Ülkemizin birçok yerinde, özellikle de sabahın erken saatlerinde buharı tüterek fırından çıkan kıymalı, peynirli, patatesli, otlu, ıspanaklı ve sade börekler mutfağımızın en sevilen lezzetlerinden. Milas’ın otlu böreğinden Antalya’nın serpmesine, Antakya’nın kaytazından Erzurum’un ketesine çeşitlerimiz saymakla bitmez. Ama benim için her şehrin, kasabanın kendine özel tarifiyle yaptığı suböreği, tüm böreklerin ecesidir...
#BörekDomatesin, fasulyenin yazın çıktığını bilecek kadar eskide kalmış çocukluğum… Çok düşkündüm domatese, hala da düşkünüm. Annem salataya bugün bile bol domates doğrar, yeşilliği bırakıp domatese dadanacağımı bildiğinden… Buna rağmen domates tatsızlaştı mı elim gitmiyor almaya… Patlıcan ile biber Şile yazlarında bahçede anneannemin elinden çıkan nefis yoğurtlu kızartmalarla özdeşleşmiştir mesela… “Turfanda” yazısıyla manav tezgahlarında salınan mevsimin ilk çileğini rahmetli babam tereddütsüz eve taşırdı.
#Kış Sebzeleriİlk durağımda Arnavutluk vardı. Tiran’ın, İşkodra’nın sokaklarında dolaşırken kendimi zaman tünelinde geçmiş yıllara doğru yolculuk ederken buldum. Aynı duyguyu Kosovada’da yaşadım. Bize benzeyen, bizi seven, dilimizi anlayan bu insanlar, mekanlar, sokaklar bana çok keyif verdi. Özellikle yemekleri, köftelerinin ve böreklerinin lezzeti damağımı çatlattı. Balkan ülkeleri hem vize istemiyor, hem çok yakın. Uçağa atladığınızda bir saat sonra orada oluyorsunuz. Uzun bir hafta sonunda Balkanlar’da yapacağınız bir gezi sizi çok mutlu edecektir.
Tuncel Kurtiz’i anlatmaya gerek var mı? Tek kelimeyle anlatırsak: Sanatçı. Sinema, tiyatro derken şimdi de televizyonların yıldızı. İster beyaz perdede, ister sahnede, ister televizyonda olsun, tüm ödüller onun oluyor. Sadece sanatçı değil, sevecen, sımsıcak bir dost aynı zamanda. Tuncel Kurtiz’le Ezel dizisi için İstanbul’a geldiğinde kaldığı Tünel Rezidans’ın yedinci katındaki dairesinde söyleştik. Muhteşem Haliç manzarası yüzünden arada bir yemek sohbetini kesip, İstanbul’un nasıl “ırzına geçildiğini” konuştuk. Tuncel Kurtiz bana elleriyle pişirdiği enginarı, kuşkonmaz ızgarayı, Edremit’ten getirdiği özel peynirleri sundu. Sohbetimizi kırmızı şarapla ıslattık.
Kalabalıktan uzak, vize uygulaması olmayan, yakın, bizden ve el değmemiş bir ülkede sakin tatil yapmak isteyenler için Arnavutluk kış aylarında bile cazip gezi rotaları sunuyor. Haftanın 5 günü THY’nin karşılıklı seferleriyle Tiran’a 75 dakikada ulaşmak mümkün. Osmanlı’nın Adriyatik kıyısında bıraktığı izleri görebilir, Balkan mutfağının lezzetleriyle tanışabilir, eğer benim gibi Balkan mübadili bir ailedenseniz köklerinizi keşfedebilirsiniz. Yolculuk boyunca, doyumsuz dağ, göl ve deniz manzaralarının içinden geçeceksiniz.