerek tasarladığı birbirinden farklı ve özgün desenlerle mozaikliyor.
Ağaç mozaikleri sponsorların destekleriyle gerçekleşiyor.
Her ağacın üzerine sponsorunun isim plakası monte ediliyor.
Demem o ki, İzmir’de de kıyı ve park düzenlemesi yapılırken...
Kentin 8 bin 500 yıllık geçmişini yansıtacak böyle güzellikler de yapılamaz mı?
Önermesi bizden, karar vermek bu şehri yönetenlerden!
***
NE DİYEYİM?
Patlatın patlatabildiğiniz kadar
EVET, bu aynı konuda üçüncü yazım.
Çünkü havai fişek şovu hız kesmeden sürüyor.
Vara yoğa patır patır patlatılmaya devam ediliyor.
Ve hala canlar yanıyor...
Hayvanlar ölüyor/sakat kalıyor...
Bitkiler soluyor...
Ormanlar yanıyor...
Tarihi yapılar tahrip oluyor...
Denizler kirleniyor...
Aman canım dert ettiğim şeye bakın!
Siz bana kulak asmayın, patlatın patlatabildiğiniz kadar.
Bi daha mı gelicez dünyaya?
Paylaş