Kafe ‘Gönlünden Ne Koparsa’

''Bir patates salatası, bir çay... Borcum ne kadar?” - Gönlünüzden ne koparsa...
Gerçekten de doğru, gidip gözümle gördüm! Yeldeğirmeni’nde, dışarıdan bakınca gözünüze son derece sıradan gelebilecek bu kafe, bildiğimiz/öğrendiğimiz, alıştığımız/yadırgamadığımız bütün kapitalist kuralları altüst eden bir uygulama yapıyor. Yiyor, içiyor, takılıyorsunuz; sonra çıkarken bu servise kafanızdan/gönlünüzden ne hizmet bedeli biçiyorsanız, sadece onu ödüyorsunuz. Öyle bir alışmışız ki, dışarıda herhangi bir kafede bunlar için ne hesap ödeyeceksem, hesaplayıp onu ödüyorum: 20 lira. Ama belli ki 5 de versem, 3 de bıraksam ne bardaki siyahi barmaid’in ne de mutfakta harıl harıl yemek yapan aşçının bir itirazı olacak.
Komşu Kafe, “Patronsuz, işçisiz, hiyerarşisiz bir hayat mümkün” diyen bir kolektifin yeri. Yiyeceklerin önemli bir kısmı, ekolojik üretim yapan çiftlik ve bostanlardan. İsteyen tabii ki benim gibi bir köşeye çekilip tembellik yapabilir ama bırakın kolektif üyelerini, dileyen müşteriler bile mutfağa girip yemek yapıyor. Sonuç: Birlikte üretilen, birlikte pişirilen, birlikte yenilen; paylaştıkça büyüyen bambaşka bir ekonomik sistem. Kafam çok karıştı, çook!

Lö hamburger geliyor

Pazartesinden itibaren beş hafta boyunca her hafta, İstanbul’un farklı yerlerinde yeni bir hamburgerciyle karşılaşacaksınız. Yeni başlayanlar için 5 maddede Quick

Fransız McDonald’s’ı olarak bilinen Quick, iki Belçikalı’nın 1942’de ABD’ye yaptıkları bir seyahatte fast food akımını keşfedip, “Acaba bunu Avrupa damak tadına nasıl uyarlarız” diye düşünmelerinden doğmuş. Belçika, Lüksemburg ve Fransa’da 500 restoranları var ama bu frankofon üçgen dışına ilk kez Türkiye’de çıkıyorlar.
İlki pazartesi günü Forum İstanbul’da açılıyor. Sonra sırasıyla her hafta yeni bir tanesi açılacak: Ataşehir Bulvar 216, Şişli Cevahir, Şişli Meydan ve Viaport.
Mönüsünde en beğenilen burger, Giant Max. Bildiğimiz double cheeseburger’in Fransız peynirleriyle hazırlanmışını düşünün. Ha bir de yine dört çeşit Fransız peynirinden yapılan kroketler var: Cheesy.
Amerika’yı baştan keşfetmiyorlar. Burgerler, üç aşağı beş yukarı diğer fast food restoranlardakilere benziyor. Asıl ayrıştıkları nokta hardal ağırlıklı sosları.
Ha bir de Fransızlardan beklenmeyecek kadar hızlılar. Kasa kuyruğuna girmeden sipariş verebildiğiniz kiosklar var: Ver siparişini, otur, onlar hazırlasın... Daha da aceleciler için yoldan sipariş verme imkânı veren bir de aplikasyon kullanıyorlar.

Tak diye tekrar bırakabilir, yeni Teoman’lar aranıyor

Teoman, Aylin Aslım, Ceylan Ertem, Hayko Cepkin gibi isimleri müzik dünyasına kazandıran ‘Roxy Müzik Günleri’nin 19’uncusu başlıyor. Memleketin en uzun soluklu yarışmasına katılmak isteyen genç müzisyenlerin 6 Nisan–4 Mayıs arasında başvuru yapması lazım. Yarışmayı kazanana albüm yapma imkânı var!

Dersaadet’te yaşıyorsun peki bunları biliyor musun?

İmece usulü etkinliklerin başladığını... eventyoumake.com’da gerçekleşmesini istediğiniz etkinliklere para yatırabildiğinizi...

Bağımsız kahve dükkânı patlaması yaşandığını... Cups.on.me uygulamasının bulunduğunuz yere en yakın kahveciyi söylediğini...

‘Manda’nın Ziverbey’e yuva yaptığını... Hintçede ‘enerji’ anlamına gelen ‘manda’ terapisinin pazartesi Nar Atölyesi’nde yapılacağını...

Fahri Öztezcan’ın rock’a sardığını... Perşembe akşamı Nupera’da nostaljik ‘Throwback Thursday’ konseri vereceğini...

Etiler’in fine-dining restoranı Galliard’ın bahçeye-terasa yayıldığını... Yazın daha hafif, kafe-brasserie tarzı yemekler sunacağını...

Bir giant max’in anatomisi

Lö yeşil salata... İçinde 4 gram da küp soğan var.

Lö 60 gramlık köfte... Lezzetli olabilmesi için pişirirken suyunu bırakmamasına çalışılıyor.

Lö 18 gramlık çedar peyniri

Yine lö köfte..

İçinde kapari, kornişon, hardal ve ketçap bulunan lö mayonez sosu