Antik eşyalarla dolu bir evde büyüdüyse de sanatla ilk teması fiziksel kuvveti sayesinde oldu, bir sergide resimlerin asılması için omuz verdi… Akademi yıllarında bu mahcup temas bir tutkuya döndü. Dünya Sanat Günü haftasında Türkiye’nin ilk galeri sahiplerinden Yahşi Baraz ile buluştuk. Kapalıçarşı mezatlarından, New York’un 1970’li yıllardaki avangard sanat ortamlarına, Warhol’lardan Doğançay’lara çok renkli bir yolculuk yaptık...
#Gazetehaberleri20-23 Eylül arası düzenlenecek Contemporary İstanbul ve 22 Eylül’de başlayacak 4. İstanbul Tasarım Bienali’nin rüzgârını arkasına alan sanat galerileri yeni sezona en iddialı sergileriyle hazırlanıyor. Müze ve galerilerin sezon açılış sergilerini derledik...
#UNIQ Gallery‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. İşte jüri üyelerinin madde madde en iyi 20 seçimleri...
#MimariHayatta en sevdiğim yer hep İstiklal Caddesi oldu. Taksim’den aşağı kaptırdım mı, içimi heyecan kaplar, o hava, o renk cümbüşü kalp atışlarımı hızlandırırdı. Beyoğlu’nun karnavalımsı ortamında, insanlar kaybolur, eşitlenir ve her seferinde yeni bir maceraya atılırdı. Biliyorum, pek çoğunuz için de öyle, Beyoğlu canımızı yakan, kişisel bir mesele. 2000’lerin ortasındaki ‘altın yıllar’da burası Avrupa’nın en gözde semtlerinden biriydi. Newsweek dergisi “Cool İstanbul: Avrupa’nın en havalı kenti” kapağıyla çıktığında, kimsenin umurunda olmamıştı. Bundan şüphemiz yoktu ki... Ve başrolde Beyoğlu vardı. Peki sonra ne oldu? Sert bir düşüşe geçti. Sokaktaki masaların kaldırılması, sembol mekânların kapanması, Gezi olayları ve terör saldırılarından sonra bir süre hayalet şehre dönüştü. Batılı turist kayboldu, boşluğu Arap turist ve mülteciler doldurdu. Meyhaneler kebapçı, barlar nargileci oldu. Sokakta Türkçeden çok Arapça duyulmaya başladı. Ve ayağını kesen kesim, “Beyoğlu bitti, Ortadoğululaştı” noktasına geldi. Bu doğru mu? Yaşanan dönüşüm ne ve arkasında ne var? Açık bir kafayla gittik, haftalarca çalıştık... Esnafla, tarihçilerle, mimarlarla, sanatçılarla konuştuk. Ara Güler’e de kulak verdik, İranlı sokak müzisyenlerine de... Beyoğlu Belediye Başkanı’yla Tarlabaşı’ndaki lüks inşaatları da gezdik, tam dibindeki mültecilerin gecekondularına da konuk olduk...En önemli şey kulak vermek, anlamak ve şehir hakkına sahip çıkmak... Beyoğlu’nun kaderi Türkiye’nin de kaderi. Dört gün sürecek yazı dizimiz hafta içi Hürriyet’te devam edecek. Haydi, hep beraber Taksim’den aşağıya bir süzülelim...
#BeyoğluTürkiye Cumhuriyeti bugün 91’inci yaşını kutluyor. Bu kutlu günde tarihte iz bırakan ‘Cumhuriyet kadınları’nı hatırlıyoruz. Sanatta, sporda, siyasette hep öncü oldular. Kimi bilimde çığır açtı, kimi söylediği şarkıyla gönlümüzde taht kurdu. Ülkemizi ileriye taşıdılar. İşte Cumhuriyet’in sembolü 91 kadın...
Türkiye’de Escort Bilgisayar’la tanınan, o defteri kapattıktan sonra Nar Gayrimenkul’le müteahhitliğe geçen İbrahim Özer’le bazı projelerdeki ortağı As Yapı Gayrimenkul’ün sahibi Haluk Sert, 3-4 yıl önce Galata’daki Halil Hamit Bey Aparmanı’na yöneldi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada dinlenen “gizli tanık Kıskaç”, davanın sanıklarından Veli Küçük'ün bir dönem Giresun Jandarma Komutanı olarak görev yaptığını ifade ederek, Sivas kırsalında çatışmadan kaçan teröristlerin Veli Küçük'ün görev yaptığı bölgelere gittiğini öne sürdü.
Vay efendim böyle küstah bir diplomat dili olur muymuş? Vay efendim dedikodular rapor haline getirilir miymiş? Vay efendim hakaretamiz yazışmalar diplomatlara yakışır mıymış? Bugünlerde WikiLeaks belgeleri nedeniyle “Vay efendim” ile başlayan cümleler kuruluyor. Çoğu ülke bu tür kripto arşivlerini belli bir zaman diliminden sonra araştırmacılara açıyor. Bakın İngiltere Dışişleri Bakanlığı arşiv belgelerinde tanınmış Türkler hakkında neler neler yazılmıştır.
Çağdaş Tük resim sanatının öncülerinden olan sanatçı, yaşamının büyük kısmını yurtdışında geçirmiştir. Bundan dolayı Türkiye’de olduğu kadar Avrupa’da da kendi dallarında tanınmış sanatçı ve aydınlarla tanışıp dostluklarını pekiştirme olanakları bulmuştur. Akademik bir eğitim almamasına rağmen birçok konuda kendisini geliştirmiş ve düşüncelerini açıkça söylemekten geri durmamıştır. Siyasi görüşleri dolayısıyla dönemin yönetimleri tarafında soruşturmalara maruz kalarak Anadolu’da sürgün dönemleri yaşamıştır.
Trabzonspor’un kaptanı Fatih Tekke ve eşi Müge ile Gökdeniz Karadeniz’in eşi Serra Karadeniz’e ait otomobil ve işyerlerine kimliği belirlenemeyen kişilerce silahlı saldırı yapıldı. Saldırılarda ölen ve yaralanan olmadı. Tekke ve Karadeniz, basın toplantısında "Futbola ve yaşam felsefemiz olarak insanlara verdiğimiz hizmetin karşılığı bu olmamalıydı" dediler.
1915’ten geçen haftaya kadar yaşanmış, içinden en çok resmin geçtiği bir hayat. Kartvizitinde sadece ‘ressam’ yazan, yani hayatında resim yapmak dışında hiçbir meslek edinmemiş; üstelik Paris bohemini yaşamamış, Avrupa müzelerini görmemiş, kendi tarzını Türkiye’de oluşturup geliştirmiş ender ressamlardan biri.