Paylaş
Kanuni Sultan Süleyman böyle demiş...
Milattan önce 5’inci yüzyıla tarihlenen Zhou Hanedanı’na ait taş yazıyı okuyanlar da şu metne ulaşmış:
“Alınan nefesin derin olması gerekir. Nefes derin olduğunda kapasitesi geniş olur. Kapasitesi geniş olduğunda nefes uzatılabilir. Nefes uzatıldığında aşağıya nüfuz eder. Aşağıya nüfuz ettiğinde nefes vücuda sakince yerleşecektir.
Nefes vücuda sakince yerleştiğinde güçlü ve sağlam olacaktır. Güçlü ve sağlam olduğunda filizlenecektir. Filizlendiğinde büyüyecektir.
Büyüdüğünde yukarıya çekilecektir. Yukarı çekildiğinde başın tepesine ulaşacaktır. Sezginin gizli gücü yukarıda hareket eder. Dünyanın gizli gücü aşağıda hareket eder.
Buna uyan yaşayacaktır. Bunun dışına çıkan ölecektir...”
Bu metin, James Nestor’un “Nefes: Kayıp Bir Sanatın Yeni Bilimi” adlı kitabının girişinde yer alıyor.
Bir zamanlar bayıldığım, sonra ilgimi tamamen kaybettiğim popüler bilim kitaplarından biri gözüyle baktım önce “Nefes”e de.
Sonra, kendi tükenmişliğine çare ararken eski zamanların bilgeliği ile modern bilimin bu eski bilgiler üzerinden ilerlediği noktaları harmanlayan Nestor’un maceralarıyla tam olması gerektiği gibi su gibi akan, yeni bilgiler ve pencereler sunan, merakı körükleyen bir okumaya dönüştü hikâyemiz...
Ortalama her 3,3 saniyede nefes alan insanoğlu milyonlarca yıllık macerası sırasında, farklı medeniyetlerde farklı yöntemler denese de bu temel hayati eylemin sırrına vâkıf olmuş veya vâkıf olmaya çok yaklaşmış.
Fakat türümüzün seçimleri, yol üstünde kazandığı alışkanlıkları, beslenmeden günlük hayat pratiklerine uzanan pek çok alandaki değişiklikleri, bildiğini de unutturmuş “yenilenen insan”a...
Doğru nefes almanın önemi, sağlığa katkıları, bazı var olan hastalıkları iyileştirmekte veya geriletmekte kullanılması konusunda “genel geçer” bilgileri sağlamlaştıran ve tazeleyen, verdiği çarpıcı örneklerle “yüzde 90’ı yanlış nefes alıp veren insanlığı” bilgilendirmeye çalışan, okuması zevkli bir çaba çıkmış ortaya.
Neler öğrendin, derseniz...
Ağzımı mümkün mertebe kapalı tutmam gerektiğini, ağızdan alınan nefesin zararlarını (mesela vücudun yüzde 40 daha fazla su kaybetmesine yol açıyor) öğrendim; uygulayacağımı sanmıyorum ama yatarken dudakları bantlamanın sayısız faydasının görülebileceğini öğrendim...
Bünyelerinden sağlık fışkıran, boyu posu yerli yerinde, dişlerinden tırnaklarına mükemmel homo sapiens sapiens damgası vurulmuş “ilkel” kabilelerin, modern hayattan kaçabildikleri kadar kaçabilmiş toplulukların ortak sırrının burundan, derin ve doğru nefes almaları olduğunu öğrendim...
İnsan vücudunun sıkça ve daha fazla solumaya değil, aslında daha fazla “karbondioksite” ihtiyaç duyduğunu öğrendim...
Duaların, mantraların bir yanıyla da nefes pratikleri olarak görüldüğünü öğrendim...
“Ağzınızı kapatın... Burundan nefes alın... Çiğneyin, yediklerinizi iyice çiğneyin... Nefesinizi tutun, nefesinize tutunun...” gibi tavsiyeleri güncel bilgilerle, kadim öğretilerle harmanlayarak başarılı bir perspektifle sunuyor Nestor...
Astımdan hipertansiyona uzanan neredeyse tüm hastalıklarla bağı olan nefesinizin sırrını öğrenmek, daha fazla nefes alıp verebilmek için kulak verilecek bu tavsiyeleri, baymadan, bilgi yığarak boğmadan, bireysel bir macerayı ilgiyle ve dersler çıkararak öğrenmek için...
Şimdi bence şöyle derin ve güzel bir nefes alın ve hatta mümkünse bunu tekrarlayın...
(Nefes. James Nestor. Çeviri: Dilara Alemdar. Mundi Kitap, 2021)
EKİBİ TOPLUYORUZ SİZ DE TOPLANIN
ROXY Müzik Günleri (RMG) son olarak 2016’da düzenlenmişti. Jüri görevinden kaçmak konusunda uzmanlaşmama rağmen her sene büyük bir motivasyonla sürdürdüğüm tek jürilik görevim de böylece duraklamıştı...
1990’ların ortalarından itibaren Teoman’dan Hayko Cepkin’e, Gaye Su Akyol’dan Nekropsi’ye, Yasemin Mori’den Barış Demirel’e kuşak kuşak sesini duyurmak isteyen yetenekli müzisyenlerin yükseldiği bir platforma dönüşen RMG’nin şartlar gereği noktalanması içimizde bir ukteydi.
Nihayet geçen hafta “Ekibi topluyoruz” diyerek yeniden RMG’yi hayata döndürme kararı alındı. Pirimiz, değişmez jüri başkanımız Moğollar’dan Taner Öngür abimiz öncülüğünde tazelenen bir jüri toplamakla başladık işe...
Takvim ocak ayı gibi belli olur, başvuruları büyük ihtimal marta kadar toplarız ve klasik olarak mayıs ayında finalistlerin herkese açık canlı performans geceleriyle efsane yarışmamızı bir kez daha düzenlemiş oluruz.
Dediğim gibi takvimi, jüriyi, ödülleri, şartları vesaireyi daha sonra duyuracağız. Ben şimdiden sesini duyurmak isteyen müzisyenlere erken uyarı yapmış olayım: Ekibi topluyoruz, siz de toplanın...
Paylaş