Güncelleme Tarihi:
Düşük beklentiyle dinleyin, seveceksiniz
BON JOVI
WHAT ABOUT NOW
Island / Mercury / Avrupa Müzik
Geçen hafta Halil Sezai’nin ‘Ey Aşk’ albümüne verdiğim yıldız sayısı 3’tü ama teknik bir hata sonrası 5 yıldız olarak basılmış. Kafalarda soru işareti kalmasın diye bu durumu belirterek başlayayım.
Gelelim Bon Jovi’ye... Dile kolay, tam 30 yıldır ayakta bu grup. Üstelik geçen günlerde efsanevi gitaristi Richie Sambora’nın turne kadrosundan geçici olarak çıkarılması dışında 30 yıldır ilk günkü kadrosunu koruyor. Sadece bu bile Bon Jovi’ye büyük saygı beslememin sebeplerinden. Zira müziği yakından takip eden herkes çok iyi bilir ki, grup kadroları değişkendir. Aynı kadroyu değil 30 yıl, birkaç yıl bile bir arada tutmak büyük başarıdır. Üstelik Bon Jovi sadece aynı kadroyla devam etmekle kalmadı, gelmiş geçmiş en büyük gruplardan biri olarak tarihe geçti. Stadyumlara en çok yakışan rock hitlerine bu adamlar imza attı, rock tarihindeki eşlik etmesi en zevkli nakaratlardan birçoğunu ve en etkileyici aşk baladlarının bazılarını yine bu adamlar yarattı. Dedim ya, dile kolay, 30 yıl! Hangi paragrafa sığar ki?
2000 tarihli müthiş geri dönüş albümü ‘Crush’ ve onun 2 yıl ardından gelen ‘Bounce’, ‘80’lerdeki ve ‘90’lardaki klasik Bon Jovi sound’unun son örneklerinin duyulduğu albümlerdi. 2005 tarihli ‘Have a Nice Day’ albümü ile Jon Bon Jovi ve Richie Sambora ikilisi, içlerindeki country âşığı adamı ortaya çıkarmaya başladılar ve grubun temposunu birkaç vites düşürdüler. 2007 çıkışlı ‘Lost Highway’ bu eğilimin tavan yaptığı albümdü ama hayranlar tarafından fazla sıcak karşılanmayınca grup 2009 tarihli ‘Circle’ albümünde stadyum rock formülüne sadık kalan birkaç şarkı serpiştirmişti araya. İşte, yeni albüm ‘What About Now’ da ‘Circle’daki tarifi aynen uyguluyor. Yani albümün yüzde 30’unda ‘stadyum rock’ tanımına birebir uyan, eşlik etmesi kolay, nakaratta coşan, turnede setlist’in değişmez parçası olacak şarkılar; yüzde 70’inde ise Jon Bon Jovi’nin solo albümünün akustik şarkıları gibi tınlayan, düşük tempolu, aşk temalı, balad hissiyatlı, ‘yorgun kovboy’ tandanslı şarkılar mevcut.
AYÇA VARLIER
ELİF
TMC
Tiyatro sahnelerinde, müzikallerde ve dizilerde izlediğimiz ünlü oyuncu Ayça Varlıer, uzun zamandır üzerinde çalıştığı ilk solo albümüyle karşımızda. Şarkıların düzenlemelerini Emir Ersoy ve Eylem Pelit’in yaptığı albümde, bestesi Varlıer’e ait beş eserle birlikte toplam sekiz şarkı yer alıyor. Ayrıca klasikler arasında yer alan ‘Beni Benimle Bırak’ adlı şarkıda Ayça Varlıer’e popüler müziğin sevilen isimlerinden Yaşar eşlik ediyor. Albümde şarkının farklı bir düzenleme ile retro versiyonu da bulunuyor. Standart Türkçe popun dışında, daha akustik düzenlemelerin ön plana çıktığı albümde Varlıer, oyunculuğun yanında vokalistlik konusunda da iyi olduğunu kanıtlıyor. Henüz ilk albümünde bu denli oturaklı bir iş çıkarmış olması avantajlı bir durum. Son olarak şunu da söylemem lazım: Albümün ismi için daha yanlış bir tipografi seçilemezmiş herhalde. Eminim ki herkes bu albümün Ayça Elif Varlıer diye birinin albümü olduğunu düşünüyordur. Bu konulara biraz daha dikkat ve özen lütfen...
MY DYING BRIDE
A MAP OF ALL OUR FAILURES
Peaceville
My Dying Bride, Black Sabbath’tan etkilenen klasik doom akımının değil de, kendine has bir sound’u olan ‘90’lar İngiliz melodik doom metal akımının en önemli grubudur. Hatta bizzat bu türün yaratıcılarından biri olarak da nitelendirebiliriz kendilerini. Hem birer edebiyat eseri olarak değerlendirilebilecek derinlikteki şiirsel şarkı sözleriyle hem de hiçbir albümde vasata yaklaşmayan üst düzey besteleriyle ‘doom metal’in gururu’ diyebileceğim bir ekiptir My Dying Bride. ‘A Map of All Our Failures’ onların 11’inci stüdyo albümü. 8 şarkı içermesi sizi yanıltmasın, albümün toplam süresi 60 dakikayı geçiyor. 5 dakikalık bir şarkı dışında geriye kalan tüm şarkılar 7-8 dakikalık. Dolayısıyla türe aşina kulakların keşfedebileceği lezzetler var bu albümde. Aşk, tutku, kaybetme ve din kavramları üzerine sözler, karanlık şarkılar; hüznü sevenlerin ilham bulacağı notalar var. Ama yine de, son birkaç MDB albümü arasında beni en az yakalayan şarkılar var bu albümde.
JOE COCKER
FIRE IT UP
Columbia / Sony Music
Pütürlü sesiyle, nevi şahsına münhasır el kol hareketleriyle süslediği sahne performansıyla ve yorumladığı cover şarkılarla ‘60’lı yıllardan beri müzik dünyasının önemli isimleri arasındadır, İngiliz sanatçı Joe Cocker. Bizim buralarda genellikle sadece ‘Unchain My Heart’ yorumuyla bilinse de üstadın kariyerinde daha nice cover’lar mevcuttur. 69 yaşındaki Cocker, şimdi de ‘Fire It Up’ adlı 22’nci stüdyo albümüyle karşımızda. Bu sefer de 11 adet cover şarkı bekliyor albümün dinleyicilerini. Yani Cocker orijinali başkasına ait olan eserleri seslendirmeye devam ediyor. Özellikle albüme adını veren ‘Fire It Up’ın (Orijinali Johnny Reid’e ait) dikkat çektiği albümde hiç boş yok ama yine de ‘I’ll Be Your Doctor’, ‘The Letting Go’ ve ‘I’ll Walk in the Sunshine Again’ bir adım öne çıkıyorlar. Albümü hem vokal performansı hem de müzikal altyapı açısından değerlendirdiğimde, Bruce Springsteen sevenlerin bu albümü de seveceği çıkarımı geliyor aklıma. At teybe, çık yola, pişman olmazsın...
ONLAR
BİZ HARİÇ HERKES
We Play
2012 Roxy Müzik Günleri’nde finale kalan ve ‘en iyi baterist’ ödülünü kucaklayan Ankaralı grup Onlar, prodüktörlüğünü Cem Adrian ve Pamela Spence albümlerinin de prodüksiyonlarını gerçekleştiren Veyasin’in üstlendiği ilk albümü ‘Biz Hariç Herkes’te pop ve rock genel çatısı altında elektronik sound’ları ve hatta tango tınılarını buluşturuyor. Doğan Aşkıner ve Uğur Ersözlü’den oluşan grubun bu ilk albümünde Veyasin’in vokallerde de eşlik ettiği ve sözlerini Doğan Aşkıner ile beraber yazdığı ‘Bıktım’ şarkısı öne çıkıyor olsa da, albümün tamamı vasatın üzerinde bir içerik sunuyor. Hani ilk notalarını duyar duymaz bıktıran Türkçe rock palazlanmalarından değil yani. İddiasız ama kendinden emin bir duruşu var ‘Biz Hariç Herkes’in. Özellikle sound açısından... Ama yine de iş şarkı sözü yazmaya gelince yeni grupların daha kalıp kırıcı, daha klişe düşmanı, en azından daha az sıradanlık kokan bir tavır takınmalarını bekliyorum ben şahsen. Onlar bu durumu da aşarsa yolu açık...