İşte Nursuna Memecan’ın ve gecede ’sevgi-şefkat kotasından’ bulunduğunu yazan Radikal Gazetesi yazarı Nur Çintay’ın anlattıklarından ilginç ayrıntılar...
Ya niye Başbakan arkadaşınız olmasın
Vatan Gazetesi’nden Sanem Altan’ın geceyle ilgili sorularını yanıtlayan Nursuna Memecan, "Ya niye Başbakan arkadaşınız olmasın? Bu insanların arkadaşı yok mu yani. Başbakan’a sordum ’Böyle bir
yemek yapsam, teşrif eder misiniz?’ diye... O da ’Çok memnun olurum, iyi fikir’ dedi. Böyle oldu işte" diye konuştu.
Radikal Gazetesi yazarı Nur Çintay da eşi Sabah Gazetesi yazarı Emre Aköz’le birlikte katıldığı yemeğin ayrıntılarını dün köşesinde vermeye devam etti. Memecanlar’ın evini "Daire geniş, yüksek, beyaz, sade... Az eşya, birkaç tasarım oyuncak, ev sahibinin mimari bilgisi/görgüsü hissediliyor" diye anlatan Çintay, Nursuna Hanım’ın kariyerini de şu satırlarla köşesine taşıdı:
Manyak bir zeka matematik kafası
"Nursuna Memecan, Robert Kolej mezunu. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’ni bitirmiş. Endüstri Tasarımı değil, Mühendisliği. Bu manyak bir zeká, takır takır matematik kafası demek. Üstüne gitmiş ABD’de İşletme Master’ı yapmış, üstüne Uluslararası İlişkiler okumuş. Orada yazılım mühendisi olarak çalışmış. Gelmiş buraya, Citibank’ta ve Yapı Kredi’de tepe pozisyonlara yükselmiş..."
İçki servisinin yapıldığı gecede Başbakan’ın karşısında Talisker (isli bir viski) içen kişinin Sabah Gazetesi yazarı Emre Aköz olduğu da Çintay’ın tanıklığından öğrenildi.
Sanem Altan’a verdiği röportajda ise Nursuna Memecan Hayat Apartmanı’ndaki yemeği nasıl planladığını şöyle anlattı:
Her gruptan insan olmalı
"Yemek konuşalım, sohbet edelim diye yapıldı. Başbakan’ın programı çok yoğun. Onun İstanbul’a geldiği tarihe ayarladım. Daha çok sevdiğimiz arkadaşımız var, bu sefer böyle bir liste oldu. Başbakan da çok memnun kaldı. Bunlardan daha çok yapacağız. O zaman da başka bir liste olur. Her gruptan insan olmalı. O farklılık hoşuma gidiyor. Tayyip Erdoğan ve Emine Hanım’ın kızları Sümeyye de geldi. Niye Başbakan arkadaşınız olmasın? Bu insanların arkadaşı yok mu yani? Başka birçok arkadaşları var. Cumhurbaşkanı’nın veya Başbakan’ın arkadaşı olunca, bunu anlayamıyor insanlar. Çıkar ilişkisi sanıyorlar. Hayrünnisa Hanım’la kendim tanışmak istedim, ben gittim evine. Bakayım kimmiş, neymiş, görmek istedim. Sonra da bayıldım."
Suşi ile palamut şiş tatlı olarak panna cotta ve nar peltesiYEMEKTE mönü seçimi de hayli ilginç mesajlar içeriyordu. Narlı buğday salatası Anadolu’lu Enginar ve iç bakla gibi 7-8 çeşit zeytinyağlı Akdeniz’liydi. Taze badem ve cevizli kereviz salatası gibi İstanbul’un ehli keyif masalarının müdavimleri masada yer bulmuştu. Baş konuk Karadenizli olunca ana yemek palamut şiş olarak seçildi. Ancak sunulan suşi yemekteki yerel-küresel dengesini kurdu. Aynı denge tatlılarda da gösterilmişti. Panna Cotta ile Osmanlı saray mutfağının ürünü Nar peltesi aynı sofrada buluştu.
Nursuna Memecan yemek seçimi konusunda ise şunları söyledi:
"Biliyorum neyi seveceklerini. Daha sağlıklı ve sebze ağırlıklı yemekleri tercih ediyorlar. Bana da çok uygun bu. Palamut şiş yapıldı, sebze ağırlıklı zeytinyağlılar vardı, tatlı olarak da panna cotta ve nar peltesi. Arkadaşlarım restoran sahibi, onlar hazırladı tüm mönüyü. Burada pişirdiler, taze taze şişe dizdiler bizim mutfakta. Olağanüstüydü ama. Palamutun şişi olmaz çünkü. Marine edilmiş harika bir şeydi. Tava sağlıklı değil diye. Bunu tercih ettim. Daha önce yemiştim zaten, harika olduğunu biliyordum. Emine Hanım çikolata getirdi.
İyi arkadaş olmalı, bütün iş böyle yürüyor
Ev sahibi Nursuna Memecan röportajda başmüzakereci olmasıyla ilgili çıkan yorumlar üzerine şunları söylüyor:
Teknik açı kadar sosyal ilişkiler açısından iyi olmak, hem içeride hem dışarıda insanlarla iyi arkadaş olmak, tarafına almak lazım. Bütün iş böyle yürüyor. Mesai harcamak gerekiyor. Gideceksin geleceksin, hiç üşenmeyeceksin. Bazen öğlen başka bir ülkede, akşam başka bir ülkede yiyeceksin yemeğini. Robert Kolej ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde endüstri tasarımı okudum. Amerika’da MBA (İşletme masterı) yaptım. 10 yıl Amerika’da yaşadım. 20 yaşındaki kızım bana "Yarım yamalak İngilizce biliyorsun" der belki ama burada oturup kalmış biri bana bunu diyemez herhalde.
Başbakan öfkeli değil coşkulu
NURSUNA Hanım röportajın bir kısmında Başbakan Erdoğan’ı şöyle tarif etti:
"Tayyip Bey Karadenizli... Salih (Memecan) gibi duygu ve düşüncelerini daha coşkulu anlatıyor. Daha heyecanlıdır. Abdullah Bey daha sakindir. Tayyip Bey için sertleşti diyorlar, yakından tanıyan biri olarak bunu anlamıyorum. Çünkü kendi aramızda böyle bir durum yok. Günlük hayatında sert biri değil. Dışarıya yansıyan şeyi abartıyorlar. Haksızlığa tahammül edemiyor, bazen oralarda kızıyor, gerçi ben kendi adıma her şeyin diyalogla, konuşarak halledileceğine inanıyorum. Şahsen daha güleryüzlü bir ifade tarzını, kucaklayıcı olmasını daha iyi buluyorum. O üslupla söylediği için yanlış anlaşılıyor. Herkesi dinliyor inanın bana. Yeter ki suçlamayla değil, çözümle konuşun. Alternatif fikir istiyor. Akıllıca bir yöntem yani.
Gecenin fenomeni Emine Hanım’dı
ÇİNTAY, Emine Hanım’dan etkilendiğini belirterek, şöyle anlatıyor: "Başbakan
, Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan’la beraber geldi. Sümeyye incecik, çok zarif bir kız. Fakat gecenin fenomeni Emine Hanım’dı. Emine Erdoğan’a karşı hiçbir sempatim yoktu. Uzaktan asık suratlı, sert ve dediğim dedik geliyordu. Yakındansa çok başka geldi. Gece onlar gittikten sonra tabii ki dedikoduları yapıldı! Ve yukarıda sayılan isimlerin hemen hepsi birbirini dürterek şu kalıbı tekrar etti: "Yaa ne tatlı kadınmış!" "E çok hoş kadın?" diye, hafiften soru vurgusuyla, temkinli yaklaşıldı önce, sonra karşıdakinin "Evet yaa, çok acayipmiş" demesiyle frenler boşaldı. Mevzudan mevzua akıyor konuşurken, gayet iyi ve yerinde espriler yapıyor. Böyle müdanasız ve cool da bir hali var, dalgasını da geçiyor... Samimi olarak şaşırdım Emine Erdoğan’a, şöyle söyleyeyim, burjuvalar da şaşırdı!
Yemeğe katılanlar
Radikal yazarı Nur Çintay yemeğe katılanları şöyle anlatıyor:
Mihriban-Can Paker (Evet, TESEV ve ev daveti verme gurularından)
Ömer Çelik (kadınların zihnine eski Ayşe Arman röpüyle nakşolan AKP Adana Milletvekili. Hálá motorlu mu bilmem ama hálá yakışıklı, hálá bekar)
Sabah Gazetesi’nden Emre Aköz (Başbakan’ın karşısında Talisker (isli bir viski) içen oydu, yalakalık böyle bir şey herhalde!)
Star Gazetesi’nden Prof. Dr. Mehmet Altan ve eşi Ümit Hanım (15’te áşık olup 18’de evlenmişler, Ümit Hanım balerin.)
Star Gazetesi’nden Prof. Dr. Eser Karakaş (Eser Hoca’nın eşi Prof. Dr. Işıl Karakaş, AİHM’ye seçilen ilk kadın yargıcımız.)
Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan (Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü’nün, akademik dünyadaki en güzel kadın olduğundan şüpheleniyorum.)
Nuran-Prof. Dr. Tosun Terzioğlu (Sabancı Üniversitesi Rektörü Terzioğlu’nun eşi Nuran Hanım, Apel’in kurucusu ve yöneticisi. Geçenlerde galerinin 10. yılı için çok hoş bir katalog bastılar.)
Cem Kozlu (Hayır cazcı olan değil, evet Coca Cola’dan THY’ye yöneticilik yapan.)
Nevbahar-Ali Koç (Nevbahar Demirağ Koç ile Nursuna Demirağ Memecan’ın dedeleri kardeş. Nursuna Memecan’ın dedesi Nuri Demirağ, Türkiye’nin ilk uçak fabrikasını kuran adam. İşte onun kardeşi Naci Demirağ’ın oğlu Turgut Demirağ, Nevbahar Koç’un güzellik kraliçesi annesi Afet Hanım’la evleniyor.)
Lüset-Mustafa Taviloğlu (Namı diğer Mudo, Alaçatı’da düzenlenen 2. Uluslararası Açık Deniz
Balık Avı Turnuvası’nda, toplam kilo kategorisinde birinci oldu, bravo!)
Füsun-Faruk Eczacıbaşı (Kuledibi çağdaş sanata doyacak!)
Nur Vergin (Genellikle ekonomi kulisi yazarlarında görülen bir huydur, dolu salona girerler ve gözlerini kısıp hedefe kilitlenirler: En mühim adamın dizinin dibi! Her zaman doğru sandalyede olmak maharet ister.)