Aile İçi İetişim ve İş Hayatımız
Evinizde mutlu musunuz? Burada huzurlu bir yaşam sürebiliyor musunuz? Aile bireyleri varlığınızda coşuyor, yokluğunuzda hüzünleniyor mu? Yoksa eviniz, iş çıkışı uğranan, arada bir toplu halde yemek yenen ve müşterilerin birbirini rahatsız edemediği basit otele mi döndü?
Ya iş yerinizden ne haber? Hayatınız, evinizle iş yeriniz arasında isteksiz, arzusuz ve keyifsiz, sapa ve dar bir yaşam patikasından mı ibaret? Kaç zamandır, eviniz, işiniz, hayatınız ve bunları kapsayan iletişiminiz ne durumda diye hiç sorguladınız mı?
Evinizde mutluluk deyince, bunun türlü türlü anlamları akla geliyor: Ev, evlilik, evdeki kişiler, evdeki eşyalar… Bütün bunlar size mutluluk verebilir. Ama aile içi iletişimde, en değerli ve kalıcı mutluluk kaynağının evdeki ilişkileriniz olduğunu unutmayın sakın.
Şimdi size bir soru; “Evinizde mutlu musunuz?”Ne anladınız? “Eviniz” kavramını beyniniz nasıl anladı ve içini nelerle doldurdu acaba? Muhtemel cevaplara hep birlikte bir bakalım isterseniz.
a. Mutluluğu, eviniz; binanız, gayrime
Mesela, gayrime
Her Türk gencinin gönlünde “iş, eş ve aş” üçlemesi, maalesef tez zamanda ev bark sahibi olmadan gerçekleşemiyor. Ve yönelimleriniz ister istemez üç anahtara kayıyor. Hayat, bir evin, bir otomobilin ve bir eşin kalbinin kapısını açacak anahtarlar peşinde koşturmakla geçiyor. Ev sahibi olmak çok cazip. Öyle ki, “maaşı az ama 20 yıl aynı şirkette çalışana ev veren bir şirket” çıksa, emin olun kapısındaki iş başvurusu kuyruğu İstanbul’dan A
b. Mutluluğu, evinizde eşinizle, dostunuzla ya da memleketinizle sağlıyorsanız
Eviniz kira, ama evliyseniz ve de özellikle yeni evliyseniz, kirada oturuyor olsanız bile, eviniz, balayı denilen o cicim aylarının albenisinde, şirket toplantılarından kaytaracak kadar cazip bir hale gelebilir. “Evinizde mutlu musunuz” sorusunu sorduğumda ev kirasını ödeyememenin huzursuzluğu bile içinizdeki mutluluğu bastıramaz. Ve, bir olan iki gönülle, samanlıkları seyran edersiniz.
Evli olmayabilirsiniz, öğrenci olabilirsiniz. Üniversite yıllarının o sımsıcak dostlukları ile perçinlenmiş bekar evinizde olmak da size mutluluk verebilir. Ev deyince varsa yoksa o bekar eviniz gelir aklınıza…
Ya d
c. Mutluluğu, evinizde ailenize yeni katılan o mini minnacık bebekle sağlıyorsanız
“Ev mülkünüz değil, evliliğinizde cicim aylarını çoktan bitti. Peki evinizde mutlu musunuz”, dediğimde, ailenize yeni katılan o minik bebeğin mis kokusunu duymak için yurtdışı gezilerinizden erken döndüğünüz oluyor mu?
Eşinizle problemli olabilirsiniz ama eviniz, aileye yeni katılan o minik yumurcak özlemi ile hal
d. Mutluluğu, evinize uzaklardan gelen şahıslarla sağlıyorsanız
Çocukluğumuzda, çocukluk hali, ev hali dayaklar vardı. Bağırtılar, çağırtılar, üzmeler, üzülmeler. Ve eve bir büyüğün gelmesini iple çekerdik. Ah bir babaannem, anneannem, dedem gelse… Kesin kurtuluş reçetesiydi onların ziyareti. Evde bir büyük varken, değil çocuklar
Eviniz, ruhunuzu karartacak korkunç bir kabus haline dönüşmüş olabilir. Ama ya abinizi özlediğiniz için dudaklarınızda “A
e. Mutluluğu, evinizdeki eşyalarla, antikalarla, koleksiyonlarla sağlıyorsanız
Hani meşhur abilerimiz ve ablalarımız vardır, antika işleriyle uğraşan. Saray yavrusu gibi evleri, o rüyalarını süsleyen 3-5 parça özel koleksiyonlarla süslenmezse, zihinlerinde bomboş bir kümes gibidir.
–“Böyle bir ev olur mu?” derler.
–“Mutlu musunuz”? derim,
–“Ahh, nerde!..” derler.
Ve o hayallerindeki antikalara kavuşmadan, evleri köşkleri, sarayları onlara mutluluk vermez.
Hatta o koleksiyonlara kavuşmak için hapse girmeyi göze aldıkları bile olur. Hayatlarındaki tek mutluluk kaynağı onlardır. Çevrelerindeki kişileri göremezler. Sürekli etraflarında koşuşturan, onlarla konuşan ev sakinleri,onlara göre “Hayalet” filmindeki Sam (Patrick Swayze) kadar görünmezdir. Ve göremezler. Bu durum yüksek sosyete için ne kadar geçerli ise, normal yurdum insanı, Anadolu halkı için de maalesef o kadar geçerlidir.
Hayat, “ba-rab-ba, ba-rab-ba-bamm-bamm, bamm-bamm” cıngılları ile devam ediyor. Ve kavuşamadığınız, elde edemediğiniz, evinize alamadığınız eşyalar, evinizi de hayatınızı da zehir ediyor.
İş Hayatınıza Evinizden Yansımalar…
Ev hayatınız bu durumda ama iş hayatı bundan farklı mı sa
Evdeki mutluluğu binada arayanlar,
Halbuki aslında öyle mi? Evler, binalar, şirketler, eşyalar, arabalar, unvanlar, bütün bunlar ne için; hiç düşündünüz mü?
İletişim; “birbirinin varlığından haberdar olan ve belirli amaçları olan en az iki kişi arasındaki karşılıklı mesajların alış verişi ile oluşan iki yönlü bir süreç” olarak tanımlanıyor. Ama maalesef karşımızdaki tarafa, bir insan yerleştirmekten neredeyse vazgeçmişiz. İletişimin her anında ve tüm boyutlarında, karşımızd
“Evlilikte başarı, yalnız aranan kişiyi bulmakta değil, aynı zamanda aranan kişi olmaktır” diyor Foster Wood. Bu güzel sözü ben “Ve en büyük başarı aranan kişi olarak kalmaktır” şeklinde tamamlıyorum.
İş yerinde de aynı durumun geçerli olduğunu düşünüyorum. Bir iş yerine mülakata gidiyorsanız, aranan kişiler olduğunuz ve arayanların sizi buldukları kesin. Peki iş başvurusu doldurma sürecinden sonraki beş ay içinde ne oluyor da, aranan ve bulunan bir eleman olarak kalmasını bir türlü beceremiyorsunuz. İlişkileri cıvıtıyor, insanları üzüyor, yoruyor ve canından bezdiriyorsunuz. Bunun için mi şirkete girmiştiniz? Bunun için mi evlenmiş, bunun için mi birileriyle arkadaş olmuştunuz? İlk baştaki amacınız üzmek miydi?
Etkili bir iletişim için önce dostç
Sevgili babamın bana sürekli söylediği şu cümle, hayat boyu bana gurur ve güç vermiştir: -“Oğlum sen benim sadece oğlum değilsin. Tamam, sen benim oğlumsun. Ama sen benim aynı zamanda en iyi kardeşimsin de. Artııı sen benim en dostumsun. Dolayısı ile ben seni üç kez daha fazla seviyorum.” Onunla konuştuğumuz zaman, lafı açan ilk o olurdu. Çü
Bu tarz bir iletişim modeli takdir edersiniz ki cebren ve hile ile kurulamaz. Bu iş sonuna kadar özgürlükçü bir yaklaşımla olabilir. Ben buna sonuna kadar özgürlük diyorum. Birey kendini özgür hissetmeden olumlu bir icraat yapabilir mi? Ve anne babalar onlarla özgürlükçü bir yaklaşımla eşit düzeyde bir iletişim kurmadan bunu nasıl sağlayabilirler? Ya da karşımıza “Hürriyet Heykeli” gibi dikilen ve diklenen patronlar?
İletişimde esas olan birbirinin varlığından haberdar olmaktır. Bazen, aynı odada, karşılıklı konuşan kişilerin bile o and
Başarı doğru zamanda pazara girmektir der bir ekonomi ilkesi. Doğru zaman seçimi iletişimin doğru bir şekilde sonuçlanmasını sağlar. Borsad
Başarılı bir iletişimde, duygulara yenilmeden, güçlü ve olumlu inançlarımızla duygularımıza yön vermek de çok önemlidir. Bana kızmanıza, size daha çok kızma gibi bir tepki ile cevap verirsem kriz kaçınılmazdır.
“Konuşuyoruz ama anlaşamıyoruz.” diye bir şarkı söz vardı. Konuşmak ve anlaşmak. Hiç kimse “anlam
“Hiç beni anlamaya çalışmıyorsun…” “Beni anlamaya çalış ne olur…” “Bir de benim açımdan düşünsene…” Bu ifadeler size tanıdık geliyor mu? Kendimize yapılmasını istemediğimiz, am
Aile içi iletişim, kendinizle, kendi iç dünyanızdaki iletişiminizin gücü kadardır. Kendi iç dünyanızdaki, bedensel ve zihinsel gücünüz ve kendi iç aleminizde kendinizle iletişiminiz nasılsa, ailenizle iletişiminiz de öyledir. İçe doğru, içinize doğru, affeden, güzel konuşan, içinizdeki iyi sesleri dinleyen, içsel uyarılara dikkat kesilen, seven, s
Aynı durum, şirketler için de yüzde 100 geçerlidir. Şirketteki iç müşteriler yani çalışanlar, entelektüel bir sermaye olarak görülmedikçe, dıştaki müşterilerle etkin bir iletişim kurulamaz. Şirket binasına, masasına, kasasına verilen değer, o şirketin insan kaynaklarına verilmedikçe, dışa karşı mükemmel bir görünüm sağlanamaz. İç müşteri memnuniyeti sağlanmadan, dış müşteri memnuniyeti sağlanamaz.
Yeni bir yıla girdik. Eski yıl bitti. Hatasıyla, sevabıyla, krizi ve dövizi ile gitti eski yıl.
Umarım iletişiminizdeki tüm kusurlar da eski yıll
Mutlu iletişimler hepinize. Ailede, işte, okulda, yolda... Herzaman ve her yerde… Sevgi ile…
Münir Arıkan Düşünce Öğretmeni - NLP Trainer Münir Arıkan'ın yenibir.com'da yayınlanan diğer yazıları: Endişe: En büyük yok edici
Olumlu Düşüncenin Gücü "Neuro 5"
Müşterimiz Öldü, Yaşasın MüşteriBiz
NLP teknikleri ile "sıradışı düşünce"
Nitelikli insan olma sanatı
Erotik Öğrenme - Erotic Learning
Kişisel kıyametiniz ne zaman kopacak?