Paylaş
Sevgili Barış, tüm parçaların söz ve müziği sana ait ilk solo albümün Mutluluklar’ı 4 Haziran’da yayınlandın. Aynı zamanda albümündeki tüm enstrümanları da kendin çalıyorsun. Haliyle tamamen Barış Demirel imzalı bir çalışma çıkıyor karşımıza. Bunun böyle olmasını özellikle mi istedin şartlar mı bunu mu gerektirdi? Bize Mutluluklar’ın dinleyiciyle buluşma hikayesini anlatır mısın?
Yıllar içinde bir yandan farklı müzik projelerimi sürdürüp bir yandan da pek çok tarzdan müzisyenle ortak çalışmalarda bulunuyordum. Her yanını istediğim gibi tasarladığım bir albüm yapmak istiyordum, kendimi buna hazır hissettiğimde kayıtlara giriştim. Mutluluklar albümüm aslında uzun zamandır hiç dokunmadığım, şarkı söylediğim bestelerimden seçip düzenlediğim bir çalışma. Eski sevgililerime yazdığım bazı şarkılar.
‘Mutluluklar’ albümündeki tüm enstrümanları kendin çalıyorsun. Bir multienstrümantalistsin. Madem çalabiliyorum neden başkası çalsın ki diye mi düşündün. ‘Sazı tamamen ele almak’ konusundaki motivasyonun neydi?
Davul beat düzenlemeleri ve synhtesizer'da Da Poet vardı, gerisini ben çaldım. Albümün prodüktörlüğünü ikimiz yaptık. Kendi çaldığım şeylerden memnun olduğum için başkasına çaldırmaya gerek duymadım. En azından bu albüm için öyleydi.
‘Barıştık mı’ mahlasınla sahne alıyorsun bu barış sorusu dinleyiciye mi, müziğe mi, kendine mi kimedir? Ya da bu bir soru mudur?
Bu mahlas eskilerden geliyor. Ta 2000'lerde aldığım bir MSN hesabının adıydı. Yani tamamen geyiğine... Yine o zamanlarda MySpace adlı -amatör veya pofesyonel her müzisyen için o zamanlar velinimetti- platformdaki profilimin adı da Barıştık Mı'ydı. Sonra 2011 yılında Roxy Müzik Günleri'nde gelen birincilik ödülüyle -yarışmaya bu isimle katılmıştım- mahlası kullanmaya devam ettim. O isim şimdi 4 kişilik gruba dönüştü, ayrı bir proje olarak devam ediyor.
Trompet sanatçısısın yaptığın şarkıları biraz bu enstrümana uygun yapıyor olabilir misin? Yani şarkılarının değişmeyen başrolü trompet midir?
Genelde öyle. Trompet kendimi en iyi ifade ettiğime inandığım bir elçi benim için. Son sözü söyleyen, şarkıya ağırlığını diğer elementlere göre daha baskın koyan trompet. Fakat bu albümde hem şarkı söylemeyi özlediğimden hem de şarkı formunda -sözleri, nakaratı ve şarkı yapısı bakımından- parçalar olduğu için trompet rolünden biraz ödün verdi.
‘İpek’ şarkına başlamadan dünyalar tatlısı bir çocuk “Şimdi benim abim…Neydi, İpek isimli…İpek ismine…Ne? İpek isimli şarkıyı söyleyecek.” Duyduğum en güzel şarkı girişi olabilir. Bu fikir senin mi fikrindir anlatır mısın nerden çıktı bu güzel fikir?
Çok teşekkür ederim! Albümdeki son şarkı. Kızkardeşim için yazdığım bir şarkı İpek. 2004 yılında kaydedilmiş bir videodan kırptım. İpek büyüdü, hayatımızdaki şeyleri birbirimizle konuşabildiğimiz, dertleşebildiğimiz zamanlardayız. Şarkılarımda bazen böyle ses örnekleri kullanmayı seviyorum.
Kadebostanyrework’leri ve Deniz Tekin düeti de albüme ayrı bir güzellik katmış bu işbirliklerinden de bahseder misin?
Kadebostany, özellikle Türkiye başta olmak üzere dünya çapında beğenilen İsviçreli bir elektronik pop grubu. Daha önceden ufak tefek bir tanışıklığımız vardı ve birbirimizin müziklerini beğeniyorduk. Bu albümde iki şarkının yeniden yorumlanması konusunda anlaştık, içimize sinen bir iş çıktı ortaya. Deniz Tekin ise çok yetenekli ve kendini sınırlamayan, durdurmayan bir karaktere sahip bence. Şarkının ve benim böyle birine ihtiyacı vardı. ‘Keyfim Senle Yerinde'de şarkıyı duygu olarak daha yukarılara çıkardı. Bu iki özel konuğumla çalışmak beni gerçekten mutlu etti.
Bundan sonrası için dinleyici seni başka hangi çalışmalarla dinleyecek?
Ortak çalışmalar, düetlerin kimisi yayınlandı, kimisinin eli kulağında. Bir süredir kaydedeceğim yeni şarkılarla ilgileniyorum. Konserleri çok özledim.
Paylaş