Kadıköy’deki Müze Gazhane’de 19-22 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek olan Cartoon İstanbul Karikatür ve Mizah Festivali’nde sergilenmek üzere karikatürist Ersin Karabulut’un alandaki bir duvara uygulanan ‘Monsterland’ (Canavar Diyarı) adlı çizimi sosyal medyada gelen tepkiler üzerine kaldırıldı.
#Karikatürmor ve ötesi 10 sene sonra yeni albümü ‘Sirenler’i geçtiğimiz hafta yayımladı. Bunca zaman sonra gelen bir albüm elbette daha da değerli oluyor. Bir dinleyici olarak ana dilimde mor ve ötesi gibi bir grubun şarkılar üretiyor olmasına ve dahası ‘Sirenler’ gibi bir güzelliğin var olması kendimi gerçekten de ayrıcalıklı hissettiriyor. mor ve ötesi’nin müziği ne kadar ciddiye aldığını, senelerdir durduğu yerde en ufak bir hasar almadan nasıl var olduğunu ‘Sirenler’ her saniyesinde tekrar tekrar gösteriyor.
#HürriyetBağımsız müzik sahnesinden tanıdığımız Taha Gürbüz’ü bu aralar Lila ile birlikte söylediği Masa şarkısıyla dinliyoruz. Bir ayrılığı her iki tarafın da gözünden anlattığı bu şarkı hakkında Taha Gürbüz şunları söylüyor: “Masa’da, kadın da erkek de kendi olduğu anı anlatıyor sadece. Beklentilere girmeden, birbirini suçlamadan.” Geçtiğimiz yıl da bir sıkışmışlığın duygusunu anlattığı dört şarkılık EP’si FİL’le dinlediğimiz sevgili Taha Gürbüz sorularımı yanıtladı.
#Taha GürbüzSon dönemin en başarılı trompet sanatçılarından Barış Demirel, tüm parçaların söz ve müziği kendisine ait ilk solo albümü Mutluluklar’ı 4 Haziran’da yayınladı. Albümde toplamda sekiz parça yer alıyor. Sanatçı, albümdeki tüm enstrümanları kendisi çalıyor. Bu coğrafyanın seslerinden ve türlerinden ilham aldığı; hiphop, caz, rock ve lo-fi öğelerin bir araya geldiği Mutluluklar’da ‘Kakülünde Ak Oldum’ ve ‘İpek’ benim en sevdiğim şarkılar oldu. Barıştık Mı grubuyla birlikte devam eden Barış Demirel’le bir röportaj yaptık ve sevgili Barış sorularımı yanıtladı.
#Barış DemirelBir dönem özellikle alternative rock sahnelerinin tozunu attırmış ancak sonrasında sessizliğe gömülmüş bir çok müzik grubumuz var. Şanslı olanlarımız gençlik yıllarında bu grupların canlı performanslarını sahnede izleme şansı yakalamıştır. Şanssızlarımız ise Youtube’dan kayıtlarına ulaşabilir. Gelin bu efsane isimleri bir kez daha hatırlayalım.
#Rock GrubuDünya değişiyor, müzik de öyle... Artık yetenekli insanların ‘keşfedilmek’ için herhangi bir aracıya ihtiyacı yok. Sahneler, ama özellikle ‘bilgisayar ekranları’, ‘akıllı telefonlar’ çok genç sanatçılara emanet. Gazetemiz son dönemde bu isimleri artan bir dikkatle izliyor. Çoğunu sayfalarına taşıyor, manşete çıkarıyor. Hürriyet yazarı Kanat Atkaya geçen pazarki köşe yazısında taşları yerine oturttu: Bu müzikte ‘yeni bir dalga’ dedi. Hızını internet devriminden, gücünü baskı ve özgürlük duygularını bir arada yaşayan gençlerin isyanından alan bu ‘yeni dalga’yı mercek altına aldık. Müzisyenlerle konuştuk, konserlerini izledik. Yaklaşın, size umut ve ilham veren şeyler anlatacağız...
#Müzikİlk stüdyo albümü 2008 yılında yayınlanan Umut Kaya, 'Mevsimler Geçerken' ile müzik listelerinde bir numaraya yükselerek büyük ilgi görmüş, ikinci klibi 'Mor Yazma' ile ismini geniş kitlelere duyurmuştu. İşte, İzmirli sanatçı Umut Kaya'nın müzik kariyeri ve hayatıyla ilgili bilgiler...
#Umut KayaAçıldığı günden beri ‘Amerika’nın en iyi 40 lokantası’ listelerinden düşmeyen Spago, Nişantaşı St Regis Otel’de şube açtı. Güzel, şık, iki Michelin yıldızı olduğundan kelli, gayet de lezzetli bir lokanta ama benim asıl ilgimi çeken sahibi Wolfgang Puck’un üst üste 21 yıl boyunca Oscar özel partilerine ev sahipliği yapmış olması. “Yediklerin/pişirdiklerin senin olsun, sen bize gördüklerini anlat” dedim; işte sonuç...
#Spagoİstanbul’daki gece hayatının vazgeçilmez kulüplerinden Roxy tiyatroya yeniden alan açıyor. Yenilenen mekânda şimdilik her pazartesi Studio 4 Istanbul’un ‘Petra von Kant’ın Acı Gözyaşları’ filminden sahneye uyarlanan oyunu ‘Utanç’ı izleyebilirsiniz. Hem de bir yandan içkinizi yudumlayıp keyiflenerek...
#Roxy Cultura