Dilden dile dolaşan oyunu ‘Sevgili Arsız Ölüm/Dirmit’le tanıdığımız; önce tiyatro sahnesinde, sonra beyazperdede yıldızı yavaş yavaş parlayan bir yetenek Nezaket Erden. Oyunun 400’üncü özel gösterimi öncesinde buluştuk; Mersin’den İstanbul’a, çocukluktan yetişkinliğe uzanan o ‘durdurulamaz coşku’nun izini sürdük.
#Nezaket ErdenJ. Hakan Dedeoğlu, Forward dergisinin ardından 2004’ten beri Bant Mag.’i hazırlıyor. TSU! adı altında ürettiği müziklerle de tanınıyor. Dört plak çıkardıktan sonra farklı bir alana yöneldi, yazarlık serüvenini 2007’de illüstratör Sadi Güran’la beraber hazırladığı ‘Bir Rumeli Kâbusu’ isimli grafik romanla başlattı. Bugün bu serüveni ‘Bunu Biz İstedik İstanbul’la sürdürüyor. Dedeoğlu’nun son kitabında İstanbul’u 75 saat süren bir kar fırtınası esir alıyor ve Zeytinburnu’nu uzaylılar teşrif ediyor. Dedeoğlu’yla kitaptan yola çıkarak İstanbul’u konuştuk.
#J. Hakan Dedeoğluİspanya denilince belki de ilk etapta aklınıza gelmeyen destinasyonlardan birindeyim bu sefer, Pais Vasco yani Bask bölgesi… Bölgenin en büyük şehirlerinden biri olan Bilbao’dan herkese merhaba. Atlantik Okyanusunun Biskay körfezinde konumlanmış Bilbao, birçok açıdan İspanya’nın yıldız kentlerinden biri. Konuşulan dilden tutun, yaşam tarzına, eğitim ve sanatın geldiği noktadan tutun gastronomiye her detay burada çok ama çok zengin. Bilbao’yu bir de benim kalemimden tanıyın isterim, işte size Bilbao gezi rehberim.
#İspanyaBir şehir düşünün Prehistorik dönemden kalıntılar sergilesin. Bir şehir düşünün, İberlerden, Romalılardan, Vizigotlardan ve Endülüs Emevilerinden sağlam bir şekilde ayakta kalan eserleriyle sizi büyülesin. Bir şehir düşün adına şiirler ve romanlar yazılsın, resimler çizilsin ve bir şehir düşünün, şehrin aşkından ölünsün… Evet burası Ronda! İspanya’nın Endülüs Bölgesinde, Malaga’ya 100 km uzaklıkta, virajlı yollardan, heybetiyle sizleri büyüleyen ulu dağlarından sonra karşınıza çıkan, nadide ve nazlı Ronda… Güzel mi güzel Ronda!
#RondaBir şehir düşünün Prehistorik dönemden kalıntılar sergilesin. Bir şehir düşünün, İberlerden, Romalılardan, Vizigotlardan ve Endülüs Emevilerinden sağlam bir şekilde ayakta kalan eserleriyle sizi büyülesin. Bir şehir düşün adına şiirler ve romanlar yazılsın, resimler çizilsin ve bir şehir düşünün, şehrin aşkından ölünsün… Evet burası Ronda! İspanya’nın Endülüs Bölgesinde, Malaga’ya 100 km uzaklıkta, virajlı yollardan, heybetiyle sizleri büyüleyen ulu dağlarından sonra karşınıza çıkan, nadide ve nazlı Ronda… Güzel mi güzel Ronda!
#RondaOnur Caymaz’ın yedi senede tamamladığı romanı ‘Sıfır’, paralel evren hikâyeleri eşliğinde bir ‘başkaldırı’ öyküsü... “Sıfır’ı yazdım çünkü daireler, çemberler, gözlerimiz, hep dönüştür... Gezegenler, atomlar, hep dönüş...” diyen Caymaz, romanında hissedilmesini istediği duygulardan birinin de ‘sınıf kini’ olduğunu söylüyor. ‘Sıfır’ı Caymaz’dan dinledik...
#Sıfır“Merdivenleri ağır ağır çıkıyordu. Ve şiiri kendi kendine mırıldanıyordu: Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden... Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak... OLMAYACAK... Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak. Başını kaldırıp yukarı baktı. Yaşadığı apartmanın dar merdivenlerinin tepesinde sema falan yoktu...”
#ANKARAPrag’da Kafka, Los Angeles’ta Charles Bukowski, Kuzey Denizi’nde Piyer Loti, Kenya’da Hemingway, Roma’da Goethe bana rehberlik etti. Üstelik roman tadında... Gittiğim kentleri anlatan romanları geçtiği yerlerde okumak müthiş haz veriyor. Bu, son yıllarda tiryakisi olduğum bir keyif. İşte kentleri sevme rehberim
Prag’da Kafka, Los Angeles’ta Charles Bukowski, Kuzey Denizi’nde Piyer Loti, Kenya’da Hemingway, Roma’da Goethe bana rehberlik etti. Üstelik roman tadında... Gittiğim kentleri anlatan romanları geçtiği yerlerde okumak müthiş haz veriyor. Bu, son yıllarda tiryakisi olduğum bir keyif. İşte kentleri sevme rehberim
#HemingwayBir ilk roman ‘Uykusuz’, okuru takibe almak isteyeceği yeni bir yazarla tanıştıran. Kendine has travmaların yıkıcılığıyla zedelenmiş, birbirlerine çarptıkça daha da parçalanan yaşamları anlatıyor. Yazarı, kendi uykusuzluğuyla cebelleşirken ortaya çıkmış. Ayça Güçlüten’le Postiga Yayınları’ndan çıkan romanı konuştuk.
Nobel ödüllü Amerikalı yazar Ernst Hemingway, Küba’ya 1928’de il kez ayak basmıştı. Karısına gönderdiği mektupta “Hayatımın geri kalanında Küba’yı anlamaya çalışacağım” diyordu. Köylülerle, aydınlarla dost oldu. Adada yazdığı “İhtiyar Balıkçı”yla kazandığı ödülü balıkçılarla kutladı. Ve adadan ayrıldığında hayatına son verdi. Ölümünün 40’ıncı yılında Küba’da Hemingway’in izini sürdüm.